İslahevi, tek kişilik hücre cezaevleri, cezaevi içinde cezaevleri
Türkiye’deki F Tipi hücre Cezaevlerine ve hem de Kızıl ordu elemanları için Stuttgart-Stammheim’da yapılan F Tipi Cezaevi tarihine de değinmek istiyorum…
Türkiye’deki F Tipi hücre Cezaevlerine ve hem de Kızıl ordu elemanları için Stuttgart-Stammheim’da yapılan F Tipi Cezaevi tarihine de değinmek istiyorum…
"Büyük bir müjdeyle verilen açık görüş açıklaması bakanlıkça yapılırken bunun da yarım saatle sınırlandırılması, iki kişi ve diğer hücrelerdeki arkadaşlarla karşılaşmayacak şekilde ayarlanması, tecrit zihniyetinin sürdürülmesi anlamına gelmektedir"
Zeynel FİRİK
1 No'lu F Tipi Hapishane C-87
TEKİRDAĞ
***
Sevgili Adil Hocam Merhaba,
38 tutsak şair ve yazarla yapılan söyleşilerden oluşan, Ayhan Kavak ile Adil Okay'ın hazırladığı Firari Yazılar adlı kitabın Bolu hapishanesinde yasaklanması, yazarlarından Ömer Özdurak'a verilmemesi üzerine HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları Meclis'te Adalet Bakanlığı'ba bir soru önergesi verdi. Teşekkür ediyor ve önergeyi yayınlıyoruz.
***
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA
Aşağıdaki sorularımın, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül tarafından Anayasa’nın 98. ve TBMM İçtüzüğü’nün 96 ile 99. maddeleri gereğince yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
‘Firari Yazılar’ adlı kitap çalışmanızı kutluyorum ama Eğitim Birimi “sakıncalı yazılar var” gerekçesiyle bana vermediler. Keşke okuma şansım olsaydı. Artık bir kitap hakkında toplatma kararı olmasa da şayet Eğitim Birimi uygun görmezse o kitabı tutukluya vermeyebiliyorlar. Yani anlayacağınız keyfi bir durum var.
***
5 Aralık 2021
Merhaba Sevgili Adil Okay,
Zulmün, mevsim şartlarıyla yarıştığı bir sürece tanıklık etmek; insanı oldukça yoruyor. Bunun üstüne eklenen çarelerin kısıtlılığı da, Baharın direnişini beklercesine kuytuda bekliyor…Korku fobisinin hakim olmaya başladığı faşizane sistemler süreci her kalemi küçültmeye, her kağıdı daraltmaya, her dili törpülemeye devam ediyor. İnsan bütün bunları bir araya getirip düşününce, masum yürekli, gökyüzü mavisini göremeyen yüreklere, Zemheri ayazına inat kocaman gülücükler göndermek istiyor. Tabi hepsi demir kapı, kör pencerelerden geçip, demir ranzalara bile ulaşmıyor!
Halil de gitti...
Çok üzgün ve öfkeliyim. Mektup arkadaşım Halil Güneş hapishanede katledildi. Katledildi diyorum çünkü 29 yıldır zindanda olan Halil kanser hastasıydı ve Hapishane koşullarında tedavisi de mümkün değildi. Diyarbakır Eğitim Hastanesi'nin "hapishane koşullarinda tedavi edilemez" raporu olduğu halde Halil tahliye edilmedi.
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ocak-Şubat-Mart 2022 tarihli 42. sayısı elimize ulaştı.
Tüm sayılar için şu bağlantıyı ziyaret edebilirsiniz: http://gorulmustur.org/icerik/umus-eylul-dergisi
Hazırlayan: Hasan Şahingöz
İletişim Adresi: 1 Nolu F Tipi Hapishane C tek 55 TEKİRDAĞ
Değerli Ayhan Kavak ve Adil Okay'ın ısrarlı çalışmalarıyla nihayet içerideki firarilerin “axı” dışarıyla buluşturulabildi.
Nihayet! Çünkü milyarlarca insanın tek bir tıkla, tuşla bütün mesafeleri yakınlaştırdığı bir gezegende içeridekiler, yakın mesafedeki yakın ve dostlarıyla halen haftalarca, aylarca yol gidip gelen posta aracılığıyla haberleşiyorlar…
Firari Yazılar, aylarca süren yazışmalar sonucu oluşan bir söyleşi kitabı… Bu süre zarfında karşılaşılan zorluklar kitaba ayrı bir anlam kattığı gibi, kitabın oluşmasında emeği geçenleri de bahtiyar ettiğinin kanısındayım…
8 Kasım 2021
Şair yola düştü:
AĞIRLAŞTIRILMIŞ GECE
Sancılar içinde uyanıp gözlerini açtığında, başını yastıktan zorlanarak kaldırıp etrafa bakındı. İçinden bağırmak geçti ama aniden buna engel olması gerektiğini fark etti. Üzerinde son birkaç gündür onu iyice yormaya başlayan bir ağırlık...
Koca bir çığın altında gibi hissediyordu. Gözü her kapandığında Gabus cini sanki boğazına çöküp onu nefessiz bırakıyor, ‘nefes alamıyorum’ diye çırpınıp avazı çıktığı kadar bağırmak istese de yalnızlığın soğukluğuyla birleşen Gabus’un delikli elleri buna izin vermiyordu.
“Sevgili ADİL OKAY’a en büyük teşekkürleri sunuyorum. Çok eskiden bir “Lümpendim.” Bana kültür ve sanatla iyiliği, dostluğu ve kardeşliği öğrettiği için hem kendisine hem de Görülmüştür ekibiyle birlikte Ümran DÜŞÜNSEL’e, Sibel ÖZBUDUN-Temel DEMİRER’e, Nilay BAYDAR’a, Zeynep GÜRLER’e, Melahat DENİZ’e, Ayşegül’e ve ismini şu an saymakla bitiremeyeceğim sayısız güzel insana tek tek sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Bir tebessümle bir insanın nasıl değiştirildiğini öğrettiler.“
***
14 Kasım 2021
10 Aralık 2021'de Kandıra hapishanesinde kapatıldığı süngerli odada haftalarca süren işkence sonucu hayatına son veren Garibe Gezer'in 2018 yılında Tarsus hapishanesinden bize yazdığı mektubu yeniden yayınlıyoruz. Garibe Gezer'in yakınlarına baş sağlığı diliyor sorumluların bir an önce yargılanmalarını talep ediyoruz.
