Siteye Eklenen Tüm Yazılar

MERSİN'DE "UZAKLARA BAKAMAMAK" SAHNELENDİ

UZAKLARA BAKAMAMAK adlı oyunumuz ilk kez Mersin'de Görülmüştür kolektifi ve Sanatolia ortak çalışması sonucu sahneye kondu.

Mersin IHD'ye, Mersin 68'liler Dernegine, Akdeniz Kent Konseyine ve Akdeniz belediyesine ve bizi yalniz birakmayan salonu dolduran izleyicilere, dostlara, tutsak yakınlarina teşekkür ediyoruz.

Müzisyenler Gülhan Yağ ile Arif Adalı ve metni seslendiren Figen Kandemir ile Tülin şahin Okay' in da performanslari çok iyiydi. Yer yer duygusal anlar yaşandı. Oyun bitince seyirci uzun süre salonu terk etmedi.

"Bu sesi yanınızda götürün"

"Yazar-şair Adil Okay’ın, 15 yıldır mektuplaştığı siyasi mahpusların anlattıklarından esinlenerek yazdığı “Uzaklara Bakamamak” adlı okuma tiyatrosu sahnelendi.

Oyunda, birçoğu 25 yıldan fazla süredir içerde olan mahpusların yaşadığı tecrit, kitap yasağı, kalem yasağı, televizyon yasağı gibi uygulamalar mahpusların dilinden anlatılıyor.

Oyunun yazarı Adil Okay, oyunu izleyenlere, “Giderken bu sesleri yanınızda götürmenizi diliyoruz. İçerde sorgulayan, bağıran, çağıran, türkü söyleyen, direnen insanların seslerini yanınızda götürmenizi diliyoruz” diye seslendi.

İHD Mersin Şubesi Hapishane Komisyonu: Tutukluların sağlığa erişimi engelleniyor

İHD Mersin Şubesi Hapishane Komisyonu, hazırladığı 4 aylık hapishane raporunu açıklayarak, hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri konusunda gereğinin yapılması için Adalet Bakanlığı’na çağrıda bulundu.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi Hapishane Komisyonu, Mersin’de bulunan cezaevlerinde hak ihlallerine ilişkin hazırladığı raporu açıkladı. Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim aylarını kapsayan rapor, dernek binasında düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.

“İNFAZLAR HAKSIZ YERE YAKILIYOR”

"Bulunduğum ortam da tıpkı tiyatro oyununuzdaki gibi “uzaklara bakamıyorum”

“Bulunduğum ortam da tıpkı tiyatro oyununuzdaki gibi “uzaklara bakamıyorum” ama en azından kitaplar sayesinde düşleyip hayal ederek uzak gibi görülen özgürlüğü, umudu, güzel günlerin aslında çok da yakın olduğunu görebiliyorum. “

Resul METİN

Batman Kapalı Hapishane Beşiri/BATMAN

***-

Merhaba Adil Bey;

18 basın meslek örgütü: Gazetecilik siyasi baskıdan korunmalı

"Türkiye, Basın Kanunu, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden (AİHS) doğan yükümlülüklerini yerine getirmeli ve gazeteciler üzerindeki baskılara son vermeli."

Dünyadan ve Türkiye’den 18 basın meslek ve ifade özgürlüğü örgütü Eskişehir merkezli operasyonlarda gözaltına alınan gazeteciler için bir açıklama yaptı.

Soruşturmadaki ‘gizlilik kararını’ ve gazetecilerin avukatlarıyla görüşmelerine izin verilmemesini eleştirdi.

ADIM ADIM SANSÜR

Görülmüştür Kolektifi, Redfotoğraf Grubu ve Sanat Platformu’nun katkılarıyla cezaevlerindeki siyasi tutsakların “içeride” yaşadığı sansürü, “dışarıdaki” ifade özgürlüğü ihlalleriyle bir araya getiren “Sus-ma: İçeride, dışarıda sansür ve otosansür” adlı sergi Beyoğlu’nda bulunan Kıraathane İstanbul Edebiyat Evi’nde ziyaretçilerini bekliyor.
 

Tutsak Semih Altun'un cezaevinde kaleme aldığı kitabın kendisine verilmesi 'sakıncalı' bulundu

Tutsak Semih Altun'un cezaevinde kaleme aldığı "Basit Bir Demokrasi Örneği" kitabının kendisine verilmesi Erzincan T Tipi Kapalı Cezaevi idaresi tarafından "sakıncalı" bulundu.

