Şiir

31 Yıldır tutsak olan karikatürist Nurettin Erenler'den gelen yeni şiir kitabı: ANAHİTA

 

ANAHİTA'ya ÖNSÖZ

              Yıllardır hapishanelerde yazmış olduğum şiirlerimin önemli bir kısmı 19 Aralık 2000 Hapishaneler operasyonlarında kayboldu. Bu kitapta yer alan şiirlerim F tipleri süreçlerinde değişik dönemlerde yazmış olduğum “Hapishaneden demli Şiirler” imdir. 

FATİME AKTAŞ'TAN ŞİİRLER: "HÜKÜM GİYDİ GENÇLİĞİM"

Fatima AKTAŞ

Kadın Kapalı Hapishanesi C-Tekli-4 Tarsus/MERSİN

 

HÜKÜM GİYDİ GENÇLİĞİM

Ecel gelir Bir gün

Kaçıp saklansan da her gün

Ölüm var gelir bir gün

Dedin ne yapsam kardır

Dünya malına sarılıp aldandın

Sanma ki ecel yalandır

Ölüm var gelir bir gün

Çok güvenme dünya malına

Ektiğin günahlar senin zararına

Ölüm var gelir bir gün

Mevki makamına güvendin

Güç para benimdir dedin

Tutsak şair ve çizer Ömer Raman Özdurak'tan yeni bir şiir. "Başka Düşler"

“Başka Düşler”

 

her dağ doruğunda

soluk soluğa yeni rüzgarlar bekledim

çünkü her yeni rüzgar seni müjdelerdi

biz ilk kelam olan aşkın mevsiminden doğduk

 

savaşsız geçmez hiçbir çağım

buğday teninde nasırlı ellerim

cevahirine mânâ olan ses benim

binlerce yıldır açlığıma çare,

susuzluğuma su asi memelerin

 

özlemim, kavlim, sevdam

zamanın başlangıç terazisinde

dağ gibi durur

gözlerim senden gayrısına âmâ

dilim kendi masalımızdan gayrısına lâl

ÇOCUK ÇIĞLIĞI

ÇOCUK ÇIĞLIĞI

Geceyi bir çocuk çığlığı yırtar

Sokaklar sessiz, ışıklar kapalı, gece sağır

Canevimde kopar fırtına

Kanlar saçılmış etrafa

Bir çocuk bağırır sokağa gecenin karanlığında

Gece hayın bir sessizliğe bürünmüş

Duyan yok çocuğun sesini

Gece,

                korkunç bir sessizliğe bürünmüş

Bütün sokaklar suskun

Yok oluyor çocuğun çığlığı

Kimse duymadığı için

...

Taner TİP

Çorum hapishanesinde yazılan bir şiir: "İki kadın"

İKİ KADIN

 

Bir düşten uyanmıştı iki kadın

Kalabalık iki şehir gibiydi saçları

Bohçalara hüzünlerini doldurup ertelemişlerdi zamanı

Suskunluk düşmüşlerdi aynadaki yüzlerine

Gölgeleri birlerini izlerdi yorgun sokaklarda

Kolları yorgun bekliyordu gelecekleri

Güneş vururken ısısını dağlara

Her sabah bir ağacın dallarından aşk toplardı elleri

Elleri aşk kokardı

Mevsimden mevsime göç etmiyordu artık kuşlar

Bir şehir iki kadın kalbi taşırdı sokaklarıyla

 

Süleyman YILDIRIM

55 TUTSAKTAN 55 MISRA

 

55 TUTSAKTAN 55 MISRA...

Görülmüştür Kolektifi ve redfotoğraf grupları olarak hazırladığımız “içerden dışarıya-dışardan içeriye fotoğraf köprüsü” sergisi için tutsakların yorumlarından 1’er cümle- mısra alarak oluşturduğumuz ortak şiir... 

 

İÇERDEN DIŞARIYA...

Zamanın sırlarını emmiş duvardan

Bu hayatımı özetliyor zaten

Bir cocuğun soran bakışları, bir yaşlı kadının acısı

Suların derin sessizliği

Öğleden sonraları en direnişçi an’lardır.

Şimdi daha iyi anlıyorum

Bir kurşunla vurulmadan

Hasta tutsak Mehdi Boz'dan gelen iki şiir

EY ASİ ÇOCUK

Issızdı geceler

Tenhaydı karanlık sokaklar

Kurulmuştu tezgahlar

Dağlar yankılanıyordu

Gerillanın mermisiyle

Kaç zamandı 

Korkaklar pusudaydı

Yıldızlar güneşe doğru yol alırken

Ve ne güzel bir bahar esintisi

Esiyordu

Ey Asi Çocuk

Hani

Devrime sözün vardı

Barikatlar arkasında

Ve

Dağlarda göğüs göğüse

Vuruşurken

Bir korkağın 

Zehirli mermisiyle

Vurulmuştun

Ve 

Leş kargaları

Tutsak yazar ve karikatürist Ömer Özdurak'tan gelen şiir: Adı Saklı

ADI SAKLI

düşler kitabında
bir eski fotoğraf gibi
unutulan sararan
içine düştüğüm sevda labirenti
yalnız, kör sokaklar
kim bilir hangi asi rüzgar dolanır saçlarında
ben, bu düşte sana deli, sana divane
sensizlik kıyılarında
kelamsızlık yemini etmiş bir dengbêj
uzam ve zaman
bana cellad, bana zindan
ateş mavisi gözlerini çevir gözlerime
yoksa bu düş kitabında
bir ağaç misali

dökülür tüm yapraklarım
 
***
 

Konya hapishanesinden gelen şiir: "BÜYÜT GÖZYAŞINLA ÖZLEMİMİ"

BÜYÜT GÖZYAŞINLA ÖZLEMİMİ

Gözyaşlarım var yaprakların üstünde.

Güle değil de, dikenine düştü özlemim.

Gözyaşlarım gözlerine emanettir.

Bilirim değer verirsin emanete.

Bir yanımda dağlar,

Bir yanımda hasretin var.

Gözyaşlarımla öpmek isterim seni

Yanaklarını ıslatarak, yüzünü okşayarak

Sabrımı dağlara ektim gözyaşlarımla beraber

Büyüttüm hasretinle yeşerttim, dili olsa da konuşsa

Anlatsa beni sana hasretim..!

Buharlaştı ruhum, yarım kaldım.

Eksildim sensiz anlatamıyorum ama bil istiyorum..!