Siteye Eklenen Tüm Yazılar

Deniz Emre ve dedesi

16 Aralık 2012

Deniz Emre geçen ay dünyaya geldi. Aramıza katıldığını Evrensel’deki (9 Kasım) ilandan öğrendim. O ilanı gazeteden kesip yanıma aldım; yanımdan ayırmıyorum.

İlanda Deniz Emre’nin bir fotoğrafı var. Bakınca en katı yürekleri bile ısıtabilecek bir fotoğraf bu. Fotoğrafı çekenler ve ilanı verenler, Özgür ve İlhan Canan ile kızları Eftelya.

İlandaki fotoğraf en katı yürekleri bile ısıtabilir. Ama fotoğrafın altında yazanlar bize o katı yüreklerin kolay kolay ısınmadığını, ısınamayacağını gösteriyor.

Adli Tıp Eziyeti

Adli Tıp'ın bahçesinde dikkatimi ilk çeken şey, arka arkaya dizilmiş ringlerin çokluğu oldu. O kapalı kutularda elleri kelepçeli saatlerce, belki de günlerce süren yolculuk yetmezmiş gibi bir de Adli Tıp'ın kapısında sıraya girip, saatlerce bekliyorlar.

10 Aralık 2012

Eylül ayı benim açımdan hayli hareketli geçti.

Sık sık ringle kısa yolculuklara çıkmak buralarda pek olağan sayılmaz.

Sağlık sorunum nedeniyle, neredeyse gün aşırı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne...

Duruşmaya.

Savcılığa.

TAYAD'lı Ailelere polis saldırısı

Nebiha Aracı'ya destek vermek için Okmeydanı Hastanesi önünde bekleyen TAYAD'lı Ailelere polis müdahale etti, çok sayıda kişi gözaltına alındı.

Yenibosna Polis Karakolu'na düzenlenen saldırının ardından yaralı olarak gözaltına alınan ve Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Nebiha Aracı'ya destek için hastane önünde bekleyen TAYAD'lı Ailelere polis müdahale etti.

Gaz bombaları ile müdahale eden polisin, hastane önünde bulunan bütün TAYAD üyelerini gözaltına alındığı öğrenildi.

Cezaevlerine kitap kataloğu alınmıyor

Sincan 2 Nolu Cezaevi'nde tutuklu Ali Ekber Coşkun ve Ahmet Temiz, ETHA'ya yazarak, kitap okumalarının engellenmesi için her yola başvurulduğunu, cezaevine kitap kataloğunun dahi alınmadığını belirttiler.

Sincan 2 Nolu Cezaevi'nde tutuklu Ali Ekber Coşkun ve Ahmet Temiz, ETHA'ya mektup yazarak, Cezaevi yönetiminin kitap okumalarını zorlaştırmak için birçok yola başvurduklarını, yayınevlerinin kitap kataloglarının cezaevine alınmadığını belirttiler.

'OKUMAMAMIZ İÇİN HER ŞEY YAPILIYOR'

Çivili sopayla öldürülen 10 mahkûmun davasına zamanaşımı talebi

6 Aralık 2012

Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nde 1996’da 10 mahkûmun dövülerek öldürülmesine ilişkin davada savcı mütalaasını okudu. Savcılık, haklarında kamu davası açılan sanıklar hakkında zamanaşımı uygulanarak dosyanın düşürülmesini istedi.

Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nde 24 Eylül 1996’da gardiyanların saldırısı sonucu, cop, demir çubuk, kalas ve çivili sopalarla dakikalarca dövülen, işkence gören 33 mahkûmdan 10’u yaşamını yitirdi.

Ayhan Kavak'tan Öykü'ye bir öykü

Benim Değerli Yeğenim Dağ Yürekli Öykü Can'a,

Kucaklar, gözlerinden öper, selamlarımı ve sevgilerimi, can-ı gönülden diler, arkadaşların İlya ve Katya'ya da çok selam ederim. Yazdığın o güzel kartları ve fotoğrafları aldığımda çok çok sevindim. Ve hemen Can yeğenime ulaşmak için bu satırları yazmaya koyuldum. Biliyor musun, dün gece rüyamda seni gördüm ve yaşadığın macera gözlerimin önünde belirdi. Belki sen daha iyi bilirsin ama ben yine de sana yazmalıyım diye düşündüm.

