Siteye Eklenen Tüm Yazılar

Hüseyin Dinç'in kahkahası artık yok!!!

“Hüseyin Dinç’i kaybettik. 23 yıllık hapislik Xalo’nun kahkahasını hiç azaltmamıştı. Yaşını, geçen hapislik yıllarını öğrenen herkes onun neşesine gıpta ederdi. 18 yıl önce tutuklanıp Ümraniye Hapishanesi’ne götürüldüğümüzde de kendisini görmeden maltada çınlayan kahkahasını duymuş, kendisinden önce kahkahasıyla tanışmıştım. İşte o kahkaha artık yok.”

15.11.2015

Adil Abi Merhaba,

Tutsak Doktordan mektup var

05.11.2015

Keke Adil Hocam’a,

“Umut saklımızda ölümsüz bayrak...” diyen Ozanımız’ın direnç eken dizeleriyle, Merhaba...

Kıyım, kıran ve katliamların ayyuka çıktığı demlerde yapılan bir seçimi de geride bıraktık. Yaralarımızı sararak büyüyen toplumsallaşmış insanlığın ütopyalarıdır bizi büyüten ve diri tutan. O yüzdendir ki söylenmemiş ve sırasını bekleyen son sözümüz var bizim. Elbette son söz utkuyla taçlanan büyüselliktir. O güne inançla selam, sevgi ve saygılarımızla Merhaba!

Merhaba umudu büyüten güzel yürekli insana, insanlara...

Poyraz Ali 5 yaşında, iki yıldır cezaevinde

Türkiye'de yaşanan "olağan" tutukluluk hikayelerinden biriydi Zeynep Bakır'ın yaşadıkları. Eyleme katılmak ve basın açıklaması düzenlemek gibi yasal eylemlerden "örgüt üyesi" olma iddiasıyla tutuklandı.

Oğlu Poyraz Ali de onunla birlike tutukluluğa ortak oldu. Ağır geldi yaşananlar Poyraz Ali’ye, “atipik otizm” teşhisi konuldu. Tedavi için anneye ihtiyacı vardı ve cezaevi koşulları tedaviyi engelliyordu. 

HAYRETTİN EREN NEREDE?

CUMARTESİ ANNELERİ-556.HAFTA: Hayrettin Eren Nerede?

21 Kasım 1980 günü; yani 12 Eylül Askeri Darbesi'nin hemen ertesinde gözaltına alınır 26 yaşındaki Hayrettin Eren. İstanbul Saraçhane'de arkadaşıyla birlikte gözaltına alınan Hayrettin Eren'i gören 5 görgü tanığının ifadelerine rağmen; "oğlunuz gözaltına alınmadı" denir.

Ve aradan 35 yıl geçmesine rağmen, O'na ait resmi hiçbir tutanağa rastlanmaz.

Sincan Kadın Hapishanesi'nden Mektup Var: "Askerler muayenehaneden çıkmıyor".

"Burada, ‘askerin muayene mahallinden çıkmama’ dayatması oluyor. Geçtiğimiz hafta ben gitmiştim Kadın Doğum’a. Asker çıkmadı. Doktor çıkmasını istedi, kadın subay çıkmayacağını belirtti, protesto ettim. 'Tedavi  hakkımız engellenemez' diye. Kadın subay beni iterek: 'Terbiyesiz, burası hastahane, hastalar var. Bağırarak insanları rahatsız etme! Şuna bak, hasta olsan böyle slogan atar mıydın' deyip durdu."

13 Eylül 2015

Sevgili Adil Merhaba!

İÇERİDEN DIŞARI FOTOĞRAF KÖPRÜSÜ -SON GELİŞMELER HAKKINDA

“55 Tutsaktan 43’ü projemize yanıt verdi. Kalan 12 tutsağa tüm yasaklara rağmen ulaşmaya çalışıyoruz.”

Okurlarımıza hatırlatalım. 55 Fotoğraf sanatçısı ile 55 tutsağın ortak çalışmasını hedefleyen bu proje nasıl başladı. Ve hangi engelleri aşarak bu güne geldi.

Redfotoğraf Grubu ile Görülmüştür Ekibi’nin hazırladığı, “İçeriden Dışarı- Dışarıdan İçeri Fotoğraf Köprüsü” projesi için “heyecan veren bir düşünce” demiştik başlarken. Aynı heyecanı halen yaşıyor ve sergi hazırlığına başlamak için sabırsızlanıyoruz.

