Hapishanelerden sürekli “hak ihlali” ifadesinin masum kalacağı fiziki ve psikolojik işkence haberleri alıyoruz. Mahpus mektuplarıyla da bu haberleri alıyoruz, mahpus ailelerinin başvurularıyla da. Mahpus ailelerinin başvurularında nesnel duruma göre “abartılı” görünebilecek ifade ve aktarımlar olabiliyor.
Öncelikle şunu belirtelim. Hapishanelerde politik mahpuslara yönelik saldırılar o kadar çoğaldı ve şiddetlendi ki, bir hapishane de bir mahpusa yönelik saldırı tek başına, duyarlı insanlar olarak bizleri pek fazla etkilemeyebileceği duruma geldi. Örneğin telefon görüşünde “tekmil” dayatması. Bir mahpus yakını için “tekmil” dayatmasından kaynaklı çocuğu, dostu, yâriyle konuşamaması çok ama çok önemli bir durum. Hele ki mahpus sürgünleri sonrasında görüşüne pek fazla gidemeyeceği mahpusla telefonda olsun hasret gidermek çok önemli. Mahpus yakınıyla telefonda görüşememek onun için neredeyse yaşamsal bir önemde. Bir ana çocuğuyla telefon hakkı gasp edildiğinde böyle hissediyor ve basına iletirken, başvuru yaparken bu duygularla anlatıyor. Abartmıyor, sadece yüreğinden gelenleri söylüyor.
Ne var ki bu saldırı o kadar yaygın ki, bir ananın çocuğuyla hasret giderememesi, neredeyse olağanlaştı. Üçüncü kişiler için olağanlaştı, ama o ana için olağan değil. O ana hapishanedeki canının sesini duyamamış.
Katletme saldırılarının olduğu koşullarda telefon hakkının gaspı nesnel olarak küçük bir ayrıntı gibi duruyor. Nesnel olarak –bunu söylemek acı ama gerçeklik böyle- küçük bir ayrıntı. Ama mahpus yakını için böyle değil. En azından bu yazıyı okuyacak kadar duyarlıysak biz de küçük bir ayrıntı olarak görüp önemsizleştirmemeliyiz. Komisyonumuz böyle görmüyor. Ama toplam içinde bu saldırı, sadece toplam saldırılardan biri olarak sıralanacak durumda.
Bazen mahpus yakını hapishane de olanı bire iki katarak aktarıyor. Yaklaşık bir buçuk ay önce Silivri hapishanesinde tek tip elbise dayatması sonra politik mahpuslara saldırı haberi çıktı. Ertesi gün bu haber tekzip edildi. Saldırı olmuş ama tek tip elbise dayatmasından kaynaklı değil.
Birincisi mahpus yakınları içerdeki durumu yanlış anlamış, ya da yorumlamışlardır. Ama ikinci olarak kötü niyetli düşünerek mahpus yakınının (kendilerinden özür dileyerek sadece örneklemek için bu ifadeyi kullandığımızı belirtelim) “yalan” söylediğini varsayalım. Niye böyle bir şey yapar mahpus yakını?
Çünkü sadece saldırı oldu dediğinde belki de duyulmayabilirdi. Ya da deyim yerindeyse arada kaynayabilirdi. Ama tek tip elbise dayatması sonrası saldırı oldu deyince herkes duydu. Bu durumda kesinlikle böyle yaptıklarını düşünmüyoruz örneklemeye devam olarak söylüyoruz, mahpus yakını “yalan” söylediyse asıl nedeni saldırılar karşısında genelde olan sessizliktir.
Buradan hareketle diyoruz ki, mahpus yakınları içeride tutulan yakınlarının yaşadığı hak ihlallerini anlatırken, aktarırken ve yardım talep ederken durumu abartsa bile bunun anlayışla karşılanması ve önemsenmesi gerektiğine inanıyoruz.
Ve en önemlisi sessiz kalmamalıyız. (26.03.2018)
Kaynak: İHD İst.Şb.Hapishane Komisyonu
- 6 gösterim