Ümüş Eylül Dergisinin 5. Sayısı

Ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum olan ve yıllardır tek kişilik hücrede tutulan Hasan Şahingöz'ün içeride elle hazırladığı sanat edebiyat dergisi ÜMÜŞ-EYLÜL'ün 5.sayısı elimize ulaştı.

İletişim Adresi: Hasan Şahingöz. 1 no'lu F tipi cezaevi. C tek 55. Tekirdağ

Tüm sayılar için şu bağlantıyı ziyaret edebilirsiniz: http://gorulmustur.org/icerik/umus-eylul-dergisi

60. gün

Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak demek. Her anlamda.

Kuzey İrlanda, Maze Hapishanesi’nde IRA militanlarından Bobby Sands ve arkadaşlarının açlık grevi 60. gününe ulaştığında Demir Leydi o buz gibi mekanik sesiyle Büyük Britanya’ya sesleniyordu:

“Gözden düşmüş amaçlarının başarısızlığı ile yüzleşince ellerinde olan son kartı oyuna sürmeyi tercih ettiler. Hapishanelerdeki açlık grevini intihara dönüştürerek, uyguladıkları şiddeti kendilerine yönelttiler. Gerilim yaratmak, acı ve nefreti körüklemek için en temel insani duygu olan merhameti kullanmaya çalışıyorlar.”

Açlık Grevlerinin 64. Günü: Eylemciler Su İçemiyor, Ayağa Kalkamıyor

Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülmesi, anadilinde eğitim ve savunma talebiyle başlatılan açlık grevleri 64. gününe girerken Mersin’de 2 eylemci açlık grevini ölüm orucuna çevirdi. Kandıra 1 ve 2 No’lu cezaevlerindeki 20 eylemcinin su içemediği, yerinden kalkamadığı ve kanama geçirdiği belirtilirken Diyarbakır’da durumu ağırlaşan kanser hastası bir mahkûm hastaneye kaldırıldı.

Tahir Canan 2016'da Çıkacak

Antep 3. Ağır Ceza Mahkemesi, 32 yıl cezaevinde tutulan Tahir Canan'ın 20 Mayıs 2016 tarihine kadar cezaevinde kalması yönünde karar verdi.

14 Kasım 2012

Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin Temmuz'da yerel mahkemenin verdiği kararını bozmasının ardından dosyayı yeniden görüşen Antep 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Canan'ın 20 Mayıs 2016 tarihine kadar cezaevinde kalmasına karar verdi.

Canan'ın avukatlarından Cengiz Pazarcı kararı bianet'e değerlendirdi.

Tecrite Karşı Mücadele Platformu infaz yakmalarına karşı Çağlayan Adliyesi önündeydi

Devletin hapishanelerdeki devrimci, yurtsever tutsaklara uyguladığı infaz yakma saldırısına karşı Tecrite Karşı Mücadele Platformu Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı.


Basın açıklamasında "Tecrite son!", "Devrimci tutdsaklar onurumuzdur!", "İnfaz yakmalara son!" sloganları atıldı.

Basın açıklamasında ise şunlara yer verildi:

"Görülmüştür" Sergisi 17-18 Kasım'da Mersin İFF'de Açılacak

"GÖRÜLMÜŞTÜR" internet sitesine emek verenler, İHD Mersin Şubesi'nin de katkılarıyla, 17-18 Kasım günlerinde, tutsakların resim ve mektuplarının yer alacağı "Görülmüştür ama Çözülmemiştir" sergisini açacaklar.

7. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali kapsamında Mersin Büyükşehir Kongre ve Sergi Sarayı'nda açılacak sergi, tüm Mersin halkına açık olacak.

Açlık Grevinden "Diyalog" Diyerek Çıktı

Hapisteki 68 günlük açlık grevinin ardından hastanede tedavi altına alınan Temel, ölümlerin sonlanması için çözümün diyalogda olduğunu söyledi.

