Seyit Oktay

Müebbetlik Tutsak M. Sıdık KIVANÇ’ın ilk şiir kitabı “Kan Kehribarları” hakkında

KAN KEHRİBARLARI

“Ah! Ne çok şey vardır gökyüzü ile yeryüzü arasında, yalnızca şairlerin düşleyebildikleri”

F. Nietzsche

Uzun yıllardır cezaevinde olan M. Sıddık KIVANÇ’ın ilk şiir kitabı “Kan Kehribarları”, Ceren Kültür Yayınlarından çıktı.

24 Yıllık Tutsağın “Hikaye” Adlı Denemesi

Kan ikliminden, boğucu ve yıkıcı bir zamandan geçiyoruz. Ruhumuz lime lime, zihnimiz paramparça, durmadan ölüyoruz öldürdüklerimizle. Ölüm varsa hikâye yoktur. Hikâye yaşatır. Hikâye yaşamdır. Hikâye direnmektir insani olmayan her şeye. Sevgidir hikâye, aşk ve umuttur. Bir karanlık çağ çöreklenmiş tekmil insani ufuklara. Şafaklarda hep mağlubiyet havası. Hikâye ne yengidir ne yenilgi. Birlikte özgürce yaşamaktır. Gökten üç elma inmiyor, tekerlemeyle başlamıyor artık hikâye. Ağıtlar almış yerini. Ağıt da bir hikâyedir; ama ölüler diyarına ait olan.

Tutsak Yazar Sürgüne Tecrite Rağmen Sevginin Gücünü Yazıyor

“Ben sevginin gücüne inanırım. İnsanların sevgi ile en büyük zalimliği alt edebileceğini biliyorum. Bizi sevgisizliğe mahkum etmek isteyenlere inat herkesi daha çok seveceğim. Bize sürgün belletilen diyarları sevgi yumağına dönüştürmek için elimden gelen tüm çabayı sarf edeceğim. Dostlar üzülmesin, canlar yanmasın biz bütün zamanlarda ve mekanlarda birlikteyiz, birlikte olacağız. Sesimizi, yüreğimizin sıcaklığını hep ulaştıracağız sizlere. Ne olursa olsun yüzümüzden gülüşü, gönlümüzden sevgiyi eksik etmeyeceğiz.

Ring Aracıyla 18-19 saat Sürgün Yolculuğu

"Maalesef Doktor'dan sonra bana da yol verdiler. Taaa Karadeniz ellerine kadar sürdüler (...) Oldukça sancılı bir dönemden geçiyoruz, oysa demokratik diyalog yollarıyla birçok sorun halledilebilecekken tersi tercih ediliyor, yol yorgunuyum. 18-19 Saatlik yolculuğun ardından buralara geldim (...) Ne olursa olsun mücadele devam ediyor. Özgürlük, barış, demokrasiyi savunmak vazgeçilmez olandır."

SEYİT OKTAY

E Tipi Cezaevi C-2

GÜMÜŞHANE

***

Tutsak Yazardan Mektup: “Bir türbülanstayız adeta. Her şey ve her yer sallantıda."

Bir türbülanstayız adeta. Her şey ve her yer sallantıda. Tıpkı çocukken meyve bahçelerine dalıp biraz erik ve kaysı çalıp yemek için ağaca tırmanıp sonra da bahçe sahibi tarafından ağaçta yakalanıp, bahçe sahibinin işin keyfini çıkarmak için aşağıdan meyve ağacını sallayıp bizi düşürmeye çalışması gibi. Tutunduğun dala iyi sarılmak lazım (...) Her ölümlü bir gün mutlaka, hele bu memlekette yaşıyorsa, muhakkak hapishaneden geçecektir (...) Hapishaneler hep aynı, muktedirin gadrine açık. Ama direnmek yaşamaktır, başka türlüsü de mümkün değil.

Seyit OKTAY

Çiçeğe Ağıt

“Zamana, duvarlara; bilinçle, yazıyla meydan okuyanlara selam olsun...

Adını kitaba veren “Çiçeğe Ağıt” öyküsü gerçeğin kadim dillerde söylenmiş şarkısıdır... Nevzat Çapkın, ömrünü cezaevinde geçiren yazı emekçilerindendir. Hapishanenin duvarlarına, zulmüne aldırmaksızın durmadan üreten bir yazardır.”

Seyit OKTAY  E Tipi Cezaevi  C-12   SİİRT

“ÇİÇEĞE AĞIT”

23 Yıldır tutsak olan Seyit Oktay'dan mektup ve fotoğraf var

5 Şubat 2016

Merhaba Keke Adil!

Her şeyden önce geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, biran önce sağlığına kavuşmanı diliyorum. Gönderdiğin iki yazılı kart, bir kırmızı üzerine muhtemelen Öykü'nün yaptığı çiçekli boş kart, bir de proje için bastırdığınız Yeşim Ağaoğlu'nun resmine eşlik eden şiirimin basıldığı karttan iki adet; toplam beş parçalı mektup zarfınızı aldım. Teşekkürlerimi iletiyorum.

Sevgili Adil Yoldaş!

22 Yıldır Zindanda olan Seyit Oktay yazdı: Zamanı Tersine Çevirmek

ZAMANI TERSİNE ÇEVİRMEK

“Çocukların öldürülmediği bir ülke için...”

Zaman zembereğinden boşalmış, iktidarın ihtiras atlarıyla dört nala ölüme koşuyor çocuklar; ölüyor, öldürülüyor. Ölü çocuklar bir ülkenin mutsuzluğunun ve karamsarlığının işaretidir. Anlaşılmaz, isterik ve şehvet dolu bir hazla ölümler kutsanıyor. Asıl vatana, toprağa, insana ihanet, yaşam yerine ölümler kutsanıyor.