Görülmüştür Ekibi
***
12.11.2018
Dr. Ayhan Kavak ve Adil Okay tarafından hazırlanan Firari Yazılar kitabı, otuz sekiz siyasi mahkum yazarlarla yapılan söyleşileri kapsamaktadır.
Kitabı hazırlayanlar tarafından siyasi mahkum yazarlara hayata ve sanata dair hazırlanan on beş soru gönderilmiş ve onlardan gelen yanıtlarla oluşturulmuştur.
9 Aralık 2021
Kandıra Cezaevinde işkence görüp tecavüz edildiği belirtilen Garibe Gezer, aynı cezaevinde şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Avukat Eren Keskin: Hücredeki bir insan kendini nasıl asabilir!
Kandıra 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan ve sistematik işkence gören tutsak Garibe Gezer, koğuşunda şüpheli şekilde yaşamını yitirmiş halde bulundu. Öğlen saatlerinde intihar ettiği iddia edilen Garibe’nin durumunu, cezaevi yönetimi ailesine bildirdi.
“Ahmet Ada’nın “Şiir Okuma Durakları” kitabı, “Basın Kanunu Matbaalar Kanununun öngördüğü usullerle basılmamış…” deniyor. Yani verilmeyecek. (…) Sizin ‘Arkası Yarın - Bir Ayrılık Hikayesi’ni ise daha alamadım. Yeni çıkan kanun “iki ayda bir kez” denilerek kitap almamız engelleniyor.”
Remziye Meral TURMUŞ
Bakırköy Kadın Kapalı hapishane
Bakırköy/İSTANBUL
***
“Herkesin başına çiçekler serpilirken biz kuşatılmış karanlık mekanlardakilerin başına da kayalar düşmekte. Hal böyleyken kitaba ve yazıya olan tahammülsüzlük dışarıdan yollanan kitap ve dergilere yasak gelme oldu. İki ayda bir, özel-bayramlarda bir adet hediye kitap alabileceğiz artık.”
Ayhan Kavak
1 No'lu T Tipi Hapishanesi A-3
Siverek/Ş. URFA
***
15 Kasım 2021
Kekê Adil Hocam’a, Selam, sevgi ve saygılarımla merhaba…
Alp Altınörs, bir yıldan fazladır tutuklu bulunduğu Sincan F Tipi Cezaevi'nden kaleme aldığı kamuoyuna açık bir mektupla "yargılanma" sürecinde yaşananları Artı Gerçek'e anlattı. Altınörs'ün mektubunu aynen yayınlıyoruz:
Değerli dostlar, Bildiğiniz gibi, uzunca bir süredir aranızda değilim. Bu süreç içinde yaşadıklarımı(zı) kısaca da olsa özetlemek amacıyla bu mektubu kaleme alıyorum. 25 Eylül 2020’de, bir medya linci eşliğinde gözaltına alındık ve 2 Ekim’de tutuklandık. O tarihten bu yana da 1 yıl iki aydır tutukluyum.
"Mardin Barosu’nda, İnsan Hakları Haftası kapsamında “Görülmüştür” ekibinin “Duvarları Delen Çizgiler” sergisinin açılışı yapıldı.
Mardin Barosu İnsan Hakları Komisyonu, İnsan Hakları Haftası kapsamında düzenleyeceği etkinliklerin startını verdi. Program kapsamında cezaevleriyle dayanışmak amacıyla yola çıkan “Görülmüştür” ekibinin tutuklu 16 karikatüristin eserlerine yer verdiği “Duvarları Delen Çizgiler” karikatür sergisinin açılışı yapıldı.
“Bu cezaevinde harita, atlas YASAKMIŞ. Emanet eşyaya alındı..”
Zana MAZAK
F Tipi Cezaevi B-45 BOLU
***
9 Kasım 2021
Salt bir umut değil
Bizi yaşatan
Ayakta tutan.
Delice bir sevda
Delice bir aşk
Özgürlük aşkı
Özgürlük sevdası
Dembaş/Merhaba Kekê Adil, Biraz geciktim.
Yıllarca insan hakları alanında çeşitli sivil toplum örgütlerinde hak savunuculuğu yapmış ve özellikle kapatılma mekânları üzerine çalışmalar yürütmüş biri olarak, sizce bireyi toplumsal yaşamdan kopararak özgürlüğüyle ‘terbiye’ etmeye çalışmak insan onuruyla bağdaşan bir cezalandırma yöntemi midir?
“Özgürlüğün sesi 50 mahpus 50 fotoğraf” sergisine katılan Adalet Nöbetçisi tutuklu yakınları, “Çocuklarımız özgürlük istedikleri için tutuklular. Tek ses olup adaleti getirelim” diyerek serbest bırakılmalarını istedi.
Hasta ve infazı yakılan tutukluların tahliye edilmesi için Diyarbakır Barosu’nda Adalet Nöbeti başlatan tutuklu yakınları, Red fotoğraf grubu, Görülmüştür Ekibi ve Tahir Elçi Vakfı’nın 6 yıl önce katledilen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi anısına “Özgürlüğün sesi 50 mahpus 50 fotoğraf” adlı sergisini ziyaret etti.
. Diyarbakır'dan sonra Urfa'ya geçiyoruz. Hem Özgürlüğün Sesi adlı sergimizi açacağız. Hem de "Firari yazılar' adlı yeni kitabımızı tanıtacağız.
Sergi hakkında bilgi:
"Kartınız ulaştı. Ama hayli gecikmeli. Gecikmenin nedeni iletişim-haberleşme cezasından, hem mektup hem de telefon açmaktan epey zamandır muaf bırakılmamdan kaynaklı. İletişim çağında iletişimsiz bırakılmak hayatın bir başka ironisi olsa gerek!"
M. Enes TUNÇ
1 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi C-45
DİYARBAKIR
***
16 Kasım 2021
Merhaba,
İyi olmanız umuduyla size, şahsınızda bütün dostlara selam, sevgi ve saygılarımı gönderiyor, sağlık diliyorum.
“Beni revire götüren personel beni merdivenlerden itti. Kollarımda, bileklerimde şişkinlikler meydana geldi ve ara koridorda ben ve Abdullah Acar saldırıya uğradık. Kafamda şişkinlikler meydana geldi keza Abdullah Acar da öyle. Yine Baran Barış Korkmaz arkadaşın parmağı da mazgal arasında ezildi. (…) Sosyalist basın ve yayınları alamıyoruz. İki ayda bir, bir tane kitap alabiliyoruz, bir de yeni yıl, dini bayramlar ve doğum günlerinde birer kitap alabiliyoruz. Günlük gazeteler, Yeni Yaşam ve Evrensel’i alamıyoruz, sohbetlere çıkamıyoruz.
