Şiir

Adı Saklı...

ADI SAKLI

düşler kitabında
bir eski fotoğraf gibi
unutulan sararan
içine düştüğüm sevda labirenti
yalnız, kör sokaklar
kim bilir hangi asi rüzgar dolanır saçlarında
ben, bu düşte sana deli, sana divane
sensizlik kıyılarında
kelamsızlık yemini etmiş bir dengbêj
uzam ve zaman
bana cellad, bana zindan
ateş mavisi gözlerini çevir gözlerime
yoksa bu düş kitabında
bir ağaç misali

dökülür tüm yapraklarım
 
***

DÜŞ-KIYAMET

DÜŞ-KIYAMET

Gözlerin düşüyor aklıma

Bir bahardır başlıyor yüreğimde

Kuşlar çoğalıyor

                        iklim başkalaşıyor

Düşler çoğalıyor

                        içim başkalaşıyor

Sonra

            Sonrası

KANLI LALE DEVRİ

KANLI LALE DEVRİ

 

Lanetli soluk bir çağ

kara peçelerin ardına saklanmış

tarih öncesi

kehanetlerden bir sahne

narsist ve ukala et yığınları

timsahlar besliyorlar göz çukurlarında

 

Lanetli soluk bir çağ

çığırtkan kara delikler gibi

yutuyor her şeyi

kendi döllerini bile

gözbebeklerinde yeşil kağıt parçaları

ve

kısır bırakılmış kadınlar

iğdiş edilmiş erkekler doğuruyor

tempo tutuyor alkışlar eşliğinde

kindar tanrılar soyu

 

Bolu hapishanesinde yazılan bir şiir: ADI SAKLI

ADI SAKLI

Gel.

Gir ömrüme sorgusuz sualsiz

Gel

Gir düşlerime hesapsız kitapsız

Yeter ki

Dokunma yar sol yanıma

Çünkü hala kavgam var yarınla

 

Akıt ağulu sözlerini içime

Kır senden ne kaldıysa geriye

Yeter ki

Dokunma yar sol yanıma

Çünkü hala sızı var orada.

 

Al,

Senin olsun bu hüzünlü gülüşlerim

Al

Senin olsun çocuksu bakışlarım

Yeter ki

Dokunma yar sol yanıma

Çünkü hala öfkem saklı yarına

 

Yak

30 yıldır tutsak olan Resul Baltacı'dan gelen şiir

GÖK YÜZÜN

Gök yüzün gülüyor

Ey hasretim

Işık dalgaların

Irmakların öpüyor

Nazik kollarında

 

Acı içinde kanayan

Kalbin nur aşkına gebe

Kent, orman ve zozanların

Saçların isyan halinde

 

Dağ gölgelerinde

Uyanan şahin ve kartal

Yürekli çocukların

Müjdeden müjdeye

Koşuyorlar…

 

Bakışların gün gibi

parlıyor yıldızlı gülüşümüz

Derin vadilerden gelen sesin

Durmadan söylenen türkü bana

 

Her ezgilerin bal tadında

EBEM KUŞAĞI

 

Geceyi pusatlayanlar

Ellerinde taşıdıkları

Meşale olmuş yürekleriyle

Geliyorlar.

İsteyene

Bir tutam ateş

Bir çakım ışık

Bir dünya aşk

sunuyorlar

Canlarını verdikleri gibi.

Geceyle pusatlananlar

Yıldız yalımından yaldızlarla

Yol almaktalar

Alınları açık

Ufka kitlenmiş bakışlarla

Yağmur altındalar

Göğün ışıkları

Göz bebeklerinde yanana değin.

Sonrası rengarenk ebemkuşağı…

AYHAN KAVAK

HAPİSHANEDE

Hapishanede,

beton duvarlar, demir kapı

ve demir parmaklıklar olabilir

seni kuşatan;

 

ama unutma!

pencerenin önünde,

üstelik bir poşetin içinde,

boy verebilir yeşil bir soğan.

 

Topraktan biter gibi,

güneşe güler gibi,

açıp yapraklarını, hayatı kucaklar gibi,

betonda da boy verebilir

çayır çimen ve bir papatya.

 

Gagalarında renk renk çiçeklerle,

Sabah akşam dillerinde türkülerle

senin pencereni,

her yıl yuvaya dönüştürebilir

BÜNYAN HAPİSHANESİNDE YAZILAN İKİ ŞİİR: BEN BİR EZİDİYİM - BARIŞ YEMİNLERİ YAZARIM

29.12.2021

BEN BİR EZİDİYİM

Ezidiyim,

Şengalde bir dilin çığlığıyım

Katile haykırış savuran,

bir kadının çocuğuyum.

Göçüm, yabancı şaşkın insanlara.

İnancım vatanımdan uzak,

bir savaşta parçalanıyor.

 

İnsanlık önünde,

kadınlara ölümden beter pazar kurulmuş.

Çocukların tenlerine yapışan

ana göz yaşı var,

Kaynıyor yer gök sinemde.

 

Dünyanın bir filmi değilim,

Kirli eller altında esaretim dünyaya.

Cesetler üstünde uykuluyum,