50 Mahpusla 50 Fotoğrafçı Antakya'da Buluşuyor
“ÖZGÜRLÜĞÜN SESİ” ANTAKYA’DA
Açılış: 22 Ekim 2021. Saat:17.00
Adres: Hatay Tabip Odası
Gazipaşa Mh. Kurtuluş Cd. Ülkü sk. No:17/A Antakya/HATAY
“ÖZGÜRLÜĞÜN SESİ” ANTAKYA’DA
Açılış: 22 Ekim 2021. Saat:17.00
Adres: Hatay Tabip Odası
Gazipaşa Mh. Kurtuluş Cd. Ülkü sk. No:17/A Antakya/HATAY
Özgürlüğün Sesi” adını verdiğimiz bu projeyi hazırlamak için farklı hapishanelerde kalan 50 mahpusa mektup yazdık. Özgürlük temalı yazı istediğimizi ifade eden mektupların bazıları mahpuslara ulaşamadan kayboldu, ulaşanlara verilen yanıtların birçoğunu da kimliği bilinmeyen virüsler yok etti. Yanıt alamadığımız tutsaklara faks çektik. Bazılarının aile bireylerine ulaşıp mesaj ilettik. Görülmüştür Kolektifi’nden arkadaşlarımız aylarca postane kapılarında kuyruklarda bekledi.
“Derler ki çölde yollarını kaybeden Bedeviler, ezberlerindeki şiirleri okuyarak, şarkılar söyleyerek, masallar anlatarak yollarını bulurlarmış… Hal böyle olunca harf harf, hece hece, kelime kelime, imge ucuyla kazılarak yazılıp hapishanelerden firar eden her firari yazı bazen çocukluğumuza, bazen de geleceğe, çıkar...
Lisansüstü eğitimini tamamlamış olan 3 bine yakın mahpus, Türkiye’de kapatılmanın bir başka evresi olan akademik kapatılmanın ulaştığı boyutu gösteriyor. Bir diğer deyişle, Boğaziçi Üniversitesi’nde 449 doktoralı öğretim üyesi bulunurken, Türkiye’deki hapishanelerde 460 doktoralı mahpus bulunuyor.
Münker Odabaşı İstanbul - BİA Haber Merkezi 08 Ekim 2021
***
“Kürtçe üç adet tiyatro yazdım. Yayınevleri tiyatro metinleri yeterince okunmuyor deyip basmıyorlar. Oysa tiyatro insanlık tarihi kadar eski bir empati yöntemidir de.”
Hüseyin YILDIRIM
F Tipi Cezaevi B1-4-45
BOLU
***
Adil Heval Merhaba,
Öncelikle selam ve sevgilerimi ileterek başlamak istiyorum. Umuyor ve diliyorum ki her açıdan iyisindir? Bizler de iyi sayılırız. Buradaki arkadaşların da selam ve sevgilerini yolluyorum.
“Kara bulutların dağılacağı, güneşi kucaklayacağımız günlerde de hep beraber olacağız; demir parmaklıklar ardından değil asma bahçelerinden izleyeceğiz dünyayı. Bu iyimserlikle selamlar, sevgiler. “
Deniz TEPELİ
1 No’lu F Tipi Hapishane A-13-7
Kandıra/KOCAELİ
kara bulutlar her zaman çünkü
arınmanın yeni ayetlerinin peygamberleridir
ve bir mumun şahadetinde
“Sakıncalı” bulunan; “ 1 sayfa kağıtta el yordamı ile çizilmiş üzerinde resim ve yazı olan kağıt bulunduğu, bulunan resimde iletişim amacı güdülmediği ve bu sayfanın mektup özelliği taşımadığı; ne yazıldığı hakkında şüphe uyandırdığı… alıcısına farklı bir mesaj iletme kaygısı güdülebileceği, bu suretle şifreli ve dolaylı iletişim kurulabileceği tespit edilmiştir…”
***
23 Ağustos 2021
Tekrardan Merhaba…
Sevgi ve selamlarımı gönderiyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum, iyi olmanız dileklerimle. Ben de iyiyim.
Gazetemizin çalışanlarından İbrahim Karakaş, bir ifade vermek için gittiği Adana Adliyesi’nde 6 Kasım 2020 günü tutuklanmıştı. Daha sonra hakkında açılan davada hızla yargılandı ve kendisine 11 Ağustos 2021 günü (Yani Adli Tatil’de, yani yargıçların ve neredeyse tüm adliye mensuplarının tatilde olduğu bir dönemde) kendisine tam 9 yıl 9 ay hapis cezası verildi.
