Müebbetlik tutsak Mehmet Yamaç'tan 2025 dilekleri

2025 yılı baskının zulüm ve katliamların olmadığı tüm ezilen halkların sağlıklı eşit ve özgür bir yaşama vesile olmasını temenni ediyoruz. 

                Sarsala we bi dilo can piroz be. Sevgi ile umut ve dirençle kalın. Devrimci selamlar saygılar. 

Mehmet YAMAÇ. Akçadağ T Tipi Hapishanesi B-A-Tek 11. MALATYA

*** 

Tek kişilik hücrede tutulan Zeynep Avcı'dan gelen mektup ve 2025 dilekleri

Sınırların yeniden çizildiği yeni bir zaman yaşıyor dünyamız, dilerim bu sınırların çizimiyle daha fazla ölümlerin yaşatılmamasıdır. Toprak kana doydu, gözyaşlarına doydu! Barış içinde yaşamayı öğrenir dilerim insanlık… Dünyada en büyük engel sevgisizlik ve dilerim 2025’te bu sevgisizliğin biteceği yılların ilki olur, bu şekilde yaşamayı da unutmaz insanlık…

                Sağlıklı, mutlu yeni yıllar diliyorum. 

Dışarıdan içeriye mektuplar: Sevgili içeridekiler, sesiniz dışarıdakilere enerji veriyor

Yaklaşık iki aya yakın bir süredir Açık Radyo’da Franz Kafka’nın 100’üncü ölüm yıldönümü dolayısıyla onun başyapıtlarından Dava romanı günlük “tefrika” halinde seslendiriliyor. Yalnızca 100’üncü yıldönümünü anmak için değil, kitabın ilk yayınlanışından tam 100 yıl sonra, insanlığın bugün içine sıkıştığı evrensel kâbus halini o olağanüstü öngörüsüyle “resmetmeyi” başardığı için de!

Kitabın çevirmeni Ahmet Cemal, önsözünde filozof ve aktivist yazar Albert Camus’un “Ne Kurban Ne de Cellat” adlı denemesinin başında “Korku Çağı” başlığı altında şu düşünceleri dile getirdiğini yazıyor:

Tutsak hekim Ayhan Kavak'a yolladığımız yasal kitap "tehlikeli" diye verilmemiş...

18.11.2024

Kekê Adil Hocam’a,

Selam, sevgi ve saygılarımla merhaba. Uzaklara Bakamamak adlı yeni tiyatro oyunuyla alakalı ve Erdoğan arkadaşın sergi izlenimi yazılarını içeren mektubunu aldıktan sonra Ümran arkadaş ile ilgili anısına yolladığın kartı aldım. Değerli bir dosttu Ümran Düşünsel. Nasıl bir kader ki fotoğrafa şiir yazan Şemsettin Özer arkadaş da kanser olduktan sonra dışarı çıkmıştı. Umarım yaşıyordur Şemsettin arkadaş. Son safhaya geldikten sonra bırakılmıştı…

"Penceresi ince gözlü elek teller ve parmaklıklarla kapatılmış olan kuyunun dibinden gökyüzünü ancak ince bir şerit olarak görebiliyorum. "

“12 Kasım 2024 günü Kırıkkale F-Tipi Cezaevi’nden şu an tutulmakta olduğum adeta kırk metrelik devasa bir dikdörtgen kuyuyu andıran İzmir Buca Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne getirildim. Birlikte kaldığımız kardeşimden koparılmış olmak başlı başına bir zorbalıkken, asıl olarak ailemizi-sevdiklerimizi hedef aldıkları kanısındayım. Ziyaretimize gelmekte zorlanan ailemizi çaresiz bırakmak maksadıyla düşünüp taşınmışlar, bizi ayırarak olabildiğince uzak bir cezaevine sürgün etmeyi uygun görmüşler belli ki!”

" Ya ilaçlarla zombi gibi “yaşayacak”sınız ya da direneceksiniz. Başka bir yol yok!"

Merhaba

              Size İzmir/Buca 2 No’lu F Tipi Hapishanesi’nden yazıyorum. Hapishanelerden sıkça aldığınız mektuplardan birini daha okuyacaksınız. 