20 KASIM DÜNYA ÇOCUK HAKLARI GÜNÜ'NDE TÜRKİYE HAPİSHANELERİ

Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre; 12-17 yaş aralığında 525 çocuk hükümlü, bin 582 çocuk tutuklu bulunuyor. Fakat bu rakamlara 18 yaşındaki çocuklar dahil edilmediği için gerçek rakamlara ulaşılamıyor. 120 bin çocuk ‘Ceza İnfaz Sistemi’ içinde cezaevi-yargılama kıskacında şiddetle yüz yüze. Tutuklandıktan sonra tahliye olan çocukların yeniden cezaevinde dönme oranı ise yüzde 65. ‘Çocuk Cezaevleri Kapatılsın’ diyen sesleri duymayan Türkiye’nin 2017 hedefinde ise çocuk cezaevleri sayısını 15’e çıkarmak var.

ADALET BAKANLIĞI VE SİYASİ PARTİLER'E ÇAĞRI

ÇOCUKLARI HAPSETMEMEK MÜMKÜN!  

Adalet Bakanlığı’nın Eylül 2015 tarihli verilerine göre 2016 yılı içerisinde Diyarbakır, Hatay ve Tarsus olmak üzere 3, 2017 ve 2018 yılları içerisinde ise Kayseri ve Tekirdağ ili Çorlu ilçesinde birer yeni Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu açılacaktır. Bu yeni hapishanelerin her birinin kapasitesi 288’dir ve Adalet Bakanlığı önümüzdeki 3 yıl içerisinde çocuklar için 1440 ek kapasite yaratmayı amaçlamaktadır.1  

Türkiye’de çocuklar hapishanelerde;  

Şimdi de T Tipleri'ndeki Politik Tutsaklar'dan Acil Çağrı: "BU İŞKENCELERE SESSİZ KALMAYIN!"

"Geç olmadan, bu işkencelere karşı ortak sesimizi yükseltelim!"

Kapasite yetersizliğine çözüm olarak açılan T Tipi Hapishaneler'den birisi de: İskenderun T Tipi Hapishanesi.

Avukat Arif Yılmaz'ın, Eylül 2014 tarihinde, 3 politik tutsak çocuğa işkence yapıldığını bildiren basın açıklamasının ardından; bugün de yeni çığlıklar geldi İskenderun'dan.

4 Kasım'da Mersin E Tipi Hapishanesi'nde bulunan 10 politik tutsak, İskenderun T Tipi Hapishanesi'ne sürüldüler. 

İRLANDA'DAN İSTANBUL'A; CUMARTESİ ANNELERİ HALA EVLAT ARAMAKTA!

"Hayatta kalabilmemizin tek gerekçesi her hafta burada buluşabileceğimize umudumuz"

Mehmet Şah İkincisoy nerede?

22 Kasım 1993'de Diyarbakır'da, amcasının evinden gözaltına alınan Mehmet Şah İkincisoy'un ailesi; oğullarını işkencede gördükleri halde, henüz öldürüldüğünü dahi ispatlayamadı !

Aradan 22 yıl geçmesine rağmen, gözaltındaki Mehmet Şah İkincisoy'un akıbeti hala aydınlatılamadı...

Resmiye Vatansever yazdı: "İnsan bir kere hapishaneyi tanıdıktan sonra tutsakları unutamaz"

“Düzenli mektuplar yollayıp almasak da, tutsaklıkla ilgili sendeki duygular her zaman yansıyor. Özellikle 19 Aralık ve sonrasını yaşamış olanlarda da bu duyguların daha yoğun olduğunu hep fark etmişimdir. İnsan bir kere hapishaneyi ve devletin zindanlardaki yüzünü tanıdıktan sonra tutsakları asla unutamaz, aklından çıkartamaz gibi geliyor bana.”

22 Eylül 2015

Devlet hapishanelerde daha da saldırganlaşıyor

Şakran Hapishanesinden Evrim Erdoğdu'nun söyledikleri insanı müthiş umutlandırıyor. Bu sözleri ondan, yani tutsaklardan duymak için, onlara yazmak gerekiyor. Yazdıkça, direnişle beraber umut ta paylaşılıyor.

İHD’nin Mart ayı hak gaspları raporu ve Tecrite Karşı Mücadele Platformu'nun Şubat ayı raporu tutsakların uğradıkları hak gasplarını sayfalarca anlatmış.

