Hapishane konuları üzerine eğilim gösteren ve bu konuda çeşitli yazılar yazan ve aktivitelerde bulunan, özellikle de son günlerde hızla yayılıp büyüyen “Görülmüştür” adlı çalışmanın kurucu ekibinde yer alan yazar, şair, sanatçı Adil Okay, (…)
Görülmüştür çalışması konusunda duyarlı olunması gerektiği kanısında olduğunu belirtti. (…)
“Bir gıda kaynağı gibidir”
Uzun yıllardır hapishanedeki siyasi tutsaklarla yazıştığını ve yazışırken de bir ayrım içine girmediğini belirten Okay, “ Onlara moral vermeye çalışıyoruz. Zira onların dört duvar arasındaki tek ışık kaynağı mektuplardır. Onlar için bir gıda kaynağı gibidir. Kimseden para talepleri yok, sadece bir ses istiyorlar dışarıdan gelecek, bir mektup yazılmasını istiyorlar. Dışarıda muhalif milyonlarca insan var. Ama mektup yazanlar çok az. Demek ki kendilerini duyarlı olarak gören insanlar, mahpus insanlara karşı bir unutkanlık içerisindeler. Gündelik hayatın monotonluğu içinde yaşayıp gidiyoruz” dedi.
“Yetmez arkadaşlar”
(…) Okay, “ Ara sıra muhalif olmaya çalışıyoruz. Sosyal ağ’da “beğen” tuşuna basıp geçiyoruz. Yetmez arkadaşlar. “Bir adres de siz alın bir mektup da siz yazın” diye bir kampanya başlattık. (Bkz. www.gorulmustur.org) Bu kampanya benim de içinde yer aldığım “Görülmüştür Ailesi”yle yürütülen bir çalışma. Yıllardır, bu konuda bir çaba sarf ediyoruz. Defalarca “Görülmüştür mahpus resim sergisi” açtık. Mahpusların seslerini duyurmak için. Son olarak birkaç haftadır bir kampanya başlattık. Bu kampanya ile birlikte duyarlılık daha fazla arttı” diye belirtti.
“Unuttunuz mu”
“Sizin hala bir mektup arkadaşınız yok mu? İnanamıyorum, ama onlar sizin için hapisteler! Unuttunuz mu” şeklinde bir slogan yarattıklarını belirten Okay, “Bu sloganı hazırlayıp sanatçılarla birlikte fotoğraflarını çekip paylaştık. Bütün sanatçılara çağrı yaptık. Kampanyamıza destek olun diye. Bu kampanyamız dünyanın her yerinden ses getirdi. Daha bu sabah görülmüştür.org’a gelen bir mesaj vardı ve bu mesaj Tokyo’dan gönderilmişti. Bize adres verir misiniz diye bir mesaj atılmıştı. Amerika’dan, Avrupa’dan destek mesajları geldi. Türkiye’nin her yerinden mesajlar geldi” şeklinde ifade etti.
“Mührü çiçeğin üstüne vurmuşlar”
“Hapishanelerden gelen mektuplara görülmüştür mührü vurulur. Bu görülmüştür mührü aynı zamanda hapishane zihniyetinin de bir göstergesi” ifadelerini kullanan Okay, “ Hapishane de özel hayatınız yok sizin, sizleri görüyoruz” diyorlar bu şekilde. Biz de “sizin bu görülmüştür mührünüze rağmen içeride ki insanlara moral vereceğiz” diyoruz. Görülmüştür mühürlü mektupları, resimleri, tabloları, karikatürleri sergiliyoruz. Hapishaneden bir mahpus, bir karikatür çizmiş. Karikatüründe demir parmaklıklardan dışarıya bir çiçek uzatmış. Görülmüştür mührünü vuracak, o mektup okuma komisyonunda yer alan ilgili kişi, mektubun her tarafında o kadar boş yer varken mührü çiçeğin üstüne vurmuş” dedi.
“Kendi öz gücümüzle”
Mahpusların yazdığı mektupların bazılarını bilgisayar ortamına taşıdıklarını dile getiren Okay, “Ara ara basınla paylaşıyoruz. Sanatsal üretimi olan ürünleri dergilere ve gazetelere veriyoruz. Mahpuslar bu tür durumlardan moral alıyorlar. Örneğin müebbet hapse mahkum bir tutsak var, bir çocuk romanı yazmıştı. Ama yayınlatamıyordu. Bizler bir çağrıda bulunduk. Görülmüştür ekibinde yer alan arkadaşlarımıza… Bir arkadaş ben destek olurum dedi. Kitabını yayınladık. (Beyaz Benek- Zeliha Bulut) Yine bir başka arkadaşımızın kitabını yayınladık. Bir noktanın altını çizmek istiyorum. Bizler Avrupa Birliği fonlarından faydalanmıyoruz. Kendi öz gücümüzle dayanışıyoruz. Ve dönem dönem destek olmak isteyen arkadaşlarımızdan da yalnızca pul kabul ediyoruz. Bir görülmüştür takipçisinden, dostumuzdan 100 tane pul geldi. Ben de yarın bu pullarla 100 tane mektup göndereceğim” diye kaydetti.
“Balonları mı geri ver”
“Kendi yasalarına uymuyorlar” şeklinde konuşan Okay, “Örneğin bir hapishanede serbest olan renkli kalemler, öbür hapishane de yasak. Bir hapishane de serbest olan kitaplar, bir başka hapishane de yasak. Örneğin yine basında büyük bir olay yaşanmıştı. Üstelik meclise kadar çıkıp tartışılmıştı. Keyfi uygulamalara örnek bağlamında söylüyorum bunu; kızım Öykü hapishanelere balon yolladı. Bu balonlar 20 hapishane de sahiplerine ulaştı. 20’sin de ise sakıncalı diye engellendi, yasaklandı. Basın açıklaması yaptık bu konuya ilişkin. Dedik ki; Devlet balonları mı geri ver! Konu mecliste tartışıldı. Dönemin Adalet Bakanı cevap verdi. Verilen cevap aynen şöyleydi: Çocuk Öykü’nün balonları hukuku gevşetir. Bu resmi bir cevaptır” şeklinde konuştu.
“Yeterli görmeyeceğiz”
Son olarak Görülmüştür, kampanyasına her yerden destek beklediklerini dile getiren Okay, “ Destekler sürekli çoğalmalı! Herkesin “Bir adres de sen al, bir mektup da sen yaz” kampanyasına dahil olmasını bekliyoruz.” dedi.
Turan Dal
Mersin İmece Gazetesi. 08 temmuz 2015.
- 5 gösterim