F 160.oturma Hasan Kaymaz Serbest Bırakılsın!

BASINA VE KAMUOYUNA 11.04.2015

Değerli basın emekçileri ve duyarlı halkımız,

Türkiye’nin kanayan yarası hapishaneler;

Ağır tecrit koşullarının kısa zamanda mahpusların ruh ve beden sağlığını bozan hapishaneler,

Hasta edilen mahpusların tedavilerinin önüne koyulan bin bir engellerin olduğu hapishaneler,

Bildiğimiz, ölüme adım adım yaklaşan 247 insanın bekletildiği hapishaneler,

Ölüm oranının, toplum ortalamasının beş katı olduğu hapishaneler.

Türkiye’nin ölüm evlerine dönüştürdüğü hapishanelerinde, ulusal, uluslararası hukuku çiğnemeyi hala yetersiz bulan hükümet, yeni katliamların önünü açmak için yasalar tasarlıyor. Copu, gazı, tozu, güvenlik köpeklerini, silahlarını temel müdahale aracı kabul ederek, güvenlik görevlilerine sınırsız yetkiler verip, aynı zamanda onları cezasızlık zırhına büründürmeyi hedefliyor. Mahpusların özgürlüğünü kısıtlamakla sınırlı olması gereken ceza infazını, tüm haklarının ellerinden alınmasına dönüştürmeye çalışıyor.

Mahpuslar insandır. Haksızlığa direnme hakları vardır ve bu yasalar yaşama geçirilse bile, elbette direneceklerdir.

Biz insan hakları savunucuları olarak, her türlü hukuksuzluğun karşısında, hak ihlali yaşayan adli, siyasi her mahpusun yanında yer alarak mücadele etmeyi sürdüreceğiz.

160.F oturma eylemimizde Hasan Kaymaz’ı anlatacağız.

52 yaşında olan Hasan Kaymaz, sekiz yıl önce kansere yakalandı. Kalp çevresinde bulunan damarlardaki tümörlerden iki kez ameliyat oldu ve bir yıl kemoterapi gördü. Ailenin maddi sıkıntıları nedeniyle, Malatya’ya geri döndüler. 3 ayda bir yapılması gereken tetkikleri yapamadı ve kanser yayılım gösterdi. İnönü Üniversitesi Hastanesi’nde yeniden kemoterapi gördüğü sırada, karıştığı bir olay nedeniyle, İsviçre’ye giderek siyasi iltica talebinde bulundu. İsviçre hükümeti Hasan’ı iki yıl hapishanede tuttu. Ameliyatından 45 gün sonraysa, hakkında “Cezaevinde kalabilir” raporu düzenlediği Hasan’ı Türkiye’ye iade etti. Hasan Kaymaz 5 aydır Malatya hapishanesinde tutuluyor.

İsviçre deki sağlık dosyası için aylarca bekletildi, tedavisi ertelendi. Bu sırada yoğun ağrıları nedeniyle Devlet Hastanesine götürülüp getirildi. Devlet Hastanesi, kanser ve epilepsi hastalığı nedeniyle Kaymaz’a % 95 engelli raporu verdi.

Sağlık dosyası gelince, İnönü Üniversitesi Hastanesi’ne götürüldü.Birçok tetkik sonrasında, kanserin böbreklerine sıçradığı görüldü. Hastaya bir an önce tedavi başlanması gerekirken, raporu bile 15 gündür hala düzenlenmedi.

Görüldüğü gibi, günlerin değil, dakikaların önemli olduğu bir hastalıkta, 5 aydır hiçbir tedavi uygulanmadan, ağrı kesiciler verilerek tedavi geçiştiriliyor. Bu, zamana yayılan idam cezası değil midir?

Tedavisini engelleyerek, kendi sorumluluğunda bulunan bir insanı bile isteye öldürmeye çalışmak değil midir?

Yılmadan, bir kez daha tüm yetkililere sesleniyoruz: Suç işliyorsunuz. Derhal, Hasan Kaymaz ve tüm ağır hasta mahpusları serbest bırakmak zorundasınız.

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi

Hapishane Komisyonu

Fotoğraflar:Ömür Eğribel