Güncel Tutsak Adresleri

OHAL'İN İLANINDAN SONRA HIZLANAN (OHAL KALKSA BİLE DEVAM EDEN) SÜRGÜN VE SEVKLERDEN DOLAYI ADRESLERİ GÜNCELLEME SORUNU YAŞAMAKTAYIZ. EN KISA SÜREDE GÜNCEL ADRESLERİ YAYINLAYACAĞIZ. MEKTUP ARKADAŞI SEÇMEK İSTEYEN OKURLARIMIZ "MEKTUPLAR" BÖLÜMÜNE TIKLAYIP, YAYINLADIĞIMIZ YENİ GELEN MEKTUPLARDAN ADRES ALABİLİR.

E-POSTA ADRESİMİZ: [email protected]

 

F tipi 190.Oturma Hasta Mahpus M.Ali Çelebi Serbest Bırakılsın!

BASINA VE KAMUOYUNA



Biz insan hakları savunucuları, ''Tecrit Öldürüyor, F Tipi Hapishaneler Kapatılsın'' diyerek 190 haftadır yetkililere

sesleniyoruz. Hapishanelerde yaşanan hak ihlallerini, tecriti, sağlığa erişim hakkının önündeki engelleri sizlerle

paylaşırken, hasta mahpusların durumuna dikkatleri çekerek ağır hasta mahpusların koşulsuz ve zaman yitirmeden

serbest bırakılmalarını istiyoruz.

22 Yıldır Zindanda olan Seyit Oktay yazdı: Zamanı Tersine Çevirmek

ZAMANI TERSİNE ÇEVİRMEK

“Çocukların öldürülmediği bir ülke için...”

Zaman zembereğinden boşalmış, iktidarın ihtiras atlarıyla dört nala ölüme koşuyor çocuklar; ölüyor, öldürülüyor. Ölü çocuklar bir ülkenin mutsuzluğunun ve karamsarlığının işaretidir. Anlaşılmaz, isterik ve şehvet dolu bir hazla ölümler kutsanıyor. Asıl vatana, toprağa, insana ihanet, yaşam yerine ölümler kutsanıyor.

İşkencede “Şilan’ın memelerini sıktılar. Cinsel organına vurdular. "

“işkenceciler vücudunda iki kurşun olan Şilan Çetiner’i elleri bağlı ve oturur vaziyette beklettiler. Şilan’ın gömleğinin düğmelerini açarak memelerini sıktılar. Cinsel organına vurarak 'üreyemeyeceksiniz' türü sözler eşliğinde küfürlere ve işkenceye devam ettiler.”

21.10.2015

Merhaba Sevgili Arkadaşlar,

Özlem Aydın Gebze Kadın hapishanesinden yazdı

02.09.2015

Sevgili Adil Okay;

Sana ve senin gibi tüm dostlara sıcacık selam, sevgilerimi iletiyorum. Epeydir yazmak istiyordum da bir türlü gerçekleşmedi bu isteğim. Zira serde mektup tembelliği var! Eskiden çok yazardım da, aradan yıllar geçtikçe böyle bir tembellik baş gösterdi. Ama mektup almak şahane bak; bu konuda gayet iyi, güzel duygulara sahibim :) Eminim kafa sallayarak gülümseyeceksindir. Bu zamanda kafa sallayarak gülümsemek güzeldir.

Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma Ağı Kuruldu

Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma Ağı, tutuklu öğrencilerin sayısının giderek arttığına dikkat çekerken, dayanışma ağını büyütme çağrısı yapıyor.

Gençlik örgütlerinin öncülüğünde sendikalar, akademisyenler, avukatların da aralarında olduğu 23 kurum* Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma Ağı’nı (TÖDA) kurduklarını ilan etti.

TÖDA, 30 Ekim’de kuruluşunu ilan ettiği basın toplantısında öğrenci tutuklamalarının yoğunlaştığı 2011-2012 yıllarındaki oranlara yaklaştığına dikkat çekti.

Tek Kişilik Hücreden Merhaba

“Dışarıda yaşanan savaşın, baskının, sansürün etkileri de olacak. Ayrıca hepimize tüm Ankara’lı tutsaklara Vakıfbank'ta “hesaplar” açıldı ve ellerimize bir kart tutuşturuldu. Bundan böyle kantin alışverişlerimizi verdikleri kartla yapabileceğiz. Ziyarete gelen ailemizin kapıda yatıracağı bir kaç kuruşu da kabul etmeyeceklermiş bundan böyle, verdikleri banka hesap no’suna yatırılacakmış. Nerden rant sağlayacaklarına bakıyorlardı şimdiye kadar bundan sonra yeni versiyonları da yaşayacağız galiba.”

