Siteye Eklenen Tüm Yazılar

DUYGULARIMIZ HÂLÂ AŞILI UMUTLARA

"Bir de zindanlarda, tecridin koyu karanlığında ‘duyguları umutlarına aşılı’ koşturanların, yığınla tarihe tanıklık etmenin gücüyle ışık saçmaktan vazgeçmeyenlerin tarihini; dışarıya-dışarıdakilere yeterince duyuramadığımıza. Yine de Süleyman Okay’ın bize tercüman olan mısralarının ardından Hasan Hüseyin yolumuza eşlik etmeye devam edecek: “biliyorum\ matarada su\ torbada ekmek\ ve kemerde kurşun değil şiir\ ama yine de\ matarasında suyu\ torbasında ekmeği\ ve kemerinde kurşunu kalmamışları\ ayakta tutabilir...”."

 

Hapishanedeki Boncukta Ayaklanma Riski Buldular

12.05.2016

Gorulmustur.org ekibinden şair Adil Okay: “Mahkeme kararı ironi gibi. Bunun sadece bir güvenlik görevlisinin münferit tavrı olmadığı, bir hükümet politikası olduğu anlaşılmaktadır. Boncuğa gelene kadar neler var diyebilirsiniz. Ama bir boncuğu, el işlerini keyfi olarak yasaklayan bir zihniyet hapishanelerde neler yapmaz” dedi.

Ankara 1 Nolu F Tipi Cezaevinde kalan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası hükümlüsü Yaşar İnce’nin, hücresinde el işleri ile uğraşmak için boncuk, iplik, iğne gibi malzemeler almak istemesi hukuk davalarına konu oldu.

Bakırköy Hapishanesinde İlk Günler..

" Evet artık tutsaktım...Kapı açılıp içeri girdiğimde karşımda birbirinden güzel, gülüşlerinde özgürlük kokan 11 kadınla karşılaştım. B4 koğuşu düşündüğümden daha da büyük bir yerdi. 24 kadının kalabileceği büyüklükte. Şu an benimle birlikte 12 kadın olduk. Burada farklı siyasetlerden kadın arkadaşlar var... Buraya gelince aslında "Dışarı ile içerinin ne farkı var?" diye düşündüm... Nerede daha çok tutsağız?"

Gülhanım Aslandoğan

Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi B-4

Bakırköy-İSTANBUL

TUTSAKLARA HASTANEDE İŞKENCE

Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’n de ameliyat esnasında işkence iddası

Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi'nde bel fıtığı patlaması üzerine Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan siyasi tutsak Rızgan Turan'a ameliyat esnasında göğsüne Türk bayrağı yapıştırıldı, boyun kısmı jiletle kesildi. Narkozun etkisi geçtikten sonra saldırıyı gördüğünü bildiren Turan, ameliyat öncesi tutukluluk sebebinin sorulduğunu aktardı.

Yalınayak: "Dört Duvar Arasında Çocuk Olmak"

Hatırlar mısınız “Bu yemek bitmeden sokağa çıkmak yok” diyen annenizin tatlı-sert kızışlarını? Ya da “Ödevlerini bitir, ondan sonra sokağa oyun oynamaya çıkarsın” tembihlerini? Çocukken annelerimizin bu tavırlarına epey sinirlenir, dışarı çıkabilmenin önkoşullarını yerine getirir getirmez, özgürlüğe koşardık evin merdivenlerinden.

Ne yazık ki yaşadığımız coğrafyada 0-6 yaş arasındaki yaklaşık 500 çocuk, anneleri izin verse dahi sokağa çıkamıyor. Anneleriyle birlikte beton duvarlar arasında tutsak olan bu çocuklar, sokağı ancak düşleyebiliyorlar.

Sami Tunca: Hapisteyim

Açıkçası, bu 50 yıllık hapis benim için cezadan çok ödül sayılır. Gezi halk ayaklanmasının her özgür günü değil 50 yıla, idama bile değer.

