Günay Kubilay yazdı: "Kitaplar için teşekkürler, zor zamanları aşabilecek biricik yöntem kolektif bir destek ve dayanışmadır. "
29 Eylül 2024
Sevgili Adil, Merhaba…
29 Eylül 2024
Sevgili Adil, Merhaba…
30.09.2024
Sevgili Adil Okay Merhaba,
Selam ve sevgilerimi iletiyorum. Umarım iyisinizdir. Ben, bizler iyiyiz. Bu da rutin tabir gerçi, ülke-dünya ne haldeyse biz de öyle oluyoruz. Bir yanda bitmeyen İsrail saldırganlığı; bir yanda ülkedeki açlık yokluk, öldürülen çocuklarımız… Haliyle biraz ülke, biraz dünya gibiyiz demek daha doğru olacak herhalde.
SUS-MA !
İÇERİDE DIŞARIDA SANSÜR VE OTO-SANSÜR
Ülkemizde siyasal iklim giderek daha da kararıyor. Büyük bedeller verilerek kazanılan demokratik hak ve özgürlükler her geçen gün daha da daralıyor. Yaratılan dehşet ikliminden politik mahpuslar ve muhalif sanatçılar gibi dezavantajlı gruplar da etkileniyor. Bu koşullarda makro ve mikro iktidarların bazen artan bazen azalan oranda -on yıllardır- uyguladığı sansür, yaratıcılığa ket vuruyor. Toplumun nefes borularından en önemlisi “sanat” üretimi güdükleşiyor.
Cezaevlerinde tutukluların koşullu salıverilme talepleri keyfi gerekçelerle erteleniyor. "Kütüphanede yeterince kitap okumamak” gibi absürt nedenler infaz ertelemelerinin gerekçesi yapılıyor.
23 Ekim 2024
"Aslında bu tekli, tecrit durumunu biraz paylaşmak isterdim. Fakat namemin ve çalışmalarımın sıkıntısız eline ulaşması adına bunu geçiyorum."
Değerli Adil OKAY Heval,
Merhabalar…
29.09.2024
“Ceng Tableti”
Uzaktın yitik lisanlar gibi eşiğime
yüzüm kendi ceng meydanında
yenik, kıraç bir diyar
pusulasını yitirmiş gemiler misali
büyüsü bozulmuş her tılsımın
mavzersiz bir aşk gerillası
yüreği kendi dağında tutsak
Merhaba,
Sizlere Batman Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan yazmaktayım. Yaklaşık sekiz yıldır cezaevindeyim. Sizleri tanıyan bir arkadaşım “görülmüştür.org” internet sitesinin editörü olarak bazı konularda bizlere yardımcı olabileceğinizi söyledi.
Cezaevinde genellikle vaktimi kitap okumak ve yabancı dil çalışmak gibi hem kendime hem de topluma faydalı olabileceğimi düşündüğüm aktiviteler ile geçirmekteyim.
“Burada her şey ülkem gibi. Bir haftada 3 kez hücremde arama yapıldı. Tuhaf olan şey her aramada buzdolabındaki (mini buzdolabı) tüm yiyecekleri çöpe atmak zorunda kalıyorum. Müdüre de söyledim “çaresi yok” dedi. Görevlilerin elinde ameliyat eldivenleri! Tuvalet ve lavabonun taşlarının kenarları o ellerle aranıyor! Sonra aynı ellerle buzdolabı ve yiyeceklerimizin içi aranıyor! Kol saatim her ay kolumdan alınıp “inceleyeceğiz” deniliyor! Her seferinde 20 gün incelemede kalıyor! Sonra getiriyorlar! 10 gün takmadan yine aramaya gelip “inceleyeceğiz” diyorlar. Geçen hafta 4.
“İÇERİDE DIŞARIDA ŞİDDET…” SERGİSİ VİYANA’DA
Başta DengReng Sanat ve Kültür Derneği olmak üzere emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.
Sergi hakkında bilgi
“SUS-MA İÇERİDE DIŞARIDA SANSÜR VE OTO-SANSÜR” ADLI SERGİYE DAVET
"Türkiye hapishanelerinde yüzlerce politik mahpus özgürlük ve eşitlik taleplerini tecrit şiddetine ve sansür kılıcına rağmen yazıyla ve mısraıyla, fırça ve tuvalle, söz ve nota ile kimi zaman da sloganla sürdürmektedir. Görülmüştür Kolektifi ve Redfotoğraf Grubu olarak hazırladığımız sergilerde ve kitaplarda yer alan tutsak eserleri, 10, 20, 30 yıldır zindanda olan binlerce insanın kesintisiz üretiminin sadece küçük bir bölümüdür."