19 Kasım 2012

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Ercan İpekçi ile Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu Üyesi Recep Yaşar, açlık grevini bitiren gazeteci Tayyip Temel ile görüştü.

CHP'li Veli Ağbaba: F Tipi Cezaevleri Uygulamasına Derhal Son Verilmeli

CHP Malatya Milletvekili ve CHP Cezaevi Komisyonu üyesi Veli Ağbaba, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Adalet Bakanlığı bütçesi görüşüldüğü sırada, incelemede bulunduğu 40 cezaevine ilişkin gözlemlerini paylaştı. Ağbaba, cezaevlerinde tutukluların yalnızlaştırılarak işkenceye maruz bırakıldıklarını kaydetti. Ağbaba, "F tipi uygulamasına derhal son verilmelidir" dedi.

Cezaevlerindeki izlenimleri hakkında komisyon üyelerine bilgi veren Ağbaba, 40 cezaevine 80 ziyarette bulunduklarını söyledi.

Devletin Hapishanelerde Yeni Konsepti: Mektup Yasağı

 “Sevgili Adil, 24 Eylül’de postaladığın mektup ve kartı bu gün (9 kasım) aldım. İki aylık mektup yasağı bu gün bitti. Mektuba hemen cevap yazmak zorundayım çünkü yeni bir ceza başlayacak. Üst üste 20-30 ayı bulan mektup cezaları var ve durmadan 3’er aylık yeni cezalar ekleniyor. Yeni konsept bu…”

Erol Zavar, 1 No’lu F tipi hapishane

“Sevgili Adil,

%68 Engelli ve Fizik Tedavi Görmesi Gereken Mahpusun Mektubu

“Ben dışarıdayken Çapa Tıp fakültesinde düzenli olarak fizik tedavimi görmekteydim. Bu tedaviden baya da fayda aldım. Ancak burada fizik tedavime ara vermek zorunda kaldım.  Sadece bana verilen bir-iki aletle fizik tedavimi kendim sürdürmek zorunda kaldım. Ancak bundan fazla fayda alamıyorum. Bir hastanede fizik tedavi görebilseydim daha iyi olurdu. Çünkü hastanelerin imkanları daha da fazla. Ayrıca orada bir doktor kontrolünde hareketlerimi yapacaktım.

Tutsak Muzaffer Öztürk'ün Ailesinden Çağrı

Suzan Çiğnekli Karakuş

12 Eylül darbesinin yargılandığı bu süreçte içimiz biraz olsun ferahlarken, umutla yaşananları izliyoruz.

Hukuksuzluğun kol gezdiği o karanlık süreçte binlerce insan askeri mahkemelerin verdiği kararların mağduru oldu. Kimisi vatanına hasret yurtdışına sürgüne gönderilirken, kimisi darağaçlarında idealleri için asıldı. Bitmedi binlercesi cezaevlerine konulup, sakat bırakılıp sevdiklerinden koparıldı.

32 Yıllık Maphus Tahir CANAN’ ın eşi Gülnigar CANAN TMK 10. Madde kapsamında ifade verdi

32 Yıllık Maphus Tahir CANAN’ ın eşi Gülnigar CANAN 14.09.2012 tarihinde TMK 10. Madde kapsamında Savcı Mustafa BİLGİLİ'nin havalesi ile Savcı Kemal ÇETİN’ e dilekçesini  ve dilekçe ekinde Tahir CANAN hakkında hazırlamış olduğu dosyayı da teslim etmişti.

Genç Arkadaşlarım ve Duruşmaya Çağrı

Bu kasvetli Cumartesi gününde genç koğuşdaşlarımın mektupları benim içimi ısıttı. 13 Aralık 2012 tarihinde saat 10.00'da Çağlayan Adliyesi'nde benimle/bizimle dayanışmaya çağrımı dilerim karşılıksız bırakmazsınız.

7 Aralık 2012 - Gebze - BİA Haber Merkezi

Asık suratlı, gri gökyüzünde dans eden yağmur damlacıklarının havalandırmanın betonuna çarparken çıkardığı gürültü kulaklarımı esir aldı.

Fax Var!