Eşine az rastlanır bir siyasetçi olarak el attığı her işe özen gösteren, kendi emeğinin kıymetini bilip hakkını veren Selahattin Demirtaş, Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki hücresinde, Efsun’la bir kez daha edebiyat tünelinden geçerek uçsuz bucaksız denizlere doğru kulaç atıyor.
03 Ekim Pazar 2021 Saat: 00:00
Uçsuz bucaksız bir denizde dilediğiniz yöne doğru kulaç atarak yüzmenin verdiği bedensel özgürlük hissi ile, edebiyat yapmanın, apayrı dünyalar kurmanın, roman yazmanın verdiği zihinsel özgürlük hissi birbirine benziyor olmalı.
10 Yıldır politik tutsaklarla dayanışan, onların düşünce üretimlerini, edebi- sanatsal çalışmalarını görünür kılmaya çalışan Görülmüştür Kolektifi, bildiğiniz gibi fonsuz, sponsorsuz faaliyetlerine devam etmektedir. Geçtiğimiz yıl Özgürlüğün Sesi adlı sergiyi düzenleyen ve akabinde kitaplaştıran Kolektifimiz bu yıl da içerideki yazar ve şairlerle söyleşiler yaptı. Bu söyleşiler Firari Yazılar adıyla Klaros yayınları tarafından kitaplaştırıldı.
"Sadece faaliyetlerden değil 1,5 yıldır açık görüşten de mahrum edilmiş durumdayız. Ayda bir veya iki defa 1 saat ve 2 kişi ile kapalı görüş yapmamıza izin verilmekte. Ziyaret süresi 1,5 saate çıkarılmasına rağmen hâlâ 1 saat olarak uygulanmaktadır. Hiçbir sosyal olanağımız, faaliyetimiz bulunmamakta, yoğun bir tecrit altında tutulmaktayız."
Zeynel FİRİK / Ünal ŞENGEZER
1 No'lu F Tipi Cezaevi
TEKİRDAĞ
Merhaba Değerli Dostlar,
55 yıllık yaşamının 37 yılını cezaevinde geçiren Cuma Özkan’ı sadece görüş günlerinde gören ve cezaevi yollarında büyüyen Şehriban Özkan, 28 yıldır babasının yolunu gözlüyor.
BİTMEYEN TUTSAKLIK
Merhaba
İyi olmanız umuduyla yürekleri iyilikten, güzellikten yana olan bütün dostlara selam, sevgi, saygılarımı gönderiyor, daha eşitlikçi özgürlüğün olduğu yaşanılır bir dünya umuduyla selam, sevgi, saygılarımı gönderiyorum. Başa bela Koronalı günlerde elbette en gerekli olan; sağlık diliyorum.
Kartınız ulaştı.
Bizde değişen bir şey yok. Sıcak havalar, problemler… Uğraş… Aynı devam ediyor.
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2021 tarihli 41. sayısı elimize ulaştı.
Tüm sayılar için şu bağlantıyı ziyaret edebilirsiniz: http://gorulmustur.org/icerik/umus-eylul-dergisi
Hazırlayan: Hasan Şahingöz
İletişim Adresi: 1 Nolu F Tipi Hapishane C tek 55 TEKİRDAĞ
Görülmüştür Kolektifi'nden Adil Okay ile tutsak doktor Ayhan Kavak'ın bir yıldır süren çalışması - Gültan Kışanak'ın, Leyla Atabay'ın, Selahattin Demirtaş'ın ve 38 mahpus yazar ve şairin katkısıyla- nihayet sonuçlandı. Firari yazılar adlı kitap klaros yayınlarından çıkıyor.
İletişim: [email protected] veya [email protected]
***
Arka kapaktan bir bölüm:
Yaşam, aşk, kadın-erkek ilişkiler, sevmeler, beklentiler, umutlar, umular, umulanlar, unutulanlar, unutulmayanlar… Ve şizofreni…
Emek, yaşam ve İdeolojilerini, dünyadaki Tüm Halkların Kendi Kaderini Tayin etme hakkı Mücadelesi için veren, onurlu özgürlük devrimcileri olan kadın ve erkeklere atfedilen belgesel bir kitap ‘’DENGEN JI ZİNDANAN’’
DENGEN JI ZİNDANAN !
