Hewalé Adil Merhaba/Rojbaş
Öncelikle en içten dileklerimle selam, sevgi ve saygılarımı iletiyorum, iyi olmanı(zı) diliyorum. Şahsında sevgili yeğenim Öykü'ye, yengeye ve tüm OKAY ailemize de en içten duygularımla selam, sevgi ve saygılarımızı iletiyorum.
Biraz gecikmeli yazıyorum, farkındayım ve bu gecikmeden dolayıda senden ve yeğenim Öykü'den çok özür diliyorum!
19 Kasım 2013
Merhaba Dostlar,
09 Aralık 2013
Sevgili Adil,
Doğru! Yazmak, insanları boş yere aldıkları cezalardan dolayı teselliye çalışmak çok zor. Fakat bizimkisi 40 bin Kürt gencinin, 17 bin faili belli cinayetlerin yanında "çerez" kalıyor. "Şükür"mü etmemiz gerekiyor? Hayır. "Kavganın töresi bu." Her şeye rağmen yazmanız beni mutlu etti, çok teşekkür ederim.
Senin göğün var
Herkesin göğü yoktur çünkü
Başkalarının göğünü kullanırlar
Erken tükenirler bu yüzden
Birinin hastalıklarıyla çürür
Bir salgın olan hayatları
Sonra bir kabile gibi
Birbirine benzeyerek ölürler
Merhaba,
Sevgiyle sımsıkı kucaklıyorum hepinizi. Nasılsınız? İyi olduğunuzu biliyor ve aynı duyguları paylaşıyoruz.
Bu faksı üçüncü kez yolluyorum sizlere. 12 Kasım günü yolladığım faksa “sakıncalı mektup kararı, kurum personeli ve uygulamaları hakkında yalan yanlış bilgiler vermek ve asılsız iddialarda bulunmak” gerekçesiyle hapishane idaresi el koydu.
Ne kadar acı vericidir, değil mi? Her rakamı hüzünle anmak.Gelir boğazına düğümlenir…
8…boyu kadar bombalarla katledilen Ceylan Önkol’un yaşıdır.
13…Uğur Kaymaz’ın bedenine sıkılan kurşun sayısı…19 Ali İsmail’in yaşını anımsatır bizlere…
33 deyince Van, 34 deyince Roboski, 35 deyince Sivas, 38 deyince Dersim…hatıralarımızda canlanır.
Her rakama bir katliam düşen coğrafyada 17 ise Devletin Gezi Direnişine biçtiği yıl sayısı…Yani katletmeye sokaklardan başlayanlar Direniş esirlerine gelene kadar Hukuk’u da katletmişler.
Sincan Cezaevinden Deniz Tepeli, katledilen çiçekleri yazmış:
18.11.2013
Merhaba Sevgili Keké Adil
19 Kasım 2013
Merhaba Sevgili Adil
Nasılsınız?
Göndermiş olduğun kartı aldım ve deniz kabuklarını da verdiler. Çok teşekkürler tekrardan.
Sevgili Adil,
Gülazer'in (Akın) mektubunu okudum, herkes adına yükselttiği isyankar çığlığı...
Gezi tutsakları Elif Kaya ve Burcu Koçlu, 25 Kasım'ın öngünlerinde gönderdikleri mektup ile emekçi kadınları selamladılar. Kaya ve Koçlu'nun mektubunu paylaşıyoruz.
Merhaba sevgili emekçi kadınlar...
Sevgili ailelerimiz
Biliyorum kolay değil yaşadıklarınız. Gözünüzden dahi sakındığınız çocuklarınız bugün hapishanelerde dört duvar arasında. Kimizi daha yirmili yaşlarında kimileriyse otuzlu hepside ömrünün baharında. Kimisi öğrenci kimisi işçi aynı yolda aynı inancın güzelliğinde buluştu elleri. Yoldaştılar adalet ve özgürlük mücadelelerinde doğal tercilerinin fiziksel sonucunu yaşıyorlardı. “Ben” duygusunu yerle bir edip “biz” demeyi tercih ettiler.
11 Kasım 2013
Değerli Adil abi,
İçtenlikle Merhaba, Epey oldu yazamadım, dilerim bu arada iyisindir ve her şey yolunda gidiyordur öyle yazmamazlık edeceğim bir durum yok, sen bizim değerli abimiz, yoldaşımız, dostumuzsun… En umulmadık anda, zor zamanda hep senden umut dolu satırlar aldık. Ağırlaşan yüreğimiz hafifledi. Sadece bu aralar kendimizle, içeriyle fazla uğraşır olduk yani zindan bu dönemde her zamankinden daha fazla zindan...
Sevk için para istiyorlar
22 Yıldır zindanda olan Ali Baba Arı, iletişim cezalarını ve yasaklanan "Deniz kabuklarını" yazmış...
"Şu anda iki farklı zamanda gönderilmiş iki kartınız duruyor. Son gönderdiğin karı ancak iletişim yasağının dolduğu 1 Kasım 2013 günü aldım. Bir önceki ise ilginçtir ilk defa kendi isteğimle ( salt bayram açık görüş için ) üst üste 2 ay iletişim yasağının uygulanmasını istedim. Ki iyiki istemişim çünkü kızım ziyaretime gelmişti. İşte ilk kartında bu arada geldi. Onun için cevap veremedim kusura bakmayın. Ayrıca bahsini ettiğin deniz kabukları bana verilmedi."
