Siteye Eklenen Tüm Yazılar

Sincan F Fipi Hapishanesi'nde saldırılar sürüyor!

Sincan 1 No'lu F Tipi Hapishanesi'nde tutsaklara yönelik saldırılar sürüyor.

Devrimci tutsakları teslim alabileceğini sanan sermaye devleti, faşist politikalarına devam ediyor. Sincan F Tipi Hapishanesi yönetimi, daha önce de başlatmış olduğu havalandırmalara kamera takılması politikasını yeniden gündeme getirdi. Bundan önceki saldırılar devrimci tutsakların direnişiyle karşılanmıştı.

Geçtiğimiz günlerde kameralar yeniden takılmaya başlandı. Devrimci tutsaklar ise bu saldırıya kameraları kırarak direnişle karşılık veriyorlar.

Kolu koparılan Veli Saçılık 725 bin TL ödeyecek

Danıştay, devletin cezaevi operasyonunda kolunu kopardığı Veli Saçılık’a ödediği tazminatın faiziyle geri ödenmesi karar verdi.

(İleri - Haber Merkezi) Danıştay 10. Dairesi, 5 Temmuz 2000 günü Burdur Cezaevi’ne yapılan operasyon sırasında kolu kopan Veli Saçılık’ın kusurlu bulunduğu ve devlete 725 bin TL tazminat ödemesine ilişkin kararı onadı.

Diyarbakır Cezaevi davası gerekçeli kararı: Sanıkların kastı öldürmek değildi

Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nde 1996 yılında çıkan olaylarda 10 kişinin ölümü, 24 kişinin yaralanmasına ilişkin 62 kamu görevlisine 5'er yıl hapis cezası veren mahkeme gerekçeli kararını açıkladı. Kararda güvenlik güçlerinin aşırı güç kullandığı, ancak kasıtlarının öldürmek olmadığı belirtildi.

Sesimizi duyun ölmeyelim!

' Tanrım bir gün daha, diye düşündüm. Hiç de hoş bir düşünce değildi bu. Çıplaktım. Öldüresiye bir soğuk vardı. Kötü koku bana durumumu hatırlatırcasına yükseldi. Döşeme nemli ve yer yer yapışkandı. Çöp kümeleri hücrenin her yanına dağılmıştı. Ve zifiri karanlıkta çevremdeki kirli, eğri büğrü duvarlardan korkunç şekiller bağırıyorlardı bana. Bok ve sidik kokusu ağırdı ve kolay kolay geçmiyordu. Küçük su kabını çöpler arasından aldım ve boğazımdaki kirli tadı boş yere yok etmek çabasıyla sabahın bu erken saatinde su içmeye çalıştım. Tanrım soğuktu.'

 

"Hasta mahkumun dışarı çıkması için ölmesi mi gerekiyor?"

CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, hasta mahkumların şikayetlerini Meclis’e taşıdı.

Aygün, çok sayıda hastalığı raporla belgelenen Kandıra 2 Nolu F Tipi Hapishanesi’ndeki mahpus Abdullah Kalay için soru önergesi verdi. Soru önergesinin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ tarafından cevaplanmasını isteyen Aygün, “Abdullah Kalay’ın hapishaneden çıkması için ölmesi mi gerekiyor?” diye sordu.

Aygün’ün TBMM Başkanlığı’na sunduğu soru önergesi şöyle:

Şakran Cezaevi'nde bir tutsak yaşamını yitirdi

İZMİR (DİHA) - Şakran Cezaevi'nde kalmakta olan Yaşar Dere isimli PKK'li tutsak kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti.



Bingöl'de 17 yıl önce çıkan bir çatışmada yaralı yakalanan ve ömür boyu hapis cezasına çaptırılan PKK'li tutsak Yaşar Dere, tutsak olarak tutulduğu Şakran Cezaevi'nde geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi.



Abdullah Kalay: Kalp Krizi Geçirdiğimde Hapishanede Doktor Yoktu

Abdullah Kalay’a doktorlar, eğer bir daha kalp krizi geçirirse kurtulamayacağını söylemişler. O, cezaevinde, cezaevinin olağanüstü sağlık şartlarında, bunu bilerek yaşıyor.

Kocaeli 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Abdullah Kalay’a iki sene önce ilk mektubumuzu gönderdiğimizde, hapishanelerdeki çeşitli hastaların durumuyla ilgili bilgi almak istiyorduk, o da Wernicke-Korsakoff’tan dolayı İnsan Hakları Derneği’nin hasta mahpuslar listesinde yer alan, uzun zamandır hapishanede bulunan bir kişiydi.

Hapishanede hastalandı, hala bırakılmıyor!

İnsan Hakları Derneği Cezaevi Komisyonu F eyleminin 128.’sini gerçekleştirdi. Bu haftaki eylem, hapishane koşullarında kalbinden rahatsızlanan Aynur Doğanay için yapıldı.

Galatasaray Meydanı'nda toplanan İHD'liler “Tecrit öldürüyor! F Tipi hapishaneler kapatılsın!” ve “Hapishanelerde ölüm istemiyoruz! Hasta tutuklular serbest bırakılsın!” pankartlarını açtı. Eylemde “Tecriti kaldırın ölümleri durdurun!”, “Tecrit öldürür, dayanışma yaşatır!” sloganları sık sık atıldı.

İçerideki duyarlılık çok yüksek!

