İranlı Siyasi Tutsak Atena Fergadani’nin İran’ın Dini Lideri Ali Hamanei’ye Açık Mektubu

28 yaşındaki ressam ve çocuk hakları savunucusu Atena Fergadani, özellikle kadın tutuklular için kötü şartlarıyla ünlü Tahran’ın güneyinde Varamin’deki Garçek hapishanesinde 10 Ocak’tan beri tutuklu bulunuyor. Tutukluluğunu protesto için 9 Şubat’ta açlık grevine giren Atena Fergadani, 26 Şubat’ta kalp krizi geçirip komaya girince hastaneye kaldırıldı. Avukatının verdiği son bilgiye göre Atena Fergadani, Tahran’daki ünlü Evin hapishanesine sevk edilmek şartıyla açlık grevini 2 Mart’ta sonlandırdı.   

 

Atena Fergadani, resim sergileri , eleştirel karikatürleri ve siyasi tutsakların ve 2009 yılındaki ayaklanmada öldürülenlerin ailelerini ziyaret etmek gibi eylemleri nedeniyle “düzene karşı propaganda”, “resim ustalığı yoluyla milletvekillerine hakaret” ve “Rehber’e (ülkenin dini lideri) hakaret” ile suçlanıyor. 

 

Atena Fergadani ilk olarak 23 Ağustos 2014’te İran Devrim Muhafızları (Pasdaran) tarafından tutuklandı.11 Kasım’da kefaletle tahliye edilen Atena Fergadani, basına Evin hapishanesinde 1,5 ay boyunca günde 9 saat sorgulandığını anlattı. 

 

Geçtiğimiz Aralık ayı sonlarında internete bir video yükleyen Atena Fergadani, Evin hapishanesinde gördüğü kötü muameleyi, banyolara kurulan gizli kameraları ve çıplak arama işkencesini teşhir etti. Bunun üzerine 10 Ocak’ta tekrar mahkemeye çıkarılarak ikinci defa tutuklandı ve Varamin’deki Garçek hapishanesine nakledildi. 

Atena Fergadani, mahkeme celbinin eline ulaşmasının ardından 8 Ocak’ta Facebook sayfasında İran’ın dini lideri Ali Hamanei’ye hitaben bir açık mektup yayınladı. Mektubu, Farsça’dan Toğrul Atabay’ın çevirisiyle sunuyoruz.

İntifada Yayınları

AÇIK MEKTUP

Dün, 7 Ocak 2015 günü almış olduğum bir mahkeme celbine binaen 10 Ocak Cumartesi [haftanın ilk günü] Devrim Mahkemesi 15. Şubesi’nde hazır bulunacağım. Ben, Tahran 34828 kimlik no’lu 1986 doğumlu Atena Fergadani (Farghadani), 10 Ocak 2015 Cumartesi günü saat 08.30’da Hâkim Salevati başkanlığındaki mahkeme oturumuna katılmak üzere Muallim Caddesi’nde bulunan Devrim Mahkemesi 15. Şubesi’nde hazır bulunacağım… Biliyorum ki Cumartesi günü adaletsizliği haykıran bir mahkemede hazır bulunacağım ve yıllardır terazisinin kefesi bir çizgide eşit durmayan bir hâkimin önünde savunmasız aziz halkımı savunmanın hesabını vermeliyim… Ve uzun yıllardır ülkemin hiçbir yerinde kimsenin kendi makamına oturduğunu görmediğim için ve her birimizin konumu bir şekilde değiştiğinden, bu sefer iftiharla sanık konumuna oturuyorum ve 25 küsur senedir aynen kendi konumunu korumuş olmakla kalmayıp hatta bütün üç erkin statüsünü “kendi” terazisinde tartan bir kişiye karşı savunma metnimi okuyorum… Evet, Sayın “Seyyid Ali Hamenei”… Savunma metnimi size sunuyorum, geçen bu kaç yılda hem hakim, hem de yasa koyucu olan size!… Hem cumhurun başkanı, hem halksız İran Meclisi başkanı olan size!…

Bay Seyyid Ali Hamenei ve Muhafızlar Ordusu!

Sizin “düzene karşı propaganda” diye adlandırdığınız şeyi ben, artık yıllardır verimsiz olan toprakta kökleri titremediğinden dolayı evlatları 2009′da kana boğulan kadın ve erkeklerin gönlünü almak diye biliyorum!

Sizin “ulusal güvenliğe karşı girişim ve ‘sapık tarikatlara’ dahil olmak” diye nitelediğiniz şeyi ben, üniversitede okumak gibi en temel hakları Bahai oldukları için ellerinden alınmakla kalınmayıp asrımızın insan görünümlüleri tarafından yüce insanlık makamları sorgulanan ve dinen “pislik” diye adlandırılıp mezarları ve evleri çiğnenen kadınları ve erkekleri desteklemek diye bilirim!

Sizin “resim ustalığı yoluyla milletvekillerine hakaret” diye nitelediğinizi, ben milletimize yakışmayanı milletin evine [meclis] iyice yakıştıran bir sanat diye bilirim!

Ve sizin “sorgu sırasında Muhafızlar Ordusuna ve üç erke hakaret” diye saydığınızı, ben, sizin sipahilerinizi işgal etmiş olan, “emniyet” ve “güç” olarak adlandırdıklarıyla benim gibi “fitneciler”i tuzağa düşürme gururuna karşılık olarak sıkı bir yanıt bilirim! Çünkü gerçekten böylesine bir güç ve emniyet “sizin muhafızlar ordunuz”da varsa, neden bu güç ve emniyeti bugüne kadar “Nida’ların, Sohrab’ların ve Setare’lerin” [2009 ayaklanmasında rejim tarafından öldürülen İranlı gençler Nida Aga Sultan, Sohrab Arabi] katillerini tuzağa düşürmek için kullanmamışlar?!…

Farsça aslından Toğrul Atabay tarafından İntifada Yayınları için çevrildi.

Kaynak: www.intifadayayinlari.com