Ayhan Kavak ve Adil Okay tarafından hazırlanan Firari Yazılar kitabı, otuz yedi mahpus yazar ve şairle yapılan söyleşilerden oluşuyor. Ancak aklınıza hemen “İçerideki şartlar nasıl?” gibi sorular gelmesin. Zira kitap ‘hapishane edebiyatı’nı ve dolayısıyla içerideki yazarların hayat, sanat, edebiyat hakkındaki görüşlerini duygusallığa yer vermeden, aradaki ‘parmaklıkları’ kaldırarak okura aktarıyor.
“Toplumlar kendi içinde 4 sınıfa bölündü. İktidar – Halk – Erkek ve nihayet kadınlar, dördüncü sırada yerini alabildi ! Biz kadınlar doğurup yetiştirdiklerimiz, kendi yarattıklarımız tarafından dördüncü sınıf varlıklar olarak görülüyor, her fırsatta vurulup öldürülüyoruz. Bu sistemi biz kadınlar oluşturmadık ama, yıkacak da biz kadınlarız. Kadın bilinci, vicdanı ve adaleti ile yeniden inşa edilen; cinsiyetsiz, eşit ve adil bir dünya yaratacağız. Yeter ki buna inanalım ve birbirimize daha güçlü ellerle sarılalım. Bize ne dört duvar ne de içinde bulunduğumuz tecrit engel olamayacak. “
“11 yıldır cezaevindeyim. Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde olan ablam Pınar TİKİT’in yanına gitmek için tam 5 yıldır nakil (sevk) talebinde bulunuyorum. Her defasında talebim reddedildi. Ben de beyninde Araknoid Kisti olan ve çeşitli sağlık sorunlarıyla uğraşan ve sık sık bayılan, bakıma muhtaç olan ablam Pınar’ın yanına gitmek için ulaşabildiğim herkese ulaşma kampanyası başlattım.”
Ayten TİKİT
Kadın Kapalı Cezaevi
Tarsus/MERSİN
***
1 Kasım 2021
“İçerideki Yazarlar için böyle bir çalışmanın anlam ve kıymetini ifade edecek söz bulunamaz. Yıllardır zindanların kör kuytularında, bilinmez ücra köşelerinde, duyulmaz çığlıklar atan ve bir türlü görünür olmayı başaramayan ya da görülmek istenmeyenler için tam da ‘görülmüştür’ mührüne benzeyen bir sonuç yarattı bu kitap. Buna hapishanedeki ‘görülmüştür’den, toplumdaki ‘görülmüştür’e dönüşen bir değişim / metamorfoz diyebiliriz.“
Seyit OKTAY
T Tipi Hapishane
TOKAT
***
8 Kasım 2021
Kadına yönelik günlük ve ivedi şiddete yönelik, yürütülen karşıt kampanyalar bu sene(2021) oldukça kısıtlı kaldı çünkü Korona virüsü hakimiyetini soğuk kış günlerinde de arttırdı.
Daha önce çeşitli kurumlar tarafından yapılması için planlanan 25 Kasım etkinlik salon programları da iptal edilmek zorunda kaldı. O yüzden her sene farklı kadın gruplarıyla bir araya gelip, yazdığımız posta kartlarını da maalesef kadın gruplarıyla toplu halde değil, kendi imkanlarımla yazıp göndermek zorunda kaldım.
Yıllarca cezaevinde tutulan 66 siyasi tutuklu, haklarındaki cezaların infazını tamamlamalarına rağmen İdare ve Gözlem Kurulları tarafından çeşitli gerekçelerle tahliyeleri engelleniyor.
Tecrit, işkence, kötü muamele ve hak gasplarıyla gündemden düşmeyen cezaevleri, giderek büyüyen adaletsizlik sarmalı içerisinde ülkenin en sorunlu alanlarından biri oldu. Pandemi koşullarında dahi binlerce adli tutuklu salıverilirken, ölümle yüz yüze bırakılan hasta tutuklular ise adeta kanayan bir yara haline geldi.
TÜİK 2020 verilerinde, Ceza İnfaz Kurumu'nda bulunan kişi sayısı yüzde 8,5 azaldı deniyor. Bu azalma bir başarıdan dolayı değil, pandemi nedeniyle infaz sisteminde yapılan bir değişiklikle olmuştur.
Zafer Kıraç* [email protected]
20 Kasım 2021
31 Ekim 2021 itibariyle Türkiye hapishanelerinde 1.347 tutuklu çocuk bulunuyor. 566 hükümlü çocuğun ise cezaları, COVID-19 izniyle hapishane dışında infaz ediliyor. Tutuklu çocuklar, çocuk ve gençlik kapalı ceza infaz kurumlarında ya da yetişkin kapalı ceza infaz kurumlarının çocuk koğuşlarında tutulmaya devam ediyor.
MERSİN - “Firari Yazılar” kitabı için düzenlenen söyleşide konuşan HDP'li Fatma Kurtulan, cezaevlerinde baskıların arttığını söyledi.
Ayhan Kavak ve Adil Okay tarafından hazırlanan ve 38 tutuklu yazarın yazılarının bulunduğu “Firari Yazılar” kitabına ilişkin İHD Mersin Şubesi’nde söyleşi düzenlendi. Söyleşiye, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan ile Görülmüştür Kolektifi Sözcüsü Adil Okay katıldı.
Adil Okay'ın Mersin'de Fatma Kurtulan ile birlikte katıldığı Firari yazıları tanıtım toplantısında yaptığı konuşma metninden bir bölüm:
“Halihazırda Türkiye Cezaevlerinde 460 doktoralı, 2371 yüksek lisans mezunu, 27 bin 515 üniversite mezunu mahpus var”
“Yolladığın kitabı, “Firari Yazılar”ı aldım. Çok teşekkürler. (…) Firari Yazılar’da adı geçen yazarlardan yedisi burada. Kandıra 1 No’lu iyi bir katkı yapmış bence. Hüseyin İlbeyci bana gelen kitabı okudu. Ben de okuyunca Sami Özbil’e yollayacağım, o da Yüksel Yiğitdoğan’a ve o da Nevzat Güngör’e yollayacak. Maalesef Laleş Çelikel ve Gültan Kışanak, top menzilimizin dışında. Firari Yazılar’a çatı aşırtıyoruz tam adına layık.”
