Merhaba Abim,
10 Nisan tarihinde kitapları aldım çok teşekkürler. Bu kıymetli kitaplardan öğreneceğim çok şey var. Şiir, şiir kuramı hakkında ilk defa kitap okuyorum. Araştırma inceleme tarzı kitapları severim ve böylece yazmış olduğum şiirlerin de minör olduğunu anladım. Edebiyat dehlizine atlamadan kulaç da atılmaz. Yola çıkmadan da yol bulunmaz. Sayısız duygularımdan bazılarını yazı ve şiir yoluyla resmileştirip isim koymaya çalıştım. Bu konudaki eleştiri ve yorumlarınızı da bekliyorum.
Evet. Pusulasız olmaz, dediniz ve iyi yapıyorsunuz. Her ne kadar, sizinle yüz yüze görüşmemiş olsam da manevi desteğinizle ve yollamış olduğunuz kitaplarla bu koca deryada kıyıda fener rotamı bulma pusulam oldunuz. Minnet ve saygı sevgi dolu gönülden duygularımla sizlere teşekkür ediyorum. Var olun. Bana da iyi çalışmak daha çok okuyup yazmak düşer. Siz kıymetli pusulamı takip edeceğim.
Çok zor zamanlardan geçtim ve geçiyorum. Fakat eskisi gibi kendimi yalnız hissetmiyorum. Samimiyetine inandığım güvenmeye başladığım kıymetli insanlar var. (…) Çok ağır bedeller ödeyerek öğrendim ben yaşamı. Aşkı, doğayı, çiçek böcekleri yazmak varken sular seller gibi akmak varken burda hapsedilip çürümek niye? Çoraklaşmış vicdan yoksunlarının gönüllerine iyilik fayda etmez. Eskiden kötülük yapan birine iyilikle karşılık verdiğinde kötülük yapan utanır gelir özür dilerdi. Şimdiyse kötülük yapanın cahilliğine verip sustuğunda ha bu benden, korkuyor daha çok üstüne gelir iyilikle cevap verdiğinde ya bu “ahmaktır” diyor. Kötülüğü ile karşılık verdiğinde ise çirkinlikte sınır tanımıyor. Ya Star…
(…) Bazen yorgunluktan kollarımı kaldıracak halim olmuyor ama yaşayıp yaşamadığmı test ediyorum. Kollarımı kaldırıp parmaklarımı oynatıyorum gerilme hareketi kaslara iyi gelir tam o anda tellere konan kuşların sesini duyuyorum. Şen, şakrak heyecan dolu ötüşlerine gülüyorum. Bir anda kıyametler kopuyor atmacadan kaçan kuş pencereme sığınıp telleri geçip boşluklardan girip içeriye kaçıyor. Çok korkmuş ürkmüş halde tir tir titriyor. Hemen yataktan kalkıp pencereye koşuyorum aslında koşamıyorum çünkü pencerem ve yatak arası tam bir adım bile değil. Neyse. Kuşun kanatları yolunmuş geri kalan ise dağınık kuşu avucuma almak için elimi uzatıyorum. Atmacadan zor kurtulmuş ve her canlıyı kendine düşman biliyor; korkudan çırpınıp yarı yıpranmış kanadıyla uçup dolabın üstüne konuyor. Yine kendimi unuttum ayaktayım her zaman olduğu gibi can-simidi olmaktan ben beni hep unutuyorum. Düşünmeye başlıyorum yine yaşama dair o kadar çok deneyim sahibiyken şu an hiçbir şey olmak savunmasız kafeste zorla tutulan kuş gibi. Kapı pencere arası dört beş metre uzunluğunda, genişliği bir buçuk adımlık. Lavabo banyo bir mutfak alanı yok. Yatak kırık bir elbise dolabı demirden, bir de mini buzdolabım altı nemden çürümüş. Üstünde televizyonum. Hemen yan tarafında çaycım. Hiçbir yere sığmayan masamın bir köşesi kitap satranç yazı malzemelerim. Duvar tarafında yatak tarafı ise üç dört karışlık boşlukla yemek yeme yeri. Masanın alt tarafında bulaşık sepetim koyacak yer yok:( Kıyafet büyük sorun atlet t-şhirtten sayılıyor. Yazlık kışlık toplam 30 parça ya verme ya da mağdur etme. Neyse buna da şükür. Çizgili pijamalar, turuncu tulumlar olsaydı ne yapardık? Değil mi ama?
