BASINA VE KAMUOYUNA 10.09.2016
"Islah etmek, topluma kazandırmak" amacıyla kurulan cezaevlerinde, Türkiye'de daha çok "cezalandırma" mantığıyla hareket ediliyor. Askeri darbelerin yaşandığı dönemlerde, cezaevleri ölüm, işkence ve hak ihlalleriyle gündeme geldi. Cezaevlerinde bütün hakları gasp edilen tutsakların, en çok sağlık konusunda yaşadıkları sorunlara da bir türlü çözüm bulunamıyor. Birçok hasta tutsak, "cezaevinde kalamaz" raporu almasına rağmen, ne tedavi ediliyor ne de tahliye ediliyor.
Hasta mahpusların serbest bırakılmalarının önündeki en büyük engel ATK olduğu kadar,serbest bırakılmaları onaylayacak merci olan Cumhurbaşkanlığıdır.Eğer bu insanlar hayatlarını tek başına sürdüremiyorlarsa acaba topluma ne gibi zarar verebilirler ki...
Şu anda cezaevinde tedavisi mümkün olmayan hasta mahpuslardan birisi de Hulki Güneş'tir.Hulki Güneş, 1992 yılının 16 haziranında Vartoda inşaat işçiliği yapılırken yakalandı.Üzerine 3 asker ifade verdiği için 36 yıl ceza verildi. Ceza Yeşil'in ve Binbaşı Muammer Yaltakçı'nın baskısıyla verildi.1992’den bu yana cezaevinde bulunmaktadır.Aile davayı AİHM'ye götürdü.AİHM davanın yeniden görülmesine karar verdi. 2013 den beri dava tekrardan görünüyor.Şu anda dava Anayasa mahkemesinde ama sonuca bağlanmadı. İfade veren 3 asker, ilk ifadelerinden geri dönüp" biz böyle bir ifade vermedik, baskı altındaydık" dediler.
Birçok cezaevini dolaşan Hulki Güneş, en son Diyarbakır cezaevinden Şakran cezaevine sürgün gönderilmiştir. 1998’de özellikle omurgaları tutan, ağrılı, ilerleyici, kronik bir romatizmal hastalık olan Ankilozan Spondilit hastalığına yakalandı. Hastalık, omurgayı etkilemekle beraber, diğer eklemleri, kiriş ve tendon denilen kasların kemiklere yapıştığı bölüm olan yerleri de etkiliyor. Güneş, günlük ihtiyaçlarını arkadaşlarının yardımıyla yerine getirirken, hastalık sürekli ilerliyor.Akciğerlerde de sorun yaşıyor, tedavisi görülmüyor ve durumu çok kritiktir.Cezaevinin ona yaklaşımı iyi değil.Ailesinden uzakta olduğu ve ailenin ekonomik durumu iyi olmadığı için kasım ayından beri görüşme yapamıyorlar.
Hulki Güneş'in ATK den raporu olmasına ve rapor Cumhurbaşkanına sunulmuş olmasına rağmen sessizlik ve kayıtsızlık sürmektedir.
İHD olarak sorunun çözülmesi için şunları öneriyoruz:
"Cezaevlerindeki ağır hasta mahpusların salıverilmemesinin en önemli sebebi Adli Tıp Kurumu'nun hukuka aykırı uygulamalarıdır.Dolayısı ile"Adli Tıp Kurumu'na ağır hasta mahpuslarla ilgili verilen yetkilerin üniversitelerin Adli Tıp Anabilimdalı Başkanlıklarına ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı Eğitim-Araştırma Hastanelerine verilmesi sorunun çözümüne önemli katkı sağlayacaktır.
"Ayrıca, Cumhurbaşkanı'nın, yasal bağlayıcılığı olmadığı halde, af yetkisini kullanırken Adli Tıp Kurumu raporuna başvurması uygulamasından vazgeçmesi gerekmektedir."
Biz insan hakları savunucuları, hasta mahpusların durumuna dikkat çekmeye, gündemleştirmeye ve insanca yaşamaları için gerekli çalışmaları yapmaya devam edeceğiz.
İnsan, haklarıyla insandır.
Hasta mahpuslar serbest bırakılsın!
Hulki Güneş serbest bırakılsın!
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ İZMİR ŞUBESİ
- 5 gösterim