Hüseyin Aykol yazdı: Hasta mahpusa doğru ilacı verilsin! İzmir Kırıklar ve Elazığ hapishanelerinde hak ihlalleri

 

 

Özgür Azad İnci, halen Osmaniye 2 nolu T Tipi Cezaevi’nde müebbet hükümlüsü olarak bulunuyor. Azad şizofren hastası. Son 12 yıldır kullandığı “Solian” adlı ilaç mevcut hastalığını tedavi ediyor ve davranışlarını, hal ve hareketlerini başta olmak üzere beynini olumlu yönde etkiliyor ve tedavi ediyordu. Ancak bu ilacın iki ay önce piyasadan kaldırıldığı söylenmişti. Ama bu ilacın şimdi piyasalarda satıldığını ailesi öğrenmiş bulunuyor. Bu süre zarfında Azad’a farklı bir ilaç verildi ve bu ilaç onun sağlığını iyice bozdu. Ailesinin yaptığı haftalık telefon görüşmelerinden de gözlemlenen, bilincinin çok sağlıklı olmadığı yönünde.

Ailesi geçen hafta kapalı görüş yapabildi kendisiyle. Durumu aylar sonra görüldü. Çok kötüydü. Uyuyamadığını söylüyordu. Bazen hangi cezaevinde olduğunu bile hatırlayamıyor. Beraber kaldığı arkadaşlarını tanımıyor. İsimleri sorulmasına rağmen bilmediğini belirtiyordu. Sürekli tek noktaya bakıyor ve susuyor. Ve sürekli insanların ve gardiyanların saldırısına uğradığını söylüyor; daha doğrusu böylesine bir hayal görüyor. Yine “Geçen gün yüzümün önünde bir patlama meydana geldi ve kaçtım dışarı zor attım kendimi” ve benzeri halüsinasyonu çağrıştıran beyanları oldu.

Ailesi bu hastalığı gerek Azad şahsında gerekse de genel olarak tanıdığı için şu kanaatteler: Azad’ın asıl kullanması gereken ilacın kendisine verilmemesinden kaynaklı hastalığının tekrardan nüksetmesi ve halüsinasyonlar görmeye başlamasıdır. Bu yoğun psikolojik ruhsal bozukluğu cezaevi koşullarında bir insan daha ne kadar kaldırabilir bilemiyorlar. Geçmişte kendisine ve arkadaşlarına yine cezaevi personellerine zarar verdiği devlet tarafından bilinmekte. Kısacası Azad’ın durumu gittikçe kötüye gidiyor. Ailesi Azad’ın durumuna ilişkin kamuoyundan duyarlılık göstermesini talep ediyor. Biz de buradan ilgililere iletiyoruz!

*

İzmir-Kırıklar 1 nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Güven Usta, Mayıs 2020 hak ihlalleri raporunda özetle şöyle diyor: “Normal hayata dönüyoruz, açıklaması yapan siyasi iktidar hapishanelerdeki yasakları sürdürüyor. Avukat görüşü yok. Acil değilse hastaneye gidemiyoruz. Ziyaretler ayda bir defa; kapalı görüş olarak ve sadece bir kişi ile yapılıyor. Sohbet hakkı yasak. Gazeteler bir gün gecikmeli veriliyor. Berbere dahi çıkamıyoruz.

Siyasi iktidar koronavirüs salgınını tam bir fırsata çevirmiştir. Mahkemeye gidip, savunma yapamayan, bu nedenle tutukluluk süresi uzayan arkadaşlarımız var. Dört duvar arasında dışarısı ile olan bağlarımız tamamen koparılmak isteniyor. Bu arada Halkın Hukuk Bürosu üyesi Aytaç Ünsal ve Ebru Timtik adil yargılanma hakkı için ölüm orucunda. Ölüm orucunda olan diğer iki tutsak Didem Akman ve Özgür Karakaya hapishanelerde sohbet, kitap-yayın, savunma ve daha pek çok hakkın gasp edilmesine son verilmesi için ölüm orucunda.”

*

Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan Zeynep Avcı, kartımı aldıktan sonra cevap yazmış ama bana ulaşmama ihtimaline karşı 1 Haziran 2020 günü yeniden kart yazıp göndermiş. Haklı. Cevaben yazdığı ilk kartı bana ulaşmamıştı. Sanıyorum pandemi döneminde kartlar cezaevinden çıkamamış ya da postane çalışmamış. Oysa biz posta kutumuzu sürekli kontrol etmiştik.

*

İzmir-Kırıklar 1 nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Muharrem Cengiz şöyle diyor: “Bugün Anadolu topraklarında adalet yok. Ve dün olduğu gibi bugün de adalet için direnenler var. İbrahim, Helin ve Mustafa adalet uğruna hayatlarını verdiler. Bugün Ebru Timtik, Aytaç Ünsal, Didem Akman, Özgür Karakaya ölüm orucu ile adalet istemeye devam ediyorlar. Bugün Anadolu topraklarında yaşanan adaletsizlikler karşısında ne yapıyoruz? Bu soruyu herkesin kendine sorması ve gönül rahatlığıyla bir cevap vermesi gerekir.”

ANONS: Musa Anter ile anısı olanların yazılarını göndermeleri için son haftaya girdik. “Musa Anter 100 Yaşında” kitabında yer alabilmek için elinizi çabuk tutun lütfen!..

Kaynak: Yeni Yaşam Gazetesi