Kırmızı valizi hep toplu durmalı insanın!

Can Dündar çok uzun zaman önce yazdığı bir şiirinde şöyle diyordu: "Bavulları hep toplu durmalı insanın.İhanetlere, terkedilmelere, bir başına bırakılmalara hazırlıklı olmalı. Haklılığın onuru yaşatır insanı. Susmanın utancı öldürür. O yüzden en sessiz gecelerde 'doğruydu, yaptım'la teselli bulmalı insan. Hep başını alıp gidebilecek kadar cesur ama hep kalıp savaşacakmış kadar gözüpek olabilmeli..."

O, tüm bu dizeleri yazarken aslında herşeyin farkındaydı. Bildiği yolda ilerledi ve emin olduğu doğruları cesurca anlatarak, haklılığının onuruyla yaşadı. Sussaydı, susmanın utancından ölecekti. Halka doğruları anlatarak gözüpek olabildi.

Hayatını bilinmeyen, saklı kalmış, herkesten gizlenmeye çalışan fakat bilinmesi gereken olaylara adadı. Eğitimli, birikimli ve insan sevgisiyle doluydu.

Hep doğruyu yaptımla teselli bulan Can Dündar 29 Mayıs 2015 tarihinde Cumhuriyet'te Suriye'ye gönderilen MİT Tır'ları ile ilgili "işte Erdoğan'ın yok dediği silahlar" başlığıyla manşetten haber duyurdu. Ardından bu haberlere yayın yasağı getirildi. Bazılarının çok zoruna gitmiş olacak ki bir kaç gün sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan "bu haberi yapan kişi bunun bedelini ağır ödeyecek öyle bırakmam onu" demişti.

Nitekim bırakmadı. Gerçekleri söyleyen Can Dündar ve gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül 26 Kasım 2015 tarihinde birlikte tutuklandı.

Özgürlüğe, düşüncelere gazla, tomayla, plastik mermiyle müdahale eden iktidar, yandaş medyaya ödüller yağdırmaya devam ediyor ve gazetecilik, insanlık bugün baskıyla, tehditle, sansürle, tutuklamalarla en karanlık günlerini yaşıyor Türkiye'de..

Son 10 yılda rakamlarla Türkiye;

300'e yakın gazeteci cezaevine girip çıktı. 10 binlerce dava açıldı. Gazeteciler terörist olarak damgalandı. 2014 yılında 700 gazeteci işten çıkarıldı.

Öyle ki Türkiye, doğruları söylediği için hazmedemeyip tutukladığı gazetecilerle ilk sıralardaki yerini istikrarlı bir şekilde koruyor.

Can Dündar hapishaneden gönderdiği son mektubunda ise "görevliler cüzdanıma el koyarken içindeki aile fotoğraflarını yolluyorlar arkamdan. BİR DE SEVDİĞİM KIRMIZI VALİZİMİ... Bir süre yoldaşım onlar olacak" diyordu. Oysa ki Can'ın valizi hep topluydu. Kırmızı valizi hep hazırdı. Haklıydı. Kırmızı valizi hep toplu durmalı insanın...

(Not : Can Dündar Cumhuriyet'te 'Acemi Casus' adlı son köşe yazısında; Hoş mektup tele takılmayıp gazeteye ulaşsada el yazım pek kötü olduğu için talimatımı okuyamayacaklardı muhtemelen.İlk yolladığım mektupta,' sevdiğim kırmızı kalemimi yolladılar'diye yazmıştım.Gazetede 'kırmızı valizim'diye çıktı.O günden beri 'şifreli mesaj' verdiğim zannıyla odamda kırmızı valiz aranıyor' dedi.Bende manidar olacağını düşündüğüm için valiz kelimesini değiştirmiyorum.Kırmızı valizi aramaya devam etsinler)



Fotoğraf : Sultan Güner

Kaynak:  Red Fotoğraf