19 Kasım 2012

Sevgili Adil,

Bu fakstan önce de bir faks göndermiştim. Şimdi de 24.09.2012 tarihli kartına kısaca cevap yazarak duruşmama bir açıklık getirmek istiyorum. İletişim yasağım 15 Kasım itibarıyla 15 Şubat 2013 tarihine kadar kalkmış bulunuyor. İşte bu sevindirici bir haber değil mi?

Yasakların Çok Olduğu Bu Dünyada İki Tür İnsan Yaşamaya Başladı

Merhaba Sevgili Adil Okay, İktidarlı uygarlık dünyasında fikirler, göğün altında parıldayan bir kılıçtan daha tehlikelidir, meşru olmayan yönetimler için büyük bir kısmı her zaman tehlikelidir, diğer geriye kalanı ise insana evrenin merkezinde güvenle duran bir gezegeni bile sorgulatır. Tarihsel tüm deneyimler göstermiştir ki düşüncelerden korkan bir yerde toplumsallık ya dağılma noktasına gelmiş ya da karanlık bir cehenneme dönmüş demektir.

Böyle Bir Sürgünü Bekliyordum

Merhaba

Adil, Tülin ve Öykü arkadaşlar.

Sizi özlemle kucaklıyorum. Tutsakların sürgün furyasından biz de nasibimizi aldık. Hem de nasıl bir nasib! Ülkenin bir ucundan öbür ucuna. Herhalde zarfın üzerindeki adresi görünce şaşırmış olmalısınız. Böyle bir sürgünü bekliyordum ama Karabük benim için sürpriz oldu. Asıl sürpriz ise, temel ihtiyaç olan eşyalarımızın geldiğimiz cezaevinde bırakılıp getirilmemesidir. Nasıl olur deme! Burası Türkiye, Tayyip tipi cumhuriyetin, Tayyip gibi hapishaneleri bunlar da.

28 yıldır hapishanede olan ve tek kişilik hücrede kalan Muzaffer Öztürk’ten mektup var…

21 Ekim 2012

Sevgili Adil,

Merhaba… Kısa mektubunu ve kartı aldım. Çok çok sağolasın. Bu gün de Güney dergisindeki yazını okudum. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Sadece bu değil, asından ve dergilerden çalışmalarınızı izliyoruz. Bu denli enerji ve çabanız için ayrıca kutluyorum seni.

Ben genellikle (kızına) Öykü’cüğümüze yazdım. Ona yaşamın sevgi dolu yanlarını yansıtmaya çalıştım. Mahpus dünyasının hüznünü görmesin istedim. (…)

Soruların üzerine kısaca kendimden söz edeyim.

Mahsus Mahalden, Mahsus Mektuplar

“Mahsus mahal” olan hapishaneler, devletlerin, dışarıda kendilerine benzetemedikleri muhalifleri çıplak “zor” ve “ikna” yoluyla kendilerine benzetmek istedikleri “ıslah” mekanlarıdır. Zulmün küçük hisseli ortağı her gardiyan “ıslah imza”dır. Özellikle siyasi mahpuslar burada, devlete “rağmen” kendileri kalmak, devlete benzememek için direnirler. Sosyal-toplumsal bir varlık olan insanın bedenini ve zihnini hasar mekanizması olarak tasarlanan hapishaneler, devletlerin kurucu kutsallarından “duvarlardan” örülmüş mikro devlet, mikro toplumdur.

Sanatçılardan ortak tavır: Susarak suç ortağı olmayacağız...

Mersin Sanatçılar Platformu, Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nde çeşitli cezaevinde ölüm orucu yapan siyasi mahkumlarla ilgili basın açıklaması yaptı. Susarak suç ortağı olmayacaklarını duyurdu.

Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nde bir araya gelen Mersin Sanatçılar Platformu üyesi bir grup sanatçı, 51 gündür 58 cezaevinde açlık grevi yapan 1000’in üzerinde siyasi mahkumla ilgili basın açıklaması düzenlediler. Yakında ölümlerin ve kalıcı sakatlıkların başlayacağını, gelişen bu olaylarla ilgili taraflarının net olduğunu ve suç ortağı olmayacaklarını duyurdular.

