24.11.2014
Sevgili Adil Heval,
Epeydir haber alamıyordum sizden. Gecen gün bir mektup geldi. İçinde bir tanıtım kartı vardı. ‘Şair Kapıları’ Birde fotoğraf sergisi davetiyesi. Davetiye ister istemez güldürdü beni. ‘Adil ağabey karıştırdı herhalde,’ dedim. Ama bir gün bu da olacak, inanıyorum. Sergilerinize geleceğim.
Şunu belirteyim; tanıtım kartı çok güzel olmuş. Etkileyici ve insanda merak uyandıran cinsten. Resimler de güzel. Ama her şeyden önce konu sıradışı ve etkileyici. Kapılar… Üstelik de kırk ayrı şairin şiirleriyle nakşolunan, birbirlerinden farklı kapılar. İnanıyorum ki şiirler de karttaki kapılar kadar ilgi uyandırıcıdır. Zaten okuyunca şiirleri merak ettim.
Doğal olarak serginize gelemeyeceğim. Ama bu konuda sizi kutluyor ve serginin gereken ilgiyi görmesini, amacına ulaşmasını diliyorum.
Güney dergisi zaman zaman yanımdaki bir arkadaşa geliyor. Orda sizin Sanat konusunu islediğiniz bir yazı vardı ki çok beğendim. O alışıldık, klasik sol şablonlardan uzak, gerçekçi, yaşamda karşılığı olan tespitlerdi. Bana soracak olursanız konunun daha da tartışılması gerekir. Devrimci sanatı yada bakış açısını darlıktan, tabulardan kurtarmak lazım. Düşünebiliyor musunuz, bir Rönesans dönemi sanatı bile burjuvaziye mal ediliyor. Burjuvaziye ikram ediliyorlar dense daha iyi aslında.
Mutlaka her sanat bir refere taşır. Etkilendiği bir ideoloji vardır. Ama sanatın kendisi kanımca ideolojik kalıplara, tüzük ve kararnamelere sığmayacak kadar geniş ufuktur. Zira duyguları, aklın çizdiği sınırlara hapsedemezsiniz.
Sizin de, sanatın devrimci özünü sınıfa değil de sanat akımlarına bırakılması gerektiği mealindeki değerlendirmeniz var olan yanlış yorumları doğrultmaya çalışmaktır kanımca.
Örneğin Rönesans dönemi sanatçıları büyük devrimcilerdir bence. Aşırlarca süren koyu karanlığı yırtıyorlar. Yada bir Mozart’ı, bir Beethoven’i neden burjuvaziye mal edelim ki.
Bir Balzac, Kralcı; Dostoyevski, Çarcı; Tolstoy ise koyu Hristiyan’dı ama bunları belki de en çok okuyan devrimcilerdir.
Aslında, konuşulması, tartışılması gereken dokunulmazlıklar çok. Yıkılması gereken tabular çok. Bu konuda sizing gibi devrimci aydınlara çok görev düşüyor bence.
Güney Dergisinin arka kapağında Tülin hevalin taşlarla yaptığı kompozisyon vardı. Şahaneydi. Birkaç çakıl taşıyla bir konu bu kadar güzel islenebilir miydi! Tülin Seval’in de ellerine sağlık. Kendisine çok selamlar.
Kendinize iyi bakin. Öykü'nün yanaklarından öpüyorum.
Sevgi ve saygılarımla
Ahmet Bilge
E Tipi Cezaevi
C-4 Elbistan/K.Maraş
- 9 gösterim