On aydır cezaevinde bulunan Serbest Ekeren’in bir ayağında protez var. Bu protezin her ay kontrol edilmesi ve 6 ya da 12 ayda bir değiştirilmesi gerekiyor. Ancak okurumuzun tedavi için Diyarbakır’a sevki olduğu halde, iki aydır gönderilmiyor. Cezaevi idaresi ve savcısı, her hafta göndereceklerine dair söz veriyorlar; ancak sonra da “asker yok, güvenlik sorunları var,” diyerek göndermiyorlar. Böylesi bir vicdansızlık olur mu?



TKİP dava tutsağı Erdoğdu'nun tedavisi engelleniyor

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP), bugün İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şube binasında düzenlediği basın toplantısıyla Şakran Kadın Kapalı Hapishanesi'nde bulunan hasta tutsak Evrim Erdoğdu'nun sağlık durumuna dikkat çekti.

TKİP dava tutsağı Erdoğdu'nun, 2 Temmuz günü İzmir’de yapılan polis operasyonuyla gözaltına alınarak tutuklandığının belirtildiği açıklamada kronik bronşit astım hastası olan Erdoğdu'nun hapishanede yaşadığı sağlık sorunları ve karşılaştığı keyfi uygulamalar hakkında bilgilendirme bulunuldu.

TAYAD'lı Ailelerden Hasta Tutsaklar İçin Toplantı

HASTA TUTSAKLAR SERBEST BIRAKILSIN!

DEVRİMCİ TUTSAK SÜLEYMAN ACAR DERHAL SERBEST BIRAKILSIN!

Hapishanelerde tecrit politikasıyla gün gün sessizce ölüme terkedilen hasta tutsakların sayısı artıyor. Bu ölümleri yaratan katil devlet ise yalanlarıyla katliamını meşrulaştırıyor, görmezden geliyor.

Soruyoruz size…

Siz görmezden gelseniz bile TAYAD’lı Aileler var bu ülkede. Evlatlarının sesi soluğu olan TAYAD’lı Aileler.

Tuhaf şeyler!

Ömer Utan, aldığı 17 yıl hapis cezası nedeniyle Kandıra 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde, 4 yıldır yatıyordu. Ancak Yargıtay, okurumuzun aldığı cezanın örgüt üyeliği kısmını bozup, diğerlerini onaylayınca, cezaevi yönetimi, “Sen örgüt üyesi değilmişsin; o nedenle seni burada tutamayız” deyip, kendisini Kandıra 1 No’lu T Tipi Cezaevi’ne sürgün etmişler. Okurumuzun itirazı üzerine, yeniden kaldığı F Tipi Cezaevi’ne geri gelemese de, orada konulduğu adlilerin bulunduğu ilk koğuştan, yurtseverlerin bulunduğu bir koğuşa geçebilmiş.

127. F Oturması Gıyaseddin Sevinç ve Hasta Mahpuslar Serbest Bırakılsın

BASINA VE KAMUOYUNA

23.08.2014

23-27 Haziran 2014 tarihlerini kapsayan İstanbul'dan Ankara'ya yaptığımız yürüyüşle, yetkililerden özellikle ağır hasta mahpusların acilen serbest bırakılmasını talep etmiş durumun acili yetini dile getirmiştik.

Hapishanelerde bulunan hasta mahpusların durumu her geçen gün ağırlaşırken tahliyelerine yönelik herhangi bir gelişmenin olmadığı gibi, hapishanelerde mahpuslar birer birer aramızdan ayrılıyor.Yaşam hakları ellerinden alınıyor.

‘Dışarıyla temas artmalı’

0-6 yaş arası 334 çocuk, anneleriyle birlikte cezaevinde kalıyor. Çocukların gelişiminin akranlarından geride kaldığı belirtiliyor.

Onlar, “masum mahkûm”lar. Anneleri cezalarını çekene kadar demir parmaklıklar arasında yaşamak zorundalar. “Dışarıda” ve özgür olsalar annelerinden ayrı kalacaklar. “İçeride” ve annelerinin yanındalar ama o kadar yoksunluk içindeler ki, gelişimleri

özgür akranlarına göre daha yavaş gerçekleşiyor.

Bebeğiyle bütün gün polisleri bekledi

Biberonlar, çocuk bezi, mama ve üst üste konulmuş bebek kıyafetleri… Polisler kapıyı çalarsa hepsi annenin eşyalarıyla birlikte alelacale bir bavula yerleştirilecek. Endişeli bir bekleyiş var. Hakkında yakalama kararı çıkarılan Arzu Ceylan Oral, belki de birazdan 6 aylık kızı Zeynep Simay’la birlikte hiç istemediği halde evinden ayrılmak zorunda kalacak; parka değil, cezaevine doğru yola çıkacak. Suçu, iki yasal basın açıklamasında bulunmak!

Hastalar ve doktorlar

Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde bulunan ve şimdiye kadar 22 yıldır hapis tutulan A. Vahap Yılmaz, kalp-astım ve bel fıtığı hastası. Kendisinin talebi üzerine, çok zor olsa da cezaevi yönetimi, okurumuzu hastaneye sevk ediyor. Orada da bir doktor, “Niye buraya geliyorsunuz. Yaptığınız, sizi buraya getiren güvenlik güçlerini yormak” diyebiliyor. Kaldı ki, aynı doktor, okurumuzun kabul etmesi halinde, kendisini ameliyat edebileceğini söylemiş.