5 Ekim 2015

Sevgili Adil Hoca

Merhaba!

Hasta Tutsak hapishanede kaybettiği yoldaşı Hüseyin Dinç'i anlattı

“Sabah aynı yaşam sevinci, aynı ruhu ve mücadele coşkusunu (hapishanede beraber) yaşadığımız yoldaşımızın ölümünü akşam yaşamak, acıyı anlatılmaz kıldı. Uzun yıllar birlikte mücadele yürüttüğümüz Hüseyin Dinç yoldaşımızı 15.10.2015, saat 14:30 civarında kalp krizinden kaybettik.”

22.10.2015

Sevgili Adil Hocam Merhabalar...

Nasılsınız? Umarız ki iyisinizdir. Bizler elimizden geldiğince iyi olmaya çalışıyoruz.

Hapishaneler ve devrimci mücadele

Gündemi izlemek, işçi eylem-direnişlerine, etkinliklerine mesajlar göndermek, gündelik yaşamı politikleştirmek, eğitim çalışmaları yapmak, yazı yazmak vb. her biri devrimci kimliğin geliştirilmesi ile beraber, hapishanelerin mücadele mevzilerine dönüştürülmesinin parçalarıdır.

Dünyamız yüzlerce yıldır birbirine karşıt iki sınıfa bölünmüş durumda; işçi sınıfı ve burjuvazi... Ustaların da dediği gibi tarih, her daim bu sınıfların birbirleri ile mücadelesini yansıtıyor.

TUTSAKLARLA ORTAK PROJEMİZ HAKKINDA BİLGİ

Politik Tutsaklarla dayanışma amaçlı, redfotoğraf Grubu ve Görülmüştür Ekibi birlikte, birbirine bağlı iki proje tasarlamıştık. Proje “içeriden dışarı, dışarıdan içeri fotoğraf köprüsü” olarak özetlenebilir. Bunun için her gelenekten olmasına özen göstererek 55 Tutsak seçmiştik. (Tutsak Seçiminde Deli Dalgalar Grubunun ve İHD’den arkadaşların görüşlerini de almıştık.) Ve 55 Fotoğrafçı projeye katılmıştı.

Mustafa Yaşar'la Söyleşi: Wernicke Korsakoff'la Yaşamak

Wernicke Korsakofflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi Kurucularından Mustafa Yaşar'la RÖPORTAJ

Selma Metin

Mustafa Yaşar, hapishanelerdeki ölüm orucu eylemlerinden sonra birçok kişinin uzun süreli açlığa bağlı hafıza kaybı ve vücudun hareket kabiliyetini kaybetmesi sonucu ortaya çıkan ‘Wernicke Korsakof’ hastası olan eski bir mahkum… ‘Dayanışma Ağı’ kuruluşunun başından beri içinde.

Hapishanelerde hasta tutsaklar katlediliyor!

"Hasta tutsakların serbest bırakılması, tedavilerinin engellenmemesi tutsaklar için atacağımız temel sloganlardan ikisidir. Beraberinde yalnız hasta tutsaklara değil, tüm tutsaklara mektup yazarak hem tecrit duvarlarına bir darbe indirmiş oluruz, hem de tutsaklara moral oluruz."

“Hapishanelerde hasta tutsaklar katlediliyor” derken, ajitasyon yüklü bir sloganı dillendirmiyor, yazık ki, gerçekliği ifade ediyoruz. Katliamın son örneği MKP davasından tutsak olan Hüseyin Dinç. Hasta tutsaklar için oluşturulan sosyal medya sayfasından Dinç için bir yazı var:

Tutsak Ressam Aynur Epli'nin yeni çalışmaları

Aynur Epli, Ekibimize 10 adet orjinal resim çalışması göndermiş. Arşivimizde Epli'nin "sergi" bütünlüğünde 30 kadar orjinal resmi birikmiştir. bu konuda çalışma yapacak, sergi açmak isteyen gruplarla -paylaşmaya hazır olduğumuzu- duyururuz.