Ergül ÇİÇEKLER
1 No'lu F Tipi Hapishane C-89
PTT Hapishane Şubesi/KOCAELİ
“O” Binbir türlü belirsizliğin aklımın içinde hareket etmesine ve gölgelerin yüzüme düşüyor olmasına rağmen hafifçe gülümsüyorum. Engel olamadığım bu gülümseme yüzünden keskin bir suçluluk duygusu hissediyorum. Aslında gülmek, içinde bulunduğum durumu göz önüne alırsam; yapabileceğim en son şeydir. Çünkü topraklarımızdan atılmıştık, açtık, hastalıklarla boğuşuyorduk, sevdiklerimizi bıraktık arkamızda ve çok da ölü…
Burhaniye T Tipi Cezaevi'nde tutulan Mehmet Boğatekin’in, koğuş değişikliği bahanesiyle karikatür ve resim çizimi için kullandığı temel malzemelerine el konuldu.
Balıkesir’deki Burhaniye T Tipi Cezaevi'nden tutulan Mehmet Boğatekin'in (46) koğuş değişikliği bahanesiyle suluboya takımına el konuldu.
24 yıldır tutuklu olan ve cezaevinde yaptığı karikatürler ulusal ve uluslararası yarışmalarda ödül alan, eserleri birçok dergide yayınlanan Boğatekin, çizim ve boyama yapabilmek için kullandığı malzemelerine el konulduğunu söyledi.
"ÇİZMEYE DEVAM EDECEĞİM"
“Sizler sayesinde kazanmış olduğum mektup arkadaşım sayesinde de yalnızlığı da unutuyor oluyorum. Bu konuda çok teşekkür ediyorum sizlere; mektup arkadaşımın dediği gibi, “Sayende çok güzel bir insan kazandım!..” aynı duygular benden de sizlere gelsin… Ve ayrıca göndermiş olduğunuz iki adet kitap için de teşekkür ediyorum.”
Engin Bulut
2 No'lu T Tipi Hapishane
Bünyan - Kayseri
***
20 Ekim 2021
MERSİN İHD ŞUBESİNDE SÖYLEŞİ VE İMZA GÜNÜ
Görülmüştür Kolektifinden yazar Adil Okay ile Tutsak yazar Ayhan Kavak'ın hazırladığı Firari Yazılar yayınlandı.
HDP Milletvekili Fatma Kurtulan 39 tutsak yazar ve şairle yapılan söyleşilerden oluşan Firari Yazılar'ı tutsak yazar Ayhan Kavak'ın ve diğer tutsak yazarların adına imzalayacak.
Ayhan Kavak ve Adil Okay’ın yayına hazırladığı “Firari Yazılar – İçerideki Yazarlarla Söyleşiler” adlı kitap, cezaevinde bulunan Gültan Kışanak’tan Erol Zavar’a, Leyla Atabay’dan Selahattin Demirtaş’a kadar 38 yazar ve şairin katkısıyla oluştu…
***
Doğal özgürlüklere demir kelepçeler vurulmak isteniyorken…karşıt mücadele de kendini Edebiyat diliyle daha güçlü ifade etmeye devam edecek.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Hatay şubesinin ev sahipliğinde gerçekleştirilen Firari Yazılar söyleşi ve imza gününde, Milletvekili Tülay Hatimoğulları Oruç ile Yazar Adil Okay, tutsak olan binlerce insanın tutulduğu cezaevi koşullarının insan haklarına aykırı olduğuna vurgu yaparken, cezaevlerinin Türkiye’nin kanayan yaraları olduğunu söyledi. İHD’de düzenlenen etkinlikte konuşan İHD MK Üyesi, Hatay Şube Sekreteri Servet Üstün Akbaba, konuklarını tanıttıktan sonra yaptığı konuşmada, cezaevleriyle ilgili hazırladıkları raporlar hakkında bilgi de verdi.
Özgürlüğün Sesi adlı sergimiz Tahir Elçi Vakfı'nın, Tahir Elçi'nin ölüm yıldönümünde düzenlediği etkinlikler kapsamında 26 Kasım'da Diyarbakır Barosu'nda açılacak.
sergi hakkında bilgi
Uzun yıllardır tutuklu ve hükümlülerle dayanışan, onların içeride zor koşullarda ürettikleri eserleri görünür kılmaya çalışan Görülmüştür Kolektifi ve objektiflerini sosyal sorunlara çevirmeleriyle tanınan fotoğrafçılardan oluşan Redfotoğraf Grubu olarak “Özgürlüğün Sesi” adlı yeni bir proje hazırladık.
“Politik tutsaklar (c)ezaevlerindeki keyfiyetten / eziyetten yıllardır çekiyorlar. İçlerinden binden fazlası hapishane koşullarından dolayı hastalandı. Her ay tahliye edilmeden ölenler oluyor. Ne yazık ki dışarıya tabutla çıkıyorlar. Ve “demokratikleştik” v.s. diyenler de bu dramı seyrediyor. Biz ise bıkmadan, usanmadan bizim için - sizin için, daha adil bir dünya ütopyasıyla zindana düşen ve içeride sağlığı bozulan bu insanların seslerini duyurmaya çalışıyoruz.”
***
HASTA TUTSAKLAR İÇİN NE YAPILABİLİR *
“1 Ekim’den bu yana adeta mektup yazamaz olduk! Yazdığımız mektup ve fakslar genellikle sansür kararı alınarak gönderilmiyor. ‘Sağır Sultan’ın bile duyduğu gelişmelerin faturası, sürgün sevkle götürülmeyen ve on-on iki kişi kadar kalan biz devrimci tutsaklara kesilmeye çalışılıyor.”
Resul Kocatürk
F Tipi Hapishane
Hacılar - Kırıkkale
***
“30 yıl yatıp çıkmak az değil. Tabii şartlı tahliyeni iyi halli olarak hak etmemişsen 6 aylık bir tahliye gecikmesi oluyor.”
Ömer ÖZDURAK
Bolu F Tipi Hapishane
***
25 Ekim 2021
Sevgili Adil Abi Merhaba,
Öykü'nün resim yapıp gösterdiği fotoğraf kartınızı aldım. Kızınız Öykü şimdi liseli olmalı sanırım. Zamanın biz içeridekiler için çok yavaş aktığı gerçek ama dışarıda bıraktıklarımız için hızlı akıyor. Fotoğraflar bunun kanıtı gibi duruyor… Öykü çok tatlı çıkmış bu ara.
