"Bir hapishane hikayesi: Tesadüf..."
TESADÜF
(Bir Hapishane Hikayesi)
TESADÜF
(Bir Hapishane Hikayesi)
"
Katlime mühür olsan
ve gayya kuyularına
atsalar beni
kâr etmez ki
sakın ola unutma
bu devirde
sevdalı yürekler taşır
umut nüvelerini
umut ki
boy boy özlemler
kavgalar
ve cemreler taşır"
Hasan Şeker
***
Hasan Şeker'in iki kitabı birden yayınlandı.
Hasan ŞEKER kimdir?
"Daracık mekanın ve toplu yaşamın yazma uğraşı üstünde oldukça sınırlayıcı bir etkisi vardır. Bu yüzden uzun soluklu çalışmalar yürütemiyorsun. Yazı yalnızlıktır bir yerde. Fakat bu koşullarda bunun olanağı yoktur.
İğne ile kuyu kazarcasına yazmak zorundasın. Yine sansür ve otosansür var, düşündüklerini olduğu gibi kağıda dökersen sana ceza olarak geri döner. Bu yüzden ben ortaçağ yazarları gibi fabl yazmaya başladım son yıllarda. Bütün her şey yazmana karşıdır, ama sen yine de inadına yazıyorsun.
Abdullah Öngüllü
DÜŞ-KIYAMET
Gözlerin düşüyor aklıma
Bir bahardır başlıyor yüreğimde
Kuşlar çoğalıyor
iklim başkalaşıyor
Düşler çoğalıyor
içim başkalaşıyor
Sonra
Sonrası
Siyasi tutuklu Mehmet Zeki Doğan’ın ‘Bir Gülüşün Ateşiyle’ kitabı El Yayınları’ndan çıktı. Siyasi faaliyetleri nedeniyle uzun yıllardır tutuklu bulunan Doğan, kitapta kendisinin de içinde yer aldığı tutuklulara yönelik 19 Aralık Cezaevleri Katliamı’nı ve ölüm orucu sürecini anlatıyor.
KANLI LALE DEVRİ
Lanetli soluk bir çağ
kara peçelerin ardına saklanmış
tarih öncesi
kehanetlerden bir sahne
narsist ve ukala et yığınları
timsahlar besliyorlar göz çukurlarında
Lanetli soluk bir çağ
çığırtkan kara delikler gibi
yutuyor her şeyi
kendi döllerini bile
gözbebeklerinde yeşil kağıt parçaları
ve
kısır bırakılmış kadınlar
iğdiş edilmiş erkekler doğuruyor
tempo tutuyor alkışlar eşliğinde
kindar tanrılar soyu
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Temmuz-Ağustos-Eylül 2022 tarihli 44. sayısı elimize ulaştı.
Tüm sayılar için şu bağlantıyı ziyaret edebilirsiniz: http://gorulmustur.org/icerik/umus-eylul-dergisi
Hazırlayan: Hasan Şahingöz
İletişim Adresi: 1 Nolu F Tipi Hapishane C tek 55 TEKİRDAĞ
Henüz küçük bir çocukken Annem Cennet’ten öğrendiğim ilk derslerden biri: “Eğer yerde bir parça veya kırıntı olsa dahi ekmek görürsen mutlaka kaldır, öp, başının üstüne koy, sonra da yüksek bir yere bırak”tı. İkinci ders ise: “Asla üstüne basıp ezme ekmeği günahtır, öyle yaparsan ekmek ağlar. ” Böylece benim için ilk kutsallıklardan biri ekmek oldu.
ÖYLE ÇOCUK SİLÜETLİ OLDUĞUMA BAKMAYIN!
Belki kayda alınmamış bir adres gibi, hafızanızdan silinmiştir yaşadıklarımız!.. Ama yakıcı bir dirilikte bende duran o gerçeğin arşivinden sesleniyorum sesimi duyurmak için.
Bunun için yaşımdan büyük sözler söyleyeceğim!..
Koi Spi’de (Akdağ) minnacık bulut görünse, aralarında Murat Nehri’nin aktığı karşı yakadaki Metan Dağları’nın zirvelerinde yağmur yağardı. Kaç zamandır, bulutların yoğunluğu arttığından, adeta gök yarılmış Metan’ın üzerine yağmur boşaltıyordu, olanca şiddetiyle. Gök gürlemelerine bir de ürkütücü sesler çıkarıp yatağından taşmış Murat’ın hırçın akışı karışıyordu.