Erzincan T Tipi Kapalı Cezaevi idaresi, tekli hücrede tutulan siyasi tutsak Semih Altun'un cezaevinde kaleme aldığı "Basit Bir Demokrasi Örneği" kitabının kendisine verilmesini sakıncalı bularak el koydu.

Çıplak arama, süngerli oda, taciz: Kadınlar hangi işkence yöntemlerine maruz kalıyor?

Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla yayımladığı basın bülteniyle, Türkiye'deki kadına yönelik cinsel işkence ve şiddet vakalarındaki artışa dikkat çekti.

Bürodaki verilere göre, 2024 yılı içinde ofise toplamda 55 başvuru yapılırken, bu başvuruların detayları kadına yönelik işkencenin çok boyutlu ve yaygın bir sorun olmaya devam ettiğini gözler önüne serdi.

Hapishane kantininde fahiş fiatlar

“Söylediğim zorunlu ihtiyaçlar, masa, sandalye, battaniye, yastık, yatak, çarşaf, nevresim vs. bana “kantin listesi vereyim, yarın sayımında istediklerini yazarsın” dedi. Bir süre sonra listeyi bırakıp gitti. Listeyi inceledim. Zorunlu temel ihtiyaçlarımı (ketil vs. dahil) 15-20 bin TL. tutuyor. Orada kalıcı olmadığımı bildiğim için sigara, su bir de yastık yazdım. Başka bir şey yazmadım. Düşün Nevresim takımı 300-600 TL. Yüzü olmayan tek yastık 200 TL. Kaldı ki kantinde satılan ürünlerin çoğunluğu yani açık cezaevlerinde iş yurtlarınca Adlilerin çok çok ucuz iş gücüyle üretilen ürünler.

30 YIL SONRA ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞAN SEYİT OKTAY YAZDI: “HER TUTSAĞIN BİR GÜN UZAKLARA BAKABİLMESİ DİLEĞİYLE”

 

“HER TUTSAĞIN BİR GÜN UZAKLARA BAKABİLMESİ DİLEĞİYLE”

 

Uzaklara bakabilmenin de bir özleme, hasrete dönüşmesidir tutsaklık.

Bir uzun anlatıdır içeride olmak. 

 

Zindanda olmak, zamana ve hayata, dışarıda hiç tahayyül edemeyeceğiniz kadar kısıtlı sınırlarda anlam yükleme çabasıdır. Ve dilin sınırlarını zorlayan daha çok şeydir.

 

Mehmet Savur'un itirazı kabul edildi. İnfazi 11 günlük hücre cezasından dolayı yananlar için Anayasa Mahkemesi İhlal Kararı Verdi

Hükümlü Mehmet Savur için hapishane idaresinin verdiği hücre disiplin cezası hakkında Anayasa mahkemesi ihlal kararı verdi ve başvuranlar yönünden kaldırdı.
İnfazı hücre cezasından dolayı yanan tutsaklar bu emsal karardan faydalanabilir.

Mehmet Savur için verilen bu kararın özetini yayınlıyoruz. 

KARAR

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR MEHMET SAVUR VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2020/5509)

Resul Kocatürk sürgüne yollandı

İnfazı yakılan, 31 yıldır hapishanede olan hasta tutsak Resul Kocatürk sürgüne yollandı. Konu ile ilgili yakınından gelen mesajı paylaşıyoruz:

"Resul'ü geçen hafta çarşamba günü sürgün olarak Buca Yüksek güvenlikli hapishaneye sevk ettiler.

Kuyu tipi dedikleri türden. Sürekli ışıkla durup günde yalnızca 2 saat havalandırmaya çıkardıkları Tek kişilik hücrelerde kalacaklar. Kalan günlerini o hücrenin içinde tamamlayacak.

"Tam 29 yıldır dört duvar arasındayım. Dünya son 29 yılda tam 10.585 kez güneşin etrafında döndü,116 kez mevsim değişti ben hâlâ buradayım."