Şarkılar ve mektuplar açlık grevleri için buluştu

Yazar Vedat Türkali'nin çağrısıyla Taksim Meydanı'nda oturma eylemi yapan aydın ve sanatçılar, şarkılarını açlık grevindeki tutuklular için seslendirdi. Tutukluların mektuplarını okuyarak, onların sesi, soluğu oldu.

Geçtiğimiz günlerde açlık grevlerinin bitirilmesi için hükümete acil çağrı yapan çok sayıda aydın, yazar ve sanatçı, Taksim Meydanı'nda oturma eylemi yaparak cezaevlerindeki tutsakların mektuplarını okudu.

Açlık Grevindeki İki Kadın Tutsaktan Zeynep ve Züleyha'dan Mektup Var

sizi direnişimizi destekleyerek sesimize ses olmaya çağırıyoruz...

"Ve işte uçurum bize yaşamak... Bir yanımız Sunî bir "Hayat", bir yanımız yaşam süsü verilmiş intiharlar içinde bir hayat-sızlık ve öte yanımız hakikat özlemiyle yanıp tutuşan, yaşamaya ölesiye bağlı bir yaşam mücedelesi. Bu kıyamet-bu direniş Kaf Dağı'nın ardında ya da Feza'de değil ! Yaşadığımız coğrafyada gözümüzün önünde. İşte gözümüzün önünde uçurum derinliği çelişkilerde yiten nice can... "

'Barış Anneleri' endişeli

Okmeydanı Sibel Yalçın parkında bir çadır. Kesif bir biber gazı kokusu sinmiş durumda çadıra.

51 gündür açlık grevinde bulunan bazı tutuklu ve hükümlülerin anneleri bu çadırda biraraya gelmiş. ''Barış Anneleri'' diye adlandırıyorlar kendilerini.

Çarşamba günü akşam saatlerinde, her zaman olduğundan biraz daha tenha.

Bir önceki gün polisin çadıra biber gazıyla müdahalesi nedeniyle bazı anneler rahatsızlanmış, bu nedenle gelememişler. Üzerinden 24 saatten uzun bir süre geçmiş olmasına karşın çadırda ağır bir gaz kokusu var.

Dinle!

Dinle!

Yoğun bir kuşatmanın içindeyken, kafam o konudan bu konuya atlayıp hepsini anlamaya, çözmeye çalışırken bir bakıyorum ki kayboluvermişim, o konu yığınlarının arasında… Yazmak geliyor içimden; bağırabilmenin metin şekli…

Dinle!

Utancımdan, bir coğrafya hatası olarak doğduğumu düşündüğüm bu topraklarda yaşanan her olay, konu, kavram bulamacı beni daha fazla hasta ediyor. Örneğin kendimi bildim bileli “İnsanlık” kavramının ne kadar sorunlu ve içeriğinin ne kadar yanlış şekilde doldurulmuş olduğunu düşünüyorum.

Dinle!

Grevcilerden açıklama

Türkiye cezaevlerindeki tüm PKK'li ve PAJK'lı tutsaklar adına yazılı bir açıklama yapan Deniz Kaya: “Müdahale olursa eylemimizi 10 bin kişiye çıkaracağız!

Türkiye cezaevlerindeki tüm PKK'li ve PAJK'lı tutsaklar adına yazılı bir açıklama yapan Deniz Kaya, "Arkadaşlarımıza karşı yapılacak en ufak bir müdahale karşısında kıyameti koparacağız. Şu an 700 kişiyi aşkın arkadaşımız tarafından sürdürülen eylemimizi, 10 bin kişiye çıkaracağız" dedi.

Katil Olmayı Reddediyoruz!

Ankara Aydın Sanatçı Girişimi’nden;

BASINA VE KAMOYUNA

Katil Olmayı Reddediyoruz! ...

Kürt halkının en temel hakları için cezaevinde canlarını ortaya koyarak direnenler an geçtikçe ölüme gidiyorlar.

Seyreden olamayız!
Açlık greviyle direnenlerin bedenlerinde çürüyen her hücre, tüm toplumsal yaşamın çürümesi demektir.