Görülmüştür Ekibi

İletişim Adresi:

AYNUR EPLİ

KADIN KAPALI CEZAEVİ A-6

ŞAKRAN - ALİAĞA - İZMİR

Hasta Tutsak Resul Kocatürk Yazdı: Zindanda Açan "İsyan Çiçeği"

Sevgili Adil,

(…)

Hemen (mektubun üzerine) sağ tarafa iliştirdiğim "isyan çiçeği"ni paylaşmak istiyorum sizinle. Bu güzel çiçeğe 'isyan' ismini ben koydum. Havalandırma betonunun küçücük çatlağında büyük bir sabır ve inatla yaşama tutunarak boy verdi, uzun bir süre bir şekilde kamufle olmayı başardı.

Ne zaman ki, serpilip çiçeğe durdu ve güzelliği ile görünür olmaya başladı; işte o zaman bu güzelliğe tahammül edemeyen bir el, onu koparıp attı. O an çığlığı kulaklarımda yankılandı, adı İsyan oldu! Umarım size kadar ulaşmayı başarır.

Ağır hastalar serbest bırakılsın

Ülke gündemi ne olursa olsun bazı hayati konular vardır ki, mutlaka gündeme getirilip çözülmesi gerekmektedir. Ertelenmeye gelmez çünkü o konularda biri de hasta tutsak arkadaşlarımızın durumudur. Ne kadar zorlandıkları ve ne kadar acı çektiklerini görüyor, deyim yerindeyse iliklerimize kadar yaşıyoruz. İnsan hakları örgütlerinin açıkladıkları raporlara göre şu an cezaevlerinde 600 civarında ağır hasta tutsak kalmakta. 

Ölüm Orucu Gazisi "Mektup" Kampanyamıza Destek Sundu

"Tutsak yoldaşlarımıza mektup yazarak tecriti kıralım"

Mektup yazmak deyince kaçıyor insanlarımız ya da tam olarak oturtamıyor kafasında. İhtiyaç olarak (deneyim paylaşmak, tartışmak, sohbet etmek) yazılmıyor haliyle. İçeri düşüldüğünde yabancılığı atmak zaman alabiliyor.

Yani mektuplaşmaya da bir nevi devrimci eğitim olarak bakmak – baktırmak gerekiyor. Ki insanlarımız yazma alışkanlığı da edinsin. …

Mektup yazılmadı diye tutsak ölmez ama mektup hem içeriyi hem dışarıyı geliştirir.”

Eski hapishaneler yok...

"Yıllardır hapishanede bulunan çok sayıda insanın varlığı, hapishanelerle dışarıdakiler arasında farklı bir ilişki geliştirdi. www.gorulmustur.org gibi önemli işlev yerine getiren bir site bu farklı ilişkinin sonucudur. Şimdi kim nereye sürülmüş, kim kaç yıldır içerde, kim ne yazmış öğrenebiliyorsunuz.

Kim hastadır, kimin acilen tahliyesi için çaba gösterilmesi gerekir; biliniyor.

Eskiden kişinin örgütünün dışında bunu bilen olmazdı."

Eski hapishaneler yok...

Hapishanede 21.Yılını Dolduran Kadın Tutsak Yazdı

"Yıllarca Barış bir adım ilerlemezken savaşın fırtına hızıyla yayıldığını kaygıyla takip ediyoruz. Tabi bunun içeriye yansıması binbir yeni yasak ve uygulama oluyor. Tam bu mektubu yazdığım gün tek doğru haber aldığımız izlediğimiz kanal İMC TV’yi kaldırdılar. Adeta bizi yanlı olan kanallara mahkum ediyorlar. Daha sayamayacağım birçok uygulama. İnadına 21 yıldır tutunduğumuz umut, inanç ve dirençle bu sürecinde üstesinden geleceğimize inanıyorum."

10.09.2015

Merhabalar …

f 186.Oturma Hasta Mahpus Sedat Belgi Serbest Bırakılsın!

BASINA VE KAMUOYUNA

Hukuksal sistem açısından hasta mahpusların ön plana çıkartılan iki temel kimliği vardır. Bu kimliklerin birincisi ulusal-yerel mahkemelerin aldığı kararlar sonucunda hapis altında tutulmaları şartını getiren mahpus kimliğidir. İkincisi ise ciddi sağlık sorunlarının ortadan kaldırılması için gerekli tıbbi bakım ve tedavi koşullarının sağlanmasını zorunlu kılan hasta kimliğidir. Sağlık hakkı yaşam hakkının vazgeçilmez unsurudur.

