“Mektubunda, af yasalaştı siyasiler kapsam dışı kaldı diye yazmışsın. Öncelikle zaten hiçbir beklenti yoktu, bu şartlarda beklenti olması tuhaf. Belediye başkanları, gazeteciler, milletvekilleri tutuklanırken bizi neden bıraksınlar ki?! Ayrıca bu hafta çıkacak millet bizi de hırsız, uğursuz sanabilirdi. İyi ki çıkmadık. Bir de yazında içeridekileri mektupsuz bırakmayalım demişsin ama ne bana ne de burada bildiğim birine son 4 aydır yani korona günlerinde yeni bir mektup gelmedi. :(“
BARIŞ İNAN
2 No’lu F Tipi Hapishane Kocaeli
23.06.2020
Merhaba Adil Arkadaş,
İyi olmanız dileğiyle. Dilerim Covid belası yoktur. Ben maalesef hala iyiyim. Hiçbir mikrop, virüs yok. Bir hastalık duymadık burada, biz iyiyiz ama aklımız dışarıda. 1 Temmuz'da normale dönülecek deniliyor burada da. Bakalım bizim normal dışarısı gibi olacak mı? TV’de gördüklerimiz, duyduklarımız korkutucu. Dilerim sonu iyi olur. Dünyanın pek çok “gelişmiş” ülkesinin sağlık sistemi sınıfta kaldı. Bakalım sınıf da tüm dünyada buna eşzamanlı tepki gösterecek mi, güzel bir fırsat aslında.
Buralar aynı hapis halleri. Sanki biraz uzun bayram tatili gibi. Tatilden farkı mektup gelip gidiyor, kantin var.
Virüs gelmese de kuşlarımız geliyor. Serçeler, kumrular, güvercinler geliyor. Son günlerde serçe ve kumrular yavruları ile geliyorlar. Her canlının yavrusu gibi onlar da çok tatlı. Geçen gün serçe grubunun içinde bir yavru vardı. Büyük serçenin yanına gidip kanatlarını titreterek yemek istiyor. Kimse ilgilenmeyince kendi kendine yemiyor. Pencereden izliyorum. Yan hücrelerin birinden ani bir ses gelince serçeler havalandı ama o yavru kaldı. Şaşkın şaşkın etrafına bakındı, sanki “bize bu yemleri, ekmekleri veren şu aksakallı, nur yüzlü adamdan neden kaçıyorsunuz” der gibiydi.
Yedi de kumru geliyor, dördü yavru. Bir tane erkek var, hem çok kızıyoruz hem çok gülüyoruz ona. Kabadayılar bir omuzları düşük yürür ya, bunun da bir kanadı düşük. Bütün kumruları kovalıyor, ne yem yediriyor ne kovalamaktan kendi yiyebiliyor. Baharda bir dişinin yemesine izin veriyordu sadece. Artık işi bitmiş, kolladığı kimse yok. Ufacık yavruları bile kovalayıp duruyor. Havalandırma saatinin bitimine 10 dakika kala duvarda görünüyor. Kapı az geç kapanınca da ötmeye başlıyor, hem de nasıl, tehdit ediyor resmen, hatta küfür ediyor bence. İlk başlarda kafamıza çarpacak gibi dalışlar yapıyordu ama kabadayılığına pabuç bırakmadık diye ondan vazgeçti. Korkmuyor da. Yavruları kovalarken çok kızdım geçen gün. Bir Tükenmez kalemi “silaha” dönüştürdüm, bir parça kâğıda çizip hızlıca üflüyorum. Kaçacağına bir attığım kâğıtlara, bir bana bakıyor.
İyice kızdım tespihimi attım, yine kaçmadı. Şöyle bir bakıp yavruları kovalamaya devam etti! Kimi örnek alıyor kendisine bilemedim.
Mektubunda, af yasalaştı siyasiler kapsam dışı kaldı diye yazmışsın. Öncelikle zaten hiçbir beklenti yoktu, bu şartlarda beklenti olması tuhaf. Belediye başkanları, gazeteciler, milletvekilleri tutuklanırken bizi neden bıraksınlar ki?! Ayrıca bu hafta çıkacak millet bizi de hırsız, uğursuz sanabilirdi. İyi ki çıkmadık. Zaten Covid-19 var, çıkıp ne yapalım? Zaten Çıktık yine koşturup yine hapse gireceğiz. Bari biraz demokrasi getirin de çıkınca biraz tatil yapalım. Şimdi çıksak tatil bile yapamayız!
Bir de yazında içeridekileri mektupsuz bırakmayalım demişsin ama ne bana ne de burada bildiğim birine son 4 aydır yani korona günlerinde yeni bir mektup gelmedi. :(
Yeni, renkli renkli karikatürlerimi takip ediyor musunuz? Dilerim beğeniyorsunuzdur. Eleştirilerinizi her zaman beklerim, ihtiyacım var.
İşte böyleyken böyle, gerisi bildiğiniz hapis halleri işte. Kendinize çok iyi bakın. Sağlıkla, umutla, neşeyle, aşkla kalın. Sarılıp öpüyorum. Herkeslere selamlar
Sevgilerimle
2 nolu F tipi
Kocaeli