f 186.Oturma Hasta Mahpus Sedat Belgi Serbest Bırakılsın!

BASINA VE KAMUOYUNA

Hukuksal sistem açısından hasta mahpusların ön plana çıkartılan iki temel kimliği vardır. Bu kimliklerin birincisi ulusal-yerel mahkemelerin aldığı kararlar sonucunda hapis altında tutulmaları şartını getiren mahpus kimliğidir. İkincisi ise ciddi sağlık sorunlarının ortadan kaldırılması için gerekli tıbbi bakım ve tedavi koşullarının sağlanmasını zorunlu kılan hasta kimliğidir. Sağlık hakkı yaşam hakkının vazgeçilmez unsurudur.



Demokratik olmayan rejimlerde mahpusluk kimliğinin belirlediği zorunlu yaşam alanı ile hasta kimliğinin gerekli kıldığı uygun sağlık ve tıbbı koşulların yaratılması genellikle çatışmaktadır. Hatta ülkemiz koşullarına baktığımız zaman mahpus kimliğinin ön planda tutulduğunu ve bu nedenle de Türkiye hapishanelerindeki mahpuslara yaklaşımın her zaman siyasi bir yaklaşım olduğunu belirtebiliriz. Hapishanedeki her görevli başta olmak üzere, revir doktorundan hastane sağlık personeline kadar uzanan ilişki ağında temel bakış açısı ve yaklaşım ortaktır. Hastalığının derecesi ne kadar ağır olursa olsun o kişinin hastalığı değil mahpus olması dikkate alınarak politik bir tavır sergilenmektedir.

Durum böyle iken bir de sistemin genel anlamdaki sağlık ve sağlığa erişimdeki politikaları sonucundaki uygulamaların hapishanelere yansıması çok daha büyük, ciddi sorunlar yaratmaktadır. Özellikle 2007 yılından sonra büyük puntolarla afişe edilen sağlıktaki büyük dönüşümün yansımalarını dışarıda yaşayan her insan bunun kat be katının hapishanelerde yapıldığının

gerçekliğini kavraması zor olmasa gerek.



Komisyon olarak ulaşabildiğimiz ve bize ulaşan bilgiler sonucunda şu gerçeği net bir şekilde söylüyoruz: Ülkemiz hapishanelerinin hiç birinde nöbetçi sağlık görevlisi bulundurulmuyor. Binlerce mahpusun tutulduğu (Örn.Tekirdağ, Kandıra) birden fazla F, T, L Tipi ve açık kısımların bulunduğu hapishaneler de bile mesai saati dışında doktor veya sağlık personeli bulundurulmamaktadır. Bu derece devasa görünümlü yapıların içinde bir tane ambulans yoktur. Kalp krizi gibi çok hızlımüdahale edilmesi gereken durumlarda ilk müdahalenin koşulu yoktur. Hapishanelerin işleyişi ihtiyaca göre değil tamamen sistemin politik bakış açısına göredir ve bu hiç bir koşul ve durumda değişmemektedir.



Tüm bu koşul ve uygulamaları kavradığımızda, hapishanelerden gelen mektuplardaki en temel sorunun sağlık ve sağlığa erişim hakkının engellenmesi durumu olması da şaşırtıcı olmasa gerek. Küçücük bir yaranın gerekli tedavi veya tıbbi bakımın yapılmaması sonucunda kangren hale gelmesinin engellenmesi için biraz vicdan, birazcık da insanlık bekliyoruz.



Bugün sizlere, yaralı haldeyken tutuklanan ve yapılan ameliyat sırasında daha çabuk iyileşeceği gerekçesi ile bağırsakları dışarı alınan ama bir türlü içeri alınmayan SEDAT BELGİN isimli mahpusun durumunu aktaracağız.



20 Nisan 2013 tarihinde çıkan bir kavgada karşı tarafın ateşli silahla saldırı sonucu yaralanır ve hastaneye kaldırılarak ameliyat edilir. Doktorlar ameliyatının çabuk iyileşmesi ve sağlığına daha kısa sürede kavuşması için bağırsaklarını dışarı alacaklarını ve 3-5 hafta kadar torba kullanması gerektiğini ifade ederler. Ameliyatının üzerinden bir hafta bile geçmeden ve ailesine haber vermeden apar topar Metris Hapishanesine götürülür. Gittiğinin ikinci haftası yine ailesine haber verilmeden



kendi isteği olmadan Silivri, 1 Nolu L Tipi Hapishanesi'ne götürülür. Bağırsaklarının şişmesi nedeniyle revire çıkmak istediği için birkaç infaz koruma memurunun saldırısına uğrar. Yaklaşık bir yıl kaldığı bu hapishanede bulunduğu sürece hiç bir tedavi uygulanmaz. Bir sabah aniden eşyalarını toplaması istenir, sevk edileceği söylenir. Tekirdağ 1 Nolu T Tipi Hapishanesi'ne götürülür. Sigara içmeyen mahpusların bir arada bulunduğu yerde kalan başka bir mahpusun sigara içmek istemesiyle çıkan tartışma ve karşılıklı darp etme olayına ceza infaz koruma memurları da müdahale ederler ve Sedat BELGİN'i döverek başkabir odaya götürürler. İnfaz koruma memurlarının insani olmayan yaklaşımları ve giyiminde oturup kalkmasına dek günlük yaşamına müdahale edilmesi nedeniyle artık psikolojisi de bozulmak üzeredir. Yaklaşık 2,5 yıl önce yapılan ameliyatta dışarı alınan bağırsaklarının tekrar içeri alınması için bir türlü hastaneye götürülmeyen Sedat BELGİ iki ay önce Metris R Tipi Hapishanesine getirilir. Ailenin alıp götürdüğü torbalar gerektiği zaman verilmediği için ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Temizlik ve hijyen açısından da oldukça kötü durumdadır.



Sedat BELGİ'in sağlık ve sağlığa erişim hakkı önündeki engellere son verilerek ''artık'' ameliyat edilmesini istiyoruz.

Şimdilik çok ciddi sorunu olmayan bu mahpusun tedavi veya tıbbi bakımını geciktirerek sağlığını riske sokarak insan haklarına aykırı davranıyorsunuz ve bu da hiç bir vicdana sığdırılamaz.

Mahpus Ama Önce İnsan! Tedavi Haktır Engellenemez!

İnsan Haklarıyla İnsandır!

HASTA MAHPUSLAR SERBEST BIRAKILSIN!



İNSAN HAKLARI DERNEĞİ İSTANBUL ŞUBESİ HAPİSHANE KOMİSYONU

Fotoğraflar: Ömür Eğribel