F 146. Oturma Hasta Mahpuslar Serbest Bırakılsın!

27.12.2014

BASINA VE KAMUOYUNA

Hapishaneler baskı, şiddet ve hak ihlallerinin en fazla yaşandığı yerlerin başında gelir. Güvenliğin ‘’yüksek’’ olduğu F Tiplerinde ise en temel hak olan yaşama hakkının dahi hiçbir garantisi yoktur. Hukuk ve insanlık onuru ayaklar altında çiğnenmektedir. Hapishane idaresi baskı, şiddet ve yasaklamalarla mahpusu önce pişmanlığa ardından da itaate zorlamaktadır. Hukuk kuralları tamamen göstermelik olarak uygulanır. Bu nedenle açılan disiplinle ilgili hiç bir dava mahpus lehine olmaz. Düşünce-duygu-vicdan bütünlükleri kenetlenmiş olan Hapishane idaresi-savcı-infaz hakimliği’nden oluşan üçlünün kararları da hep aynıdır. "Kovuşturmaya yer yoktur" denilerek dosyalar açılmadan dava sona erer. Mahpusun her türlü ihtiyacı ve talebi dilekçeye bağlanmıştır. Hastane, revir, posta, gelen-giden her türlü  eşyaya ancak dilekçe ile ulaşılır. Ziyaret günü bile olsa önceden dilekçe vermeden ziyarete bile çıkarılmaz. Mahpus, çıplak arama, sürgün sevk, revir ve hastane taleplerini sürekli geciktirilir. Muayene sırasında dahi kelepçenin dayatılması gibi aklınıza gelen her türlü  insanlık dışı uygulamaya maruz bırakılır. Amaç mahpusu düşünce ve duygularından arındırarak iradesinden koparmak ve tecrit - tredmanla yavaş yavaş ve tamamen teslim almaktır.

Biz insan hakları savunucuları olarak hapishanelerdeki insanlık dışı uygulamaları ve her türlü hak ihlalini ret ediyoruz. Kalın duvarların arkasında duyulmadığı sanılan acı, öfke direniş çığlıklarına her zaman güç vermeye çalışıyoruz . Bunu yapmak için çok haklı ve meşru bir sebebimiz var, biz insanın ancak haklarıyla insan olduğunu biliyoruz. Bu hakları engellemek insanlık suçudur, bu suçu kim veya kimler işlerse tarih ve yargıyı aldatsa da insanlık onuru hesabını soracaktır.

Üç yıldır F tipi hapishanelerde gerekli tedavi edilmediği için veya tedavileri olanaksız olduğu halde bir türlü serbest bırakılmayan hasta mahpusların durumunu aktarmaya çalışıyoruz. Bugün 145. F oturmasında, sizlerle durumunu daha önce de paylaştığımız artık sağlık durumu dakika dakika daha kötüye giden İdris BAŞARAN'ı anlatacağız. 1994 yılında Adana'da gözaltına alınır ve çok yoğun işkenceler sonrası tutuklanır. 1975 doğumlu olan İdris BAŞARAN, yirmi yıldır yaşadığı olumsuz koşullar ve tecridin yarattığı birçok hastalığa    yakalanır. Kronik Bronşit-astım, epilepsi, boyun-bel fıtığı, bağırsak ve mide sorunları ve anemi başlıca hastalıklarıdır. Ayrıca; İlki 2006 yılında olmak üzere, üç kez kalp krizi ve mide kanaması geçirir. Bağırsak, mide ve guatrdan üç ayrı ameliyat olur. 2006 yılında kısmi felç  geçirir daha sonra düzelse de güç kaybı devam eder. 2011'de Adana-Kürkçüler Hapishanesi'nde tek kişilik hücrede kaldığı sırada kalp krizi geçirir, bir süre kalbi durur. Elektroşokla yeniden hayata döner. BAŞARAN, hastalıkları kadar maruz kaldığı haksızlıklar da çok  fazla. Özellikle muayene veya tetkik için gittiği hastanelerde karşılaştığı insanlık dışı muamele nedeniyle psikolojisi de bozulmuştur. Örneğin, fizik tedavi için gittiği hastanedeki doktorun "hapishanede canınız sıkılıyor herhalde" demesinden tutun, kolonoskopi çekildiği gün aynı zamanda endoskopi çekiminin de yapılmak istendiğinde kalp rahatsızlığı nedeniyle bunu bünyesinin kaldıramayacağını belirttiğinde doktor ve gardiyanların "işimiz yok seninle mi uğraşalım" demesine kadar pek çok haksızlıkla ve insani olmayan uygulamayla karşılaşmıştır.

22 Aralık 2014 tarihinde elimize ulaşan son mektubundan kısa bir bölümünü aktarmak istiyoruz.

"Sık sık düşmelerim oluyor. Her düştüğümde vücudumda ciddi hasar oluyor. Tek başıma banyo yapamıyorum. Bir arkadaşın gözetiminde yapabiliyorum. Kapalı yerde kalamayacağımı belgeleyen raporum olmasına rağmen, hastaneye gidip gelirken saatlerce ring aracında bekletiliyorum. O küçücük, dar ve havasız kafeste her an son nefesimi verdiğimi hissediyorum. Hiçbir disiplin cezam olmadığı halde hapishane idaresinin keyfine göre ziyaret kısıtlamasına maruz kalıyorum. En son 1 ve 2 yaşındaki yeğenlerim görüşe alınmadı…"

İdris BAŞARAN kritik ve dönülmez bir aşamaya gelmeden derhal serbest bırakılmalıdır. BAŞARAN gibi ağır olmasalar da özellikle gerekli tedavileri yapılmayan diğer on hasta mahpus ve durumları şöyle;

Nezir DAYAN, Ermenek Hapishanesinde, kronik kalp hastası.

Nuray ATMACA, Elbistan E Tipi hapishanesinde, kemik erimesi sürekli devam ediyor ve yeterli tedavi sağlanmıyor.

Nurettin AYDIN, Rize L Tipi Hapishanesinde; hepatit b hastası.

Nuri YEŞİL, Elbistan E Tipi hapishanesinde, kronik kalp hastası.

Nihat YAĞIZ, Kırıklar 1 Nolu F Tipi Hapishanesinde, böbrek, göz ve bağırsak hastalıkları var.

Nimet DEĞİŞ, Bolu F Tipi hapishanesinde, kronik prostat, bel fıtığı, ülser ve yoğun kas ağrısı var.

Nizam ALGÜNERHAN, Kırıklar 1 Nolu Hapishanesi, 22 yıldır içerde kronik diyabet, bel-boyun fıtığı.

Necmi AKSOY, Silivri 3 Nolu L Tipi Hapishanesinde. Sağ tarafı yarı felç, boyunda tümör var.

Nail DEMİR, Ermenek Hapishanesinde, %27 engelli raporu var.

Orhan ÇAÇAN, Şakran Kapalı Hapishanesinde, böbrek yetmezliği ve testislerde birden fazla kist var.

NEZİR DAYAN- NURAY ATMACA-NURETTİN AYDIN-NURİ YEŞİL-NİHAT YAĞIZ-NİMET DEĞİŞ-NİZAM ALGÜNERHAN-NECMİ AKSOY-NAİL DEMİR VE ORHAN ÇAÇAN SERBEST BIRAKILSIN!

İDRİS BAŞARAN SERBEST BIRAKILSIN!

TECRİT ÖLDÜRÜYOR! F TİPLERİ KAPATILSIN!

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ İSTANBUL ŞUBESİ

CEZAEVİ KOMİSYONU

Fotoğraflar :Ömür Eğribel