Razı olamayız!
Akıl ve vicdan bu trajediyi onaylayamaz. Direniş değil onları öldüren, bu haklı direnişe kayıtsızlık öldürüyor. Toplumsal Barışı eşit haklar yaşatır. Eşitlik insan onurunu var eder.

Direnmek

Pusuda bekleyen

Apansız ölümlerdi tarih.

Ve artık yaşam

sorgulanmaktadır, Zulmü

sorgulamaktır.

Sofradan çalınan ekmeği,

unutulmuş gülüşleri

ve kahbe ölümleri.

Artık direnmektir.

Artık isyandır.

Yaşamın tek adı..! (…)

Devrim Kayalı

Erzurum H-Tipi Kapalı Cezaevi C-6

Yıkılası Zindanlar(ımız)ın Gerçeği

25 Ekim 2012

“Rastî, ji dereng
ketinê hez nake.”[1]

Michel Foucault’nun, “Hapishane, iktidarların sopası olmuştur tarihte”; Leo Tolstoy’un, “Bir devlet hapishanelerinden anlaşılır,” sözleriyle betimlediği zindanlar, insan doğasına aykırı korkunç yerlerken; Anton Çehov’a göre da toplum tarihi, insanları nasıl hapsettiğimizin tarihidir.

Bir iktidar aygıtı olan (c)ezaevleri, egemenler tarafından öç alma mekanizmaları olarak kullanılır. Örneğin IRA’lı Bobby Sands’e yaptıkları gibi…

"Genel olarak duyarlılığınız ve cezaevlerine olan ilginize son derece değer veriyorum"

Değerli Adil Okay,

Dilerim iyisiniz. Doğrudur, epey oldu yazışmayalı. Siz de yoğunsunuz her zaman; bu gözden kaçmıyor. Son olarak bir mektup bir de resim göndermiştim aslında. Anladığım kadarıyla ulaşmamış.

Ben evli değilim. Doğal olarak çocuğum da yok. Diğer yandan, odamdaki tüm arkadaşlar da bekar ve çocuğu olan yok. Keşke bu konuda size yardımcı olabilseydim. Zira, genel olarak duyarlılığınız ve cezaevlerine olan ilginize son derece değer veriyorum. Öykü'cük ise herkesin sevgilisi olmuş zaten.

Bir mahpus hastaneye kaldırıldı

Rize'de 48 gündür açlık grevinde olan ağırlaştırılmış müebbet mahkumu Kaçar hastaneye kaldırıldı.

29 Ekim 2012

Rize Kalkandere L Tipi Kapalı Cezaevi'nde 12 Eylül'den beri açlık grevinde olan mahpuslardan Hasan Kaçar dün gece hastaneye kaldırıldı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, bianet'e yaptığı açıklamada, Adalet Bakanlığı'ndan aldığı bilgiye göre Kaçar'ın intihara teşebbüs ettiği iddiasının olduğunu söyledi.

Sincan'da marş cezası

Sincan Cezaevi, koğuşta Grup Yorum'un 'Zafer Yakında' marşını söyleyip, slogan atan 25 mahkûma hücre cezası verdi. Gerekçe: Eyleme teşvik ve cezaevinin güvenliğini tehlikeye atmak.

Sincan 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde kalan 25 tutuklu ve hükümlü geçen eylülde, koğuşlarında Grup Yorum ’un ‘Zafer Yakında’ isimli şarkısını söyleyerek, çeşitli sloganlar attı. Cezaevi idaresi, tutanak tuttu ve Cezaevi Disiplin Kurulu Başkanlığı’na gönderdi. Disiplin Kurulu 25 tutuklu ve hükümlüye 13’er günlük ‘hücre cezası’ verdi.

Red Hack bu sefer açlık grevcileri için vurdu

Türkiye'nin toplumsal muhalefetinin yeni bir bileşeni olarak adından giderek daha sık söz ettiren Red Hack, son olarak Kürt siyasi tutuklularının açlık grevlerine yönelik bir destek eylemi yaptı.