(…) Avlunun yarısı çamaşır teliydi. O teller de yetmezdi. Üst katın 4 penceresine de asılır her yer çarşı pazar olurdu.. O koğuştan çıkıp yan koğuşa geçtim. O koğuşun ağır kasvetli havası ve ben burayı satın aldım havası her yer benim diyen tipler ve sessiz kalanlar. Tüm bu olup bitenleri ilgili yere söylediğimde ise aslında senin suçtan olanları işe almıyoruz. Seni nasıl almışlar bakanlık neden izin vermiş anlamıyorum ama ben olsam senin suçtan olanları eşek gibi çalıştırırım siyasileri neden besliyoruz ki çalıştırmak gerek deyip ben şöyle milliyetçiyim ben böyle milliyetçiyim deyip konuyu saptırdı. Baktım olacak gibi değil ayrılma kararı verdim. Çok iyi yaptım. Keşke hiç gitmeseydim. Şu anki kutu tarzı odamdan razıyım koğuşa kıyasla bura kat be kat daha iyi. 6 kişi kalıyoruz. 4 arkadaş cinayetten ağırlaştırılmış biri de dolandırıcılıktan ben de siyasi suçtan ortak, havalandırmamız var odaların pencereleri avluya bakıyor. Sırayla tek tek dışarı çıkıyor birer saat kalıyoruz. Eskiden yani kaç ay öncesine kadar da boş olan odalara geçici hücre yatan ve sorunlu tipleri veriyorlardı. Edepsizlikte, sınır tanımazlar ambalajı bozulmamış yeni ve üretim küfürler ne atam kaldı ne köküm ne soyum ne ırkım. Çoğu ile mahkemelik oldum halen devam eden davalarım var. Onları şikayet etmek de çözüm değildi çünkü bilinçli yapılan bir şeydi. Verdikleri cevap o da onların kültürü yapılacak bir şey yok diyorlar.
(…) Güzel seslim kumrular kavgacı kuşların korkusundan buraya pek uğramazlar bir çift kumru geldi geçen gün eski yuvalarına girmeye, kuşlar izin vermedi. Onlar da yeni yuva yaptılar. Dişi olan nöbette. Eşi çalı çırpı toplayıp getiriyor, biraz yuvaya benzeyince de dişi kumru yumurtladı kuluçkada serçe kuşlar gelip ona sataşıyor yuvasından çalıları gagalarıyla çekip yere atıyorlar. Eril serçeler çok kavgacı. İki tanesi resmen uzman, boksorcü tellerden avlunun ortasına kadar birbirlerini yuvarlayıp tüyleri havalarda uçuşuyor. Kırlangıç yavrularından dün bir tanesi yuvadan uçmak isterken, yere düşüp öldü. Bugün de kardeşi avluya düştü. Savunmasız kanatları tam oluşmamış olgunlaşmamış. Kalbi nasıl hızlı atıyor avucumda nabzını tüm hücrelerimde hissettim. Yoğun bir duygu ve tarifsiz bir sevgi merhamet duygusuyla kulağına fısıldadım. Sakin ol birkaç saniye sonra nabzı düştü sakinleşti. Annesi gagasında yiyecek ile bekliyor uzaklaşınca gelip yavrusuna yemek yedirdi son lokma uzatıp geri çekti sırf yavrusu onu takip etsin diye defalarca inip gagasındaki yiyeceği uzatıp geri çekti. Yavru kuşa uçma dersi veriyor. Hayranlıkla izledim. Anne kuş uçup gidince de yavru cik cik yapıp boynunu büküyor annesi gelip tekrar yediriyor yavru yine canlanıp kuyruğunu titretip mutluluk naraları atıyor. Anne kuş yine tam yiyeceği uzatırken yavru kuş ağzını kocaman açıp anası geri çekip uçuyor. Yavru çırpınıp duruyor, ama tam uçamıyor. Dişi kuşun mücadelesi beni çok duygulandırdı. Eril kuşlar ise kavga dövüşle meşgul, kuluçkadaki kumrunun yuvasını yıkma peşindeler. Erkeklerin doğasında var kavga kuş da olsa insan da zorbalık en kolay kestirme çözüm yolları. Biyolojik olarak kadın ve erkek olmak değil eril dişil aklı taşıyan ya da öyle bir akla sahip olmak aklını seçmek tercihimizle alakalı. Belki de kısmet. Büyütüldüğümüz aile eğitimi çevrenin etkileri ve bireyin tercihi hangi aklı geliştirirsen o olursun. Bence en çok da koşullar ve tercihler insanı etkiliyor. Dişil akla sahip olan biri değişen koşullara göre eril aklını çalıştırıp geliştirebilir.