              Adına Kuyu Tipi Hapishaneler dediğimiz; Yüksek Güvenlikli Hapishanelerden birinde altı ay kalmış biri olarak size yazıyorum. Kuyu Tipi Hapishaneler tecridin koyulaştırıldığı tabutluklardır. 

"Bulunduğum ortam da tıpkı tiyatro oyununuzdaki gibi “uzaklara bakamıyorum”

“Bulunduğum ortam da tıpkı tiyatro oyununuzdaki gibi “uzaklara bakamıyorum” ama en azından kitaplar sayesinde düşleyip hayal ederek uzak gibi görülen özgürlüğü, umudu, güzel günlerin aslında çok da yakın olduğunu görebiliyorum. “

Resul METİN

Batman Kapalı Hapishane Beşiri/BATMAN

***-

Merhaba Adil Bey;

Hapishane kantininde fahiş fiatlar

“Söylediğim zorunlu ihtiyaçlar, masa, sandalye, battaniye, yastık, yatak, çarşaf, nevresim vs. bana “kantin listesi vereyim, yarın sayımında istediklerini yazarsın” dedi. Bir süre sonra listeyi bırakıp gitti. Listeyi inceledim. Zorunlu temel ihtiyaçlarımı (ketil vs. dahil) 15-20 bin TL. tutuyor. Orada kalıcı olmadığımı bildiğim için sigara, su bir de yastık yazdım. Başka bir şey yazmadım. Düşün Nevresim takımı 300-600 TL. Yüzü olmayan tek yastık 200 TL. Kaldı ki kantinde satılan ürünlerin çoğunluğu yani açık cezaevlerinde iş yurtlarınca Adlilerin çok çok ucuz iş gücüyle üretilen ürünler.

Resul Kocatürk sürgüne yollandı

İnfazı yakılan, 31 yıldır hapishanede olan hasta tutsak Resul Kocatürk sürgüne yollandı. Konu ile ilgili yakınından gelen mesajı paylaşıyoruz:

"Resul'ü geçen hafta çarşamba günü sürgün olarak Buca Yüksek güvenlikli hapishaneye sevk ettiler.

Kuyu tipi dedikleri türden. Sürekli ışıkla durup günde yalnızca 2 saat havalandırmaya çıkardıkları Tek kişilik hücrelerde kalacaklar. Kalan günlerini o hücrenin içinde tamamlayacak.

İçeride 30 yılı dolan tutsaktan mektup var: "bu soğuk duvarlar arasına sıcak bir el gibi uzanan çabanız, hesapsız katkınız için teşekkür ediyorum. "

“21 Kasımda 30 yılım doluyor, hayırlısıyla çıktığımda bu sanatsal çalışmalara dahil olacağım. Kitap ki barıştır, kitapları ne kadar çoğaltabilirsek, kötülüğü o kadar azaltabileceğiz.”

Abdullah Öngüllü

04.10.2024

Merhaba Sevgili Adil Okay Hoca, 

"21 yıl neredeyse doldu... Eşim görüşüme gelirken bir trafik kazası sonucu yaşamını yitirdi. "

,

              Merhaba. 

Satırlarıma başlarken iyi ve sağlıklı olmanızı diliyorum. Ve tüm çalışmalarınızda üstün başarılar diliyorum. Daha önce sizlere bir name yollamıştım. Ardından ailem tarafından o namenin sizlere ulaşıp ulaşmadığını öğrenmek amaçlı bilgi istedim. O name sizlere ulaşmış dediler, yalnız bulunduğum koşullardan dolayı bazen iletişim sorunu yaşıyorum. 

Tutsak yazar Adnan Öztel'den mektup var. " Yolladığınız üç kitabı da aldım. Teşekkürler… "

10.10.2024

Sevgili Adil Okay,

              Yolladığınız üç kitabı da aldım. Teşekkürler… İkisi sizin tiyatro oyununuzdu. Tiyatro oyunu yazdığınızı bilmiyordum. On parmağınızda on marifet. Yaratıcı, çalışkan bir insansınız. Sizi kutluyor, çalışmalarınızın devamını diliyorum. 

