İnsandan, doğadan ve emekten yana olanların edebi verimlerini toplumsallaştırmasına her zamankinden daha fazla ihtiyaç var.
gorulmustur tarafından Pt, 16/10/2023 - 10:20 tarihinde gönderildiKİTAP TANITIMI
“SÖZLERİN İZLERİ”
Adil Okay-Özcan Yaman
KİTAP TANITIMI
“SÖZLERİN İZLERİ”
Adil Okay-Özcan Yaman
Selam, sevgi ve saygılarımla merhaba…
“Daha önce Gül Güzel’in hazırladığı “Zindandan mektup var” adlı kitabı yollamıştın. En son Tülin heval de ‘Su da Susar’ ile Turgay Usanmaz’ın ‘Pasof’un Göçmen Kuşları’nı yollamıştı. ‘Su da Susar’ı aldım. Diğer iki kitap ‘sakıncalı’ bulunduğundan verilmedi. Hasılı onları okuma şansım olmayacak. Kitaplar için teşekkürlerimi sunarım."
Ayhan KAVAK
2 Nolu T Tipi Hapishanesi A-17
Tarsus/ MERSİN
27.03.2023
Tutsak hekim Ayhan Kavak'a yollanan "Posof'un göçmen kuşları" adlı yasal kitap hapishane "eğitim komisyonu" tarafından sakıncalı bulunup tutukluya verilmedi. Bunu üzerine kitabın yazarı Turgay Usanmaz basın açıklaması yaptı.
Usanmaz'ın açıklaması şöyle:
Adalet Bakanlığı’ndan Keyfi Yasaklar
SELAHATTİN DEMİRTAŞ İLE SANATA VE HAYATA DAİR SÖYLEŞİ
Selahattin Demirtaş’la yaptığımız Sanata ve hayata dair söyleşi, “Firari yazılar” adlı kitabımızda yayınlanmıştı. Demirtaş’ın son öykü kitabı Dad’ın tanıtımı nedeniyle RTÜK Halk TV’ye soruşturma açtı ve ceza verdi. ‘Yandaş’ların yönetiminde olan RTÜK’ün bu -en hafif ifadeyle- anti demokratik kararı nedeniyle Demirtaş’la yaptığımız söyleşiyi paylaşıyoruz.
1-Adil Okay, Ayhan Kavak: Yazmaya içeride mi başladınız?
Daha önceden “Konjonktürel Kimlik” ve “Kendini Unutan İnsan” adlı araştırma-inceleme kitaplarının yanı sıra ana dilinde çocuklara hitap eden felsefi kitabı “Şikefta Filozofiye”yi yazan Atabay’ın “Ben Kendim Öteki” çalışmasıyla çıtayı bir üst seviyeye çıkardığını söylemek yanlış olmayacaktır. Bu eseriyle başarılı bir yazar olduğunu tescillemenin yanı sıra ufuk açıcı saptamalarıyla okuyacakların önüne yeni dünyaların kapılarını aralar.
Soran, sorgulayan ve çözüm gücünü gösteren araştırmalarıyla dikkat çeken bir yazar olduğunu bir kez daha kanıtladığını düşünüyorum. Zira böylesi eserler felsefi derinlik ihtiva eder ki, “Ben Kendim Öteki” de bir felsefi kitap olarak ele alınmayı hak etmektedir. Hani bazı kitaplardan söz edildiğinde, okumasam eksik kalırdım mealinde açıklamalar yapılır ya, kanımca “Ben Kendim Öteki” için de bunu söylemek kabildir.
Şair Kerem Çiftçi, “aşkın ayetlerini onur kavgasında yazanlar / tanıktırlar özgürlüğün tılsımına / ateşten sözler hissin an düşbazlarıdır sadece” dizeleriyle girizgâh yaptığı şiirlerini annesine adıyor.
Ayhan KAVAK 2 Nolu T Tipi Hapishanesi A-17 Tarsus/MERSİN
***
“NAR SUYUNA BULANMIŞ DÜŞÜM”
“düşler biriktirdim sana acıdan ırak / sitem tadında / nar suyundan iz bıraktım gözlerine / ses oldum donuk susuzluğuna / dilimde kalmasın hislerin / vedalar ferman olsa da / soluklansın / kulaklarımda “
"Eylül ayıyla birlikte Evrensel Gazetesi’ ni almaya başladık. Bulunduğum diğer zindanlarda vermemişlerdi. 1-9 Eylül tarihlerinde açılan serginizin haberini Özcan Yaman arkadaşın yazısından öğrendim. (...) Her nereye başvurulsa da kapı duvar. Bizim medikal ortopedik malzemeleri halen de alamadım. İşin ilginci o kadar dilekçe yazmama rağmen hiçbir cevabın gelmemesidir. Görmüyorsan yokturun bizim ellerdeki yansıması bu oluyor ne yazık ki…"
Ayhan KAVAK
2 Nolu T Tipi Hapishanesi A-17 Tarsus/MERSİN
***
05.09.2022
Kekê Adil Hocam’a,
“İşte tüm bunları öğrenmek ve daha geniş bir bakış açısına sahip olarak konuya eğilmek için referans kitabı niteliğinde bir eser var artık elimizde. İçeriden Ayhan Kavak’ın dışarıdan Adil Okay’ın emeğiyle hazırlanan “Firari Yazılar” adlı söyleşi kitabı bize bu imkanı sunuyor. “İçerideki Yazarlarla Söyleşiler” alt başlığıyla Eylül 2021’de yayımlanan kitap Klaros Yayınları etiketini taşıyor. Kitapta söyleşilerin dışında hep genç, hep şair Sezai Sarıoğlu’nun kıvrak heyecanını taşıdığı bir “sonsöz” bölümü olduğunu hatırlatmalı. “
İlhan Sami Çomak. Silivri Hapishanesi
“O süreçte salonda da olsa, yılların ardından 1 Mayıs da kutlanacaktı. Benim de katıldığım 1987 1 Mayıs’ı Emek Sineması’nda yapılmıştı. Önlerde oturmuştuk, arkadaşlarımla birlikte. O günü hiç unutamadım. Sinema lebalep doluydu. Bir ara Can Yücel sahneye davet edildi. Emekten, işçiden yana o güzelim şiirlerini okumanın ardından yerine oturdu. (…) 1980 darbesinden sonra kutlanacak ilk 1 Mayıs’ı böyle olmuştu İstanbul’da… Öğrenci gençlik de alışkanlıklarını sürdürmekteydi. Bir sonraki yıl yani 1988’de de illa Taksim’e çıkılacak dendi ve ona göre hareket edilecekti.