ANKARA- İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Hapishane Komisyonu, hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine ilişkin rapor yayınladı.
Türkiye hapishanelerinin her zaman şiddetin uygulandığı, insanlık dışı işkencelerin yapıldığı, yerler olduğunu, tutsakların yaşam hakkının engellendiğini belirten İHD, AKP hükümetinin iktidara geldiği günlerde hapishanelerde bulunan tutuklu sayısının 50 binlerde seyrettiğini, bugün ise bu sayının 180 binleri bulduğunu kaydetti.
İHD verilerine göre, Türkiye'de tutuklu sayısı 2000 tarihinden bu yana yüzde 200 arttı. 2000'li yıllarda 49 bin 512 olan tutsak sayısı, 30 Kasım 2015 itibariyle 176.116 kişiye yükseldi. İHD, Türkiye'de cezalara uygulanan infaz rejiminin insani olmayıp, F tipi hapishanelere geçişle birlikte tecrit sisteminin etkisi ile tutuklu ve hükümlüleri adeta çürütmeye terk eden bir yapı olduğunu belirtti.
'HAPİSHANELERDE HAK İHLALLERİ YAŞANIYOR'
İHD Adalet Bakanlığı'nın açıklamalarına göre, 6 Temmuz 2015 tarihi itibariyle 294 kapalı ceza infaz kurumu, 55 müstakil açık ceza infaz kurumu, 2 çocuk eğitimevi, 5 kadın kapalı, 1 kadın açık, 3 çocuk kapalı ceza infaz kurumu olmak üzere toplam 360 ceza infaz kurumu bulunmakta olup, bu kurumların kapasitesi 167.620 kişilik olduğunu belirtti. İHD, "Yine Adalet Bakanlığı'nın mevcut kapasitenin 176.116 söylediğine dikkatle şu anda hapishanelerde 8.49 kişinin yatacak ranzası bulunmamaktadır. Biz bu rakamın gerçekçi bir rakam olmadığının farkındayız. Derneğimize gelen başvurular bu sayının çok üstündedir" dedi.
Türkiye hapishanelerinde yaşanan ana sorunlar hakkında bilgi veren İHD, "2015 yılı Türkiye hapishanelerinden genel hak ihlallerine dönük binlerce başvuru derneğimize ulaşmıştır. Adalet Bakanlığı'nın çok övünerek bahsettiği 2014 yılı sonlarında açılan bir hapishane olan Osmaniye T tipi Hapishanesi'nden aldığımız 63 imzalı bir başvuru aslında genel hapishanelerdeki vahşetin boyutunu göstermektedir" dedi.
Osmaniye 1 No'lu T Tipi Hapishanesi'ndeki tutuklulardan gelen mektupları aktaran İHD, hapishaneye yeni gelenlere çıplak arama işkencesi, tutuklulara fiziksel şiddet ve baskılara karşı yapılan başvurulara engel olma, siyasi tutsaklara "pişmanlık dayatması", yaralanan tutsakların revire ve hastaneye götürülmediği, kelepçeli muayene edildiği, mevcut hapishane kapasitesinin iki katı kadar tutuklu ve hükümlü olduğunu, tutsakların yerde, merdiven altlarında, ranza diplerinde yattığını, sosyal faaliyetlerden yararlanamadıklarını belirtti.
'HAPİSHANELERDE 756 HASTA TUTSAK VAR'
İHD, yeni hasta listesinde 300'ü ağır olmak üzere toplam 756 hasta tutsak olduğunu belirtti. İnsan hakları savunucuları olarak hapishanelerde asgari şekilde sağlanması gereken olanakları şu şekilde belirtti: "Hapishaneye kabul aşamasında tıbbi muayene, düzenli olarak ayakta muayene, acil durum bakımı, hastaların muayene ve bakımı için gerekli şekilde donatılmış mekanlar, vasıflı eczacıların vereceği gerekli ilaçlardan yeterli bir miktar, fizik tedavisi olanakları ve tedavi sonrası rehabilitasyon olanakları, tıbbi olarak gerekli görülebilecek türden yiyeceklerin sağlanması, hapishane yönetimleri genel tıbbi hizmetlere her an erim, acil durumlarda ise vakit geçirmeden erişim, hapishane koşullarının beden ve ruh sağlığını bozmaması."
'TECRİT POLİTİKASINDAN VAZGEÇİLMELİDİR'
Hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri ve buna yönelik tutsakların yaşamını yitirdiğini belirten İHD, bu sorunların çözümü için sıraladığı talepler özetle şöyle:
"Cezaevleri alanında çalışan bağımsız sivil izleme kurumlarının oluşturulması. Sürgün politikalarından ve keyfi sevk uygulamalarından vazgeçilmesi, tutuklunun istediği dışında sevk yapılmaması, sevkin zorunlu olması durumunda sevk edilecek yer konusunda tutuklunun fikrinin alınması.
-Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası kısıtlamalarının tümden kaldırılması.
-Hükümlünün vekaletnamesiz üç kez avukatları ile görüşmesine ilişkin yasal düzenlemenin kaldırılması ve tutuklular gibi avukatlar ile görüşme hususunda sınır olmaksızın görüşebilmesi. Tutuklu veya hükümlü tarafından karşılanan paralı sevklerin kaldırılması, sevk masraflarının devlet bütçesinden karşılanması. Ayrımsız ve bahanesiz tüm tutsaklara 'ölüm izini' tanınması.
-ATK'larının kaldırılarak, üniversitelerden alınan raporlarla yetinilerek ağır hasta tutsakların serbest bırakılması. Hasta tutsak muayenelerinde hastanın mahrumiyet haklarının güvence altına alınması.
-LGBTİ'li bireyler için özel farklı cezaevi oluşturulması uygulamasından vazgeçilmesi. LGBTİ bireylerin bulundukları cezaevlerinde kalacakları yerleri kendilerinin belirlemesi. Hastanelerdeki tecrit ve izole eden tutsak tedavi sisteminden vazgeçilmeli, bu sistemin, hasta haklarına uygun hale getirilmesi ve ayrımcılığa neden olacak uygulamalardan vazgeçilmesi. Hasta tutsakların ambulans ile hastanelere götürülmesi."
Kaynak: TUHAD - FED
- 2 gösterim