Siteye Eklenen Tüm Yazılar

"Firari yazılar" adlı kitabımız Bolu hapishanesinde yasaklandı... Yazarına dahi verilmedi...

‘Firari Yazılar’ adlı kitap çalışmanızı kutluyorum ama Eğitim Birimi “sakıncalı yazılar var” gerekçesiyle bana vermediler. Keşke okuma şansım olsaydı. Artık bir kitap hakkında toplatma kararı olmasa da şayet Eğitim Birimi uygun görmezse o kitabı tutukluya vermeyebiliyorlar. Yani anlayacağınız keyfi bir durum var.

***

5 Aralık 2021

Merhaba Sevgili Adil Okay,

Cezaevlerinde "zemheri de uzadıkça uzadı" misali

Zulmün, mevsim şartlarıyla yarıştığı bir sürece tanıklık etmek; insanı oldukça yoruyor. Bunun üstüne eklenen çarelerin kısıtlılığı da, Baharın direnişini beklercesine kuytuda bekliyor…Korku fobisinin hakim olmaya başladığı faşizane sistemler süreci her kalemi küçültmeye, her kağıdı daraltmaya, her dili törpülemeye devam ediyor. İnsan bütün bunları bir araya getirip düşününce, masum yürekli, gökyüzü mavisini göremeyen yüreklere, Zemheri ayazına inat kocaman gülücükler göndermek istiyor. Tabi hepsi demir kapı, kör pencerelerden geçip, demir ranzalara bile ulaşmıyor!

Halil Güneş'i katlettiler...

Halil de gitti...

Çok üzgün ve öfkeliyim. Mektup arkadaşım Halil Güneş hapishanede katledildi. Katledildi diyorum çünkü 29 yıldır zindanda olan Halil kanser hastasıydı ve Hapishane koşullarında tedavisi de mümkün değildi. Diyarbakır Eğitim Hastanesi'nin "hapishane koşullarinda tedavi edilemez" raporu olduğu halde Halil tahliye edilmedi.

Firari Yazılar, tıpkı kafesteki kuşların mavi göklerle buluşması gibi…

Değerli Ayhan Kavak ve Adil Okay'ın ısrarlı çalışmalarıyla nihayet içerideki firarilerin “axı” dışarıyla buluşturulabildi.

Nihayet! Çünkü milyarlarca insanın tek bir tıkla, tuşla bütün mesafeleri yakınlaştırdığı bir gezegende içeridekiler, yakın mesafedeki yakın ve dostlarıyla halen haftalarca, aylarca yol gidip gelen posta aracılığıyla haberleşiyorlar…

Firari Yazılar, aylarca süren yazışmalar sonucu oluşan bir söyleşi kitabı… Bu süre zarfında karşılaşılan zorluklar kitaba ayrı bir anlam kattığı gibi, kitabın oluşmasında emeği geçenleri de bahtiyar ettiğinin kanısındayım…

Mehmet Salih Erol'un cezaevinde yazdığı ve Abdullah Duran öykü yarışmasında ödül alan öyküsü...

AĞIRLAŞTIRILMIŞ GECE

Sancılar içinde uyanıp gözlerini açtığında, başını yastıktan zorlanarak kaldırıp etrafa bakındı. İçinden bağırmak geçti ama aniden buna engel olması gerektiğini fark etti. Üzerinde son birkaç gündür onu iyice yormaya başlayan bir ağırlık...

Koca bir çığın altında gibi hissediyordu. Gözü her kapandığında Gabus cini sanki boğazına çöküp onu nefessiz bırakıyor, ‘nefes alamıyorum’ diye çırpınıp avazı çıktığı kadar bağırmak istese de yalnızlığın soğukluğuyla birleşen Gabus’un delikli elleri buna izin vermiyordu.

"Çok eskiden bir 'Lümpendim.'"

