Tek kişik hücrede tutulan hasta tutsak Zeynep Avcı'dan mektup var: "Adeta tümüyle kapatılmıştım bir “tabuta”. "

“Önce üşüten bir kış yaşandı, ardından kavurucu, bunaltan bir sıcak yaşadım şu daracık hücrede. Geçen yılı koronayla geçirmiştim. O zamanlar yazamamıştım size. Adeta tümüyle kapatılmıştım bir “tabuta”. Olayı trajediye vurduğuma bakmayın. Şimdi gülümseyip geçiyorum. Defalarca revir doktorunu ya da bir insanı göreyim diye dilekçeler yazmıştım. Fakat şu iki buçuğa altı metrelik (banyosu da dahil) alanda… Tam Ağustos sıcağında ve haftalarca pencereden havalandırmaya bakmak, o virüsle birlikte mücadele ederken, sıcağın da etkisiyle aklımı oynattığımı bile düşünmüştüm bir ara!”

Zeynep AVCI Kadın Hapishanesi C.T.7  Tarsus/MERSİN

***

04.12.2023

Sevgili Adil Hoca

Merhaba!

                Uzun zamandır size “ulaşmaya” çalışıyordum. Yazdıklarımın ulaşmadığını anladım en son gönderdiğiniz “Karanlıkta Kahkaha”yla gelen mektupla. Mektubunuzu 13.10.2023’te aldım. Yani bir ay sonrasında. Cevap yazmayı da biraz erteledim, çünkü o kadar çok adresine ulaşmayan mektup gönderdim ki şu son bir senede, biraz haliyle etkiliyor şu koşullarda. Yaşadığımız depremin yaralarıyla yazmak da kalemin akışını zorlaştırdı. Neyi, ne kadar anlatabilirim diye çok düşündüm ve her seferinde yarım cümlelerle de olsa yazmaya çalışmıştım, bazen erteledim, bugün ise yeniden yazmaya ve ulaşmasını umut ederek yazmaya çalışıyorum. Yıl bitiyor yeniden, yaşattırdıklarının izini bırakarak. Şimdi de Filistin’de her dakika ölen çocuk, adı hatırlanmayan, unutulan sayısız ölümü “naklen” yayınlarla televizyon ekranından izlemek zorunda bırakılıyoruz ve daha sayısız olumsuz yaşananlarla. Dışarıdaki “kaosun” içeriye bu kadar yansıdığına da yeniden şahit olmak bazen düşüncelerimi de zorladı.

                Önce üşüten bir kış yaşandı, ardından kavurucu, bunaltan bir sıcak yaşadım şu daracık hücrede. Geçen yılı koronayla geçirmiştim. O zamanlar yazamamıştım size. Adeta tümüyle kapatılmıştım bir “tabuta”. Olayı trajediye vurduğuma bakmayın. Şimdi gülümseyip geçiyorum. Defalarca revir doktorunu ya da bir insanı göreyim diye dilekçeler yazmıştım. Fakat şu iki buçuğa altı metrelik (banyosu da dahil) alanda… Tam Ağustos sıcağında ve haftalarca pencereden havalandırmaya bakmak, o virüsle birlikte mücadele ederken, sıcağın da etkisiyle aklımı oynattığımı bile düşünmüştüm bir ara! Sizin yazdıklarınız geldi aklıma. Hani Adana Hapishanesi’nde yaşadığınız 1980 yazı. Darbeden birkaç ay önce “Ne korkunç sıcaktı öyle! Hele kauçuk yataklar nasıl da yakardı” cümleleriniz. Aradan onca yılın geçmiş olması bir tarafa “yakan döşekler” ve sıcağın da pek farklı olmadığına bu yıl da şahit oldum. Üstelik o yanıklar için revire çıkmak istedim, olmadı, her zamanki gibi kendi kendine tedavi yöntemleri kullandım. Sağlığa erişimde ciddi sıkıntılar var ne yazık ki halen. Bir iki defa tansiyon (kalp) problemi nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşadım, kardiyolojiye halen sevkimi bekliyorum, gelecek bir zamanda giderim herhalde. Koşullarımda pek bir değişim yok. Bir saat havalandırma ve haftada bir “spor” (etkinlik). Açık ziyaret haftaları o etkinlik de yok zaten. Yani yazamadığımdan bu yana pek bir şey değişmediyse de çok fazla durum, olay yaşandı, yaşanmaya devam ediyor.

Sevgili Tülin abla, lütfen kusura bakma, sana yazma sözümü yerine getiremedim, ama uygun bir günde yazacağım çünkü bir kadın olarak son yıllarda karşılaştıklarımın bazen nefessiz bıraktığını ve bu yaşanmışlıkların da “ben”de kalmaması gerektiğini düşünüyorum. Ne kadar yazabilirsem o da. Malum biliyorsunuz mektupların “okuru çok”:) Çok geciktirmem bundan sonraki mektubu. Sadece ulaşsın istiyorum şu an.

                Daha önce “Deli Kemal” adlı öyküyü gönderdim mi çok hatırlamıyorum, olur da tekrar gönderdiysem kusura bakmayın. Ayrıca “Karanlıkta Kahkaha” sergisinin de iyi geçtiğine inanıyorum. “Şimdilik gelemedim” sergiye. Özcan Yaman Hoca’ya da Haziran’da (Taahhütlü Mektup) yazmıştım, ulaştı mı bilmiyorum. Yazdıklarımın ulaşmadığını gelmeyen mektuplardan anlıyorum:) Yine de umutsuz değilim.

                2024 yılının tüm insanlık için gerçek bir barış yılı olmasını diliyorum. Herkese sevgi ve selamlar. Ayrıca sizlerin de, tüm yaşadığınız, yaşadığımız acılara rağmen iyi olmak için direndiğinizi biliyorum. Kendinize hep iyi bakın. Her şey gönlünüzce olsun. Sevgiyle kucaklıyorum.

Zeynep AVCI

Kadın Hapishanesi C.T.7 Tarsus/MERSİN

Not: Mektupta Zeynep'in söz ettiği Karanlıkta kahkaha Redfotograf grubu ile bizim görülmüştür Kolektifi'nin düzenlediği serginin adıdır. Sergide Zeynep'in de bir öyküsü yer almıştı. Ona da açılış için davetiye yollamıştım.