4 Mayıs 2016

Türkiye de, bu günlerde, bir gazetecinin nasılsın sorusuna vereceği genel cevaplardan biri bu olsa gerek;

- Hapisteyim…

Cezaevinde mektupla resim kursu

Gönül Bulut 22 yıldır cezaevinde. 8 yılı daha var dışarı çıkmak için. Yasemin Arslantaş genç bir sanatçı, ressam, heykeltraş, fotoğrafçı ve öğretmen. Bu iki insanın yaşamı bir gün bir mektup yazdıklarında değişti. Şimdi Yasemin öğretmen, Gönül öğrenci. Arada kilometreler, duvarlar, tel örgüler var ama resim derslerine devam ediyorlar. Redfotoğraf grubu ve Görülmüştür.org ekibinin ‘fotoğraf köprüsü’ projesi kapsamında açılan bir sergide, Gönül Bulut’un bir çizimini görmüş Arslantaş…

***

Cezaevi Raporu'na AKP Karartması

TBMM İnsan Hakları Komisyonu Hükümlü ve Tutuklu Hakları Alt Komisyonu'nca Tekirdağ cezaevinde yapılan incelemenin ardından hazırlanan rapor, tartışmalara neden oldu. İncelemeye katılarak, tutuklu ve hükümlülerin anlatımlarıyla somutlanan kötü koşullara daha önce dikkati çeken CHP'li Veli Ağbaba, AKP zihniyetini yansıtan rapora muhalefet şerhi koydu. Rapora göre, tutuklu ve hükümlüler "bina akustiğinin kötü olmasından, akşam yemeklerinin öğlen yemekleri kadar özenli hazırlanmadığından" yakındılar.

"Hapishane, Cezaevi, Tutukevi, Islahevi, Ceza İnfaz Kurumu, Esir Kampı, Zindan, Mahpus Damı, Tevkifhane, Mahpushane…"

"TUTSAK, ESİR, MAHPUS, MAHKÛM, TUTUKLU VEYA HÜKÜMLÜ…"

Bu saydıklarım Türkiye hapishanelerinde “yatan” insanlar için kullanılan sıfatlar. Bunlara "Rehine"yi de ekleyebiliriz belki. Adları ne olursa olsun, onlar insan. Rakam değil. Sadece raporlarda, istatistiklerde geçen verilerden, deneklerden ibaret değil. Onlar, önce insan. Bizim insanlarımız; dostumuz, kardeşimiz, anamız, babamız, yârimiz, yoldaşımız.

"Hapishane, Cezaevi, Tutukevi, Islahevi, Ceza İnfaz Kurumu, Esir Kampı, Zindan, Mahpus Damı, Tevkifhane, Mahpushane…"

kadın mahpuslara 'ince-derin arama' adı altında çıplak arama

Antalya ve İzmir cezaevlerinde kadın mahpuslara 'ince-derin arama' adı altında çıplak arama dayatılarak, zorla genital bölgeleri kontrol ediliyor.

Antalya ve İzmir'de bulunan cezaevlerinde siyasi tutuklularla görüşen avukat Hakan Evcin, kadın mahpuslara "ince-derin arama" adı altında çıplak aramanın dayatıldığını aktardı.

BİZ HALA KOCAMAN BİR ‘BÖCEK KOLEKTİFİ’YİZ

"Bu bilmece-bulmaca, hele yapayalnız, tek ve yatalak halde! 30 kilo civarındayım, gerçekten kahkaha-çığlık atmamak zorundayım. Pakette, bir F Tipi Hapishanesi’nde hücreden hücreye toparlanmış belki 100 çeşit böcek kurutulup, üzerine yapıştırılmış bir kağıt! Tutsaklar her hücreden, havalandırmada buldukları böcekleri toplamışlar, bir merkezde buluşturmuşlar. Hepsi yapıştırılmış bir kâğıt üzerine, uğur böceğine refakat eder halde!"