“Sevgili ADİL OKAY’a en büyük teşekkürleri sunuyorum. Çok eskiden bir “Lümpendim.” Bana kültür ve sanatla iyiliği, dostluğu ve kardeşliği öğrettiği için hem kendisine hem de Görülmüştür ekibiyle birlikte Ümran DÜŞÜNSEL’e, Sibel ÖZBUDUN-Temel DEMİRER’e, Nilay BAYDAR’a, Zeynep GÜRLER’e, Melahat DENİZ’e, Ayşegül’e ve ismini şu an saymakla bitiremeyeceğim sayısız güzel insana tek tek sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Bir tebessümle bir insanın nasıl değiştirildiğini öğrettiler.“

***

14 Kasım 2021

Kandıra kadın hapishanesinde uğradığı işkence ve cinsel saldırı sonrası intihara sürüklenen Garibe Gezer'in bize yolladığı mektup

10 Aralık 2021'de Kandıra hapishanesinde kapatıldığı süngerli odada haftalarca süren işkence sonucu hayatına son veren Garibe Gezer'in 2018 yılında Tarsus hapishanesinden bize yazdığı mektubu yeniden yayınlıyoruz. Garibe Gezer'in yakınlarına baş sağlığı diliyor sorumluların bir an önce yargılanmalarını talep ediyoruz.

Görülmüştür Ekibi

***

12.11.2018

Cinsel saldırıya uğradığını duyuran Garibe Gezer cezaevinde intihar etti iddiası

9 Aralık 2021

Kandıra Cezaevinde işkence görüp tecavüz edildiği belirtilen Garibe Gezer, aynı cezaevinde şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Avukat Eren Keskin: Hücredeki bir insan kendini nasıl asabilir!

Kandıra 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan ve sistematik işkence gören tutsak Garibe Gezer, koğuşunda şüpheli şekilde yaşamını yitirmiş halde bulundu. Öğlen saatlerinde intihar ettiği iddia edilen Garibe’nin durumunu, cezaevi yönetimi ailesine bildirdi.

Bakırköy kadın Hapishanesinde bir mahpusa iki ayda sadece bir kitap hakkı veriliyor...

“Ahmet Ada’nın “Şiir Okuma Durakları” kitabı, “Basın Kanunu Matbaalar Kanununun öngördüğü usullerle basılmamış…” deniyor. Yani verilmeyecek. (…) Sizin ‘Arkası Yarın - Bir Ayrılık Hikayesi’ni ise daha alamadım. Yeni çıkan kanun “iki ayda bir kez” denilerek kitap almamız engelleniyor.”

Remziye Meral TURMUŞ

Bakırköy Kadın Kapalı hapishane

Bakırköy/İSTANBUL

***

"Biz kuşatılmış karanlık mekanlardakilerin başına da kayalar düşmekte"

“Herkesin başına çiçekler serpilirken biz kuşatılmış karanlık mekanlardakilerin başına da kayalar düşmekte. Hal böyleyken kitaba ve yazıya olan tahammülsüzlük dışarıdan yollanan kitap ve dergilere yasak gelme oldu. İki ayda bir, özel-bayramlarda bir adet hediye kitap alabileceğiz artık.”

Ayhan Kavak

1 No'lu T Tipi Hapishanesi A-3

Siverek/Ş. URFA

***

15 Kasım 2021

Kekê Adil Hocam’a, Selam, sevgi ve saygılarımla merhaba…

Alp Altınörs'ün bir yıldan fazladır tutuklu bulunduğu Sincan F Tipi Cezaevi'nden yolladığı kamuoyuna açık mektup

Alp Altınörs, bir yıldan fazladır tutuklu bulunduğu Sincan F Tipi Cezaevi'nden kaleme aldığı kamuoyuna açık bir mektupla "yargılanma" sürecinde yaşananları Artı Gerçek'e anlattı. Altınörs'ün mektubunu aynen yayınlıyoruz:

Değerli dostlar, Bildiğiniz gibi, uzunca bir süredir aranızda değilim. Bu süreç içinde yaşadıklarımı(zı) kısaca da olsa özetlemek amacıyla bu mektubu kaleme alıyorum. 25 Eylül 2020’de, bir medya linci eşliğinde gözaltına alındık ve 2 Ekim’de tutuklandık. O tarihten bu yana da 1 yıl iki aydır tutukluyum.

Mardin Barosu'nda Duvarları Delen Çizgiler adlı sergimizi açtık.

"Mardin Barosu’nda, İnsan Hakları Haftası kapsamında “Görülmüştür” ekibinin “Duvarları Delen Çizgiler” sergisinin açılışı yapıldı.

Mardin Barosu İnsan Hakları Komisyonu, İnsan Hakları Haftası kapsamında düzenleyeceği etkinliklerin startını verdi. Program kapsamında cezaevleriyle dayanışmak amacıyla yola çıkan “Görülmüştür” ekibinin tutuklu 16 karikatüristin eserlerine yer verdiği “Duvarları Delen Çizgiler” karikatür sergisinin açılışı yapıldı.

