Siteye Eklenen Tüm Yazılar

Ağırlaştırılmış Müebbet hapis hakkında müebbetlik bir tutsağın yazısı

Tekirdağ F Tipi'nde Bir Hücrede, Tek Başına Ölüm

Ağırlaştırılmış müebbet demek; 8m²’lik bir hücrede ölene kadar tek başına kalmak, bir avuç toprağı bir tek çiçeği göremeyecek olmak, annenle babanı, kardeşlerini, aileni bir daha asla yan yana göremeyecek olmak, bir hücrede, tek başına ölüm demektir.

21 Ekim 2014

Hasan Gülbahar ve hasta tutsaklar için basın açıklaması

İnsan Hakları Derneği Mersin Şubesi, Özgür Çocuk Parkı’nda mumlarla yazdıkları “228’i ağır 578 hasta tutsak serbest bırakılsın” yazısı ile cezaevlerinde tutulan tutsaklara özgürlük istedi. 30 yıl tutsaklıktan sonra tahliye olan ancak geçtiğimiz hafta yeniden tutuklanan İHD yöneticisi Hasan Gülbahar için açıklama yapıldı. Açıklamada Gülbahar'ın yeniden tutuklanıp 5.5 yıl daha yatması gerektiğinin söylenmesinin hukuk garabeti olduğu ve İHD olarak yöneticilerinin serbest bırakılması için kampanyaya devam edecekleri bildirildi.

F Tipinde yaşamak

Umut Daşdemir

İlk başta giriş işlemleriniz tamamlanır. Sonrasında sizi bir odaya alırlar. O odanın havası çok farklıdır. Size ilk olarak orada “böyle yaparsan işte böyle olursun” hissi verilir. Odanın duvarları kanlıdır.

İki yıla yakın F tipinde yaşamış (Tekirdağ 2 nolu F tipi) biri olarak bu yazıyı yazıyorum. Nedir F TİPİ yaşamı? Buradaki “yaşam” ironiktir. Yaşam yoktur, çünkü sizi oraya öldürmek için koyarlar.

Hasta mahpuslar sempozyumu gerçekleştirildi

Hasta Tutsaklara Özgürlük İnisiyatifi tarafından hazırlıkları yürütülen “Hasta mahpuslara özgürlük ve çözüm önerileri” başlıklı sempozyum bugün Ankara'da Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde gerçekleştirildi.

BDSP’nin de bileşeni olduğu inisiyatif tarafından örgütlenen sempozyumun amacı hasta tutsaklar sorununu kamuoyuna taşımak ve bu konuda bir duyarlılık yaratmak olarak ortaya konuldu. Ayrıca sempozyumun sunum ve metinlerini ilerleyen dönemlerde kitaplaştırmak hedefi ile hareket edildi.

ZİNDANDA BAŞ EĞMEDEN HAYATINI KAYBEDEN YAŞAR DERE (SABRİ) İÇİN

“O bir özgürlük havarisiydi. Cem ve semahlardan feyzini almıştı. Dede ve ozanların sancılı yüreğinden dile gelen deyiş ve türkülerle beslenen direniş ruhunu içselleştirmişti. Kentler ona dar geliyordu artık. Hatırlarım. 1996 yılının Şubat ayında Akdağ gücü çatışmaya girmiş, akabinde bulunduğum Şehit Remzi alanına manevra yapmışlardı. O vakit anestezisiz Sabri hewalin kolundan kurşunu çıkarırken, dingin hali gözlerimin önünde asılı durur. Tedavinin ardından, ağır kış koşullarına rağmen birlik olarak Akdağ’a geri dönüp, bölgeyi boş bırakmayacaklardı.”

Almanya: Tutsaklar sendika kurdu

Tegel Hapishanesi yönetimi sendika kurma çalışması yapan tutsakların hücrelerinde arama yaptı

Mayıs ayının sonuna doğru Berlin’deki Tegel hapishanesindeki tutsaklar Tutsakların sendikasını kurduklarını kamuoyuna duyurdular. Hapishane yönetiminin bu açıklamaya karşı cevabı, Sendika kuruluşu ile alakalı olduğunu düşündükleri iki sendika sözcüsünün hücrelerine saldırarak tutsaklara ait tüm evraklara el koymak oldu. Bu gelişme herkesçe bilinen geçmişteki yaşanmışlıkların tekrarlanmasıydı.