 

BİZ HALA KOCAMAN BİR 'BÖCEK KOLEKTİFİ'YİZ

"Ayna ile birbirimize bakabiliyoruz. Yoksa nereden göreceğiz birbirimizi."

"Kapılar kapanmaya başladığında diğer havalandırmalarda voltada yudumluyorduk çaylarımızı. Üstelik gökyüzüne bahar da gelmişti tüm güzelliğiyle betondan avlumuza da vuruyordu rengi… Galiba biz kadınlar nerede olursak olalım yaşamı bir kahkaha tadında yaşamaya devam edeceğiz. Olmalı da. Acıdan kentler yaratmaya çalışanlara inat gülebilmeliyiz de diye düşünüyorum."

***

5 Nisan 2016

Sevgili Tülin Abla

Merhaba!

Giresun İl İnsan Hakları Kurulu’ndan “Hak İhlali” Kararı

Görülmüştür Notu: Hapishanelerde koşulları iyileştirme doğrutusunda yapılan her çalışma kıymetlidir. CİSST'ın aşağıda detayını okuyabileceğiniz yüzde 48 engelli, abisi ve babası da hapiste olan ve üçü ayrı ayrı hapishanelerde tutulan, kalp ve şeker hastası annesinin yol nedeniyle kendilerini ziyaret edemediği bir mahpusa ilişkin başvurusu oy çokluğuyla kabul edilmiş. Bu kadar insani bir talebe karşı oy verenler yani "hak ihlali yoktur" diyenler: Kurul Başkanı Vali Yardımcısı, Ak Parti Temsilcisi, Giresun Belediyesi Temsilcisi, Türk Ocakları Temsilcisi.

Tutuklu ve Hükümlü Gazetecilerin Listesidir

21 Nisan 2016

Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP)’nin saptamasına göre 21 Nisan 2016 tarihi itibariyle Türkiye cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü bulunan 4’ü imtiyaz sahibi ve yazı işleri müdürü 32 gazetecinin isimlerini, görevlerini ve tutuklu bulundukları hapishaneleri; basının ve kamuoyunun, duyarlı kişi ve kurumların bilgisine sunuyoruz...

3 AYDA 300'Ü AŞKIN TUTSAK SÜRGÜN EDİLDİ

21 Nisan 2016

TUTSAKLARIN 'SESİMİZİ DUYUN' ÇAĞRILARI DEVAM EDİYOR

BU KARANLIK GÜNLERDE ONLARI YALNIZ BIRAKMAYALIM

Geçtiğimiz 3 ay içerisinde 300'ü aşkın tutsak bulundukları hapishanelerden başka hapishanelere apansız sürgün edildi. Bu sürgün haberleri takibedilemeyecek hızla devam ediyor.

Yine okurlarımızın bize ilettiği son bilgilere göre dün, Elazığ Hapishanesi'nde bulunan 19 tutsak Giresun, Tokat ve Samsun-Bafra Hapishaneleri'ne dağıtılarak sürgün edildiler.

Yaralı Yakalanan Deniz Tepeli ve Ankara Katliamı Yaralıları

"Ben 2006 Nisan’ında, tam bugünlerde tutuklandım. Tutuklandığımda yaralıydım. Tedavi engellenince yaralarım iyice enfeksiyon kapmıştı ve yürüyemiyordum. Günler sonra hastaneye götürüldüm, Erzurum E Tipi hapishanesindeydim o zaman. Hastaneye götürülene kadarki süreçte yanımda bulunan üç arkadaş bana baktılar, üstelik biri de kolundan yaralıydı, kolunu-elini kullanamıyordu. Yanıklar içinde, yürüyemeyen birine bakmak üstelik o olanaksızlıkta zordu ve o güzel, daha önceden tanımadığımız arkadaşlarım bana bebek gibi baktılar. O ilgileri büyük bir moraldi benim için..."

***