“Sergi çalışmalarınız her anlamda moral ve güç oluyor bizler için."

“-Zamanı bolca çalışarak üretken kılmaya çalışıyoruz. Bırakırsak mekanın koşulsuzluğu, sevimsizliği, kahrediciliği epey incitir bizi… Dolayısıyla var olmanın en yalın içtenliğiyle besliyoruz kendimizi. ”

Ferhan MORDENİZ

S Tipi Kapalı Hapishane B-30 -Döşemealtı/ANTALYA

***

Sevgili Adil,

Özlem ve sevgiyle MERHABA

Tutsak şair yazdı. "Mapusta üretmenin en büyük, en derin özgürlük olduğunu bilirsiniz..."

20.01.2025 Sevgili Mamoste, Merhaba… Yalnızlığın yoğunlaştıran, derinleştiren, çoğaltan ve oluşturan zamanın sevgi ve yakınlığıyla sana ve tüm emekçi arkadaşlara, dostlara selam, sevgi ve hürmetler. Bu yoğunlukla sağlıklı, sıhhatli, her anlamda gayet iyi olmanı-zı yürekten diliyorum. Mamoste, son iki gönderini aldım, erkenden haberdar etmek için öncesinden bir faksla misafirliğine gelmiştim. Umarım ulaşmıştır.

Fikret Karakoç yazdı: "Siz dostların, canların yürek büyüklüğü beni her defasında paklıyor"

27.01.2025

Sevgili Mamostem

Merhabalar;

              Bu zemheri kışın soğuğunda, yüreğimizi ve ruhumuzu ısıtan büyük dostluk, sevgi demeti ve soylu vefanın imbiğinde süzülen kutsal yoldaşlık sıcaklığıyla sizleri kucaklıyor selamlarımı, sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum.

Meral Remziye Turmuş yazdı: "Haftada iki kere aramaya geliyorlar, taş üstünde taş bırakmıyorlar."

"haftada iki kere aramaya geliyorlar, taş üstünde taş bırakmıyorlar. Tüm yaşamınızın bir odada olduğunu ve haftada iki kere hırsızın girip, odayı yerle bir ettiğini düşünün. (...) Son aylarda her geldiklerinde eşyalarımıza el koymaya da başladılar. Zaten az eşyamız var. Bir de iki günde bir gelip, bir şey almadan gitmiyorlar. (...) Son aylarda her geldiklerinde eşyalarımıza el koymaya da başladılar. Zaten az eşyamız var. Bir de iki günde bir gelip, bir şey almadan gitmiyorlar. (...)  Saldırılar çok fazla. Nefes bile alamaz hale geliyoruz.

Dışarıdan içeriye mektuplar: Soru bilmediğim yerden geldi, Çiğdem...

Ben arkadaşımı özledim. Gülmeyi, gözlerimin dolmasını, vasatlığa birlikte tahammül etmeyi özledim. Gıybetlerimizi, tüm saçmalıkların arasında hâlâ birlikte gülüp, “Ne münasebet” demeyi özledim. Ben arkadaşımı özledim. 2022’den beri sorular hep bilmediğim yerden geliyor...

 

Bêhrûz ŞÛCAYÎ YAZDI: KÖPEKLİ ARAMA TACİZİ

Bêhrûz ŞÛCAYÎ YAZDI: KÖPEKLİ ARAMA TACİZİ

“fax’ı gönderemeyince de başımız “köpekli arama” diye yeni icat edilen bir icatla belaya girmişken, bu marifetin şikayet, mahkeme ve soruşturma sonuçlarını da bekleyip beraber göndereyim diye düşündüm. Bunca gecikmeye bu nedenle katlanmak zorunda kaldık. Zaten fax’ın amacı da bu onur kırıcı saldırı ve taciz uygulaması için olduğundan, belki de göndermeme manevra-bahanesi bunun için olmuş olabilir diye de düşünmedik değil.

"2015 için ‘özgürlük’ diliyorum. Mahpuslar başta olmak üzere bütün memlekete. "

“2024 son aylarına doğru üç kitabınızı göndermiştiniz. ‘Zaman’ ve ‘sayı sınırlaması’ nedeniyle kitapları gecikerek aldım. Kitaplar için bir kez daha teşekkürler. 

Kitapların ismi ‘Arkası Yarın’, ‘Korona Günlerinde Mahpusluk’, ‘Tekel İşçisi Bir Kadının Uyanışı’. Üçünü de okudum. Emeğinize sağlık. Aklınız ve duygularınız çok güzel. Vefalı bir insansınız.”