Şakran'da çıplak arama işkencesi cezasız

Şakran Kadın Kapalı Hapishanesi'nde 22 kadın, çıplak arama işkencesine maruz kaldığı için suç duyurusunda bulundu. Bunlardan sadece 9'uyla ilgili soruşturma açıldı, 8'i hiçbir ceza verilmeden kapatıldı.

Etkin Haber Ajansı / 15 Ekim 2014 Çarşamba, 16:26

ANKARA- Gezi tutuklusu Elif Kaya'ya yönelik çıplak aramayla gündeme gelen Şakran Kadın Kapalı Hapishanesi'nde kadın tutsaklara yönelik bu işkence cezasız kalıyor.

PKK ve PAJK'lı tutsaklar Kobanê için açlık grevine başlıyor

İSTANBUL (DİHA) - PKK ve PAJK'lı tutsaklar adına açıklama yapan Deniz Kaya, 15 Ekim'de süresiz dönüşümlü açlık grevine başlayacaklarını ve taleplerinin karşılanmadığı müddetçe eylemlerinin radikalleşeceğini belirterek, "15 Ekim'den itibaren başlayacak eylemimizi, Kobanê üzerinde soykırım tehdidi sürdükçe, AKP-DAİŞ işbirliği devam ettikçe, AKP hükümeti Rojava'ya yardım koridoru açana kadar sürdüreceğimizi ve taleplerimiz yerine gelmezse eylem hattımızın radikalleşeceğini duyuruyoruz" dedi.



‘Türkiye’nin Mandela’larından’ Hasan Gülbahar yine cezaevine girdi.

Yargıtay, cezaevinde 30 yıl kaldıktan sonra geçen yıl 4. yargı paketi kapsamında tahliye edilen Hasan Gülbahar için “Pardon; eksik yatmışsın, 5.5 yıl daha yatacaksın” kararı verdi. Türkiye’de en uzun süre cezaevinde kalanlardan olan Hasan Gülbahar, 17 aylık özgürlükten sonra Mersin’de yeniden cezaevine girdi.

Cezaevleri dolup taştı

Tam 152 bin kişi Türkiye’deki yüzlerce cezaevinde bulunuyor. Cezaevleri tıka basa dolu olduğu için AKP hükümetinin planlamasında onlarca cezaevinin inşa edilmesi var. Bunca cezaevi ve bunca insan söz konusu olduğu için, bizim sayfa da her hafta birçok sorunla dolup taşıyor. Dahası bunların bir kısmını, ben haber yapmaları için Dicle Haber Ajansı’na veriyorum. Onların yaptıkları haberleri de kimi günlük gazetelerle, yüzlerce yayın organı yayınlıyorlar. Bu hafta da kimi sorunları aşağıda sizlerin dikkatine sunuyorum:



Aklımız Kobanê’de

Gebze M Tipi Cezaevi’nde bulunan PKK-PAJK, MKP ve TİKKO’lu kadın tutsaklar, çok sayıda battaniye, yazlık-kışlık giyim, çamaşır ve çorabı Şengal ve Rojava’daki halklara ulaştırılmak üzere ilgili kurumlara gönderdiler. Dahası IŞİD katliamlarına karşı yapılan iki günlük açlık grevine de katıldılar.



Giresun E Tipi Cezaevi’nde bulunan 25 tutsak, iki buzdolabı, dört televizyon ve bir miktar giyim malzemesini Şengal ve Kobanê halkına ulaştırılmak üzere ilgili yerlere gönderdiler. Kendi duruşlarının dışarıdaki yardımseverlere de örnek olmasını diliyorlar.