(…) Yani anlayacağınız hocam çok kültürlü yerlerde yaşamak da pek de kolay değil. Belki de çok iyi insanlar, ama bu uyuşturucu illeti var olanı da almış. Ya Star… Ya Star… Birçok kültürün bir arada yaşadığı canım Batman Mardin Midyat gibi bir yerde doğup büyümüş o çok kültürlerin en güzel duygusunu yaşamış görmüş biri olarak burda yaşadıklarım beni fazlasıyla üzüyor. Umarım toplumumuz ve tüm insanlık artık bu uyuşturucu illetinden kurtuluruz. Silahların sustuğu, kardeş kanın dökülmediği ensest ilişkilere bu sapkın düşünce ve ahlaksızlıklara fırsat verilmediği kadınlarımızın çocuklarımızın öldürülmediği şiddete zorbalığa maruz kalmadığı büyüklerimize saygı birbirimize doğaya ve tüm canlılara saygı ve sevgi dolu aşk ile yaşayacağımızı mutlu huzurlu sağlıklı bir Türkiye diliyorum. Ve tabii tüm dünya için de güzellikler diliyorum. Biz birbirimizle varız. Afrika’da Amerika’da Filistin’de, bir kadın öldürüldüğünde bir çocuk istismara maruz kaldığında bir canlıya şiddet uygulandığında ben burda acı çekiyor, gözyaşı döküyorum.
Adil hocam kendinize çok iyi bakın. Sağlığınıza dikkat edin. Birkaç gün sonra kargo çıkaracağım bilginiz olsun. Kalbi ben ördüm. İçini siz doldurursunuz. Yenge için de bir cüzdan ama astar ve fermuar takmanız gerekecek. Yengeye de kucak dolusu sevgiler selamlar. Çalışmalarınızda başarılar dilerim. Bir adet özgürlük siparişi verdim kartopu gibi yuvarlandıkça büyüyor. Umutluyum. Hadi inşallah.
Bu süreçte en çok emeği olan Sırrı Süreyya Önder abinin. Onun da bu günleri görmesini çok isterdim. Allah rahmet eylesin nurlar ışıklar içinde uyusun. Sevdikleri ve tüm sevenlerinin de başı sağ olsun. Allah sabır versin. En güzel teselli ise bıraktığı miras oldu. Bir olma beraber yaşama birbirimizle anlam kazanma dönemi asırlar önce bırakıldığı yerden alıp tekrar canlandırma dönemi başladı, çok şükür. Hepimize hayırlı olsun. Olmasın diye de uğraşanlar da kahrolsun. Fitne çabalarına da fırsat vermeyelim. Özgür yarınlarda görüşürüz hocam. Sevgi ve saygılarımla.
26 Mayıs 2025
Fatima AKTAŞ
Tarsus Kadın Kapalı Hapishane
Tarsus/MERSİN
- 12 gösterim