Siteye Eklenen Tüm Yazılar

Cezaevi yönetimi kitabı değil bildiğini okuyor!

Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi'nin idaresi, Tuğçe Tatari'nin "Anneanne Ben Aslında Diyarbakır'da Değildim" ve Faruk Balıkçı ile Ruhi Karadağ'ın birlikte hazırladığı "Yaralı Yonca" kitaplarını "Örgüt propagandası" yaptığı iddiasıyla cezaevine girişini yasakladı. Yasak kararını değerlendiren Tatari, "Okuma alışkanlıkları olmadığı için sadece kitapların içeriğine bakıp öyle bakıyorlar. Okusalar konunun muhatabı olanlara propaganda yapamayacağımı göreceklerdir" dedi.

Ağırlaştırılmış müebbet: Ceza mı, işkence mi?

Geçtiğimiz sene intihar eden bir müebbet hükümlüsü, Şakran Kadın Hapishanesi’ndeki tutukluların hayatını sarsıcı bir şekilde değiştirdi. Adalet Bakanlığı intiharı engellemek için çok parlak bir fikir buldu.

Şakran Kadın Hapishanesi’nde 9 Mayıs 2014 tarihinde bir kadın hükümlü intihar etti. Ardından Adalet Bakanlığı başka intiharları (!) engellemek için çaresiz bir talimat gönderdi. O talimat bu yazının vesilesidir.

Veli Ağbaba: Elbistan Cezaevi’nde çıplak arama işkencesi sürüyor

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Kahramanmaraş Elbistan E Tipi Cezaevi’nde tutuklu ve hükümlülerin ziyaretine giden kadın ziyaretçilerin ‘çıplak arama’ şikayetini Meclis gündemine taşıdı.

Veli Ağbaba, Adalet Bakanı Kenan İpek’e, “Bahsi geçen kadınlara dayatılan bu uygulamanın gerekçeleri nedir” diye sordu. Ağbaba, Adalet Bakanı’na şu soruları yöneltti:

KESK: Çocuk cezaevleri kapatılsın

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) yazılı bir açıklama yayımlayarak çocuk cezaevlerinin kapatılmasını istedi. Birkaç gündür medyaya da yansıyan Şakran Cezaevindeki hak ihlallerini eleştiren KESK açıklamasında “İhlallerin bazı cezaevlerinde yoğunlaşması ‘Darbe dönemlerinde çocuklara yönelik denenen pilot cezaevleri uygulaması yeniden mi devrede?’ sorusunu akıllara getirmektedir” denildi.  

Şakran Cezaevi’nde en az 3 çocuk

Belalı eski kocamız gibi devlet. Huzurumuzu kaçırıyor, yakamızdan düşmüyor, zulmediyor. Yetmiyor, çocuklarımızı almak istiyor. Alıyor da… Bakacağından, koruyacağından değil… Zulüm devletin fıtratında var.



Devletin elinden çocuklarımızı kurtarmamız lazım. Bu hafta devlet dersinde tekrar gördük bunu, ezber değil uygulamalı eğitim. Artık unutmayalım.



Pozantı’sı ve Şakran’ıyla Biz Büyük Bir Aileyiz

2012’de Pozantı Cezaevi’nde, “taş attıkları” gerekçesiyle tutuklu bulunan dört çocuk sayesinde, devlet memurlarının cezaevindeki Kürt çocuklara sürekli ve sistemli olarak tecavüz ettiklerini öğrendik. Hakkında taciz ve tecavüz suçlaması bulunan devlet memurlarına karşı açılan dava takipsizlikle sonuçlanırken, devlet memurlarını ihbar eden çocuklar “devlet malına zarar vermek” gerekçesiyle müebbetle yargılanıyorlar.

F 162. Oturum:İSMAİL ARSLAN SERBEST BIRAKILSIN!

BASINA VE KAMUOYUNA

25.04.2015

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi/Hapishane Komisyonu olarak, 162.haftadır sizlere hapishanelerde yaşanan gerçekleri anlatmaya çalışıyoruz.

İnsan Hakları savunucuları hapishanelerin varlığına, zorla kapatılma biçimindeki şiddet uygulamasına karşıdır ve bu kurumların infaz mekânları olarak ömrünü tamamladığı düşüncesindedir. İnsan doğasına aykırı olan bu mekânların artık infaz hukukunda yeri olmamalıdır.

"İç Güvenlik" ile Zindanlar: Olağanüstünün Olağanlaş(tırıl)ması!

“İçinde yaşadığımız dünyanın

durumunu göremeyenin

o dünya üzerine yazacak

hemen hiçbir şeyi yoktur…”[1]

Sözü uzatmadan ifade edelim: “iç güvenlik paketi”nden zindanlara uzanan totaliter müdahale olağanüstünün olağanlaş(tırıl)masından başka bir şey değildir.

AKP’nin devletleşmesi süreci aynı zamanda otoriterleşmeden totaliterleşmeye yönelik Panoptikon[2] hikâyesidir de.