"biz dışarıdan izole insanlarız yani ortak alanların kaldırılmasının hiçbir mantıklı nedeni yok, ama korona bütün hukuksuzlarına, keyfi yaklaşımlarına iyi bir kılıf oldu. Bu kılıfı daha ne kadar götürecekler belli değil."
***
28 Eylül 2021
Sevgili Adil Heval
Özlem ve sevgiyle merhaba,
Görülmüştür Kolektifinden yazar Adil Okay ile Tutsak yazar Ayhan Kavak'ın hazırladığı Firari Yazılar yayınlandı. HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları 39 tutsak yazar ve şairle yapılan söyleşilerden oluşan Firari Yazılar'ı tutsak yazar Ayhan Kavak'ın ve diğer tutsak yazarların adına imzalayacak.
Veysel Kaplan'ın bir yakınına gönderdiği hak ihlallerini ve hasta mahpusların sorunlarının ağırlaştığını anlatan mektubundan bir bölüm yayınlıyoruz.
(...)
Hasta Hakları Günü’nde hasta mahpuslara dair açıklama yapan İHD: “Hasta mahpuslar bir devlet politikası olarak hapishanelerde ölüme terk ediliyor. Bu durum açıkça yaşam hakkı ihlalidir.”
İstanbul - BİA Haber Merkezi
26 Ekim 2021, Salı 16:19
İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Hapishaneler Komisyonu, bugünkü Hasta Hakları Günü vesilesiyle yaptığı açıklamada, hasta mahpusların yaşam hakkının korunmasını ve ağır hastaların serbest bırakılmasını talep etti.
“ÖZGÜRLÜĞÜN SESİ” ANTAKYA’DA
Açılış: 22 Ekim 2021. Saat:17.00
Adres: Hatay Tabip Odası
Gazipaşa Mh. Kurtuluş Cd. Ülkü sk. No:17/A Antakya/HATAY
Özgürlüğün Sesi” adını verdiğimiz bu projeyi hazırlamak için farklı hapishanelerde kalan 50 mahpusa mektup yazdık. Özgürlük temalı yazı istediğimizi ifade eden mektupların bazıları mahpuslara ulaşamadan kayboldu, ulaşanlara verilen yanıtların birçoğunu da kimliği bilinmeyen virüsler yok etti. Yanıt alamadığımız tutsaklara faks çektik. Bazılarının aile bireylerine ulaşıp mesaj ilettik. Görülmüştür Kolektifi’nden arkadaşlarımız aylarca postane kapılarında kuyruklarda bekledi.
“Derler ki çölde yollarını kaybeden Bedeviler, ezberlerindeki şiirleri okuyarak, şarkılar söyleyerek, masallar anlatarak yollarını bulurlarmış… Hal böyle olunca harf harf, hece hece, kelime kelime, imge ucuyla kazılarak yazılıp hapishanelerden firar eden her firari yazı bazen çocukluğumuza, bazen de geleceğe, çıkar...
Lisansüstü eğitimini tamamlamış olan 3 bine yakın mahpus, Türkiye’de kapatılmanın bir başka evresi olan akademik kapatılmanın ulaştığı boyutu gösteriyor. Bir diğer deyişle, Boğaziçi Üniversitesi’nde 449 doktoralı öğretim üyesi bulunurken, Türkiye’deki hapishanelerde 460 doktoralı mahpus bulunuyor.
Münker Odabaşı İstanbul - BİA Haber Merkezi 08 Ekim 2021
***
“Kürtçe üç adet tiyatro yazdım. Yayınevleri tiyatro metinleri yeterince okunmuyor deyip basmıyorlar. Oysa tiyatro insanlık tarihi kadar eski bir empati yöntemidir de.”
Hüseyin YILDIRIM
F Tipi Cezaevi B1-4-45
BOLU
***
Adil Heval Merhaba,
Öncelikle selam ve sevgilerimi ileterek başlamak istiyorum. Umuyor ve diliyorum ki her açıdan iyisindir? Bizler de iyi sayılırız. Buradaki arkadaşların da selam ve sevgilerini yolluyorum.
“Kara bulutların dağılacağı, güneşi kucaklayacağımız günlerde de hep beraber olacağız; demir parmaklıklar ardından değil asma bahçelerinden izleyeceğiz dünyayı. Bu iyimserlikle selamlar, sevgiler. “
Deniz TEPELİ
1 No’lu F Tipi Hapishane A-13-7
Kandıra/KOCAELİ
kara bulutlar her zaman çünkü
arınmanın yeni ayetlerinin peygamberleridir
ve bir mumun şahadetinde
“Sakıncalı” bulunan; “ 1 sayfa kağıtta el yordamı ile çizilmiş üzerinde resim ve yazı olan kağıt bulunduğu, bulunan resimde iletişim amacı güdülmediği ve bu sayfanın mektup özelliği taşımadığı; ne yazıldığı hakkında şüphe uyandırdığı… alıcısına farklı bir mesaj iletme kaygısı güdülebileceği, bu suretle şifreli ve dolaylı iletişim kurulabileceği tespit edilmiştir…”
***
23 Ağustos 2021
Tekrardan Merhaba…
Sevgi ve selamlarımı gönderiyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum, iyi olmanız dileklerimle. Ben de iyiyim.
Gazetemizin çalışanlarından İbrahim Karakaş, bir ifade vermek için gittiği Adana Adliyesi’nde 6 Kasım 2020 günü tutuklanmıştı. Daha sonra hakkında açılan davada hızla yargılandı ve kendisine 11 Ağustos 2021 günü (Yani Adli Tatil’de, yani yargıçların ve neredeyse tüm adliye mensuplarının tatilde olduğu bir dönemde) kendisine tam 9 yıl 9 ay hapis cezası verildi.
Eşine az rastlanır bir siyasetçi olarak el attığı her işe özen gösteren, kendi emeğinin kıymetini bilip hakkını veren Selahattin Demirtaş, Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki hücresinde, Efsun’la bir kez daha edebiyat tünelinden geçerek uçsuz bucaksız denizlere doğru kulaç atıyor.
03 Ekim Pazar 2021 Saat: 00:00
Uçsuz bucaksız bir denizde dilediğiniz yöne doğru kulaç atarak yüzmenin verdiği bedensel özgürlük hissi ile, edebiyat yapmanın, apayrı dünyalar kurmanın, roman yazmanın verdiği zihinsel özgürlük hissi birbirine benziyor olmalı.