Adalet Bakanlığı Personel sayfasını hackleyen Red Hack, bu eylemi 12 Eylül'den bu yana devam eden ve giderek ölüm sınırına gelen açlık grevlerine destek için gerçekleştirdiğini açıkladı. Kızıl hackerlar olara da bilinen Red Hack ekibi, gerçekleştirdiği eylemin ardından ilgili siteye bir de not bıraktı.

RED HACK BİR DE NOT BIRAKTI

Basın Açıklamasına Çağrı

Cezaevlerinde süresiz dönüşümsüz açlık grevleri sakatlanma ve ölüm sınırını aşmış, grevcilerin sayısı artarak devam ederken hükümet adım atmamakta direniyor.

Bizler, grevcilerin taleplerinin müzakere edilerek açlık grevlerinin bitirilmesi, cezaevlerinde ölümlerin engellenmesi için bir araya gelmiş olan Demokratik Kitle Örgütleri, 27 Ekim 2012 Cumartesi Günü, Saat 15:00'de bayraklarımız ve dövizlerimizle, ortak pankart arkasında, Altıyol'dan (Boğa Heykeli) Kadıköy İskele Meydanı'na yürüyeceğiz ve bir basın açıklaması yapacağız.

43. Gün... Hiç Olmazsa Korkuluk Ol...

Yollar kesilmiş alanlar sarılmış Tel örgüler çevirmiş yöreni Fırıl fırıl alıcı kuşlar tepende Benden geçti mi diyorsun Aç iki kolunu iki yanına Korkuluk ol… Rıfat Ilgaz

Çocuksunuz ve dışarı çıkmama cezası alıyorsunuz. Ah özgürlük, diyorsunuz.
 

Sevmediğiniz bir dersin sonunu sıkıntıyla bekliyorsunuz. Kapıyı çarpıp çıkma hakkınız yok. Ancak zil çalınca özgürleşeceksiniz.

İzmir’de Tecrite Karşı Mücadele Platformu Basın Açıklaması

Bu ülkede hapishaneler tarihi devrimci tutsaklara karşı işlenen suçların tarihidir. Bunun uygulanış biçimi değişse de amaç tektir: devrimcileri kimliksizleştirmek ve düşüncelerinden soyutlamak. Bu amaçla uygulanan politikanın bugünkü adı tecrittir. 19 Aralık Katliam’ından bugüne tutsaklar insanlık onuruna karşı işlenmiş bir suç olan tecrit işkencesi altındalar. Tecrit işkencesi hak gasplarıyla artarak sürüyor. Birçok hapishanede karşılaşılan keyfi uygulamalarla tutsakların direnişlerle kazandığı hakları gasp edilmeye çalışılıyor.

'Sizin alçak manşetleriniz 'hayata dönüş' katliamını getirdi'

İHD, TİHV, ÇHD, TTB, KESK ve DİSK üyeleri, cezaevlerinde yaşanan açlık grevlerine dikkat çekmek için Adalet Bakanlığı'na yürüdü.

Yürüyüşün ardından yapılan ortak açıklamada, cezaevlerinde açlık grevine giren tutsakların durumunun kritik olduğu belirtilerek, siyasi iktidarın ölümler yaşanmadan talepleri değerlendirmesi istendi.

EMEK ÖRGÜTLERİNDEN ANKARA'DA EYLEM

Mamak Cezaevi'nin İşkenceci Müdürü Raci Tetik: Pişman Değilim

12 Eylül Mamak Cezaevi Müdürü Emekli Albay Raci Tetik, Darbe Komisyonu’na ifade verdi. Tetik’i sorgulayanlar arasında işkence yaptığı BDP’li Önder de vardı. Önder yaptığı işkenceyi sordu, Tetik ‘hatırlamıyorum’ dedi.

12 Eylül’de işkencelerle sembolleşen Mamak Cezaevi’nin Müdürü olan emekli Albay Raci Tetik, Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu üyeleri tarafından sorgulandı. Tetik, İstanbul Çamlıca TSK Özel Bakımevi’nde dün Komisyon Başkanı Nimet Baş, Mamak’ta işkence yaptığı BDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve MHP’li vekil Atilla Kaya’ya ifade verdi.