"Tecrit duvarlarına yeni tuğlalar ekleniyor"

Şakran'dan devrimci tutsaklar, hapishanedeki tecrit koşulları ile ilgili açıklama yaptı.

Şakran Kadın Kapalı Hapishanesi'nde tutuklu bulunan devrimci tutsaklar, basın ve kamuoyuna yaptıkları açıklama ile tecrit ve tredman saldırılarına dikkat çektiler.

Hapishanede kazanılmış hakların gasp edilmeye ve tecrit duvarlarına yeni tuğlalar eklenmeye çalışıldığı belirtilen açıklama şöyle:

Merhaba;

HASTA TUTSAKLAR ÖLÜYOR… BUGÜN DE HÜSEYİN DİNÇ…

22 yıldır mahpus olan hasta tutsak Hüseyin Dinç yaşamını yitirdi. Dinç, İHD ve diğer kurumların çağrısına rağmen son ana kadar tahliye edilmedi.

Devletin hasta tutsakları pazarlık objesi olarak gördüğünü dolayısıyla onları bilerek ölüme yolladığını defalarca yazdık. Bu konuda eylemler yaptık, imza kampanyaları düzenledik. Ama ne yazık ki sonuç alamadık.

Ankara... İçerde zulüm, dışarıda ölüm... Elif ve Özgecan Zavar

Kanserle mücadele eden siyasi tutuklu Erol Zavar cezaevinde ölüme direniyor, Ankara’daki katliamda yaralanan eşi ve kızı ise ayrı ayrı hastanelerde tedavi ediliyor. Fantastik filmleri aratmayan yaşamlar Türkiye’yi kısa yoldan özetliyor! Katliamdan şans eseri kurtulmayı başaran ve iyileşmeye başlayan Özgecan ve Elif Zavar’ı ayrı ayrı hastanelerde ziyaret ediyoruz.

Bombanın tesirini güçlendiren bilyeler nedeniyle boğazından yaralanan Elif Zavar güçlükle konuşurken, “Biz şanslıydık, doktorlar zor toparladık dediler, nefes boruma gelmemiş, birkaç santimle kurtuldum” diyor.

Hasta tutsak Erol Zavar'ın eşi ve kızı Ankara'daki patlamada ağır yaralandı

Devlet'in şiddet politikaları, içeride-dışarıda ölüm saçıyor!

Ağır hasta tutsak Erol Zavar'ın eşi Elif Zavar ve kızı Özgecan, dün "barış talebiyle" alandaydılar.

Ankara'nın merkezinde patlatılan bombayla şimdi yüzlerce insan gibi Hastanedeler.

Elif yoğun bakımda. Özgecan ameliyattan çıktı. Kanser hastası olan Erol Zavar, şimdi 4 m2 alanda eli kolu bağlı olmanın daha da büyüttüğü o dehşet acıyı yaşıyor...

Türkiye’nin Nelson Mandela’sı, Hasan Gülbahar’a Özgürlük

Hasan Gülbahar 30 yıldır tutsak. Hasan Gülbahar 17 ay serbest kaldı, alışmaya çalıştı az buçuk. Hasan Gülbahar şimdi 7 yıl daha yatacak. 7 yıl daha yüksek duvarların dibinden gökyüzüne bakacak. 30 yıl yetmezmiş gibi 7 yıl daha takvim yapraklarını yırtıp, günleri sayacak.

‘’Haberin Var mı Soğuk Duvar Demir Kapı…’’

Şakran Çocuk Hapishanesi hamile kız çocuğu sürgün etti!

Şakran Cezaevi’nde 18 yaşından küçük hamile çocukların maruz kaldıkları işkencelerin basına yansımasının ardından olayda adı geçen çocuklardan biri sürgün edildi. Şakran Cezaevi’nde geçtiğimiz nisan ayında mektup aracılığı ile maruz kaldıkları insanlık dışı uygulamaları anlatarak, kamuoyunun dikkatini çeken kız çocuklarından biri sürgün edilirken, üçü ise tahliye oldu.

Kadın Tutsaklar Ekibimize yolladığı mektupta "Çıplak protesto"yu anlatıyor

Merhaba Sevgili Arkadaşlar,

Sizleri kucaklıyor çalışmalarınızda kolaylıklar ve başarılarınızın devamını diliyoruz. Son dönemde bu hapishanede tırmanışa geçen saldırılarla ilgili sizleri bilgilendirmek için yazıyorum.

