BASINA VE KAMUOYUNA
15.11.2014
Mahpusun temel haklarını korumakla görevli olan devlet, hapishanelerde yaşanan aşağılayıcı, onur kırıcı, insanlık dışı muameleyi ve her türlü hak ihlallerini durdurmak bir yana, resmi politikası haline getirmiştir. Bu şiddet politikaları, mahpusları öldürüyor.
Özgürlüğü engellenen kişinin yaşam hakkı dahi, devlet görevlilerinin keyfi tutumlarına teslim edilmiştir. Görevlilerin her türlü zalimane davranışı, hiçbir koşulda sorgulanmıyor, yargılanmıyor.
Tecrit ve insani olmayan hapishane koşulları mahpusların bedensel ve ruhsal sağlıklarını bozuyor. Hasta mahpus listesine her gün yenileri ekleniyor. Durum böyleyken, devlet bununla yetinmiyor, “ağırlaştırılmış müebbet” hükümlülerine bu koşulların çok daha ağırını dayatıyor.
İnsani olmayan bir cezalandırma biçimi olarak, ölünceye kadar hapishanede kalması öngörülen, bir gün serbest kalacağı umudu bile elinden alınan mahpuslara uygulanan infaz koşulları, sağlıklı bir insanı dahi kısa sürede hasta edebilecek kadar ağırdır. Tek kişilik hücrelerde tutulan bu insanların ölüme mahkum edildikleri, yasada bulunan “Hükümlünün cezasının infazına, hiçbir surette ara verilemez.” hükmü ile açık seçik görülmektedir. Yani yasalarca, “ağırlaştırılmış müebbet” hükümlüsü, ağır hastalık durumunda dahi serbest bırakılmayıp ölüme terkedilecektir.
Bu uygulamalar, Ceza infaz sisteminin temel amacı olan, mahpusun topluma yeniden kazandırılmasıyla çelişki içindedir. Kısaca devlet elinde ki erki, özgürlüğünden yoksun bıraktığı kişiyi, düşmanca yok etmeye yönelik kullanıyor.
Bu hafta, ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü Recep Çitikbel'in durumunu anlatacağız. 21 yıldır ülkenin bir çok hapishanelerine sürgün edilen Çitikbel'de, hapishane koşulları nedeniyle, kaçınılmaz olarak sağlığını kaybedenlerden biri. Hapisliğin daha ilk yıllarında, gördüğü işkenceler nedeniyle kafatası çökmüş ve tedavi edilmemiştir. Wernicke Korsakoff hastası olan Çitikbel için, 2003 yılında devletin sağlık birimi, cezasının ertelenmesini talep etmiş ve ne yazık ki bu talep karşılık bulmamıştır. Bilindiği üzere Korsakoff hastası, yaşamını tek başına sürdürecek güçten yoksundur. Hafıza ağır biçimde hasarlanmış, yeni bir bilgi kaydetmek güçtür. Tüm bu olumsuzluklara karşın, Çitikbel, umutsuzluğa meydan okuyor. Resimleriyle, şiirleriyle, öyküleriyle direniyor, yaşamla arasında ki köprüyü inşa etmeyi sürdürüyor.
Mehmet Çetin Diyarbakır D Tipi Hapishane, Omurgalarında bozulma ve felç olma riski var.
Mehmet Emin İmret, Silifke E Tipi Hapishanede, Sağ bacağı dizinden itibaren yok.
Mehmet Ezer Şakran Hapishanesinde, Hepatiti B hastası.
Mehmet Kaplan Siirt E Tipi Hapishanede, Bronşit ve ülseri var.
Mehmet Kurhan Bandırma 1 Nolu T Tipi Hapishanede, ülser, kronik bronşiti var.
Mehmet Kutli, Balıkesir L Tipi Kapalı Hapishanede, Behçet hastası ve vertigo hastalığı var.
Mehmet Nur Çelebi, Sincan 2 Nolu F tipi hapishanede, iltihaplı romatizma ve kalp ritim bozukluğu var.
Murat Eren, Diyarbakır E Tipi Kapalı Hapishane, Hipertansiyon ve Kronik böbrek hastası.
Mehmet İldem Ümraniye T Tipi Hapishane, Prostat hastası.
Mehmet Zahir Özbey Amasya E Tipi Kapalı Hapishane, tüberküloz hastası
Devlet, hasta mahpusların ölümlerini, istatistiki verilere indirgeyerek, eceliyle ölenler hanesine yazmayı bırakmalıdır. İnsanca yaşam koşullarını yok ettikleri ve tedavi haklarını engelledikleri için ölümlerine yol açtığını kabul etmeli, bu şiddet politikasını derhal durdurmalı ve sağlık kurulu raporlarıyla tüm hasta mahpusları serbest bırakmalıdır.
MEHMET ÇETİN, MEHMET EMİN İMRET, MEHMET EZER, MEHMET KAPLAN, MEHMET KURHAN, MEHMET KUTLİ, MEHMET NUR ÇELEBİ, MURAT EREN, MEHMET İLDEM, MEHMET ZAHİR ÖZBEY SERBEST BIRAKILSIN!..
RECEP ÇİTİKBEL SERBEST BIRAKILSIN!
HASTA MAHPUSLAR SERBEST BIRAKILSIN!
SUSMA SUÇA ORTAK OLMA!
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ
İSTANBUL ŞUBESİ CEZAEVİ KOMİSYONU
Fotoğraflar:Ömür Eğribel
— Galatasaray Meydani Beyoglu'da.
- 30 gösterim