""Şimdi sıra sizde. Oyunda konuşan, bağıran çağıran, ağlayan, gülen, slogan atan, türkü söyleyen, şiir okuyan tutsakların sesine kulak verin. Aramızdalar ve sizi demir parmaklıkların, dikenli tellerin, beton duvarların ve sansürün örtmeye çalıştığı gerçekle yüzleşmeye çağırıyorlar."

İçeride 30 yılı dolan tutsaktan mektup var: "bu soğuk duvarlar arasına sıcak bir el gibi uzanan çabanız, hesapsız katkınız için teşekkür ediyorum. "

“21 Kasımda 30 yılım doluyor, hayırlısıyla çıktığımda bu sanatsal çalışmalara dahil olacağım. Kitap ki barıştır, kitapları ne kadar çoğaltabilirsek, kötülüğü o kadar azaltabileceğiz.”

Abdullah Öngüllü

04.10.2024

Merhaba Sevgili Adil Okay Hoca, 

"21 yıl neredeyse doldu... Eşim görüşüme gelirken bir trafik kazası sonucu yaşamını yitirdi. "

,

              Merhaba. 

Satırlarıma başlarken iyi ve sağlıklı olmanızı diliyorum. Ve tüm çalışmalarınızda üstün başarılar diliyorum. Daha önce sizlere bir name yollamıştım. Ardından ailem tarafından o namenin sizlere ulaşıp ulaşmadığını öğrenmek amaçlı bilgi istedim. O name sizlere ulaşmış dediler, yalnız bulunduğum koşullardan dolayı bazen iletişim sorunu yaşıyorum. 

Tutsak yazar Adnan Öztel'den mektup var. " Yolladığınız üç kitabı da aldım. Teşekkürler… "

10.10.2024

Sevgili Adil Okay,

              Yolladığınız üç kitabı da aldım. Teşekkürler… İkisi sizin tiyatro oyununuzdu. Tiyatro oyunu yazdığınızı bilmiyordum. On parmağınızda on marifet. Yaratıcı, çalışkan bir insansınız. Sizi kutluyor, çalışmalarınızın devamını diliyorum. 

"Sincan Kadın Kapalı Cezaevinde 2021’den bu yana tek bir siyasi mapusa bile şartlı tahliye hakkı tanımamıştır."

14.10.2024

Sayın Görülmüştür Ekibi’nin Sorumlularına,

              TJA (Tevgera Jinen Azad) dönem sözcüsü olarak 30 yılla cezalandırılarak hapsedildiğimden (2021) bu yana tecride karşı mücadele etmeye devam ediyoruz.

Sincan kadın hapishanesinde "Tahliye edilmeyen bu kadınlar; yaşamları şiir olan şair kadınlar, hayatları film olan senarist kadınlar, sanatsal bir yaşam inşa etme iddiası olan sanatçı kadınlar…”

“Bulunduğum Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde şimdiye kadar 5 (beş) politik Kürd tutsak verilen cezaların tamamını bitirerek mevcut sisteme rağmen tahliye olmayı başardılar. Şimdi ise 5 (beş)’i 30 yıldır (uzatmalarla birlikte 31 yıl oldu) cezaevinde olan toplamda 10 arkadaşımızın tahliyeleri engelleniyor.

Antalya hapishanesine yolladığımız kitaplar ulaşmış: "Tam yeni bir dava ile uğraşırken kargonuz geldi. "

“Göndermiş olduğunuz kitapları aldım. Elime ulaştı. Benim için bir sürpriz olsa da çok mutlu olduğumu belirtmek isterim. (…) Tam yeni bir dava ile uğraşırken kargonuz geldi. Bahsettiğim dava: geçen yıl başlayan açlık grevleri ile ilgili. Açlık grevine girdiğimiz için 80’den fazla arkadaşımıza (Manavgat S Tipi, Antalya S Tipi, Antalya T Güvenlik’te bulunanlar) “Örgüt üyeliği”nden iddianame hazırlanıp Ağır Ceza’ya gönderilerek mahkeme açılmış.”

Muhammed İLGÜN

Yüksek Güvenlikli Hapishane C1-24

Yazar Adil Okay son yayınlanan "Uzaklara Bakamamak" adlı eserine ilişkin sorularımızı yanıtladı

Uzaklara bakamayanların hikayesi

  • Kitaba Önce "Ben bir duvar fotoğrafıyım mahpus damında…" adını vermeyi düşünmüştüm. Ancak oyunu taslak halinde okuyan arkadaşlardan, eski tutsaklardan gelen öneriler arasından bu başlığı seçtim. Sokaklara çıkmıyor büyük çoğunluk. Ama "Ben çıkana kadar büyüme e mi…" diyorsunuz, kulak kabartıyorlar, "Uzaklara bakamıyorlar" diyorsunuz, ne diyor bu adam diye merak ediyorlar.