10 Yıldır politik tutsaklarla dayanışan, onların düşünce üretimlerini, edebi- sanatsal çalışmalarını görünür kılmaya çalışan Görülmüştür Kolektifi, bildiğiniz gibi fonsuz, sponsorsuz faaliyetlerine devam etmektedir. Geçtiğimiz yıl Özgürlüğün Sesi adlı sergiyi düzenleyen ve akabinde kitaplaştıran Kolektifimiz bu yıl da içerideki yazar ve şairlerle söyleşiler yaptı. Bu söyleşiler Firari Yazılar adıyla Klaros yayınları tarafından kitaplaştırıldı.
"Sadece faaliyetlerden değil 1,5 yıldır açık görüşten de mahrum edilmiş durumdayız. Ayda bir veya iki defa 1 saat ve 2 kişi ile kapalı görüş yapmamıza izin verilmekte. Ziyaret süresi 1,5 saate çıkarılmasına rağmen hâlâ 1 saat olarak uygulanmaktadır. Hiçbir sosyal olanağımız, faaliyetimiz bulunmamakta, yoğun bir tecrit altında tutulmaktayız."
Zeynel FİRİK / Ünal ŞENGEZER
1 No'lu F Tipi Cezaevi
TEKİRDAĞ
Merhaba Değerli Dostlar,
55 yıllık yaşamının 37 yılını cezaevinde geçiren Cuma Özkan’ı sadece görüş günlerinde gören ve cezaevi yollarında büyüyen Şehriban Özkan, 28 yıldır babasının yolunu gözlüyor.
BİTMEYEN TUTSAKLIK
Merhaba
İyi olmanız umuduyla yürekleri iyilikten, güzellikten yana olan bütün dostlara selam, sevgi, saygılarımı gönderiyor, daha eşitlikçi özgürlüğün olduğu yaşanılır bir dünya umuduyla selam, sevgi, saygılarımı gönderiyorum. Başa bela Koronalı günlerde elbette en gerekli olan; sağlık diliyorum.
Kartınız ulaştı.
Bizde değişen bir şey yok. Sıcak havalar, problemler… Uğraş… Aynı devam ediyor.
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2021 tarihli 41. sayısı elimize ulaştı.
Tüm sayılar için şu bağlantıyı ziyaret edebilirsiniz: http://gorulmustur.org/icerik/umus-eylul-dergisi
Hazırlayan: Hasan Şahingöz
İletişim Adresi: 1 Nolu F Tipi Hapishane C tek 55 TEKİRDAĞ
Görülmüştür Kolektifi'nden Adil Okay ile tutsak doktor Ayhan Kavak'ın bir yıldır süren çalışması - Gültan Kışanak'ın, Leyla Atabay'ın, Selahattin Demirtaş'ın ve 38 mahpus yazar ve şairin katkısıyla- nihayet sonuçlandı. Firari yazılar adlı kitap klaros yayınlarından çıkıyor.
İletişim: [email protected] veya [email protected]
***
Arka kapaktan bir bölüm:
Yaşam, aşk, kadın-erkek ilişkiler, sevmeler, beklentiler, umutlar, umular, umulanlar, unutulanlar, unutulmayanlar… Ve şizofreni…
Emek, yaşam ve İdeolojilerini, dünyadaki Tüm Halkların Kendi Kaderini Tayin etme hakkı Mücadelesi için veren, onurlu özgürlük devrimcileri olan kadın ve erkeklere atfedilen belgesel bir kitap ‘’DENGEN JI ZİNDANAN’’
DENGEN JI ZİNDANAN !
CEZAEVLERİNDEKİ MEKTUPLARDAN YÜREKLERE, YÜREKLERDEN HAYATA UMUT VEREN SESLER!!!
Tutsak Lubunya Kitaplığı olarak, tutsak LGBTİ+'ların yeterince okuma ve üretme materyallerine ulaşamaması ve bu konuda yaşanılan hak ihlallerini göz önünde bulundurarak tutsak LGBTİ+'lar ile bir dayanışma kampanyasına başladık. Kampanya çalışmamız, kuir ve feminist kitaplar öncelikli olarak, tutsak LGBTİ+'ların rızası dahilinde ve ihtiyaçlarına göre kitapların hapishanelere ulaştırılmasını hedeflemektedir. Tutsakların güvenlikleri öncelikli ilkelerimiz arasındadır.
“Mesela sizler bir tren ile veya otobüs, uçak vb. ile şehirler, ülkeler, sokakları bir – iki saatte değiştirebilirsiniz. Dünyanın küçüklüğünün kanıtıdır bu. Fakat burada sabah uyandığım saat olan yedi buçuktan öğlen on ikiye kadar altı adımlık odamda elimde kitap okur turlarken, sizler ülke de değiştirmiş olabiliyorsunuz. Zaman farklı işliyor burada anlayacağınız. Şu anda akşam sekiz civarı. Küçük bir televizyon var odamda. Sınırlı sayıda televizyon kanalı izleyebiliyoruz.
"Kendimizi bulmak istiyorsak, toplumumuzu tanımak istiyorsak, tarih bilimini sevmeliyiz. Elbette egemenlerim bize öğrettiği tarihi değil, demokratik uygarlığın tarihinin izinde yürümeliyiz. O zaman göreceğiz ki, geçmişte kalmış bile olsa aşiretimizin ismi, köyümüzün ismi tarihi şifreler gizlidir. İnsan geçmişini bilmeden gelecek karşısında kördür. Gözlerimizi tarih bilinci açar ve bizi özgürlük amacımıza bağlar."
Ayfer AYÇİÇEK. Gebze Cezaevi / KOCAELİ
***
Resul Kocatürk'ün kolektifimize gönderdiği, Kırıkkale F-Tipi Hapishanesi’nde kalan tutsakların hazırladığı son dört ayın hak ihlallleri raporu:
Tutulmakta olduğumuz Kırıkkale F-Tipi Hapishanesi’nde maruz kaldığımız hak ihlallerini şöyle sıralayabiliriz:
Zaten kötü olan tutukluluk ve hükümlülük durumu, Korona pandemisi bahanesiyle kötüyü de aratır derecede. Gün yok ki Cezaevlerindeki hak ihlallerine karşı açıklamalar yapılmasın. Ancak açıklamaları duyan müesses nizamın Adaleti olmayınca, adaletsizlikler de devam ediyor… Yenilik olarak tutuklu ve hükümlülerin büyük şehir Cezaevlerine aktarılmaları neticesi son 16 yılda 283 ilçe cezaevi kapatılırken, 2016 yılından bu yana yeni ve büyük cezaevlerinin yapımına hız verildi. 2006-2021 yılları arasında 227 yeni cezaevi açıldı. bu Cezaevlerin 126’sı 2016 yılından sonra inşa edilenler.
