Asiye Kaçar: Hasta Tutsaklar İçin Kriz Merkezleri Kurulmalı

‘Hasta tutsaklar için kriz merkezi kurulmalı’

ZEYNEP KURAY - İSTANBUL 14.01.2014 07:17:57

Hasta tutsak Hasan Kaçar’ın kızkardeşi Asiye Kaçar, hasta tutsakların sadece imza toplayarak ve basın açıklamalarıyla kurtulamayacağını, acilen TTB gibi sivil toplum örgütlerinin yer aldığı bir kriz merkezi kurulması gerektiğini söyledi.

Hasan Kaçar zor koşullar altında yaşadığı 11 yıllık mahpusluğun sonucunda peş peşe baş gösteren ağır hastalıklarla, hasta tutsakların yaşadığı eziyetin en somut örneklerinden birini teşkil ediyor. Cezaevinde yakalandığı ankilozan spondolit isimli eklem hastalığıyla yıllardır mücadele eden ve tedavi edilmediği için bu hastalığa bir de kronik ve iltihabi bağırsak hastalığı olan Crohn Hastalığı teşhisi eklenen Kaçar, şimdi de tüberküloz hastalığıyla boğuşuyor.

ANF’ye Hasan Kaçar’ın son durumunu aktaran Asiye Kaçar, kullandığı ağır ilaçlar nedeniyle abisinin senelerdir pasif halde olan tüberküloz hastalığının tekrar aktif hale geldiğini belirtti. Cerrahpaşa hastanesinin Gastroenteroloji bölümünde mahkum odası olmadığı için hasta mahkûmların revir yüzü dahi görmediği Metris R Tipi cezaevine geri gönderildiğini aktaran Asiye Kaçar, abisinin enfeksiyon tehlikesine karşı orada tek kişilik odada tutulduğunu bildirdi. Tekrar muayene olmak üzere abisinin Pazartesi günü Adli Tıp Kurumuna gönderildiğini anlatan Kaçar, tüm umutlarının buradan çıkacak olumlu bir rapora bağladıklarını söyledi. İtalya’da senelerce çalışan Asiye Kaçar, hasta tutsakların sadece imza toplayarak ve basın açıklamalarıyla kurtulamayacağını, acilen TTB gibi sivil toplum örgütlerinin yer aldığı bir kriz merkezi kurulması gerektiğini söyledi.

TEDAVİ GECİKTİKÇE HASTALIKLAR ÇOĞALDI

Hasan Kaçar PKK davasında müebbet hapse çarptırıldığında henüz 18 yaşında bir gençti. Cezaevindeki zor koşullar nedeniyle ciddi bir eklem hastalığı olan ankilozan spondolite yakalanan Kaçar, 11 sene boyunca çektiği dayanılmaz eklem ağrıları sonrası, 2013’ün Haziran ayında diğer 17 hasta tutsak ile birlikte Adli Tıp Kurumunda (ATK) muayene olmak üzere Metris T Tipi cezaevine gönderilmişti. ATK’nin iki kez verdiği 3 aylık gözetim raporuyla tedavi olmak üzere sevk edildiği Metris Rehabilitasyon ( R) Tipi cezaevinde revir yüzü dahi görmediği için artık hareket edemez hale geldi. Ailesinin ve doktorların yoğun çabası sonucunda 4 Kasım 2013 tarihinde Cerrahpaşa Hastanesine yatırılan Kaçar Gastroenteroloji bölümünde mahkum odası bulunmadığı için 47 gün boyunca hastanenin acil servisinde tedavi edildi. Yapılan tetkikler sonucunda bugüne kadar gerektiği gibi tedavi edilmediği için son aşamaya gelmiş kronik ve iltihabi bağırsak hastalığı olan crohn teşhisi de konulan Kaçar’a acilen ameliyat edilmesi gerektiği söylendi. Ama o tekrar cezaevine döneceğini bildiği için, bağırsakları dışarda iken cezaevinde kalmasının imkansız olduğunu söyleyerek bunu reddetti.

ADI REHABİLİTASYON, İŞLEVİ ÖLÜME TERK

Hastanede mahkum odası olmadığı için abisinin 17 Aralık 2013 tarihinde mahkumların revir yüzü dahi görmediği Metris R Tipi Cezaevine tekrar gönderildiğini belirten Asiye Kaçar, “Oysa hastanedeki tedavisi boyunca biraz olsun iyileşmişti. Ailesi olarak bizim ona refakat etmemiz de moralini yükseltmişti” diye konuştu. Senelerce cezaevi koşullarında doğru dürüst muayene edilmeyen abisine bir de Crohn hastalığı teşhisi konulduğunu ve kullandığı ağır ilaçlar nedeniyle pasif halde olan tüberküloz hastalığının aktif hale geldiğini de aktaran Kaçar, abisinin bulunduğu son durumu şöyle özetledi: “Onu en son 8 Ocak’ta görmeye gittim. Gribal enfeksiyon geçiriyordu. Durumu kötü olsa da yüzü gülüyordu. Tüberküloz nedeniyle hücre arkadaşını ve çok sevdiği kuşunu dahi odadan almışlar. Hastanede tedavi olması gerekirken şu anda enfeksiyon kapması tehlikesine karşı tek odada tutuluyor. 6 Ocak Pazartesi günü Adli Tıp Kurumuna götürüldüğünü söyledi. Tedavi edilmediği için durumu yine ağırlaşmıştı. Karaciğer enzinleri sürekli yükseldiği için gün aşırı kan vermesi gerekiyor. Ancak hastaneye götürülmediği için durumu gün geçtikçe ağırlaşıyor. Eğer genç olmasaydı bütün bu hastalıklara katlanamazdı.”

İMZA KAMPANYALARI VE BASIN AÇIKLAMALARI YETMİYOR

Abisinin hastalıklarının uzaktan takip edilecek hastalıklar olmadığını hatırlatan Kaçar, “Tek umudumuz ATK’den çıkacak olumlu rapora bağlı. Hasan’ın yaşamı uzatılabilir bir durumda, fakat korkarım ya ölüm döşeğinde bırakacaklar ya da diğer hasta tutsaklar gibi cezaevinde ölecek” dedi. İtalya’da aynı zamanda Mülteci Hakları ile ilgili kurumlarda ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarında çalışan ve abisinin durumunu daha yakından takip etmek için Türkiye’ye dönen Asiye Kaçar, oradaki deneyimlerinden yola çıkarak artık hasta tutsakların sesinin duyulması için imza kampanyalarından, basın açıklamalarından değişik bir yönteme başvurmak gerektiğinin altını çizdi. Hasta tutsaklar durumuna ilişkin TTB, barolar, İHD, TİHV, ÇHD gibi sivil toplum kuruluşlarının içinde yer aldığı bir kriz masası kurulması gerektiğini vurgulayan Kaçar, hasta tutsakların ancak oradan oluşacak beyin fırtınası ve aktif çalışma sonucunda serbest bırakılabileceğini söyledi.

Kaynak: www.ajansafirat.net