ERDOĞAN ALAYUMAT

ESENYURT BELEDİYESİNE KAYYUM ATANDI... SES ÇIKARMAZSAK SIRA BİZE GELECEK......


Tabi bu ilk değildi. Onlarca belediyeye kayyum atanmıştı. Örneğin yerine kayyum atanan önceki dönem Diyarbakır Belediye eş başkanı Selçuk Mızraklı yıllardır zindanda.
Sonraki süreçte halk kayyuma gerekli yanıtı verdi.
Ama düzmece suçlamalarla hapse atılan Dr. Mızraklı halen tutsak.

Son Seçimlerden sonra ise önce Van'da sonra Hakkari'de halkın iradesi yok sayıldı. Van'a kayyum atanması kolektif örgütlü bir direniş sonucu engellendi.
Ama Hakkari'de halkın iradesi tüm protestolara rağmen gasp edildi.

Beş yılda 2 bin 258, geçen yıl 522 hasta mahpus öldü: 'Ağır hasta mahpuslar derhal serbest bırakılmalı'

Cezaevlerinde 2018-2023 yılları arasında 2258, 2023 yılında ise 522 mahpus öldüğüne dikkat çeken Van- Hakkari Tabip Odası, ağır hasta mahpusların derhal serbest bırakılmasını, Adli Tıp Kurumu'nun tek yetkili merci olmaktan çıkarılmasını istedi.

 

Zelal Sahidenur SARİ

VAN - Van-Hakkari Tabip Odası, cezaevlerinde yaşanan sağlık ve yaşam hakkı ihlallerine ilişkin Odalar İş Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi. Açıklamayı, eski Van-Hakkari Tabip Odası Başkanı Doktor Hüseyin Yaviç okudu.

"S ve Y tipi yüksek güvenlikli hapishaneler: Tecrit insan hakları ihlalidir"

11.10.2024

Türkiye'deki ceza infaz sistemi içerisinde mahpusların haklarını savunmayı, hapishanelerdeki insan hakları ihlallerini izlemeyi ve bu ihlalleri raporlayarak çözüm yolları geliştirmeyi amaçlayan CİSST (Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği) temsilcisiyle S ve Y tipi yüksek güvenlikli hapishanelerdeki tecrit koşulları ve insan hakları ihlalleri üzerine kapsamlı bir değerlendirme yaptık.

(...)

İçerideki sağlık sorunları ağırlaşıyor

Hastalıklarımızı söyleme biçimimizle dalga geçiyor! Bildiğin aşağılıyor! Görevi tedavi etmek olan kadın doktor Kürtlüğümüzü aşağılıyor. Sağlık Bakanlığı’na başvuruda bulundum. Uzun süredir zaten tedavilerimiz yapılmıyordu

Hüseyin Aykol

Tekirdağ 1 nolu F Tipi Cezaevi’nde tutulmakta olan kıdemli mahpuslardan Adnan Öztel, sağlığıyla ilgili sorunlarını dile getirdiği 10 Ekim 2024 tarihli mektubunda şöyle diyor:

Serdar Sürücü'den mektup var: "Ablam Zuhal Sürücü- Bakırköy’den İzmir Şakran Kadın Kapalı’ya sürgün edildi"

Merhaba Sevgili Adil OKAY, Ezgi BAKÇAY, Özcan YAMAN,

              Çok iyi olmanızı dileriz. Gönderdiğiniz posta da gelmişti. SINIRSIZ KÜTÜPHANE sergisi için bir katkı yapamasak da çok güzel geçtiğine eminiz. Elinize sağlık. Kitaplar için de teşekkürler. 

Ömer Özdurak'tan mektup var: "Gönderdiğiniz dört kitap elime geçti.

"Çizim kalemleri ve boyalar yasak artık. Normal tükenmez kalemler bile sınırlı. İçerisi gün geçtikçe sıkılaştırılıyor."