Bolu Hapishanesinden gelen kitap:
Güneşten Ördüm
İletişim:
Hüseyin Yıldırım
F Tipi Hapishane
B1-4-45 Bolu
Yatakta uzanmış okuduğu kitaba ilk sayfasından itibaren hayran olmuştu. Satırlardaki malzemeden çalınmamış, hatta daha cömert olunamayacağını kanıtlamak istercesine kullanılan küfürler çok hoşuna gitmişti. O da dolmuştu son limitine kadar. Kitaptaki kahraman rahatlığını kıskanarak arkadaşlarına, selam verene-vermeyene, alana-almayana, herkese sövmek istiyordu. “Ne küfrediyorsun” diyene tüm literatürdekileri sıralamak ve “daha ister misin” der gibi sırıtmak ne güzel olurdu.
“Bütün Türkiye’de karantina koşulları kaldırılıp normale dönmesine rağmen cezaevlerinde karantina bahane edilerek tecrit uygulanıyor. Bu konuya dair defalarca bakanlığa yazmamıza rağmen bir cevap alamadık. Neredeyse iki yıl oldu bütün haklarımız askıya alındı. “
Şehnaz ŞAHİN. Kadın Kapalı Cezaevi. Gebze/KOCAELİ
Heval Adil Merhaba
Öncelikle iyi olman dileğiyle. Biliyorum epey oldu sana yazmayalı, ama bu korona ve karantina bütün düzenimizi alt üst etti.
Neden yazılır? Yazı yazmanın amacı nedir? Diye sorarsak birçok cevapla karşılaşırız. Yazı yazarak, acılarımızı, sevinçlerimizi, geçmiş, şimdi ve geleceğimizi anlamlandırmaya, tanımlamaya çalışırız. Geçmişimiz olumlu ve olumsuz mesajlarla doludur. Geçmiş mesajları okuyarak geleceğimizi şekillendiririz. Bu noktadan bakınca tarih canlıdır diyebiliriz. Canlı tarihimize ne kadar katkıda bulunabiliyoruz? Hele ki söz konusu Kürt halkı, Kürdistan coğrafyası olunca… Geçmişten gelen sesleri sadece duymak değil, tüm varlığımızla duyumsuyor muyuz?
Merhaba Adil Arkadaş
(…)
Daha evvel sana yazmıştım, eline ulaştı mı bilmiyorum. Kitaplar için teşekkür ederim. Yalnız iki kitap “yasaktır” denilerek verilmedi bana. Öykü ve oyun kitabı hariç diğer ikisini vermediler. Bir şey olmaz, sağlık olsun. Gerçi 5-6 ay evvel bu minvalde bir name yazmıştım size. Muhtemelen ulaşmadı elinize, yoksa cevap verirdiniz nameye.
Buğday ve suydu
Şimdiye dek ekmek
Oysa kaç kurşun sıkıldı,
Kan bulaştı
Ona ulaşmak isteyen çocuklara
En şanslısı sıcacık, mis kokusuyla
Isırırken koca koca
Berkin koşarak, kahkahalarıyla
İçinden geçti.
Arkasından iki fırıncı arkadaşı
Buğday ve suyu bulaştıracakken
Ekmek daha da ağırlaştı.
Gözyaşları, ağıtlar
Kurşunlara ve kana karıştı.
Cizre’nin sokaklarında
Vurulurken çocuklar
Ekmek
Buğday ve su olmayı
Çoktan bıraktı.
Geriye, yüreklerde geçmeyen acılar
Saat kör geceyi vururken,
Hüzünlü bir şarkı yuvalanır dilden öteye.
Açılır şimdi mazilerin vanası aheste aheste.
Ne kadar güzeldi dağların eteğinde dinlediğim kaval sesi.
Ovaların yeşilimsi halısında, kokladığım papatyalar,
Peki ya ay ışığında koştuğum sokaklar
Arşı yaran körpe türkülerim…
Katre katre dökülür suskun gözlere
Özlem nedir? Sıla nedir? Hasret nedir?
Zindan kördür, gecesini şiir aydınlatır
Dökülür işte birkaç dert u cefa
Ne yazık ki işitmez zebani duvarlar
Ağlar dururum. Bu bir itiraf olsun
Asuman, safra niyetine zamanın atıldığı kutucuk kuyudan görebildiğim kadardır. Ufku çalınmış parça pürçük aydınlıkta ateş almaya gelen güneş tez çekilir, gölgeye kesilir dört duvar. Bir yerlerde var, biliyorum; bir yerlerde parıldamayı sürdürmekte güneş. Ne yazık, benden ırak, nasipsizim ondan…
redfotoğraf grubu ve Görülmüştür Kolektifi'nin politik mahpuslarla ortak hazırladığı
ÖZGÜRLÜĞÜN SESİ adlı sergi 9 Eylül- 11 Eylül arasında Köln'de açılıyor.
Köln ve yakınlarında yaşayan takipçilerimize duyurulur
Sergi hakkında bilgi:
KARMA FOTOĞRAF SERGİSİ 50 MAHPUS 50 FOTOĞRAFÇI
Hücreye konulan avukat Çiçek: “En azından kaldığım odada su vardı, onu verin dedim. Onu da getirmediler. Hücreye konulduktan 5 saat sonra su ve plastik kaşıkla tabldot yemek verildi. Çatal, bıçak istediğimde ‘Kaşıkla ye’ cevabını aldım.”
9 Ağustos 2021 - İstanbul - BİA Haber Merkezi
ÇHD davasında 9 yıl hapse mahkum edilen avukat Aycan Çiçek, Düzce Cezaevinden nakledildiği Kocaeli Cezaevinde yaşadıklarını yazdı.
“Şu covid meselesi her şeyi hallaç pamuğu gibi attı. Açık görüş yok. Mektubunu aldım güzel oldu. Biraz Akdeniz kokusu şu sıcaklarda ferahlatıcı oldu.”
