Çocuklar yararına kopsun kıyamet!
Hapishanelerde çocuklar var. Çocukların yüksek yararı ilkesini unuttuğumuz için kopsun kıyamet. Kopsun kıyamet Sayın Bakan Abdülhamit Gül. Bizim beklentimiz de budur. İsterse yer yerinden oynasın.
Hapishanelerde çocuklar var. Çocukların yüksek yararı ilkesini unuttuğumuz için kopsun kıyamet. Kopsun kıyamet Sayın Bakan Abdülhamit Gül. Bizim beklentimiz de budur. İsterse yer yerinden oynasın.
Ulusal kimliğimizden ve siyasi düşüncelerimizden dolayı cezaevlerinde tutuluyoruz!
Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan hasta tutuklu Fatma Tokmak’ın sağlık durumu kötüleşti. Çektiği ağrılar nedeniyle geceleri uyuyamaz hale gelen Tokmak, sık sık baygınlık geçirmeye başladı.
Zeynep Oral, “Sayılar hiç önemli değil, bir ülkede bir tek gazeteci bir tek yazar dahi haksız yere hapisteyse hiçbir yazar gazeteci özgür değildir" dedi.
İstanbul - BİA Haber Merkezi - 15 Kasım 2020, Pazar 17:10
Görsel: Sosyal medya
Bugün, 15 Kasım Dünya Hapisteki Yazarlar Günü. PEN Türkiye tutuklu yazarlara dikkat çekmek ve toplumsal farkındalığı arttırmak için Hapishane Alfabesi oluşturdu.
"Sevgili Can, bu mektubu içinde tek başına bulunduğum karantina koşullarında yazıyorum. Mimari yapı üçlü ve tekli "oda"lardan oluşuyor. Her hastaneye gidiş - gelişte on dört gün karantinaya alınıyor ve tek başımıza bir "oda"ya veriliyoruz. Sağlık problemlerimden ve hastane -zorunlu- gelişi gidişlerinden kaynaklı son iki yılımı da karantinada yalnız kalacağıma işaret ediyor."
Halil Güneş
2 No'lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi A – 6 Diyarbakır
Ülkenin birinde bir hükümdar yaşarmış. Bu hükümdar ülkesini kötü ve zalimce yönetirmiş. Sadece kendi ülkesini değil etrafında bulunan diğer ülkelere de zarar vermek istiyormuş.
İçerisinde bulunduğu zenginlik onu daha da kötü yapıyormuş. Kendinden başka hiç kimseyi düşünmüyor ve herkese zalimce davranıyormuş.
Bu hükümdarın komşu ülkelerinden biri de Çocuklar Ülkesi’ymiş. Bu ülke zalim hükümdarın aksine, sevgiyle, hoşgörüyle bir yaşam sürerlermiş. Bu Çocuklar Ülkesi’nde hükümdarlık ya da zorbalara yer yokmuş.
"Yaşamın direniş, direnişin yaşam olduğu hakikatini her yerde ve her koşulda felsefesi, ilkesi kılanları hiçbir şey durduramaz, yıldıramaz, korkutamaz... 12 Eylül'ün yıldönümünde idamları tartışanlar, ağaç diye Darağacı dışında bir şey bilmeyenler, tüm bunların denenmiş, sınanmış ve işe yarayan saldırı ve psikolojik savaş yöntemi olduğunu elbette biliyorlardır."
Deniz Tepeli. 1 No’lu F Tipi Hps. A-13.7 Kandıra / KOCAELİ
***
Sevgili Adil Arkadaş, Merhaba
Senin şahsında tüm oradaki dostları selamlıyorum.
Yıldızlarla bezeli, lacivert örtüsüne bürünmüştü gökyüzü. Birkaç sokak lambasının aydınlığında çıkacaktı yola.
Öncesinde kapının eşiğine bir süre önce asmış olduğu çizime takıldı gözleri. Yüreğinde gökyüzünün derinliğini hissedebilenler, yıldızların yürek atışındaki pırpırlığını görebilenler, çizimin anlamını kavrayabiliyorlardı. Neyse ki sevmediklerinin sorularına yarım ağızdı cevapları. Olmadık sorular soruyorlardı nihayetinde. Ve onlar; yüreği fesatlıklarla, hainliklerle dolmuş olanlardı.