Bülent PARMAKSIZ

2 No’lu F Tipi Hapishane

Sincan/ANKARA

Yazar İbrahim Şahin'in romanının başına gelenler: "Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz ettim, değişen bir şey olmadı. ”

“Yani benim yazdığım roman sırf “bilgisayar çıktısı olup ISBN bandrolü taşımayıp yayın niteliğinde olmadığı” gerekçesi ile tarafıma verilmedi. Oysa zaten buradan Mektup Okuma Komisyonu tarafından denetlenerek “Görülmüştür” damgasıyla dışarıya gönderilmişti ve gene denetlenerek “Görülmüştür” damgasıyla tarafıma verilecekti. Ben vaziyeti aktarmak için müdürle görüştüm, sonuç değişmedi. Bunun üzerine İnfaz Hakimliği’ne yazdım, aynı sonuç. Devamında Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz ettim, değişen bir şey olmadı. ”

İbrahim ŞAHİN

Mehdi Boz annesini kaybettiğini cenazeye katılmasına izin verilmediğini yazıyor

“24 Ağustos’ta annem vefat etti, cenazesine katılmak için girişimde bulundum. Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı beni “tehlikeli mahkum”, güvenlik açısından sakıncalıymış diye ret etti. Aile de benim cenazeye katılmam için Varto Savcılığı’na başvurmuş. Onlar da Erdoğan’ın Bitlis Mitingi varmış, güvenlik nedeniyle sakıncalı diye ret etmiş.”

Mehdi BOZ

2 Nolu Yüksek Güvenlikli Hapishane C-66 ELAZIĞ

 

22.12.2024

Merhaba

"Sizin ve dostların mücadele yılınızı en içten dileklerimle kutluyorum. "

22.12.2024

Merhaba

Değerli arkadaşlar,

2024 yılını açlık, yoksulluk, baskı, zulüm, talan ve katliamlarla geride bırakmaya sayılı günler kala 2025 yılı halkımızın ve tüm dünya emekçi halklarının mücadele ve kavga yılı dileği ve umudu ile sizin ve dostların mücadele yılınızı en içten dileklerimle kutluyorum. 

Sevgilerimle

 

Mehdi BOZ

" 2025’de içeride (Kapalı Hapishane) ve dışarıda (Açık Hapishane) bu tür keyfilik ve zorbalık örnekleri çoğalacaktır. "

12.01.2025

İzmir’den  Mersin’e 

Selam ve Sevgilerimle

MERHABALAR

SEVGİLİ ADİL DÜŞDAŞ

Zemheri soğuklarını yaşadığımız demlerdeyiz. Gerçi sizin yaşadığınız Akdeniz ikliminde havanın soğukluğu farklıdır. Buna rağmen Mersin’in de kendine özgü kışı vardır. Yazına göre soğuktur. Ben de Nisan güneşi parçası partizan yüreğimden damıttığım sımsıcak komünar selam ve sevgilerimi gönderiyorum. 

Dışarıdan içeriye mektuplar: "Sakız ağacından selam var…"

Burundaki sakız ağacının selamları var. Köklerden haberleştiği Gezi’deki çınarların sevgilerini iletiyor. Bir yakadan bir yakaya yeraltından kurdukları ağlarla birbirlerine güç verdiklerini söyleyip beni teselli etti. “Hatırla” dedi, “Sus ve hatırla, çaresizlik dışarıya mahsus, içerlerde çare tükenmez.”

 

Davet alınca içerdekilere mektup yazmak üzere, ne yazsam, nerden başlasam bilemedim. Ben içerde miyim dışarda mı, içerisi neresi, dışarısı var mı?

Dışarıdan içeriye mektuplar: "Asıl suç ne biliyor musunuz?"

Mesela asıl suç senin, Osman Abi’nin, Mine’nin, Tayfun’un, Can’ın zamanını çalmak. Zamanı çalmak deyince, zamanı aşırmak geliyor ister istemez akla. Hani “zamanaşımı” diye bir laf tutturmuşlar ya, duble suç.

Asıl suç ne biliyor musun Çiğdem?

Unutmak.

Yüzümüzün her düşüşüne bir parantez açan gülüşünü, sonra her gülüşümüze bir parantez açan kaldırdığın kaşlarını, yakamızı bir rahat bırakmayan politik doğruculuğunu, sevmeyi değme kardeşten öte bilmiş tek çocukluğunu… Bir gün seni unutursam, bir gün seni özlemezsem affetme sakın.

Engin Bulut yazdı: "Yaşasın Türk Adaleti’nin Bağımsızlığı, Tarafsızlığı:)"

“Sonra hemen hemen ayda en az iki arama, hücre dağıtılması-yerle bir edilmesi, foto albümünden fotoları “başka mahkumların fotosu yasak” deyip el koymak, yıl dolmadan bloklararası yolculuk. 2022 Ocak ayında buraya sürgün edildim, 6 kez hücre değişikliği yaptırdılar… Malum tasarruf çağındayız, bütün eski kameralar sökülüp yeni mobese tipi kameralar takıldı, tamirat, boyası vs. vs.

26 yıldır tutsak olan Ayhan Kavak yazdı: "Ne yazık ki senin kitabını alamadım sakıncalıymış."

