Doktorlar ona 10 aylık ömür biçti! Ama tahliye edilmiyor!

ADANA (DİHA) - Kürkçüler F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan ve akciğer kanseri hastası olan Mehmet Beşir Alto, doktorların “10 aylık ömrü kaldığı” yönündeki rapora rağmen tahliye edilmiyor. Alto’nun kızı Elif Ünal, babasının hastanede battaniyeye sarılı bir şekilde yaşadığını belirterek “Babam ölüyor, yeter artık duyun sesimizi, devlet iki defa bizi öldürmek istiyor” dedi. Alto’nun ise tek talebi var o da hiç değilse evinde ölmek.

İnsan hakları savucularının yaptığı araştırmaya göre her geçen gün sayısı artan hasta tutsak gerçeğine yönelik çözüm üretilmezken, yeni ölümler de kapıda bekliyor. Cezaevi koşullarında tedavi edilemeyen ve tahliye edilmesi gereken hasta tutsaklar, bürokratik işlemler silsilesinde kurumdan kuruma sevk edilirken, kimileri de doktorların “Cezaevinde kalamaz” raporuna rağmen adli makamlar tarafından tahliye edilmiyor. Bunlardan biri olan akciğer kanseri Mehmet Beşir Alto da ölüm sınırına dayandı. Alto, doktorların “10 aylık ömrü kaldığı” yönündeki rapora rağmen tahliye edilmedi.

Alto’nun kızı Elif Ünal, babasının iki buçuk yıl önce tutuklandığı ve kanser hastası olduğunu belirterek, “Babam bir hastane odasında, su içindeki bir battaniyeye sarılı bir şekilde can çekişiyor. 10 aylık ömrü kalmış, Allah’tan korkun. Babamın ölümünden devlet sorumludur ” diye kaydetti.

‘Öleceksem evimde öleyim’

Babasının Adana’nın Yeni Numune Hastanesi’ne getirildiğini ve hastaneye gittiklerinde gardiyanların görüşmelerine izin vermediğini belirten Ünal, “Annemle hastaneye gittik, bizi içeri almadılar, daha sonra zar zor ikna oldular. Babamın yanına gittim, baktım babam acı içinde ve su içindeki bir yerde yatıyordu. Babamın sesi kulaklarımdan çıkmıyor. Elini tutmayı çok istiyordum ama bırakmadılar elini tutayım. O köşeden bana seslenerek ‘Beni bu halden, bu acıdan çıkartın, öleceksem evimde öleyim, cezaevi duvarları arasında ölmek istemiyorum’ dedi. Hastane odası değil, sanki ölüm odası. Devletin vicdanı yok, babamla helalleşmemize izin vermediler” diye konuştu.

‘Cumhurbaşkanının hiç mi vicdanı sızlamıyor’

Gardiyanların refakatçi olarak, annesinin hastanede kalmasını istediklerini belirten Ünal, “Annem astım ve kalp hastası orada dayanamaz, boğulur, ölür” diye bu karara tepki gösterdi. Ünal, tüm bu yaşananların insanlık onuruna yakışmayan davranışlar olduğunu vurgulayarak “Onlarında annesi, babası ve kardeşleri var. Cumhurbaşkanının hiç mi vicdanı sızlamıyor, insan değiller mi? Babam ölüyor yeter artık duyun sesimizi! Devlet iki defa bizi öldürmek istiyor” diye feryadını dile getirdi.

’10 aylık ömrü kalan Alto’nun raporunu Cumhurbaşkanlığına gönderdik ‘

İHD Adana Şube Yöneticisi Osman Kara ise Türkiye’de ağır ölümcül hasta tutsakların serbest bırakılmasına yönelik herhangi bir adımın atılmadığını belirtti. Kara, İHD’nin hazırladığı hasta tutsak raporunun da Cumhurbaşkanlığına sunulduğunu belirterek, “Bu tutsaklar şu anda acil bir şekilde tedavi edilmeyi beklemekte. En son bir ay önce Mehmet Beşir Alto’nun ailesi bize başvuruda bulundu. Adli Tıp Kurumu raporuyla. Bizde durumu ağır olan ve 10 aylık ömrü kalan Alto’nun raporunu, Cumhurbaşkanlığına gönderdik. Ama tahliye edilmedi, kulak arkası edildi” diye konuştu.

Kaynak: www.diclehaber.com