Kadınların sorunları cezaevlerinde de aynı

CİSST, cezaevlerinde tutulan kadın tutsakların yaşadığı sorun, hak ihlalleri ve toplumsal cinsiyet rollerinin cezaevlerine yansımasını ‘Türkiye’de Kadın Mahpus Olmak’ adlı kitapta derledi. CİSST üyesi Av. Ezgi Duman, toplumda kadına biçilen rollerin cezaevlerine de aynı şekilde yansıtıldığını ifade etti

İSTANBUL / DİHA - Ceza İnfaz Sivil Toplum Derneği’nin (CİSST) alt yapısı olarak çalışmalar yürüten Türkiye Hapishaneler Çalışma Merkezi, Kürdistan ve Türkiye cezaevlerinde tutulan kadın tutsakların yaşadığı sorunları anlatan “Türkiye’de Kadın Mahpus Olmak” adıyla bir kitap yayımladı. Kitap, cezaevlerinin cinsiyet rollerinin belirleyiciliğinden nasibini aldığı ve çocukları ile cezaevinde kalmak zorunda olan kadın tutsakların yaşadığı sorunlara ve hapsedilmenin etkilerine değinilen çalışmaları kapsıyor. CİSST üyesi Avukat Ezgi Duman, Türkiye’de kadın tutsaklarla ilgili çalışma yürüten örgüt ve sivil toplum kuruluşunun pek olmadığını ve bu anlamda var olan boşluğu doldurma adına çalışmalar yürüttüklerini söyledi. Kadın tutsakların hem kadın olmaktan hem de cezaevlerinde olmaktan kaynaklı sorunlar yaşadığını belirten Duman, Türkiye’de kalan kadın mahpus sayısının gittikçe arttığını ve Ceza Tevkif Evi Genel Müdürlüğü’nün sitesinde 3 Mart 2016’da yayınlanan kadın mahpus sayısının 6 bin 788 olduğu bilgisini verdi.

Kadınların sorunları iki kat fazla

Türkiye’de 0-6 yaş grubu çocukların cezaevinde olan anneleri ile birlikte hapsedildiklerine değinen Duman, o yaş aralığındaki çocukların dışarıda kalmasının da bir mağduriyet yarattığını aktardı. 21 Mayıs 2015 tarihi itibari ile 0-6 yaş grubu 510 çocuğun anneleri ile birlikte cezaevinde kaldığını dile getiren Duman, böylesi bir tabloda tutuklu kadınların sorunlarının iki kat arttığını aktardı.

Ataerkil tahakküm net görülüyor

Kadın olmaktan kaynaklı toplumsal cinsiyet rolünün cezaevlerine nasıl yansıdığı konusuna değinen Duman, “Ataerkil tahakküm dediğimiz şey hapishanede de çok daha net bir biçimde kendini gösterebiliyor. Hapishaneye giren kadınların çok büyük bir kısmı hapishaneye girmeden önce de erkek şiddetine uğramış. Hapishaneye girdikten sonra o şiddet sarmalı devam edebiliyor” dedi. Kadın tutsakların cezaevinde eril şiddete maruz kalıp kalmadığı konusunda Adalet Bakanlığı’na başvuru yaptıklarını fakat yanıt alamadıklarının altını çizen Duman, çıplak aramayı kabul etmeyen kadınların da fiziksel şiddete maruz kaldığını söyledi.

Cinsiyetçi istihdam anlayışı var

Türkiye’deki hapishanelerin gittikçe bir iş atölyesi ve şirketleşmeye doğru gittiğini söyleyen Duman, tutuklu kadınların bir kısmının da bu iş imkanlarına dahil olduklarını dile getirdi. Kadın tutsaklar açısından çalışmak ve para kazanmanın önemli olduğunu kaydeden Duman, şunları aktardı: “Hapishanede neredeyse hiçbir gelirleri yok. Zaten dışarıdaki kadınların istihdam oranı belli. O yüzden kadınların çalışması önemli ama ne yazık ki hapishanelerde cinsiyetçi bir iş bölümü ve cinsiyetçi istihdam anlayışı var. Çalışma koşulları çok kötü.” Duman, kadın cezaevlerinin yetersizliğinden ve kadın tutsak sayısının artmasından dolayı erkeklerle aynı cezaevinde tutulan kadın tutsakların yaşadığı sorunların da olduğunu ifade etti.

Ortak çalışma yürütüyoruz

Duman, cezaevlerinde tutulan kadınların taleplerini daha görünür kılmak ve temel ihtiyaçlarının karşılanması için kadın ve insan hakları örgütleri ile ortak bir çalışma yürüttüklerini dile getirerek, Eylül ayında başlatacakları “Cezaevlerinde kadın pedi ücretsiz olsun” kampanyasına ilişkin de katılım  çağrısında bulundu.

Kaynak: Dicle Haber Ajansı, www.diclehaber.com.tr