Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Cildiye bölümüne hasta olan müvekkilinin doktorla yaşadığı sorun nedeniyle hastaneye giden Av. Muhammet Serdar Özer, hastane karakolundaki komiserin kendisine silah çekmek istediğini ve "Avukat olmanız burada sökmez, avukatların artık herhangi bir hükmü kalmadı" diye tehdit ettiğini söyledi.
Diyarbakır'da bulunan Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Cildiye bölümünde tedavi olan bir müvekkilinin yaşadığı hakaret ve darp olayı üzerine hastaneye giden Avukat Muhammet Serdar Özer, polisin hakaretine maruz kaldı. Önceki gün hasta ile doktor arasında çıkan tartışma adli vakaya dönüştü. Doktorun, müvekkilini muayene etmeden ilaç yazdığını ve bunun üzerine de doktor ile müvekkili arasında tartışma çıktığını belirten Özer, müvekkiliyle görüşmek için gittiği hastane içerisindeki polis bürosundaki görevlinin hakaretine maruz kaldığını söyledi. Özer, kendisine hakaret eden polisin ise müvekkilini darp eden doktorun babası olduğunu dile getirdi.
‘MUAYENE ETMEDEN İLAÇ YAZDI’
Müvekkilinin böbrek hastası olduğunu ve yeteri kadar muayene edilmediğinden kaynaklı da doktora itiraz ettiğini söyleyen Özer, doktorun müvekkiline "işinize gelirse" sözüyle müvekkilini azarladığını kaydederek, şunları söyledi: “Müvekkilim de böyle bir sağlık hizmetini kabul etmeyeceğini söylemesi üzerine tartışma büyüyor. Araya giren başka bir doktorun 'gelin ben sizi muayene edeyim' demesiyle birlikte, derdini ona anlatmaya çalışmış, o da aynı tavrı sergileyince müvekkilime diğer sağlık sorunların olduğunu söylüyor. Bu arada ilk tartıştığı doktor, orada müvekkilime hakaret etmeye devam ediyor. Müvekkilim de hakkını arayarak şikayet edeceğini söyleyince doktor artık tahammül edemeyeceği düzeyde hakaretlerde bulunur. Güvenlikçiler gelir araya girer, o esnada cildiye uzmanı doktor, eline bir sopa almak suretiyle müvekkilimin başına sırtına bir kaç kere üst üste darbelerle vurur. Müvekkilim de kendini korumaya çalışıyor. Bu koruma esnasına bizim daha sonradan öğrendiğim doktorunda ağzından ve dişinden yaralandığı bahisle kendisi de şikayetçi olmuştur” dedi.
‘BEYLİK TABANCASINI ÇEKTİ HAKARET ETTİ’
Durumu öğrenmek için hastanenin polis odasına gittiğini ve daha müvekkiliyle konuyu konuşamadan içeriye bir polis memurunun girdiğini aktaran Özer, “Polis memuru içeri girmesiyle birlikte beni dışarı çıkarmak istedi ve hakaretlerde bulundu. Bana ve müvekkilime hakaretlerde bulundu. Beni zorla dışarıya çıkarmaya çalıştı. Ben de müvekkilimin yanından ayrılamayacağımı, her aşamada müvekkilimin yanına olabileceğimi ısrarla söyledim. Bu aşamada belindeki beylik tabancasına uzanarak silah çekmeye çalıştı. Diğer polisler buna izin vermedi. Israrla benim çıkmamı istedi. Polisin bunu yapmasındaki temel maksat şuydu. Benim yanımda müvekkilimi darp edemeyeceğinden dolayı beni polis odasından çıkarıp aslında ailemden olan müvekkilimi, darp etmek gibi niyeti vardı. Beni ısrarla dışarı çıkarmasındaki sebep buydu. Ama buna izin vermedim. Ben izin vermeyince de daha çok sinirlendi. Olay, diğer doktorların ve polislerin yatıştırıp uzlaştırabileceği bir olayken polis memuru buna izin vermedi” diye konuştu.
‘SENİN AVUKATLIĞIN BURADA SÖKMEZ'
Söz konusu polisinin müvekkilinin tartışmış olduğu doktorun babası olduğunu ve Dicle Üniversitesi'nde bulunan karakolda komiser olduğunu ifade eden Özer, “Yani gayet hasımane bir şekilde kamu ve devletin gücünü, kendi şahsi ve bireysel kini ve nefreti doğrultumsuda kullanmak şeklinde benim müvekkilimin orada darp etmek tarzına girdi. Bana müdahalede bulunan polis, ‘Sizin avukat olmanız burada sökmez, avukatların artık herhangi bir hükmü kalmadı, avukat olsanız ne yazar’ gibi sözlerle mesleğime yönelik tehdit ve aşağılanmalarda bulundu. Oysa, yasal mevzuatta bir avukatın kendi mesleğini icra etmesinin engellenmesiyle, bir savcı yada hakimin mesleğinin icra etmesinin engellenmesinin aynı mevzuata değerlendirilmiştir. Ama bunu her şekilde hiçe sayarak orada tehdit ve hakaretlerine devam etti. Oradaki diğer polis memurları araya girmemiş olsa muhtemelen beni de müvekkilimi de darp edecekti. Diğer polis ve doktorların araya girmesiyle saldırıdan kurtulduk” ifadelerini kullandı.
‘MÜVEKİLİMİ KORUYACAKLARI KİŞİ KENDİ KOMİSERLERİ’
Kendisinin ve müvekkilinin gerekli sağlık raporlarını aldıklarını dile getiren Özer, "Olay şimdilik soruşturma aşamasında bu sebepten biz üniversite ve valiliğe hem doktor hem de babası polis komiserini ilgili yerlere şikayet ettik. Haklarımız sonuna kadar savunacağız" dedi.
'BAŞVURUMUZU YAPTIK'
Her yurttaşın yeterli sağlık hizmeti alamadığını sağlık çalışanlarının da yoğun bir iş yükü altında çalıştıklarını hatırlatan Özer, yaşanan olayın da bu durumun bir sonucu olduğunu söyledi. Yaşan olayın tamamen sistemden kaynaklandığına dikkat çeken Özer,"Ne sağlık çalışanlarını nede hastaları, beli bir kefeye koyma durumunda değiliz, her iki tarafında haklı ve haksız oldukları yönleriyle birlikte böylesi bir sonunun ortaya çıkması sistemin ta kendisiyle alakalıdır. Şahıslarla ya da doktorlarla alakalı değildir. Avukat olarak önce kedimizin haklarını sonra vatandaşlarımızın haklarını sonuna kadar kullanmaktan geri durmayacağız biz ilgili yerlere başvurumuzu yaptık hukuk neyi gerektiriyorsa o doğrultuda hareket edeceğiz” diye konuştu.
Kaynak: Mezopotamya ajansı
- 30 gösterim