"Sincan Kadın Kapalı Cezaevinde 2021’den bu yana tek bir siyasi mapusa bile şartlı tahliye hakkı tanımamıştır."

14.10.2024

Sayın Görülmüştür Ekibi’nin Sorumlularına,

              TJA (Tevgera Jinen Azad) dönem sözcüsü olarak 30 yılla cezalandırılarak hapsedildiğimden (2021) bu yana tecride karşı mücadele etmeye devam ediyoruz.

Sincan kadın hapishanesinde "Tahliye edilmeyen bu kadınlar; yaşamları şiir olan şair kadınlar, hayatları film olan senarist kadınlar, sanatsal bir yaşam inşa etme iddiası olan sanatçı kadınlar…”

“Bulunduğum Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde şimdiye kadar 5 (beş) politik Kürd tutsak verilen cezaların tamamını bitirerek mevcut sisteme rağmen tahliye olmayı başardılar. Şimdi ise 5 (beş)’i 30 yıldır (uzatmalarla birlikte 31 yıl oldu) cezaevinde olan toplamda 10 arkadaşımızın tahliyeleri engelleniyor.

Antalya hapishanesine yolladığımız kitaplar ulaşmış: "Tam yeni bir dava ile uğraşırken kargonuz geldi. "

“Göndermiş olduğunuz kitapları aldım. Elime ulaştı. Benim için bir sürpriz olsa da çok mutlu olduğumu belirtmek isterim. (…) Tam yeni bir dava ile uğraşırken kargonuz geldi. Bahsettiğim dava: geçen yıl başlayan açlık grevleri ile ilgili. Açlık grevine girdiğimiz için 80’den fazla arkadaşımıza (Manavgat S Tipi, Antalya S Tipi, Antalya T Güvenlik’te bulunanlar) “Örgüt üyeliği”nden iddianame hazırlanıp Ağır Ceza’ya gönderilerek mahkeme açılmış.”

Muhammed İLGÜN

Yüksek Güvenlikli Hapishane C1-24

Serdar Sürücü'den mektup var: "Ablam Zuhal Sürücü- Bakırköy’den İzmir Şakran Kadın Kapalı’ya sürgün edildi"

Merhaba Sevgili Adil OKAY, Ezgi BAKÇAY, Özcan YAMAN,

              Çok iyi olmanızı dileriz. Gönderdiğiniz posta da gelmişti. SINIRSIZ KÜTÜPHANE sergisi için bir katkı yapamasak da çok güzel geçtiğine eminiz. Elinize sağlık. Kitaplar için de teşekkürler. 

Ömer Özdurak'tan mektup var: "Gönderdiğiniz dört kitap elime geçti.

"Çizim kalemleri ve boyalar yasak artık. Normal tükenmez kalemler bile sınırlı. İçerisi gün geçtikçe sıkılaştırılıyor."

29 Eylül 2024

Merhaba Adil abi,

İyi olmanız dileğiyle selam ve sevgilerimi yolluyorum. 

Abi gönderdiğiniz dört kitap elime geçti. Çok teşekkür ederim. Kız kardeşimin size yollaması gereken 2 kitabım umarım elinize ulaşmıştır. Geçen sordum ve yollamayı unutmuştu. Dışarının iş-güç hali unutturuyor bu tür şeyleri.

Didem Akman'dan mektup var: "Tek yüzümüzü güldüren direnişler. Her şeyin çaresi o…"

30.09.2024

Sevgili Adil Okay Merhaba,

              Selam ve sevgilerimi iletiyorum. Umarım iyisinizdir. Ben, bizler iyiyiz. Bu da rutin tabir gerçi, ülke-dünya ne haldeyse biz de öyle oluyoruz. Bir yanda bitmeyen İsrail saldırganlığı; bir yanda ülkedeki açlık yokluk, öldürülen çocuklarımız… Haliyle biraz ülke, biraz dünya gibiyiz demek daha doğru olacak herhalde.