BASINA VE KAMUOYUNA
28.02.2015
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Cezaevi komisyonu olarak 154 haftadır sizlere hapishanelerde yaşanan gerçekleri anlatmaya çalışıyoruz.
Ülkemizdeki mevcut siyasi sistem birçok açıdan özgürlüklerin ve temel hakların önünde engel olarak durmaktadır.
Devlet mekanizmaları koordineli bir şekilde hak ve özgürleri kısıtlamak için işbirliği içinde bulunmakta, vatandaşın hak arama yolları çeşitli şekillerde tıkanmaktadır. Gücünü haklılığından, hukuka, adalete ve insan haklarına saygıdan değil şiddet mekanizmalarını elinde bulundurmaktan alan sistem yeri geldiğinde bu şiddeti en açık ve zalim bir şekilde devreye sokmaktadır.
İnsan Hakları savunucuları hapishanelerin varlığına, zorla kapatılma biçimindeki şiddet uygulamasına karşıdır ve bu kurumların infaz mekânları olarak ömrünü tamamladığı düşüncesindedir. İnsan doğasına aykırı olan bu mekânların artık infaz hukukunda yeri olmamalıdır.
İnsanları taş duvarlar, demir parmaklıklar arasında terbiye etmeyi, onların düşüncelerini önlemeyi düşünen anlayış mutlaka bir gün tükenecektir.
154. F Oturmamızı 30 yıl hapiste kalan tahliye edildikten sonra İHD Merkezi cezaevi komisyonu ve Mersin şubemizde cezaevi komisyonunda çalışmalarına devam ederken eksik yatmışsın denilerek 9 Ekim 2014 tarihinde tutuklanarak yeniden hapse gönderilen Hasan Gülbahar’ın için yapacağız.
Gülbahar’ın mahpusluk hayatı 19 yaşında 1980 askeri faşistdarbesiyle başladı. 53 yaşında ve bunun 30 yılınıhapiste geçirdi.Kamuoyunda “4. yargı paketi” olarak bilinen düzenlemeyle 11 Mayıs 2013 tarihinde tahliye edildi. Ancak özgürlüğü sadece 17 ay sürdü. Adalet Bakanlığı tahliye kararına itiraz ederek Yargıtay’a başvurdu. Yargıtay’da Gülbahar’ın kalan5.5 yıllık hapis cezasının infazına karar verdi. 9 Ekim 2014 te gözaltına alınıp tutuklanarak Mersin E Tipi Hapishanesine gönderildi.Eğerinfazıdayakılırsa 2024’te tahliye edilecek.
Hasan Gülbahar kendisiyle ilgili verilen karara “Bakanlık ve Yargıtay kararlarıyla yeniden tutuklanmamı sağlayarak yasayı/amacını benim özelimde yok saydıkları gibi aynı hukuki pozisyona sahip tahliye edilenler içinde sadece benimle ilgili itirazla karar değişikliğine gidilmesi de özel bir tutumu yansıtmaktadır. Kişiselleştirilmiş hukuk olabilir mi? Ben çıkışımdan itibaren tüm toplumsal eylem ve etkinliklerde yer aldım. Anlaşılan tahliyemi bir ödül gibi algılayıp bir köşeye çekilmemmiş benden beklenilen” diyor.
Hasan Gülbahar 2002 yılında F tipi
Hapishanelere karşı sürdürdüğü ölüm orucu eylemi nedeniyle WernickeKorsakofhastası .Raporu ’da bulunan Gülbahar aynı zamanda kalp hastası.
HASAN GÜLBAHAR SERBEST BIRAKILSIN!
HASTA MAHPUSLAR SERBEST BIRAKILSIN!
TECRİT İŞKENCESİNE SON!
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ İSTANBUL ŞUBESİ
CEZAEVİ KOMİSYONU
Fotoğraflar: Ömür Eğribel
- 6 gösterim