CEZAEVLERİNDEKİ MEKTUPLARDAN YÜREKLERE, YÜREKLERDEN HAYATA UMUT VEREN SESLER!!!
Tutsak Lubunya Kitaplığı olarak, tutsak LGBTİ+'ların yeterince okuma ve üretme materyallerine ulaşamaması ve bu konuda yaşanılan hak ihlallerini göz önünde bulundurarak tutsak LGBTİ+'lar ile bir dayanışma kampanyasına başladık. Kampanya çalışmamız, kuir ve feminist kitaplar öncelikli olarak, tutsak LGBTİ+'ların rızası dahilinde ve ihtiyaçlarına göre kitapların hapishanelere ulaştırılmasını hedeflemektedir. Tutsakların güvenlikleri öncelikli ilkelerimiz arasındadır.
“Mesela sizler bir tren ile veya otobüs, uçak vb. ile şehirler, ülkeler, sokakları bir – iki saatte değiştirebilirsiniz. Dünyanın küçüklüğünün kanıtıdır bu. Fakat burada sabah uyandığım saat olan yedi buçuktan öğlen on ikiye kadar altı adımlık odamda elimde kitap okur turlarken, sizler ülke de değiştirmiş olabiliyorsunuz. Zaman farklı işliyor burada anlayacağınız. Şu anda akşam sekiz civarı. Küçük bir televizyon var odamda. Sınırlı sayıda televizyon kanalı izleyebiliyoruz.
"Kendimizi bulmak istiyorsak, toplumumuzu tanımak istiyorsak, tarih bilimini sevmeliyiz. Elbette egemenlerim bize öğrettiği tarihi değil, demokratik uygarlığın tarihinin izinde yürümeliyiz. O zaman göreceğiz ki, geçmişte kalmış bile olsa aşiretimizin ismi, köyümüzün ismi tarihi şifreler gizlidir. İnsan geçmişini bilmeden gelecek karşısında kördür. Gözlerimizi tarih bilinci açar ve bizi özgürlük amacımıza bağlar."
Ayfer AYÇİÇEK. Gebze Cezaevi / KOCAELİ
***
Resul Kocatürk'ün kolektifimize gönderdiği, Kırıkkale F-Tipi Hapishanesi’nde kalan tutsakların hazırladığı son dört ayın hak ihlallleri raporu:
Tutulmakta olduğumuz Kırıkkale F-Tipi Hapishanesi’nde maruz kaldığımız hak ihlallerini şöyle sıralayabiliriz:
Zaten kötü olan tutukluluk ve hükümlülük durumu, Korona pandemisi bahanesiyle kötüyü de aratır derecede. Gün yok ki Cezaevlerindeki hak ihlallerine karşı açıklamalar yapılmasın. Ancak açıklamaları duyan müesses nizamın Adaleti olmayınca, adaletsizlikler de devam ediyor… Yenilik olarak tutuklu ve hükümlülerin büyük şehir Cezaevlerine aktarılmaları neticesi son 16 yılda 283 ilçe cezaevi kapatılırken, 2016 yılından bu yana yeni ve büyük cezaevlerinin yapımına hız verildi. 2006-2021 yılları arasında 227 yeni cezaevi açıldı. bu Cezaevlerin 126’sı 2016 yılından sonra inşa edilenler.
Bolu Hapishanesinden gelen kitap:
Güneşten Ördüm
İletişim:
Hüseyin Yıldırım
F Tipi Hapishane
B1-4-45 Bolu
Yatakta uzanmış okuduğu kitaba ilk sayfasından itibaren hayran olmuştu. Satırlardaki malzemeden çalınmamış, hatta daha cömert olunamayacağını kanıtlamak istercesine kullanılan küfürler çok hoşuna gitmişti. O da dolmuştu son limitine kadar. Kitaptaki kahraman rahatlığını kıskanarak arkadaşlarına, selam verene-vermeyene, alana-almayana, herkese sövmek istiyordu. “Ne küfrediyorsun” diyene tüm literatürdekileri sıralamak ve “daha ister misin” der gibi sırıtmak ne güzel olurdu.
“Bütün Türkiye’de karantina koşulları kaldırılıp normale dönmesine rağmen cezaevlerinde karantina bahane edilerek tecrit uygulanıyor. Bu konuya dair defalarca bakanlığa yazmamıza rağmen bir cevap alamadık. Neredeyse iki yıl oldu bütün haklarımız askıya alındı. “
Şehnaz ŞAHİN. Kadın Kapalı Cezaevi. Gebze/KOCAELİ
Heval Adil Merhaba
Öncelikle iyi olman dileğiyle. Biliyorum epey oldu sana yazmayalı, ama bu korona ve karantina bütün düzenimizi alt üst etti.