HASAN GÜLBAHAR YALNIZ DEĞİLDİR- TÜRKİYE’NİN NELSON MANDELA’LARINDAN HASAN GÜLBAHAR ZİNDANDA

Bu gün akıl almaz bir haberle daha sarsıldık. Dört yanımız kan gölü haline gelmişken, AKP hükümeti 21 yıl sonra ülkeyi yeniden sıkıyönetimle, sokağa çıkma yasağı ile karartırken Hasan Gülbahar’ın önce gözaltına alındığını ve sonra apar topar hapishaneye götürüldüğünü öğrendik. Gülbahar’ın son olaylar nedeniyle tutuklandığını sanırken anladık ki olay farklıymış. Daha doğrusu ortada olay falan yokmuş.

F 133. Oturma Coşkun Koç Serbest Bırakılsın!

HASTA MAHPUSLAR SERBEST BIRAKILMALIDIR 04.10.2014

AĞIR HASTA MAHPUSLAR İÇİN SESİMİZİ DUYUN !..

Hapishanelerin fiziki yapısı, infaz koşullarının yarattığı olumsuzluklar, özellikle tecrit uygulamasının fiziki ve psikolojik etkileri herkes tarafından bilinmektedir. Hapishanelerde işkence ve onur kırıcı muamele iddiaları sürekli devam etmektedir. Bu uygulamalar mahpusların sağlıklarını doğrudan tehdit etmektedir. Mahpusların düzenli ve yeterli tedavi, teşhis, kontrol imkânlarına ulaşmasının güç olması bir yana doktora erişim imkanları dahi yoktur.

İHD AÇIKLADI 242’si Ağır, 653 Hasta Mahpus Va

İHD’nin açıklamasına göre hapishanelerdeki hasta mahpus sayısı 653’e yükseldi. Hastaların 242’sinin durumu ağır.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, hasta mahpuslarla ilgili açıklama yaptı, derhal serbest bırakılmalarını talep etti. Açıklamaya göre hapishanelerde 242’si ağır, 653 hasta tutuklu ve hükümlü var.

İHD’nin İzmir Şubesinden Ahmet Çiçek’in dün akşam yapılan açıklamada okuduğu basın açıklaması şöyle:

Tedavisi İçin Serbest Bırakılan Taylan Çintay Yeniden Tutuklanacak

Mesane kanseri hastası Taylan Çintay'ın 4 Ekim'de dolacak olan tedavi süresinin uzatılması talebi, Adli Tıp Kurumu tarafından reddedildi. Çintay 5 Temmuz 2013 tarihinde tahliye edilmişti.

5 Temmuz 2013 tarihinde tahliye edilen mesane kanseri hastası Taylan Çintay'ın 4 Ekim'de dolacak olan tedavi süresinin uzatılması talebi Adli Tıp Kurumu tarafından reddedildi.

%73 zihinsel engelli Hasan Çetin’e 4,5 yıl verilen cezası onandı

Yüzde 73 zihinsel engelli olduğuna dair raporu bulunan Hasan Çetin bir eyleme katıldığı gerekçesiyle tutuklandıktan sonra davası tutuksuz görülmek üzere serbest bırakılmıştı. Sürmekte olan davasında hakkında kendisine 4,5 yıl hapis cezası verildi. Avukatlarının mahkemeye, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastenesi’nin raporunu sunmasına rağmen mahkeme Hasan Çetin’in davasını onayladı.

İrlanda’dan Türkiye’ye Açlık Grevleri

“Hiç bitmeyecek şarkı: Bobby Sands, Bir Nesli Ayaklandıran İrlandalı Açlık Grevcisi” adlı kitabın yazarı Denis O'Hearn Türkiye-İrlanda karşılaştırmalı açlık grevlerini yazdı. Türkiye'deki son açlık grevlerinde sıkça kullanılan bir slogan "Yaşamı uğrunda ölecek kadar çok seviyoruz". O'Hearn de benzer bir yerden şunu söylüyor: Bana "Bobby Sands hakkında öğrendiğin en önemli şey nedir?" diye sorulduğunda, cevabım oldukça basit: Onun açlık grevinde nasıl öldüğü değil; nasıl yaşadığıdır.