“. Bizim ellerde değişen bir şey yok. Tahliyesi gelen canların bir yıl uzatma almaları sürmekte. En son birlikte havalandırmaya çıktığımız M. Ali Taşlı arkadaşın da bir yılı uzatıldı. Hasılı otuza bir yıl daha eklendi. (...) Yolladığın üç kitaptan ikisini alabildim. Aslında yazdığın son kitabını da alır, tanıtımını yaparım diyordum. Ne yazık ki senin kitabını alamadım. (sakıncalıymış).…”

Ayhan KAVAK

Ereğli Yüksek Güvenlikli Hapishanesi B-1-18

Ereğli/KONYA

30.12.2024

Hasta Tutsak Erol Zavar'dan 2025 Dilekleri

 

Merhaba,

 Şu an her yerde gerici kapitalist rejimler dünyayı cayır cayır yakıp insanlığı ön görülebilir bir sona doğru sürüklüyorken; bu cehennemden en çok acı ve gözyaşı işçilere ve emekçi halklara düşüyor. 

 Ancak yine de umudumuz var, yarınlar adına 2025 umutların mutluluğa dönüştüğü bir yıl olsun; 

diyerek yeni yılınızı kutluyorum. 

 Dostça selamlar

Erol ZAVAR

"22.12.2024

F Tipi Hapishane A-Tek-7

BOLU

Hasta tutsak Metin Turan'dan 2025 Dilekleri

“Düşünmeden, acımadan, utanmadan

Kocaman yüksek

duvarlar ördüler dört yanıma

Ve şimdi oturuyorum böyle

yoksun her umuttan

Beynimi kemiriyor bu yazgı,

hep bu var aklımda;

Oysa yapacak onca şey vardı dışarıda.

Ah, önceden fark etmedim örülürken duvarlar

Ama ne duvarcının gürültüsü

ne başka ses,

Sezdirmeden

beni dünyanın dışında bıraktılar.”

Antalya hapishanesinden mektup var: "Gökyüzüne, aya, yıldızlara bizler için de bakın!"

Merhaba

(...) İçeride ve özellikle tekli hücrelerde (ve şu anki S Tiplerinde) hafıza gidiyor. En son size burada yaşanan hangi durumları aktarabildim cidden emin değilim!

              Hafızamdan dolayı tekrara düşersem şimdiden anlayışına sığınırım, yazmak için en “uygun” dili seçmem gerekir. Nitekim yazdıklarımı süzgeçten elemeyince çıkışı olmuyor. 

"Normal hastalıklarımız için revir yok! Hücreye götürülmek için revir var."

“Hasılı burada sıkıntılar çok. Kalem ve kağıt da yetmeyecek. Şimdi burada hiçbir sosyal aktivitemiz yok. Günde 1,5 saat havalandırma. Haftada 1 saat spor! Bu 1 saat spor 45 dakikaya indirildi! Ayrıca her hafta da uygulanmıyor! Yani ayda eskiden 4 saat bir yapay sahaya çıkartılıyorduk. Küçük, altı plastik çimden oluşan, kalesi bile olmayan bir saha! Şimdi ayda 3 keze indirildi. Süre de 45’er dakikaya indirildi. Yani ayda toplamda 2 saat 15 dakika spor yapabiliriz! Başka hiçbir aktivitemiz yok. Günün 22,5 saatini küçük ve dar bir hücrede geçiriyoruz!”

Ahmet Şık Şık, Can Atalay'ın mektubunu mecliste okudu: Hapishanede unutturmak istiyorsunuz

Can Atalay, Meclis Genel Kurulu'na cezaevinden mektup gönderdi: "Biliyorum hatırlamak istemiyorsunuz. Yok sayarak, hapishanede unutmak ve unutturmak istiyorsunuz."

“Bu ülke bir Anayasa’ya göre mi yönetiliyor?” diye soran Atalay’ın mektubu şöyle:

“Biliyorum hatırlamak istemiyorsunuz.

Yok sayarak, hapishanede unutmak ve unutturmak istiyorsunuz.

Buna rağmen Hatay halkının oylarıyla seçilmiş, sizlerden hiçbir farkı olmayan bir milletvekili olarak size Silivri Cezaevi’nden sesleniyorum.

"Biz devrimci tutsaklar da umudumuzu koruyup güzel günlere dair düşlerimizle direnmeye devam ediyoruz. "

“Bana gönderdiğiniz üç kitabı aldım, bu güzel paylaşımınız beni çok mutlu etti, teşekkür ediyorum. (…) Sizin gibi devrimci aydınlarımız olduğu sürece bilinçlenmeye, öğrenmeye ve ışığın gelen tren ışığı değil, umudun ışığı olduğunu mutlaka göreceğiz. “

Fehmi KARAMAN. 1 No’lu F Tipi Hapishane C-88. TEKİRDAĞ

***

Merhaba Değerli GÖRÜLMÜŞTÜR Ekibi,