BASINA VE KAMUOYUNA
21.03.2015
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu olarak F oturmamızın157.haftasında yinebirlikteyiz. Hapishanelerde bizim ulaşabildiğimiz 249’u ağır 649 hasta mahpus bulunmaktadır. Bu mahpusların her gün hastalıkları nedeniyle bedenlerinin eridiğini ve bazılarının tabutlarla hapishanelerden çıktığını veya çıkacak durumda olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu durumdaki mahpusların sorunlarının çözümü için yasal ve etik birçok engel bulunmaktadır.
Bu hafta 14 yıldır hapishanede bulunan Abdül hâkim Eşiyok’un durumunu sizlerle paylaşacağız. 2001 yılında Erzurum DGM’si tarafından müebbet ağır hapis cezası verilen Eşiyok, Sırasıyla, Erzurum E ve H Tipi, Rize L Tipi, şu an Gümüşhane E Tipi hapishanesinde kalmaktadır. 2001 ve 2010 yılları arasında Erzurum hapishanesinde defalarca revir doktoruna, hastanelerin nöroloji bölümüne sevk edilir. Hastaneye her gidişinde farklı bir doktora çıkarılır. Psikolojiktir, hapishane şartlarından kaynaklı strestendir denilerek, ağrı kesici ilaçlar yazılarak geri gönderilir. 2010 yılında tesadüfen bir doktor ilgili davranır vebeyin tomografisini çektirir başında 9,5 mm. Şarapnel parçası bulunduğunu ameliyat olması gerektiğini söyler. Erzurum Atatürk Üniversitesine sevki yapılır. Üniversite Hastanesi ameliyat olması durumunda parçanın beynin en ince kılcal damarlarına saplandığı için, ameliyat edilmesi durumunda ya öleceğini ya da felç olacağını söyler ve bu gerekçeyle ameliyat edilmez. Birçok girişimde bulunmasına rağmen ameliyat isteği kabul edilmez.
En son 10.07.2014 tarihinde geçirdiği şiddetli bir krizinden dolayı acil servise kaldırılır. İlk müdahaleden sonra ertesi gün Gümüşhane Devlet Hastanesi Nöroloji bölümüne sevk edilir .Abdül hâkîmEşiyok yaşadıklarını şöyle anlatıyor; Muayene eden doktora bu hastaneye dördüncü defadır nöroloji bölümüne sevk edildiğimi rahatsızlığımla ilgili somut bir tespit ortaya koymadıklarını söyledim. İlgili doktor bana dedi ki “doğrudur şimdiye kadar sana söylememişler ama ben sebebi neyse sana açık söyleyeceğim. Senin beynin sol lobunda FRONTAL LOB SENDROMU mevcuttur”. Daha önce başımın sol tarafında aldığım yaradan dolayı beynin sol lobu darbe almış ve sol lobun beyin hücreleri ölmüş. Baş ağrımın her gün tüm şiddetiyle devam ettiğini - Ağrı şiddetiyle birlikte tüm bedenim güçsüzleşiyor. Bir adım bile atamıyorum. Gözlerimden kendiliğinden yaş akıyor. Yoğun ağlama isteği duyuyorum. İrade dışı yoğun ağlama krizine tutuluyorum. Ağrı durduktan sonra da ağlama krizim devam ediyor. Ses ve koku beni rahatsız ediyor. Yemek iştahım ağrı devam ettikçe kesiliyor. Yemek aklıma geldiğinde ya da kokusunu aldığımda midem bulanıyor. Kusma başladıktan sonra vücut ısınıyor,yoğun terleme başlıyor. Doktordan rapor istedim. Benim yardıma ihtiyacım var. Bazen bir bardak suya bile muhtaç oluyorum”. Doktor da bana “sen onu örgüte katılmadan önce düşünecektin. Ben adli tıp için sana hapishanede kalamaz raporunu vermem dedi. Doktor beni aynı gün psikiyatri polikliniği bölümüne sevk etti. İsmi Hatice Bayrak olan psikolog kelepçemi açmadı. Ben de kelepçeli muayeneyi kabul etmediğim için muayene olmadan Hapishaneye geri getirildim. Diyerek yaşadıklarını anlatıyor.
Yetkilileri bir kez daha uyarıyoruz. Mahpusların acılar içindeki bekleyişlerine son verilmelidir.Hapishanede kalamayacak kadar hasta olanların, tek başına yaşamlarını sürdüremeyenlerin evlerine ve özgürlük ortamına dönmelerinin sağlanması insani değerler acısından da vicdani olarak ta bir gerekliliktir.Mahpusların tabut içeresinde değil, huzur içeresinde özgür bir ortamda tedavilerinin sağlanması yolunu açın. Hapishanelerde yaşamak, tedavi olmak şans, insaf işi olmaktan çıkmalıdır. Bunlar mahpusların temel haklarıdır. Abdül hâkim Eşiyok ve tüm hasta mahpusları serbest bırakın. Her birimiz gibi mahpusların da temel hakları olduğunu artık anlayın, kabul edin.
ABDÜLHAKİM EŞİYOK SERBEST BIRAKILSIN!
HASTA MAHPUSLAR SERBEST BIRAKILSIN!
TECRİT ÖLDÜRÜR DAYANIŞMA YAŞATIR!
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ İSTANBUL ŞUBESİ CEZAEVİ KOMİSYONU
Fotoğraflar : Ömür Eğribel
- 13 gösterim