Mahpusun çöpte mektup parçaları bulduğuna dair iddiası

Biliyorsunuz mektuplaşmak bizim mahpuslarla kurduğumuz iletişimde en temel araç. Gönderdiği mektupların bize ulaşmadığını düşünen bir mahpus aynı dönemde çöpte yırtılmış başka mektuplar bulduğunu söylüyor. Türkçe olmamasından ötürü yabancı uyruklu mahpuslara ait olduğu düşünülen mektupların ve bir dilekçenin neden çöpte olduğunun bir açıklaması yok. Kurumunu değiştirdikten sonra bizi haberdar edebilen mahpusun bize yazdığı mektupta ilgili kısmı sizlerle paylaşıyoruz.

***

Çeviri: Parça parça edilmiş ve çöpe atılmış mektuplara dair kanıtlarım var. Evet, bunlar mektup okuma komisyonundan gelmiş ve temizlik görevlisi bulmuş onları çöpleri boşaltırken. Üstelik bir değil iki değil çok fazla. Benim sorum şuydu; biz içerisinde ailelerimize gönderdiğimiz fotoğraflar da bulunan mektuplara bu kadar fazla para öderken onlar bize niye böyle davranıyorlar.

Ceza İnfaz Kurumu Tüzüğü 91.maddede belirtildiği üzere; hükümlü, kendisine gönderilen mektup, faks ve telgrafları alma ve ücretleri kendisince karşılanmak koşuluyla, gönderme hakkına sahiptir. Mektup okuma komisyonu tarafından denetlenen ve hapishaneye giriş çıkışı sağlanan mektupların mahpusa verilmemesi yine aynı maddenin 2. fıkrasında şu şarta bağlanıyor; kurumun asayiş ve güvenliğini tehlikeye düşüren, görevlileri hedef gösteren, terör ve çıkar amaçlı suç örgütü veya diğer suç örgütleri mensuplarının örgütsel amaçlı olarak haberleşmelerine neden olan, kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek yalan ve yanlış bilgileri, tehdit ve hakareti içeren mektup, faks ve telgraflar hükümlüye verilmez. Hükümlü tarafından yazılmış ise gönderilmez. Ancak bahsi geçen durumda mektupların neden çöpe atıldığının bir açıklaması olmamakla beraber mahpuslar bu durumdan haberdar edilmiyorlar. Üstelik dilekçe gibi resmi makamlara yazılan yazıların, denetimden muaf olması çöpte bulunan dilekçe kâğıdına bir açıklama bulmayı güçleştiriyor. Mektupların imhası haberleşme hakkının, dilekçenin imhası ise şikâyet etme hakkı ve adil yargılanma hakkının bir parçası olan adalete erişim hakkının ihlali anlamına gelecektir. Söz konusu olayda, yalnızca sorumlu ya da sorumluların bulunması değil; mahpusların iletişim ve şikâyetlerini aktardıkları mektup veya dilekçeleri takip edebilecekleri mekanizmaların kurulmasının; mahpusların haklarını kullanmasını engelleyebilecek keyfi uygulamalara zemin yaratan boşlukların giderilmesinin gerekliliği de görülmektedir.

Haber: Aylin Çelikçi/CİSST