Tutsaklara işkence... Ziyaretçilere Tekmil Dayatması

Önce tekmil, sonra görüşme!

12.10.2018 

Mahkûmlara ‘askeri tekmil’ zorunluluğu getiren cezaevleri yönetimi, şimdi de ailelerinin telefonla konuşmadan önce tekmil vermesini istiyor. Tekmil verilmezse telefon kapatılıyor

Önce tekmil, sonra görüşme!

Cezaevlerinde yaygınlaşan ‘sıkıyönetim’ uygulamaları ve işkence iddiaları TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na taşındı. Bolu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulan Emrah Yayla isimli mahkûmun annesi Zeynep Yayla, İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na başvurarak mahkûmların cezaevlerinde yaşadığı sorunlara çözüm bulunmasını istedi.

Mahkûmların çıplak bir şekilde süngerli oda denilen bölümlere atıldığını, darp edildiğini, hücre ve iletişim yasağı cezaları aldığını ifade eden anne Zeynep Yayla, komisyona sunduğu dilekçesinde, “3 Eylül günü oğlum Emrah Yayla’nın koğuş arkadaşı Deniz Şah, telefon görüşmesine çıktığı zaman görüşmesini yapamamış, yerlerde sürüklenerek hücresine geri götürülmüştür. Oğlum Emrah Yayla da arkadaşının daha fazla zarar görmesini engellemeye çalışırken saldırıya uğramıştır. Ters kelepçe takılarak süngerli hücreye konmuş ve kendisine su dahi verilmemiştir” dedi. 



Ailelere ‘tekmil’ zorunluluğu

Zeynep Yayla, TBMM’ye sunduğu dilekçesinde, mahkûmlardan sonra ailelere de ‘tekmil’ zorunluluğu getirilmesinden yakındı. Buna göre, cezaevi yönetimi telefon görüşmesi yapmak isteyen ailelerden mahkûmlar gibi adını, soyadını ve nüfusa kayıtlı olduğu yeri yüksek sesle söylemesini istedi. İletişim hakkı kapsamında kullanılan haftalık 10 dakikalık telefonla görüşme hakkı için iki tarafın da tekmil getirmesini isteyen yönetim, eğer bu yapılmazsa konuşmayı sonlandırıyor.



Oğluyla yaptığı telefon görüşmelerinin iki ile beş saniye arasında sürdüğünü anlatan Yayla, şu ifadelere yer verdi: “Telefon görüşmesi yapmam engelleniyor. Gerekçe olarak oğlumun ve benim telefonları açtığımızda ‘tekmil’ vermememiz gösterilmektedir. Oğlumun can güvenliğinden endişe etmekteyim. Hapishane idaresi oğlumun en doğal demokratik tepkisine dahi saldırıyla karşılık vermekte, düşmanca davranmaktadır. Oğlumun başına gelecek her şeyden hapishane idaresi ve görevli personel sorumludur.”