Merhaba,
Ben Antakya Gezi Direnişçilerinden Cihan.
Antakyalı “14 gezi tutsağı” Adana Kürkçüler F Tipi Hapishanesinde 3,5 aydır tutuklu bulunuyoruz.
Dernek üyesi olmanın ve yasal bir basın açıklamasına katılmanın suç sayıldığı bir iddianame ile karşı karşıyayız.
İddianamede yer alan “01.06.2013 günü yapılan eyleme katıldığı, Halkevleri flaması taşıdığı, polise ve güvenlik görevlilerine taş attığı tespit edilmiştir” gibi ifadeler ile demokratik haklarımızı kullandığımız eylemler yasadışı olarak gösteriliyor.
Karabük cezaevinde yatan Salih Sarıkaya, Ölüm orucunu sonlandırmış. taleplerinin karşılandığını bildirmiş. ve destek olanlara teşekkür etmiş. ayrıca kitap ricası var.
1- Vietnam ve Ho Che Ming hakkında
2- Ernesto Che Guevara ve Mahir Çayan hakkında kitap talep ediyor.
Yolladığı faksı paylaşıyoruz.
SALİH SARIKAYA
T TİPİ KAPALI CEZAEVİ ÜST5
KARABÜK
FERDA İLDAN
M TİPİ CEZAEVİ A/2
GEBZE- KOCAELİ
Tekirdağ'da tutsaklardan Naci Güner'e verilmeyen çocuk Öykü'nün "işlemeli mendil"i, Diyarbakır hapishanesinde Tutsak doktor Ayhan Kavak'a verilmiş. bu durum keyfi uygulamaların ve keyfi cezaların yaygınlığına önemli bir örnektir. Ayhan Kavak'ın mendili aldığına dair mektubunu paylaşıyoruz.
Sevgili Can Yeğenim Öykücan'a,
Gözlerinden öper, selam ve sevgilerimi sunarım...
Er Utku Kalı gazetemiz BirGün’e 24 Eylül’de yazdığı ve elimize yeni ulaşan mektupta cezaevinde nasıl zaman geçirdiğini, özgür olduğu günlere duyduğu özlemini ve uykusuz geçen gecelerini anlattı.
“Sanırım Mehmet Gök arkadaş, senin "karanlığın içinde aydınlık yüzler (ölülerimiz konuşuyor)" adlı kitabının Kürtçeye çevirisi hakkında sana genişçe yazmıştır. Çeviriye başlarken, sana yazmamamı, sürpriz yapmak istediğini söylemişti. Bu nedenle bir şey belirtmedim. Çeviri eline ulaştı mı bilmiyorum? Karınca kararınca bir şeyler yapmak istedik. Umarım bir yanlışlık yapmamışızdır? Kitap güzeldi, anlamlıydı, içimizden geldi, çevirdik. Oyun'u özellikle iki açıdan çok önemsiyorum.
(AKA-DER Armutlu Şube girişiminin Armutlu direnişçileri ile dayanışma etkinliğine yollanan mektup)
Biz içerdekiler, siz dışarıdakilere Kürkçüler F Tipi zindanlarından selam ederiz. Şu anda bu mektup sizlere okunurken salonun bir yerinde kamerasıyla kayıt alan polislere de selam ederiz. Bilmeli ki perukla gizlenmeye çalışan bir teşkilatın adamı olmaktansa, simit satıp onurlu yaşamak bin kat iyidir.
(AKA-DER Armutlu Şube girişiminin Armutlu direnişçileri ile dayanışma etkinliğine yollanan mektup)
Sesimizi seslerine katıp, gövdemizi gövdelerine can ettiğimiz yoldaşlar
Hepinize Merhabalar!
Merhaba ya efek-el fexra ya şejb-el ğazim
Şew baş hewalno dilan o hejar
23 Temmuz’da Adana’da Haziran Direnişi’ne katıldığı gerekçesiyle gözaltına alınarak tutuklanan DHF üyesi Diren Taşkıran, beraber tutuklandığı 6 arkadaşıyla birlikte çıkacağı davanın ilk duruşmasına çağrı yapıyor. Diren Taşkıran’ın çağrı mektubunu paylaşıyoruz.
Sevgili yoldaşlar, değerli dostlar,
Çukurova’nın sıcaklığı ve olağanca coşkumuzla selamlıyorum.
Haziran zelzelesinin yarattığı akislerin hala dinmediği , mücadele ateşinin sönümlenmediği, mücadelemizin dünyada domino taşı etkisi yarattığı ve bütün ezilenleri birleştirdiği bu günlerde bize, F tiplerinde olanlara; sınırlı bir dünyada mücadeleye devam edenlere omuz veren, mücadeleye nüfuz etmiş herkesi selamlıyorum.