Neden yazılır? Yazı yazmanın amacı nedir? Diye sorarsak birçok cevapla karşılaşırız. Yazı yazarak, acılarımızı, sevinçlerimizi, geçmiş, şimdi ve geleceğimizi anlamlandırmaya, tanımlamaya çalışırız. Geçmişimiz olumlu ve olumsuz mesajlarla doludur. Geçmiş mesajları okuyarak geleceğimizi şekillendiririz. Bu noktadan bakınca tarih canlıdır diyebiliriz. Canlı tarihimize ne kadar katkıda bulunabiliyoruz? Hele ki söz konusu Kürt halkı, Kürdistan coğrafyası olunca… Geçmişten gelen sesleri sadece duymak değil, tüm varlığımızla duyumsuyor muyuz?
Merhaba Adil Arkadaş
(…)
Daha evvel sana yazmıştım, eline ulaştı mı bilmiyorum. Kitaplar için teşekkür ederim. Yalnız iki kitap “yasaktır” denilerek verilmedi bana. Öykü ve oyun kitabı hariç diğer ikisini vermediler. Bir şey olmaz, sağlık olsun. Gerçi 5-6 ay evvel bu minvalde bir name yazmıştım size. Muhtemelen ulaşmadı elinize, yoksa cevap verirdiniz nameye.
Buğday ve suydu
Şimdiye dek ekmek
Oysa kaç kurşun sıkıldı,
Kan bulaştı
Ona ulaşmak isteyen çocuklara
En şanslısı sıcacık, mis kokusuyla
Isırırken koca koca
Berkin koşarak, kahkahalarıyla
İçinden geçti.
Arkasından iki fırıncı arkadaşı
Buğday ve suyu bulaştıracakken
Ekmek daha da ağırlaştı.
Gözyaşları, ağıtlar
Kurşunlara ve kana karıştı.
Cizre’nin sokaklarında
Vurulurken çocuklar
Ekmek
Buğday ve su olmayı
Çoktan bıraktı.
Geriye, yüreklerde geçmeyen acılar
Saat kör geceyi vururken,
Hüzünlü bir şarkı yuvalanır dilden öteye.
Açılır şimdi mazilerin vanası aheste aheste.
Ne kadar güzeldi dağların eteğinde dinlediğim kaval sesi.
Ovaların yeşilimsi halısında, kokladığım papatyalar,
Peki ya ay ışığında koştuğum sokaklar
Arşı yaran körpe türkülerim…
Katre katre dökülür suskun gözlere
Özlem nedir? Sıla nedir? Hasret nedir?
Zindan kördür, gecesini şiir aydınlatır
Dökülür işte birkaç dert u cefa
Ne yazık ki işitmez zebani duvarlar
Ağlar dururum. Bu bir itiraf olsun
Asuman, safra niyetine zamanın atıldığı kutucuk kuyudan görebildiğim kadardır. Ufku çalınmış parça pürçük aydınlıkta ateş almaya gelen güneş tez çekilir, gölgeye kesilir dört duvar. Bir yerlerde var, biliyorum; bir yerlerde parıldamayı sürdürmekte güneş. Ne yazık, benden ırak, nasipsizim ondan…
redfotoğraf grubu ve Görülmüştür Kolektifi'nin politik mahpuslarla ortak hazırladığı
ÖZGÜRLÜĞÜN SESİ adlı sergi 9 Eylül- 11 Eylül arasında Köln'de açılıyor.
Köln ve yakınlarında yaşayan takipçilerimize duyurulur
Sergi hakkında bilgi:
KARMA FOTOĞRAF SERGİSİ 50 MAHPUS 50 FOTOĞRAFÇI
Hücreye konulan avukat Çiçek: “En azından kaldığım odada su vardı, onu verin dedim. Onu da getirmediler. Hücreye konulduktan 5 saat sonra su ve plastik kaşıkla tabldot yemek verildi. Çatal, bıçak istediğimde ‘Kaşıkla ye’ cevabını aldım.”
9 Ağustos 2021 - İstanbul - BİA Haber Merkezi
ÇHD davasında 9 yıl hapse mahkum edilen avukat Aycan Çiçek, Düzce Cezaevinden nakledildiği Kocaeli Cezaevinde yaşadıklarını yazdı.
