(...)
"İçeriden Dışarıya Fotoğraf/ Düşler Tutsak Edilemez" başlıklı bir sergi düzenlediniz ve sergi, gerek fikir gerekse içerik bakımından hayranlık vericiydi. Nedir bu serginin teması, kapsamı?
“Fotoğraf Köprüsü” ve “Düşler Tutsak Edilemez” adını verdiğimiz bu projeleri (sergileri) redfotoğraf ve görülmüştür grupları olarak ortak hazırladık. Yüzlerce insanın emeğiyle, grafik çalışmasıyla, küratörlük deneyimiyle, organizatörlüğüyle, ısrarıyla, desteğiyle bu sergileri başarabildik. Ama hep dediğim gibi asıl teşekkürü - takdiri tutsaklar hak etmektedir. Zira bu zaten bizim görevimiz. Bize tutsaklardan gelen armağanlar, teşekkür mektupları fazlasıyla yetmektedir.
Şimdi sergilerin içeriği hakkında bilgi vereyim:
“İçeriden Dışarı - Dışarıdan İçeri Fotoğraf Köprüsü” ve "Düşler Tutsak Edilemez" adını verdiğimiz sergiler iki aşamalı bir projeydi. Bu çalışmayla bir ilki başardığımızı düşünüyoruz. Elbette daha önce de “Fotoğraf”, diğer sanat disiplinleriyle buluşmuş ve yeni imgelere bürünmüştür. Ama fotoğrafların, demir parmaklıkların arasına zorlukla sızıp, sözcüklerle – mısralarla buluşması eylemi, “imgeyi yeniden üretimi” bu ülkede ilktir. Üstelik fotoğraflarla sadece tek bir hapishaneye “izinle” girilmemiş, tam 30’a yakın hapishaneye –yüzden fazla tutsağa- engellere rağmen ulaşılmıştır.
İlk aşamada sesimizi duyan tutsaklar “fotoğraflarımıza” okuma yapmış, sesimize ses vermişlerdir.
İkinci aşama olan "Düşler Tutsak Edilemez" adlı sergimiz de, birinci gibi yüzlerce insanın destek olduğu kolektif bir çalışmanın ürünüdür. Mahpusların düşleri, onların betimlemeleri üzerine fotoğraflara yansımıştır. Tutsaklar imgelerini- düşlerini bize yazmış 60 Fotoğrafçı arkadaşımız da şehir şehir gezerek onların düşlerini – isteklerini- imgelerini fotoğraflamışlardır.
Sergilerde amacımızı da şöyle özetledik:
- Politik Mahpuslarla birlikte kolektif bir fotoğraf projesi gerçekleştirmek
- Dışarıda olan bizlerin, içeridekilerle iletişim halinde olmalarını sağlamak
- Yaratıcı olmanın yalnızca zanaat olmadığını, düşüncenin soyutlama aracı olarak nasıl kullanılabileceğini göstermek
- İçerinin sesini fotoğrafların diliyle dışarıdaki insanlara göstermek
- 2018 Yılı itibariyle hapishanelerde sayıları her geçen gün artan 240.000 tutuklu ve hükümlünün varlığını dışarıdakilere yeniden anımsatmak.
Bu konuyla ilgili son bir not düşeyim: Amed’ten İstanbul’a, Mersin’den İzmir’e kadar onlarca kentte açılan sergilerimiz daha sonra birçok Avrupa ülkesinde açıldı. Biliyorsunuz Avrupa’dan yeni döndüm. Aralık ayında da gelen yeni bir davet üzerine Düşler Tutsak Edilemez adlı sergimizi Almanya’da açacağız. Oradan Avusturya’ya geçme planımız var.
Tutsakların ihtiyaçlarını yeterince bilmiyoruz. Şu an öncelikli ihtiyaçları arasında neler var? Örneğin sitenizde okuduğum mektupların çoğunda tutsaklar yeterince kitap gönderilmemesinden şikâyetçiydi...