İbrahim ŞAHİN
2 Nolu F Tipi Hapishanesi
C-İ-121
TEKİRDAĞ
***
"Biliyorsunuz, burada kitap sınırlaması var; bu sebeple devamlı kitap bulundurmak zor. Yeni kitaplar için sürekli, kitapları değiştirmek zorunda kalıyoruz. Okuduklarımızı veriyoruz, yenileri alabiliyoruz"
27 Temmuz 2021
“Değerli arkadaşlar; bu kadar işiniz-gücünüz arasında zamanınızı ve emeğinizi paylaştınız. Biz cezaevinde bile boş zaman bulamıyorken, dışarının kalabalığında arkadaşların işlerine de el atıyorsunuz. Hem kendim hem de benden önceki ve sonraki arkadaşlar adına çok teşekkür ediyorum.”
Hakkı AY. 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Hapishane. C-2
ELAZIĞ
***
Merhaba …
“Sizden bir ricam daha olacaktı. Elinizde varsa; şiir kitapları, roman vb. kitapları bize gönderebilirseniz mutlu oluruz. Pandemiden dolayı dışarıdan çok az kitap geliyor bize. İdarenin kütüphanesi de çok zengin değil.”
Hasan KILIÇ. 1 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi. A-6 Koğuşu. Siverek/ŞANLIURFA
***
KIBLEM
Boğçada unutulan
bir söz gibi
filiz vermeye başlamış karanlığa
Bir şiir özlemiyle
masaya oturmuş
sarhoş bir kelebek gibiyim
aşkın ölüm zehrini
sipariş verirken
sen geldin.
“Gönderdiğiniz kalem setini bir türlü vermediler. İnfaz hakimliğine yazdım. Bir ses seda çıkmadı. Zaten pek de lehimize karar vermiyor İnfaz H. Bir kurşun kalem nasıl “sakıncalı” olabilir anlamak zor. Soruyorum cevap veren de yok.”
Aynur EPLİ
1 No’lu Kadın Kapalı Hapishanesi A-4
Aliağa/İZMİR
“Korona Günlerinde Mahpusluk” kitabınızı aylar öncesinden göndermiştiniz. Nerden bakarsak bakalım, beş ayı buluyor. Henüz yeni verdiler, okuyabildim. Yeni açılan mekanların bilinen problemleri… Yanı sıra… haberiniz vardır şimdi, bir süreden beridir yürürlüğe giren genelgeye göre kargoyla gelen kitaplar hemen verilmiyor. Üzerinden iki ay geçmeden verilmiyor.”
M. Enes TUNÇ
1 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi C-45
DİYARBAKIR
***
12 Temmuz 2021
Adil Ağabey Merhaba,
“Bir konuda çok muzdaripiz. Biliyorsunuz, bizim için okumak çok önemli. Bu yüzden de kitap, dergi akışı olması gerekiyor. Dergiler artık gelmiyor neredeyse. Pandemi koşullarında dışarıdaki ekonomik sıkıntılar bize fazlasıyla yansıyor. Dolayısıyla çok kısıtlı olan bütçemizi dergilere ayıramıyoruz. Ki ben dergi okumayı çok önemser ve severim. Kitap konusu daha da önemli. Dışarıdan gelen, dostların gönderdiği kitaplar zaten çok çok azaldı. Bütçemizin önemli bir kısmını, bir şeyi, ihtiyacı kısarak, kitaba ayırıyoruz. Fakat son dönemde kitaplar aşırı pahalı oldu. ”
"Şu an öyleyim ki! Duvarları aşıp terliklerimi falan fırlatıp yalın ayak koşup herkese sarılıp yoldaki; bütün canlılara teşekkür edesim var. Şu dönemlerde özellikle şu kasvetli zamanlarda, insanın insanı katlettiği günlerde, 3. sayfa haberlerinin dolup taştığı bir yerde iyi insanları görmenin, duymanın, varlığını bilmenin sevincini anlatmak bile imkansız geliyor. "
MELİH GÜRLER
S Tipi Cezaevi B Tekli 53 / IĞDIR
***
05.07.2021
Merhabalar;
Görülmüştür Kolektifi olarak politik mahpuslara göndermek üzere bin adet kartpostal hazırladık. İsmail Han, Ali Açan, Ali Osman Abalı, Özcan Yaman, Arif Kılıç ve Hakan Ottas'a destekleri için teşekkür ediyoruz. Kartpostalların grafik çalışmalarını her zamanki gibi yapan Tülin Şahin Okay'a da şükranlarımızı sunuyoruz.
“İçeride yazdığım bir romanıma idare el koydu. ‘Bilge Savaşçılar’ adında bir romandı. Mahkemelere başvurdum, fakat bir sonuç çıkmadı. Şimdi süreç AYM’ye intikal etti. Bakalım artık. Sizden bu konuda bir isteğim olacak. Bu konuda sesimi duyurabilir misiniz acaba?”
Bager Sayak. F Tipi Hapishane. B 31. Hacılar - Kırıkkale
***
Hevalê Adil, Merheba;
İyi olmanızı diliyor, en içten duygularla selam, sevgi ve derin saygılarımı sunuyorum. Bizler de iyiyiz.
Bir tutsak yakınının S tipi yeni hapishaneler hakkında içeriden aldığı bilgiyi paylaşıyoruz:
"Mahpuslarla olan bu günkü iletişim olanaklarımız dahi, yakında tarihe karışacak gibi görünüyor.
Pandemi döneminin devam ettiği, aile-avukat görüşlerinin de sürekli sekteye uğradığı; tek iletişim aracımızın mektup-telefon olduğu, bunların bile disiplin cezalarıyla engellenebildiği bir dönem, daha da ağır bir döneme evrilecek.
Bu yüzden, onların iletilmesini istedikleri bilgileri şimdilik kabaca iletiyorum.
İnsan Hakları Derneği (İHD) kuruluşunun 35’inci yıl dönümü nedeniyle genel merkez binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Eş Genel Başkan Öztürk Türkdoğan, insan hakları, demokrasi ve barış mücadelesinde ısrarlı olacaklarını söyledi.
Türkdoğan, İHD’nin 17 Temmuz 1986 yılında 98 insan hakları savunucusunun imzasıyla kurulduğunu hatırlattı. Derneğin kuruluş amacının “İnsan hak ve özgürlükleri konusunda çalışmalar yapmak” olduğunu ifade eden Türkdoğan, İHD’nin kurulduğu günden bu yana demokrasi ve insan hakları sorununa dikkat çektiğini vurguladı.
İletişim:
YÜKSEL YİĞİTDOĞAN
1 NO'LU F TİPİ HAPİSHANE
İZMİT KOCAELİ