“Şu covid meselesi her şeyi hallaç pamuğu gibi attı. Açık görüş yok. Mektubunu aldım güzel oldu. Biraz Akdeniz kokusu şu sıcaklarda ferahlatıcı oldu.”
İbrahim ŞAHİN
2 Nolu F Tipi Hapishanesi
C-İ-121
TEKİRDAĞ
***
"Biliyorsunuz, burada kitap sınırlaması var; bu sebeple devamlı kitap bulundurmak zor. Yeni kitaplar için sürekli, kitapları değiştirmek zorunda kalıyoruz. Okuduklarımızı veriyoruz, yenileri alabiliyoruz"
27 Temmuz 2021
“Değerli arkadaşlar; bu kadar işiniz-gücünüz arasında zamanınızı ve emeğinizi paylaştınız. Biz cezaevinde bile boş zaman bulamıyorken, dışarının kalabalığında arkadaşların işlerine de el atıyorsunuz. Hem kendim hem de benden önceki ve sonraki arkadaşlar adına çok teşekkür ediyorum.”
Hakkı AY. 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Hapishane. C-2
ELAZIĞ
***
Merhaba …
“Sizden bir ricam daha olacaktı. Elinizde varsa; şiir kitapları, roman vb. kitapları bize gönderebilirseniz mutlu oluruz. Pandemiden dolayı dışarıdan çok az kitap geliyor bize. İdarenin kütüphanesi de çok zengin değil.”
Hasan KILIÇ. 1 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi. A-6 Koğuşu. Siverek/ŞANLIURFA
***
KIBLEM
Boğçada unutulan
bir söz gibi
filiz vermeye başlamış karanlığa
Bir şiir özlemiyle
masaya oturmuş
sarhoş bir kelebek gibiyim
aşkın ölüm zehrini
sipariş verirken
sen geldin.
“Gönderdiğiniz kalem setini bir türlü vermediler. İnfaz hakimliğine yazdım. Bir ses seda çıkmadı. Zaten pek de lehimize karar vermiyor İnfaz H. Bir kurşun kalem nasıl “sakıncalı” olabilir anlamak zor. Soruyorum cevap veren de yok.”
Aynur EPLİ
1 No’lu Kadın Kapalı Hapishanesi A-4
Aliağa/İZMİR
“Korona Günlerinde Mahpusluk” kitabınızı aylar öncesinden göndermiştiniz. Nerden bakarsak bakalım, beş ayı buluyor. Henüz yeni verdiler, okuyabildim. Yeni açılan mekanların bilinen problemleri… Yanı sıra… haberiniz vardır şimdi, bir süreden beridir yürürlüğe giren genelgeye göre kargoyla gelen kitaplar hemen verilmiyor. Üzerinden iki ay geçmeden verilmiyor.”
M. Enes TUNÇ
1 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi C-45
DİYARBAKIR
***
12 Temmuz 2021
Adil Ağabey Merhaba,
“Bir konuda çok muzdaripiz. Biliyorsunuz, bizim için okumak çok önemli. Bu yüzden de kitap, dergi akışı olması gerekiyor. Dergiler artık gelmiyor neredeyse. Pandemi koşullarında dışarıdaki ekonomik sıkıntılar bize fazlasıyla yansıyor. Dolayısıyla çok kısıtlı olan bütçemizi dergilere ayıramıyoruz. Ki ben dergi okumayı çok önemser ve severim. Kitap konusu daha da önemli. Dışarıdan gelen, dostların gönderdiği kitaplar zaten çok çok azaldı. Bütçemizin önemli bir kısmını, bir şeyi, ihtiyacı kısarak, kitaba ayırıyoruz. Fakat son dönemde kitaplar aşırı pahalı oldu. ”
"Şu an öyleyim ki! Duvarları aşıp terliklerimi falan fırlatıp yalın ayak koşup herkese sarılıp yoldaki; bütün canlılara teşekkür edesim var. Şu dönemlerde özellikle şu kasvetli zamanlarda, insanın insanı katlettiği günlerde, 3. sayfa haberlerinin dolup taştığı bir yerde iyi insanları görmenin, duymanın, varlığını bilmenin sevincini anlatmak bile imkansız geliyor. "
MELİH GÜRLER
S Tipi Cezaevi B Tekli 53 / IĞDIR
***
05.07.2021
Merhabalar;
Görülmüştür Kolektifi olarak politik mahpuslara göndermek üzere bin adet kartpostal hazırladık. İsmail Han, Ali Açan, Ali Osman Abalı, Özcan Yaman, Arif Kılıç ve Hakan Ottas'a destekleri için teşekkür ediyoruz. Kartpostalların grafik çalışmalarını her zamanki gibi yapan Tülin Şahin Okay'a da şükranlarımızı sunuyoruz.