‘Hapishanesiz Toplum Bir Gün Mümkün Olacaktır’... Zafer Kıraç İle Söyleşi...

Yıllarca insan hakları alanında çeşitli sivil toplum örgütlerinde hak savunuculuğu yapmış ve özellikle kapatılma mekânları üzerine çalışmalar yürütmüş biri olarak, sizce bireyi toplumsal yaşamdan kopararak özgürlüğüyle ‘terbiye’ etmeye çalışmak insan onuruyla bağdaşan bir cezalandırma yöntemi midir?

Zafer Kıraç

Tutuklu yakınlarından ‘Özgürlüğün sesi’ sergisine ziyaret

“Özgürlüğün sesi 50 mahpus 50 fotoğraf” sergisine katılan Adalet Nöbetçisi tutuklu yakınları, “Çocuklarımız özgürlük istedikleri için tutuklular. Tek ses olup adaleti getirelim” diyerek serbest bırakılmalarını istedi.

Hasta ve infazı yakılan tutukluların tahliye edilmesi için Diyarbakır Barosu’nda Adalet Nöbeti başlatan tutuklu yakınları, Red fotoğraf grubu, Görülmüştür Ekibi ve Tahir Elçi Vakfı’nın 6 yıl önce katledilen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi anısına “Özgürlüğün sesi 50 mahpus 50 fotoğraf” adlı sergisini ziyaret etti.

"İletişim çağında iletişimsiz bırakılmak hayatın bir başka ironisi olsa gerek!”

"Kartınız ulaştı. Ama hayli gecikmeli. Gecikmenin nedeni iletişim-haberleşme cezasından, hem mektup hem de telefon açmaktan epey zamandır muaf bırakılmamdan kaynaklı. İletişim çağında iletişimsiz bırakılmak hayatın bir başka ironisi olsa gerek!"

M. Enes TUNÇ

1 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi C-45

DİYARBAKIR

***

16 Kasım 2021

Merhaba,

İyi olmanız umuduyla size, şahsınızda bütün dostlara selam, sevgi ve saygılarımı gönderiyor, sağlık diliyorum.

Elazığ hapishanesi bağımsız bir zulüm cumhuriyeti mi?

“Beni revire götüren personel beni merdivenlerden itti. Kollarımda, bileklerimde şişkinlikler meydana geldi ve ara koridorda ben ve Abdullah Acar saldırıya uğradık. Kafamda şişkinlikler meydana geldi keza Abdullah Acar da öyle. Yine Baran Barış Korkmaz arkadaşın parmağı da mazgal arasında ezildi. (…) Sosyalist basın ve yayınları alamıyoruz. İki ayda bir, bir tane kitap alabiliyoruz, bir de yeni yıl, dini bayramlar ve doğum günlerinde birer kitap alabiliyoruz. Günlük gazeteler, Yeni Yaşam ve Evrensel’i alamıyoruz, sohbetlere çıkamıyoruz.

‘Firar eder’, ‘yazım’ başımdan uçar gider…

Ayhan Kavak ve Adil Okay tarafından hazırlanan Firari Yazılar kitabı, otuz yedi mahpus yazar ve şairle yapılan söyleşilerden oluşuyor. Ancak aklınıza hemen “İçerideki şartlar nasıl?” gibi sorular gelmesin. Zira kitap ‘hapishane edebiyatı’nı ve dolayısıyla içerideki yazarların hayat, sanat, edebiyat hakkındaki görüşlerini duygusallığa yer vermeden, aradaki ‘parmaklıkları’ kaldırarak okura aktarıyor.

Zarf İçinden Zarflar ve 25 Kasıma dair: Beritan Anahtar ve 8 kadın tutsağın mektuplarından alıntılar

“Toplumlar kendi içinde 4 sınıfa bölündü. İktidar – Halk – Erkek ve nihayet kadınlar, dördüncü sırada yerini alabildi ! Biz kadınlar doğurup yetiştirdiklerimiz, kendi yarattıklarımız tarafından dördüncü sınıf varlıklar olarak görülüyor, her fırsatta vurulup öldürülüyoruz. Bu sistemi biz kadınlar oluşturmadık ama, yıkacak da biz kadınlarız. Kadın bilinci, vicdanı ve adaleti ile yeniden inşa edilen; cinsiyetsiz, eşit ve adil bir dünya yaratacağız. Yeter ki buna inanalım ve birbirimize daha güçlü ellerle sarılalım. Bize ne dört duvar ne de içinde bulunduğumuz tecrit engel olamayacak. “