Sevgili Adil, kartını alır almaz annelere yazdım ama ne yaptılar bilmiyorum. Adresini de verdim, iç posta ile ulaşabileceğim analara senin çalışmanı anlattım. Yazıp yazmadıklarını bilmiyorum. Buraya Batman, Diyarbakır'dan gelen anaların bir ikisi tahliye oldu. KESK'li anneler ve sürgün gelen anneler kalmıştı. Onlar çok zorlanıyorlar, dil sorunu yaşıyorlar. Ziyarete gelen giden olmuyor. Burası uzak, maddi manevi yoruyor onları. İyi olan arkadaşlar ilgilenmeye çalışıyor, boş bırakmıyorlar. Bir de perhiz dönemiydi senin kartlarının geldiği süreç, o nedenle yürekleri çok duygu doluydu. Adil, anne olmak ne demektir, nasıl kaygılar taşır insan geçmişe nazaran, daha iyi anladım. Kütüphane arkadaşım Meryem Soylu 'Yade Meryem' Türkçe'yi burda öğreniyor. O Kürkçe konuşuyor, ben Türkçe! Perhiz döneminde üçüncü çocuğunu yitirdi; kızı Zarife soylu Dersim'de şehit düştü. İki oğlu bir de kızı... Ana nasıldı biliyor musun, kendini frenlemeye çalışan, göz yaşlarını içine akıtan bir ceylan misali dolu doluydu gözleri. Arkadaş dedi ki söylemeyelim. Ziyarete ailesi, eşi gelirse kendisi söylesin, ana bu durumu kaldıramaz. Hayatımda en zorlandığım günlerdi diyebilirim. Meğer bir anaya yalan söylemek ne zormuş, kütüphanede hemen selamlaşıp yanından kaçtım. Ta ki ana gazeteden gerçeği öğrenene kadar. Ana ağırlaştı, hastaneye kaldırıldı. Günlerce ağladı, şimdi acısıyla yaşamaya alıştı. Arkadaşlar iyi baktı ona. Sakine hevalin kaybını duyunca kendini tamamen toparladı. ''Kürt kadınını baş tacı yaptı, Heval Sakine.'' diyor. Ağır kayıplar ona sadece kendi acısına ağlamanın doğru olmadığını gösterdi sanırım.
Benim elimde Rojava'daki çocuklara adamayı düşündüğüm çocuk romanı var. Sonlara geldim, artık hiç mektup almayınca bir iki mektup arası vereyim dedim. Bittiğinde sizinle paylaşmayı düşünüyorum. Eleştirilerinize, tavsiyelerinize ihtiyacım var. Sonuçta ilk denemem. Çocuk masalları yazdım, beğenilirse basım için yayın evi arıyorum. Bu işleri çok bildiğim de (basım) söylenemez. Ailemin maddi durumu iyi olsaydı onlardan talep edecektim, şimdilik bu zor. Ben yine de yazıyorum. Öykülerim de var, 15 kadın öyküsünü gönderdim, çocuk masalı yolladım. Çocuk kitabının çok pahalıya basılacağını söylediler. Bense yazmaya devam ediyorum. Yazdığım masalları burada arkadaşlara yollayacağım.
Kürtçe 'ye çevirecekler, hatta Arapça bilen arkadaşımdan da Arapça'ya çevirmesi konusunda ricada bulunacağım, bakalım. Siz bu konularda (çocuk kitaplarının Kürtçe- Türkçe basımı) yardımcı olabilir misiniz? Maddi sorunlar dışarda aldı başını gidiyor, özgürlüğü bilmesem de anlıyorum. O da olmazsa beni kırmayıp yazılarımı inceleyip eleştirmeniz bile beni sevindirir! Eğer çalışmalarınızı aksatmayacaksa bana kartla bildirin, ben size öyle yollayayım. Sizin de meşguliyetleriniz var sonuçta.
Basından takip etmişsinizdir, bizim dosya onaylandı. Bütün arkadaşlarıma ağırlaştırılmış müebbet verildi. Bana normal müebbet. Bir arkadaşa üst düzeyden üyelik. Üstelik hakim daha fazla ceza alsaydı daha fazlasını verirdim açıklaması yapmış! Nedense hiç şaşırmadık. 12 Eylül'de babamlar yatıyordu, en azından bir mantığı vardı mantıksızlıklarının. Şimdi normal müebbete seviniyoruz. Cezalar o kadar üst perdeden veriliyor ki! Ne Allah duyuyor sesimizi ne de paketler çözüyor :)) Bu paket işi ciddi bir politikanın parçası; algıda yanılma, psikolojik olarak şartlanma,beklentiye sokma. Yoksa bu kadar saldırı arasında, paketler boş çıkarma! Tam Türk egemenlerinin zeka ürünü, dünyanın hiçbir yerinde dakika başı paket duyurusu da yok.
Benim çenem düştü. En iyisi sizlere veda edeyim.
Adil, Tülin özlemle kucaklıyorum sizleri. Hücre arkadaşlarım Evrim, Resmiye ve Deniz'in selamlarını yolluyorum. Öykü,canım sımsıkı sarıyorum seni. Geç. Yazdığım için tekrar özür diliyorum. Yazdığında fotoğraflarını da yolla. Sana yazdığım masalı yolluyorum. Derslerinde başarılar.
Papatya zamanında görüşmek dileğiyle.
Serkeftin.
Not: Resimlerim çok renkli değil biliyorum. Bu boyalardan başka boyam yoktu, ondan mavi, yeşil, kırmızı.
Sincan Kadın Hapishanesi
ZELİHA
- 8 gösterim