Evet mektup, dergi ve kitap. Tutsakların acil ihtiyaçları bunlardır. OHAL’de başlayan kitap – dergi yasağı birçok hapishanede kalktı. Şimdi heyecanla kitap bekliyor tutsaklar. İlk defa yazacaklara da önerimiz şudur: İnanın ki ne yazsanız onlar için moral olur. Günlük yaşantınızdan bir kesit yazıp yollamanız yeter. 10 yıldır 20 yıldır içeride olan insanlara dış dünyadan haber vermek, günlük yaşantı hakkında bilgi vermek, paylaşmak da çok önemli. Bir de not düşeyim mektubun içine imkanı olan arkadaşlar boş bir kartpostal ile bir de normal mektup pulu koyabilirlerse iyi olur. Ama bazı PTT şubelerinde pul olmuyor. Yok diye göndermemesizlik de yapmayınız.
Hapishanelerin durumunu OHAL süreci ve sonrasında karşılaştırmak gerekirse; koşulların değiştiğini veya iyileştiğini söylemek mümkün mü? Cezaevlerinde hak ihlalleri ve fiziksel şiddet bir iktidar geleneği mi? Neden son bulmuyor?
Zulüm imparatorluğu ad ve maske değiştirerek sürüyor. AKP hükümetinin özellikle OHAL’le birlikte hapishanelerde uyguladığı fiziki ve psikolojik şiddet yeni değil. İlk değil. AKP hükümeti seleflerinden aldığı kötülük mührünü mazlumların bağrına basmaya devam ediyor. Dönem dönem “iyileştirmeler” görülse de bu devletin inayeti değildir. İçeride ve dışarıda yürütülen kararlı direnişin, mücadelenin sonucudur. Yani bu coğrafyada zulümle direniş başat gelişmiştir. Ancak içerideki insanların kolektif direnişleri zorlaştı. F tipleri ile tecrit başladı. Eskiden bir “ceza” olarak yönetmelikte bulunan “hücre cezası” sürekli hale geldi. Kazanılmış demokratik hakları da rafa kaldırdılar. Kendi yasalarına bile uymuyorlar. Ama tutsaklar buna rağmen direniyor. Fakat şimdi dışarıdan desteğe, dayanışmaya her zamankinden daha çok ihtiyaçları var.
Son olarak, bu röportajı okuyanlar tutsaklar için ne yapabilir? Görülmüştür ekibiyle nasıl dayanışabilir?
Aslında çağrıyı tutsaklar yapıyor. Bakınız, ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum Deniz Tepeli yazdığı mektupta, Dışarından gelecek “ses”in önemine nasıl değinmiş:
“Aslında, dışarıda olsak belki de hiç tanışamayacağımız, ya da fark etmeden yanından geçip yine de keşfedemeyeceğimiz dostlarla ancak tutsaklık koşullarında tanışabilirdik. Bu da hayatın cömertlik ve adaletlerinden biridir. Duvarlar ve yasaklar birçok şeyi sınırlar, kısıtlar. Ama engellerin çatlaklarından bir yol bulup, süzülüp, sıyrılıp gelir güzellikler. Küçük bir şey; mesela yazılan birkaç satır, yapılan bir davranış, bir ifade ediş biçimi çok şey anlatır.”
Biz Görülmüştür Grubu olarak desteğe tabi ki ihtiyaç duyuyoruz. Sergilerimizi dolaştırmak için hem ülke içinde, hem dışarıda kurumlardan davet bekliyoruz. Okurlardan teknik destek istiyoruz. Kuruluş manifestomuzda yazdığımız gibi devletten ve/veya AB Fonlarından ve/veya sermayeden destek almıyoruz. İstemiyoruz. Okurlardan da para kabul etmiyoruz. Ama pul, kitap, çeşitli ebatlarda zarf, boş kartpostal, kırtasiye malzemesi kabul ediyoruz. Bunun için okurlar [email protected] - [email protected] veya [email protected] e posta adreslerimize yazıp posta adresimizi isteyebilirler.Web sitemizi www.gorulmustur.org tanıtabilirler. Web sitemizi ve sosyal paylaşım ağlarındaki sayfalarımızı tanıtmak, orada yayınlanan haberleri, mektupları paylaşmak tutsakların seslerinin daha çok insana ulaşması demektir.
Kaynak: Gazeteci Yazar Zabel Mirkan'ın Adil Okay ile söyleşisi, Yeni Özgür Politika, 08.11.2018.
söyleşinin bütünü için link:
https://yeniozgurpolitika-haber.blogspot.com/2018/11/bir-mektup-da-sen-yaz.html?m=1
- 8 gösterim