Bu hapishanedeki siyasi kadınlar olarak, çıplak arama saldırılarına karşı giysilerimizi çıkarma protestoları yapmaya başladık.

Tutsak Fikret Karakoç'tan deneme tadında bir mektup

“ağır tutsaklığa inat, hayatın soylu nehirinde umuda yelken açmak, sözcüklerin, dizelerin şafaklarında yolculuğa çıkmak, bir resmin küçücük karesinde evrene, yıldızlara, çiçeklere ve çocuklara dokunmak, ağıtlarla, acılarla, sevinç ve hüzünlerle yazılanmış ‘hakikat okyanusunda üryan dolaşmak’; olağanüstü, müthiş, çarpıcı ve sarsıcı bir duygu.”

***

07.09.2015

Sevgili canlar, değerli dostum Adil,

Hasta tutsak Fatma Tokmak’ın tedavisi savaş konseptine takıldı

27 Eylül 2015  -İSTANBUL 

"Her ay iğne olmak için hastaneye götürülen Tokmak, iki hafta önce hastaneye giderken ellerinin göğüs hizasında kalacak şekilde sıkıca kelepçelendiğini ve öylece ring araca bindirildiğini anlattı. Tokmak, “Kelepçeleri öyle bir sıktılar ki ellerim kan topladı. Samatya Devlet Hastanesine getirildiğimde bir asker ordusuyla doktor muayene odasına sokuldum."

KOMUTANLAR TEDAVİLERİ ENGELLİYOR!

Abdullah Demirbaş’a özgürlük! ve Hasta Tutsaklara Özgürlük

Hasta tutsaklar meselesi, Türkiye’de insanım diyen herkesin kanayan yarası olmaya devam ediyor. Devlet bu konuda adeta dalga geçiyor. Ve resmen hasta tutsakları bir pazarlık meselesi olarak kullanıyor. Kendi çıkardıkları yasayı bile savcılar; "tahliye edildiğinde toplum için tehlike oluşturur" gibi saçma sapan bir gerekçe ile uygulamıyor. 

Müdür Mehmet Sürgün'ün tutsaklara uyguladığı baskılar

Şakran Cezaevi'nde devreye konulan konsepte karşı duyarlılık çağrısı

WELAT DAĞDELEN

İZMİR (DİHA) - Ülkeyi bir iç kaosa sürükleyen savaş konseptini dışarıda katliamlarla sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP'nin politikaları kapsamında cezaevlerinde de vicdanları yaralayan baskı, hak ihlali ve keyfi uygulamalar giderek katmerleşiyor. Hak ihlalleri ile gündemden düşmeyen Şakran Cezaevi, bu kez Bolu T Tipi Cezaevi'nden Şakran 4 Nolu T Tipi Cezaevi'ne 2 ay önce atanan Müdür Mehmet Sürgün tarafından tutsak ve hükümlülere uygulanan baskılarla gündemde.

Yalınayak: "Direnişin Yalınayak Halleri"

İktidarın inşasında ve sürdürülmesinde en yaygın kullanılan ve en eski yöntemlerden biri, bedene müdahaledir. Hiyerarşinin temel ürünlerinden ve en sağlam dayanaklarından olan tek tanrılı dinlerin söylenceleri iktidar olgusunun temel özelliklerinin kodlanmış, hikayelendirilmiş halidir aslında. Mesela Havva ile Adem, söylencesinde iktidar-beden ilişkisinin de özünü, özetini buluruz: Havva ile Adem cennette özgürce yaşarlarken (ki aynı zamanda çıplaktırlar da), tanrıya (iktidara) karşı suç (itaatsizlik) işleyince cennetten kovulurlar; özgürlükleri ellerinden alınır.

‘Biz Mektup Yazardık’

“Kara sürülmesin diye, anamızın ak sütüne\ Başımızın gölgesini bile düşürmedik önümüze\ Mektupsuz, kitapsız, uykusuz kaldık\ Eşsiz, topraksız ağaçsız daldık...”*

 

Hayatınızda hiç mektup yazdınız mı? Sevdiklerinizden, özlediklerinizden hiç mektup aldınız mı?

Sevginizi, öfkenizi, kızgınlığınızı, sevinçlerinizi iletmenin heyecanıyla kaleme sarılınan günleri yaşadınız mı?

Cevap gelmesini, ya da gönderdiklerinizin alınıp alınmadığını öğrenmek için; haftalar geçmesi gereken zamanları yaşadınız mı?