Bu yıl içerisinde 21 hasta tutuklunun yaşamını yitirdiği cezaevlerinde kalan diğer hasta tutukluların sağlık durumları koşullardan kaynaklı gün geçtikçe kötüye gitmesine rağmen yetkililer bu duruma sessiz. Hasta tutukluların yaşamları, savcılık, ATK ve hastane raporları arasında yok oluyor.
Sincan 2 Nolu F Tipi Cezaevi'nde iki aydır süren kitap - dergi yasak ve sınırlamalarına karşı Change.org'da imza kampanyası başlatıldı. Kampanyada, "Bir imzanla bir pencere açılır" denildi.
İstanbul - BİA Haber Merkezi
11 Kasım 2020, Çarşamba
*Görsel: Susma24
Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na yapılan 5 bin 985 hak ihlali başvurusundan 4 bin 5'i, tutukluların haklarıyla ilgili yapıldı.
Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili ve Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyon Başkanvekili Sezgin Tanrıkulu’nun, 10 Ekim’de verdiği soru önergesini yanıtladı.
Adalet Bakanlığı ve CTE güncel rakamları açıklamadığı için araştırılmamış olsaydı Türkiye’nin mahpus sayısının 400 bine ulaştığını bilmenin imkanı yoktu.
İstanbul - BİA Haber Merkezi
10 Kasım 2020, Salı 11:45
* Fotoğraf: Marko Lovric / Pixabay
Özgürlüğün sesi adlı projemizde yer alan 50 Mahpusa kitaplarını ve teşekkür belgelerini yolladık. Birçok hapishanede kitap sahibine sorunsuz ulaşırken, İzmir Aliaga hapishane idaresi, kitabın yazarlarından Süleyman Erol'a yolladığımiz paketi "kitap dergi yasak" notuyla geri çevirdi.
Bu ülkeyi "yönetenler" kendi yasalarına uymuyor.
Her hapishane idaresi kendi keyfine göre karar veriyor. Kararlar da genellikle yasa dışı ve haksız oluyor.
Kınıyoruz.
Görülmüştür Kolektifi
Özgürlüğün sesi kitapçılarda.
Henüz almayan takipçilerimiz redfotograf grubu ile ortak hazırladığımız bu kitabı internet satış noktalarından ya da kitapçılardan edinebilir.
Kitap hakkında:
Tüm dünyada herhangi bir zaman kesitinde hapishanelerde toplam 11 milyondan fazla insan bulunmakta ve her yıl 30 milyondan fazla insan hapishanelere girip çıkmaktadır.
01.11.2020 / Artı Gerçek
Özgürlüğünden yoksun bırakılan bireylerin alıkonulduğu veya kapatıldığı toplu yaşam yerlerinden biri de hapishanelerdir. Yüzyıllardan beridir kapatılma mekanı olarak inşaa edilen hapishaneler, bedeni hedef alan, kişiyi itaatkar hale getirilmesini hedefleyen ve farklı ceza pratiklerini içerisinde barındıran alanlardır.
"Cezaevinden sorun iletiliyorsa vardır o, kimse kafasına göre bir şey uydurmaz. Herkes zaten metanetle yaşıyor burada. Bir sürü şeye alışıyorsun. Ama bir şey diyorsa gerçeklik payı vardır, kayda alınmalı. O insanın eli kolu bağlı olduğu düşünülmeli."
Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'nde tutuklu olduğu dönem Esin Kavruk’tan Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde zorla DNA, kan, kıl örnekleri alınmasına ilişkin İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusu yapan Avukat Tuncer’in başvurusuna “kovuşturmaya gerek yok” kararı verildi.
26 Ekim 2020 - Evrim Kepenek - İstanbul - BİA Haber Merkezi
"Baskın sırasında, koğuştaki kadınlara fiziksel ve cinsel şiddet uygulanmış, 4’ü ağır olmak üzere çok sayıda kadın yaralandı.