29 Eylül 2024

Merhaba Adil abi,

İyi olmanız dileğiyle selam ve sevgilerimi yolluyorum. 

Abi gönderdiğiniz dört kitap elime geçti. Çok teşekkür ederim. Kız kardeşimin size yollaması gereken 2 kitabım umarım elinize ulaşmıştır. Geçen sordum ve yollamayı unutmuştu. Dışarının iş-güç hali unutturuyor bu tür şeyleri.

Didem Akman'dan mektup var: "Tek yüzümüzü güldüren direnişler. Her şeyin çaresi o…"

30.09.2024

Sevgili Adil Okay Merhaba,

              Selam ve sevgilerimi iletiyorum. Umarım iyisinizdir. Ben, bizler iyiyiz. Bu da rutin tabir gerçi, ülke-dünya ne haldeyse biz de öyle oluyoruz. Bir yanda bitmeyen İsrail saldırganlığı; bir yanda ülkedeki açlık yokluk, öldürülen çocuklarımız… Haliyle biraz ülke, biraz dünya gibiyiz demek daha doğru olacak herhalde. 

50 OTOĞRAFÇI İLE 50 MAHPUSUN ORTAK SERGİSİ: "SUS-MA ! İÇERİDE DIŞARIDA SANSÜR VE OTO-SANSÜR"

SUS-MA !
İÇERİDE DIŞARIDA SANSÜR VE OTO-SANSÜR
 
Ülkemizde siyasal iklim giderek daha da kararıyor. Büyük bedeller verilerek kazanılan demokratik hak ve özgürlükler her geçen gün daha da daralıyor. Yaratılan dehşet ikliminden politik mahpuslar ve muhalif sanatçılar gibi dezavantajlı gruplar da etkileniyor. Bu koşullarda makro ve mikro iktidarların bazen artan bazen azalan oranda -on yıllardır- uyguladığı sansür, yaratıcılığa ket vuruyor. Toplumun nefes borularından en önemlisi “sanat” üretimi güdükleşiyor.  

Batman Hapishanesinden Kitap Talebi

Merhaba,

              Sizlere Batman Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan yazmaktayım. Yaklaşık sekiz yıldır cezaevindeyim. Sizleri tanıyan bir arkadaşım “görülmüştür.org” internet sitesinin editörü olarak bazı konularda bizlere yardımcı olabileceğinizi söyledi.

              Cezaevinde genellikle vaktimi kitap okumak ve yabancı dil çalışmak gibi hem kendime hem de topluma faydalı olabileceğimi düşündüğüm aktiviteler ile geçirmekteyim.

Burhan Güneş arama tacizlerini ve revir doktorunun hasta tutsakları aşağıladığını yazıyor

“Burada her şey ülkem gibi. Bir haftada 3 kez hücremde arama yapıldı. Tuhaf olan şey her aramada buzdolabındaki (mini buzdolabı) tüm yiyecekleri çöpe atmak zorunda kalıyorum. Müdüre de söyledim “çaresi yok” dedi. Görevlilerin elinde ameliyat eldivenleri! Tuvalet ve lavabonun taşlarının kenarları o ellerle aranıyor! Sonra aynı ellerle buzdolabı ve yiyeceklerimizin içi aranıyor! Kol saatim her ay kolumdan alınıp “inceleyeceğiz” deniliyor! Her seferinde 20 gün incelemede kalıyor! Sonra getiriyorlar! 10 gün takmadan yine aramaya gelip “inceleyeceğiz” diyorlar. Geçen hafta 4.

Sergiye Davet: “SUS-MA İÇERİDE DIŞARIDA SANSÜR VE OTO-SANSÜR”

“SUS-MA İÇERİDE DIŞARIDA SANSÜR VE OTO-SANSÜR” ADLI SERGİYE DAVET

"Türkiye hapishanelerinde yüzlerce politik mahpus özgürlük ve eşitlik taleplerini tecrit şiddetine ve sansür kılıcına rağmen yazıyla ve mısraıyla, fırça ve tuvalle, söz ve nota ile kimi zaman da sloganla sürdürmektedir. Görülmüştür Kolektifi ve Redfotoğraf Grubu olarak hazırladığımız sergilerde ve kitaplarda yer alan tutsak eserleri, 10, 20, 30 yıldır zindanda olan binlerce insanın kesintisiz üretiminin sadece küçük bir bölümüdür."