“İçeride yazdığım bir romanıma idare el koydu. ‘Bilge Savaşçılar’ adında bir romandı. Mahkemelere başvurdum, fakat bir sonuç çıkmadı. Şimdi süreç AYM’ye intikal etti. Bakalım artık. Sizden bu konuda bir isteğim olacak. Bu konuda sesimi duyurabilir misiniz acaba?”
Bager Sayak. F Tipi Hapishane. B 31. Hacılar - Kırıkkale
***
Hevalê Adil, Merheba;
İyi olmanızı diliyor, en içten duygularla selam, sevgi ve derin saygılarımı sunuyorum. Bizler de iyiyiz.
Bir tutsak yakınının S tipi yeni hapishaneler hakkında içeriden aldığı bilgiyi paylaşıyoruz:
"Mahpuslarla olan bu günkü iletişim olanaklarımız dahi, yakında tarihe karışacak gibi görünüyor.
Pandemi döneminin devam ettiği, aile-avukat görüşlerinin de sürekli sekteye uğradığı; tek iletişim aracımızın mektup-telefon olduğu, bunların bile disiplin cezalarıyla engellenebildiği bir dönem, daha da ağır bir döneme evrilecek.
Bu yüzden, onların iletilmesini istedikleri bilgileri şimdilik kabaca iletiyorum.
İnsan Hakları Derneği (İHD) kuruluşunun 35’inci yıl dönümü nedeniyle genel merkez binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Eş Genel Başkan Öztürk Türkdoğan, insan hakları, demokrasi ve barış mücadelesinde ısrarlı olacaklarını söyledi.
Türkdoğan, İHD’nin 17 Temmuz 1986 yılında 98 insan hakları savunucusunun imzasıyla kurulduğunu hatırlattı. Derneğin kuruluş amacının “İnsan hak ve özgürlükleri konusunda çalışmalar yapmak” olduğunu ifade eden Türkdoğan, İHD’nin kurulduğu günden bu yana demokrasi ve insan hakları sorununa dikkat çektiğini vurguladı.
İletişim:
YÜKSEL YİĞİTDOĞAN
1 NO'LU F TİPİ HAPİSHANE
İZMİT KOCAELİ
Mektup yazma isteğim, bir süre sonra mektup yazma tutkusuna evrildi. Mektup yazmaya başlarken, bunun 20 yıl boyunca sürecek olan mektuplar yazışmasna döneceğini tahayyül bile edemezdim. Ne de çok sevmişim bu yazışmaları. Kısa süreçler zarfında mektup yazmadığımda, kendimden bir eksiklik hissetmeye başladım. Onun için yazmaya devam etmekte kararlıyım. Yaşadığımız süreç ve şartlar da zaten bu tür yazışmaları zorunlu kılıyor.
16/07/2021
KHK’lı akademisyen Cabir Duysak 41 yaşında hayatını kaybetti. İhraç edildikten sonra başta Ali Kemal olmak üzere tarihi metinleri Türkçeye kazandıran Duysak’ın, doktorasını tamamlamasına izin verilmediği için çok üzüldüğü ve kansere yakalandığı belirtiliyor.
SEVİNÇ ÖZARSLAN | BOLD ÖZEL
İngiltere Başbakanı Boris Johnson’un büyük dedesi Ali Kemal’in gazete yazılarını Türkçeye çeviren KHK’lı akademisyen Cabir Duysak, 10 Temmuz 2021’de İstanbul’da hayatını kaybetti. Çalışkanlığı ve üretkenliğiyle tanınan Duysak 41 yaşındaydı.
6 Temmuz 2021
21.yüzyılda da modern Süreç, modern Demokrasi, modern Adalet, modern Yargı vb...günümüze, ömrümüze hakim birer kelepçe olarak sürekli yaşamamıza müdahil oluyor. Modernite adı altında geliştirilen katledici silahların yanısıra diktatör sistem uygulayıcılarının ortak menfaatte uzlaştığı süreç ile en doğal insani hakların postallarla ezildiği bir yüzyılı yaşıyor insanlık.