Siteye Eklenen Tüm Yazılar

İçerideki sağlık sorunları ağırlaşıyor

Hastalıklarımızı söyleme biçimimizle dalga geçiyor! Bildiğin aşağılıyor! Görevi tedavi etmek olan kadın doktor Kürtlüğümüzü aşağılıyor. Sağlık Bakanlığı’na başvuruda bulundum. Uzun süredir zaten tedavilerimiz yapılmıyordu

Hüseyin Aykol

Tekirdağ 1 nolu F Tipi Cezaevi’nde tutulmakta olan kıdemli mahpuslardan Adnan Öztel, sağlığıyla ilgili sorunlarını dile getirdiği 10 Ekim 2024 tarihli mektubunda şöyle diyor:

Serdar Sürücü'den mektup var: "Ablam Zuhal Sürücü- Bakırköy’den İzmir Şakran Kadın Kapalı’ya sürgün edildi"

Merhaba Sevgili Adil OKAY, Ezgi BAKÇAY, Özcan YAMAN,

              Çok iyi olmanızı dileriz. Gönderdiğiniz posta da gelmişti. SINIRSIZ KÜTÜPHANE sergisi için bir katkı yapamasak da çok güzel geçtiğine eminiz. Elinize sağlık. Kitaplar için de teşekkürler. 

Ömer Özdurak'tan mektup var: "Gönderdiğiniz dört kitap elime geçti.

"Çizim kalemleri ve boyalar yasak artık. Normal tükenmez kalemler bile sınırlı. İçerisi gün geçtikçe sıkılaştırılıyor."

29 Eylül 2024

Merhaba Adil abi,

İyi olmanız dileğiyle selam ve sevgilerimi yolluyorum. 

Abi gönderdiğiniz dört kitap elime geçti. Çok teşekkür ederim. Kız kardeşimin size yollaması gereken 2 kitabım umarım elinize ulaşmıştır. Geçen sordum ve yollamayı unutmuştu. Dışarının iş-güç hali unutturuyor bu tür şeyleri.

Didem Akman'dan mektup var: "Tek yüzümüzü güldüren direnişler. Her şeyin çaresi o…"

30.09.2024

Sevgili Adil Okay Merhaba,

              Selam ve sevgilerimi iletiyorum. Umarım iyisinizdir. Ben, bizler iyiyiz. Bu da rutin tabir gerçi, ülke-dünya ne haldeyse biz de öyle oluyoruz. Bir yanda bitmeyen İsrail saldırganlığı; bir yanda ülkedeki açlık yokluk, öldürülen çocuklarımız… Haliyle biraz ülke, biraz dünya gibiyiz demek daha doğru olacak herhalde. 

50 OTOĞRAFÇI İLE 50 MAHPUSUN ORTAK SERGİSİ: "SUS-MA ! İÇERİDE DIŞARIDA SANSÜR VE OTO-SANSÜR"

SUS-MA !
İÇERİDE DIŞARIDA SANSÜR VE OTO-SANSÜR
 
Ülkemizde siyasal iklim giderek daha da kararıyor. Büyük bedeller verilerek kazanılan demokratik hak ve özgürlükler her geçen gün daha da daralıyor. Yaratılan dehşet ikliminden politik mahpuslar ve muhalif sanatçılar gibi dezavantajlı gruplar da etkileniyor. Bu koşullarda makro ve mikro iktidarların bazen artan bazen azalan oranda -on yıllardır- uyguladığı sansür, yaratıcılığa ket vuruyor. Toplumun nefes borularından en önemlisi “sanat” üretimi güdükleşiyor.