ONYEDİ YILLIK TUTSAK YAZDI: " Nefes almaya devam ettikçe, yaşam nedenlerimize sımsıkı sarılmaktan başka seçeneğimiz yok."

“Ankara DAL’ın marifetiyle 1981’de su toplayan sağ akciğerimden 82’de üç kilo su almışlardı; o sıra ölüm sınırından dönmüştüm. Neyse ki annemin balı ve sütü çok hızlı  toparlanmamı sağlamıştı. O akciğer, dağların en zor koşullarında yedi yıl taşıdı beni; sonra yedi yıl da şehirlerde, on yedi yıldır da zindanda taşıyor; virüse karşı gardını almış bekliyor, gayet cesur da…”

RESUL SARIGÜL

2 No'lu F tipi Cezaevi. İzmit-Kocaeli

***

09.08.2020

Sevgili Sibel, Sevgili Temel;

Merhaba!

23 Haziranda postaya verdiğiniz kartınızı, 07 Ağustosta almış oluyorum. Bir buçuk ayda iyi gelmiş; onca yolu yürüye yürüye; üstelik bu korona günlerinde virüsten gizlene gizlene gelip buraya varabilmesi bir mucize olsa gerek. Memleketini halini ahvalini anlatmak için başka örneğe ne gerek var.    

İyi olmanıza sevindim. Bir tatil kırsalına, tenha bir yere çekilip, en azından yazı o şekilde atlatabileceğinizi düşünerek iyimser hikayelerimi biriktirmeye çalışıyordum. Dünya kapitaline hükmeden sistemler allak bullak; yine ceremesini asıl olarak yoksul, ezilen yığınlar çekecek. Bu gidişle geriye, lanet yağdırılan Kuzey Kore ile biraz da Küba kalacak. Siz yine de dikkatli olun; hiç şakaya gelir yanı yok ve nerden nasıl bulaşacağını ayrıştırabilmek de olanaklı olmuyor. Kapalı ve çoklu ortamlardaki hareketten uzak durmaya çalışın.

Cezaevlerinde durumu o kadar kritik ve zor olan arkadaşlar var ki;  Sürekli onlara, aman dikkat edin, diyip duruyorum; ama yapabilecekleri pek fazla bir şey yok. Abdullah Kalay arkadaşın kalbi %30 çalışıyor; virüs dokunsa bile gidecek. Hamza Bulut kronik zatüreden dolayı zaten habire hastanelik oluyor. Kiminin bağışıklık sistemi çok kötü, kiminin alerjik sorunları, mide bağırsak sorunları var.

Ben oldukça iyi sayılırım. 56 yaşı bitiriyor olmama rağmen, geçen yıl bu ay, safra kesesindeki 7 mm.lik taşı aldırmak için yaptırdığım kan testleri çok iyi çıkmıştı. Taşı ve safrayı aldırmaktan da vazgeçirdi sevinç beni. Şimdilik bir sorun yaratmıyor.

Ankara DAL’ın marifetiyle 1981’de su toplayan sağ akciğerimden 82’de üç kilo su almışlardı; o sıra ölüm sınırından dönmüştüm. Neyse ki annemin balı ve sütü çok hızlı  toparlanmamı sağlamıştı. O akciğer, dağların en zor koşullarında yedi yıl taşıdı beni; sonra yedi yıl da şehirlerde, on yedi yıldır da zindanda taşıyor; virüse karşı gardını almış bekliyor, gayet cesur da…

(...)

İşte böyle sevgili Sibel, sevgili Temel. Anlayacağınız hayat olabildiğince sorunlu da olsa, devam ediyor. Nefes almaya devam ettikçe, yaşam nedenlerimize sımsıkı sarılmaktan başka seçeneğimiz yok. Sizin uğraşlarınız da ağırlıklı evde devam etmek zorunda. Bizim gibi hapislik günler yaşıyorsunuz; kendinize dikkat edin lütfen. Biz kısmen yalıtığız ve yapabileceğimiz fazla bir şey yok; üstelik bir buçuk yıldır şizofrenik bir arkadaşla kalıyorum. O, sabahtan akşama kadar “arkadaşlarıyla” yoğun müzakereler halinde. Arkadaşlar bazen kimle kalıyorsun, diye sorduklarında “ben Özgür, bir de Özgürün arkadaşları” diyorum.

İkinizi de en içten duygularla sımsıkı kucaklıyor, öpüyorum. Sevgi ve saygılarımla.

RESUL SARIGÜL

En sevdiğim kartlardan birini göndermişsiniz. Çarli ve çocuk. Onu saklayacağım, gözümün önünde :)