Türkiye genelinde cezaevlerinde 604’ü ağır olmak üzere bin 605 hasta mahkum var. Hasta tutuklu ve hükümlü yakınları salgın döneminde cezaevi uygulamalarının artık yaşam hakkını tehdit ettiğini öne sürüyor. İnsan hakları savunucuları ve hukukçular ise “Hasta mahkumlar serbest bırakılmalı” diyor.
Salgına karşı önlem olarak cezaevlerinde kurulan karantina koğuşları, yaşanan ölümlerle son günlerde gündemde.
Van'da askerlerin helikopterden attığı Servet Turgut'la Osman Şiban'ın haberlerini yaptığı için tutuklanan Mezopotamya Ajansı muhabiri Cemil Uğur "Görmezden gelseydik, tutuklanmazdık ama gazetecilik yapmış olmazdık" dedi.
22 Ekim 2020, Perşembe 11:48 - İstanbul - BİA Haber Merkezi
Görsel: Ressam Timur Çelik
Adalet Bakanlığı pandemi sürecinin başından beri birçok defa hapishanelerde alınan önlemlere ilişkin açıklamalar yaptı. Alınan önlemlerin bir çoğunun hapishanede zaten kısıtlı bir yaşam alanı olan mahpusların mevcut haklarının ortadan kaldırılarak alındığı, buna rağmen korona virüsünün hapishanelere ulaşmasını engellemediği yine Adalet Bakanlığı'nın açıklamalarından anlaşılmaktadır.
20 Ekim Salı 2020
***
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, salgın döneminde cezaevlerine ilişkin hazırladığı raporda, tutukluların kalabalık koğuşlarda sağlık ve yeterli beslenme haklarından mahrum kaldığına dikkat çekti.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili Sezgin Tanrıkulu, “Covid-19 ve Cezaevleri Ocak-Temmuz Raporu” hazırladı.
Özgürlüğün Sesi çıktı
Tutukluların şiir, deneme ve öykülerle özgürlüğü betimlediği yazılar redfotoğraf grubundan 50 ayrı fotoğrafçı tarafından objektife aktarıldı.
Sergilerin sonuncusu olan "Özgürlüğün Sesi: 50Mahpus 50 fotoğrafçı" ise kitaplaştırıldı.
"Sizin hala bir mektup arkadaşınız yok mu?" kampanyasıyla başlayan görülmüştür kolektifi ve redfotoğraf grubunun hazırladığı fotoğraf sergisi ‘Özgürlüğün Sesi: 50 Mahpus 50 fotoğrafçı’ ismiyle kitaplaştırıldı.
“Televizyon, gazete, dergi, radyo yok. Kağıt, kalem, bir adet kitap ve havalandırmadan, koridordan gelen yoldaş sesleri var. Altı saat uykudan geriye kalan 18 saati elimdeki imkanlarla en iyi şekilde geçirmeye çalışıyorum. Günde 100 sayfadan fazla okursam, elimdeki kitap, bir dahaki kitabın teslim gününden önce bitiyor. Bugünlerin savaşı, az kitap okumaya çalışmak.
***
ÖZGÜRLÜĞÜN SESİ - KARMA FOTOĞRAF SERGİSİ
50 MAHPUS 50 FOTOĞRAFÇI
“Virüs, kara kargalar, tabut gibi bir çatı... Her şeyin ölümü hatırlattığı bir ortam... Bu sabah da korona günlerine uyandım. Gözümü tavana dikip bir süre öylece baktım. F Tipi hapishanelerin tavanları niçindir bilinmez ama tabut kapağı şeklinde yapılmış. (…) Yaklaşık 20 senedir, aşağı yukarı aynı ritimde yaşadığınızı düşünün. Korona virüs de bu tabloya eklenince Mart Ayından beri tecrit biraz daha koyulaştı. 20 yıl içinde can bedeli ne kazandıysak hemen hepsini süpürdü. “
(Erol Zavar. Bolu F Tipi Hapishane)