Tutuklu aileleri sevklere tepkili

Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nden Bünyan Cezaevi Kampüsü’ne sevk edilen tutukluların aileleri, kendilerini ve tutuklu olan yakınlarını maddi ve manevi olarak yıpratan sevklere tepkili.

Siyasi nedenlerle Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan 15 kadın, 8 Kasım günü buradan Kayseri’deki Bünyan Cezaevi Kampüsü’ne sevk edildi. Sevk işlemleri öncesinde ne tutuklular Leyla Baran, Sibel Aslantaş, Hasret Er, Hacer Yıldız, Merge Polat, Cihan Türk, Ruken Gündüz, Hülya Ancı, Bermal Solak, Ece Gökdağ, Girin Kınay, Hacer Kara, Kadriye İlbaş, Şilan Okut ve Emine Özer'e ne de ailelerine cezaevi idaresince hiçbir bilgi verilmedi.

Aileler, yakınlarının sürgün edildiğini ancak sevk edildikten sonra öğrenebildi. Hem kendilerini hem de yakınlarını yıpratan bu sevklere tepki gösteren aileler, yakınlarının durumundan da endişeli. 

‘ŞİMDİ NASIL KIZIMIN YANINA GİDECEĞİM?’ 

Sevk edilen kadınlardan Ruken Gündüz’ün annesi Melahat Gündüz, kızıyla yaptığı telefon görüşmesinde Kayseri’ye sevk edildiğini öğrendiğini paylaştı. Anne Gündüz, “Ruken beni başka bir şehrin telefon koduyla arayınca fark ettim. Sorduğumda ise, apar topar götürüldüklerini söyledi. Telefonda sesi çok yorgun geliyordu. Üç yıldır Bakırköy’deydi, çok şaşırdık. Şimdi nasıl gidip geleceğim? Çok uzaklaştı benden, onu nasıl göreceğim bir daha. Burada iken, her hafta gidebiliyordum yanına. Kayseri’de tanıdığım kimse de yok. Maddi olarak da durumum  yok, kirada oturuyorum. Babası ise kalp hastası, çalışamıyor. Şimdi ne yapacağız bilmiyorum. Bu durum bizi ve çocuğumuzu yıpratıyor” diye konuştu.

‘MÜCADELEDEN UZAK TUTMAK İSTEDİLER’

Baba Mustafa Gündüz ise, kızı Ruken'in cezaevindeki kötü koşullarına karşı mücadele ettiği için sevk edildiği düşüncesinde.  Son dönemlerde kızına ve diğer tutuklulara uygulanan psikolojik baskı ve şiddetin arttığını ifade eden baba Gündüz, şunları söyledi: “Sürgünün gerekçesini söylemiyorlar, fakat kızım ve arkadaşları artan şiddet ve baskıya karşı çok direndi. İdare tarafından dayatılan ayakta sayımı kabul etmediler. Görüşe gittiğimizde bir fotoğraf bile çekemiyorlardı. İzin verdiklerinde bir lütuf gibi görüyorlardı. Görüş saatlerimizi devamlı olarak kısalttılar. Tüm bunlara karşı çıkanların direncini kırmak için sürgünlerin gerçekleştiğini düşünüyorum”. 

Aileler olarak bu meselenin üzerinde duracaklarını belirten baba, “İstanbul’da ikamet ediyoruz. Çocuğumuzu her görüş gününde gidip görebilme hakkımız varken Kayseri’ye kadar götürüp, uzaklaştırmalarını kabul etmiyoruz" diye konuştu.

‘GİDİŞ GELİŞLER BİZİ ZORLAYACAK’

Sevki gerçekleşen kadınlardan Leyla Baran kardeşi Gülistan Baran da, cezaevindeki baskılara karşı çıktıklerı için ablasının arkadaşları ile birlikte sürgün edildiği görüşünde. Ablasının 1,5 yıl önce de yine habersiz şekilde İzmir’den İstanbul’a sevk edildiğini paylaşan Baran, "Bakırköy bize yakındı. Her hafta aileden biri gidiyordu. Ama bu kez Kayseri’ye sürgün edildi. Gidiş gelişlerimiz maddi olarak bizi çok zorlayacak” dedi.

 

MA / Melike Ceyhan