Hasta Tutsak Çelebi'ye tecrit içinde tecrit uygulanıyor

10 Eylül 2015

Tekirdağ 2 No'lu F Tipi Hapishanesi'nde tutulan siyasi tutsak Ersin Bağatur, Wernicke korsakoff hastası Mehmet Ali Çelebi'ye hapishane yönetimi tarafından uygulanan baskılara dikkat çekti.

ANF'ye bir faks göndererek yaşananları anlatan Bağatur, Çelebi'nin tahliye edilmesini istedi.

1996 yılında ölüm orucu direnişine katılan Çelebi, 'wernicke korsakoff' hastalığına yakalandı. Çelebi'ye aynı zamanda şizofreni tanısı da konulurken, tahliye edildi. Ancak Mehmet Ali Çelebi, 2012 yılında yeniden tutuklandı.

182. F Oturması: Aydın Nas Serbest Bırakılsın!

BASINA VE KAMUOYUNA 12.09.2015

Hasta mahpusların bir an önce serbest bırakılması konusundaki tüm taleplerimize kulak tıkayanlara, bu alanda ısrarla her hafta seslenmeyi sürdüreceğiz.

Mahpusu insan saymayan anlayış ve intikamcı yaklaşımla hareket ederek, insanlık suçu işliyorsunuz. Suç işlemeyi durdurun! Hasta mahpusları derhal serbest bırakın!

Bu hafta gerçekleştireceğimiz 182.F oturmamızda Aydın Nas’ın mektubundan alıntılarla yaşadıklarını sizlere aktarmaya çalışacağız.

Adli Tıp Kurumu raporları ve ‘toplum güvenliği’ gerekçesi ölüm saçıyor

Hasta mahpuslara ATK engeli

Türkiye, cezaevlerinde 2000 yılında yapılan “Hayata Dönüş Operasyonu” nedeniyle tazminata mahkum oldu. Geçen 15 yılda bu denli katliamlar yaşanmasa da cezaevleri hasta tutuklular için “ölüm yuvası” olmaya devam etti. İHD’nin verilerine göre 240’ı ağır olmak üzere cezaevlerinde 653 hasta bulunuyor. Ancak hasta tutukluların serbest bırakılmasının önünde iki engel duruyor: Adli Tıp Kurumu raporları ve ‘toplum güvenliği’… Hasta tutuklular özellikle bu iki nedenden dolayı ölüme mahkum ediliyor.

Tamer Arda ERŞİN

Duyarlı bir okurumuzdan teşekkür mektubu

Sevgili gorulmustur.org ekibi,

Bundan iki hafta önce sitenizi sosyal medya aracılığıyla keşfettim. Hemen bir adres aldım. Eren Yıldız, Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi... Adaş olduğumuz için ona yazmak istedim. İlk mektubumu 21 Ağustos'ta yazmıştım, gayet düşüncesiz bir şekilde belki, yarın doğum günüm diye eklemiştim... Ekte size Eren'den gelen doğum günü hediyemin fotoğrafını yolluyorum. Size yazmamın asıl nedeni Eren'in sizlere selamı var, sevgi ve selamlarını iletmemi istemiş mektubunda...

GAZETECİ ÖZGÜR AYDIN ‘GÖRÜLMÜŞTÜR EKİBİ’NDEN ADİL OKAY’LA SÖYLEŞİ YAPTI

Okay: Savaş politikası cezaevlerine de yansıyor!

ÖZGÜR AYDIN - İZMİR / ANF

Yazar, insan hakları aktivisti Adil Okay, AKP hükümetinin hasta tutsaklara rehin politikası uyguladığını ve açlık grevlerinin başlamasıyla birlikte işkence ve şiddetin arttığını belirtti. Okay, tutsaklar için başlatmış oldukları “Sizin hâlâ bir mektup arkadaşınız yok mu? Oysa onlar sizin için içeride. Unuttunuz mu?” kampanyasını da hatırlatarak, destek olma çağrısında bulundu.

İki eli olmayan tutsak Engin Aktaş hapishanede darp edildi

Her iki eli de olmayan hasta tutsak Ergin Aktaş, durumunu belgeleyen sağlık raporu olmasına rağmen Silivri 9 Nolu Cezaevi girişinde X-Ray cihazından geçerken “Ellerini kullanıp kemerini çıkartamadığı” gerekçesiyle cezaevi müdürü ve gardiyanların fiziki şiddetine maruz kaldıktan sonra “Süngerli oda”ya konuldu.