Diyarbakır Emniyeti'nde Cinsel İşkence Mahkemede de Sürdü

Diyarbakır'da işkence edilerek gözaltına alınan Şükran Yıldız , emniyette polisin elle tecavüzüne maruz kaldı. Gördüğü işkence üzerine 2 kaburgası kırılan ve 8 gün boyunca hastanede kalan Yıldız, cezaevinden gönderdiği mektupta yaşananları anlattı. Bismil'de gözaltına alınarak tutuklanan Gülizar Akad ise gözaltı süresi boyunca polisin tecavüz tehdidine maruz kaldığını paylaştı.

Kürdistan'da gözaltına alınan kadınlara sistematik olarak cinsel işkence uygulanıyor. Adana, Urfa ve Erzurum'da gözaltına alınan kadınlara yönelik cinsel işkence saldırılarına Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü de eklendi. Diyarbakır'da 6 Eylül'de gözaltına alınan Şükran Yıldız (27) ve Bismil'de 8 Kasım'da gözaltına alınan Gülizar Akad (23), gözaltında polisin cinsel işkencesine maruz kaldı. Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi'nden mektup gönderen Akad ve Yıldız gözaltında polis tarafından maruz kaldıkları cinsel işkence ve tecavüzü anlattı.

Yıldız'ın gönderdiği mektup söyle:

"6 Eylül 2015 günü Amed Körhat Mahallesi'nde gözaltına alındım. Polisler bana 'Dur demeden' ateş açmaya başladılar. Üstelik elimde herhangi bir yanıcı yakıcı madde olmadan. Ben kendimi eğince direk gelip beni yere yatırdılar ve rastgele vurmaya başladılar. Elimi arkadan kelepçelediler. O esnada bir polis sırtıma oturdu. Orada da sırtıma yumruk atıyordu sırtıma. Bana yumruk atarken serçe parmağı kırıldı, yerinden çıktı. Sonra bunun üzerinden tutanak tutup, 'kendisinin saldırması sonucu oluştu' dedi. Bu yumruklama işleminden sonra giden gelen vurmaya başladı. Yüzüme biber gazı sıkıldı. İyice etkisiz hale getirildim. Tekmeler yumruklar sıklaştı.

Polis parmağıyla tecavüz etti

'Karnına vurun çocuğu olmasın' diyorlardı. Üstümü arama bahanesiyle vücudumun belirli yerlerini sıkıp taciz ettiler. Sonrada bir polis parmağıyla bana tecavüz etti. Bu çok ağırdı. Aynı anda çığlık çığlığa kalmıştım. Sonra da bayılmıştım. O halde beni nezarethaneye götürdüler. Çıplak arama dayatıldı. Ve çıplak arama yapılırken erkek polisler de içeri alındı. Küfür ve hakaret devam etti. Ben itiraz edince dövüldüm.

İşkence sonucu 8 kaburga kemiği kırıldı

Ancak bu defa durumum kötüleşince hastaneye kaldırıldım. İki gün yoğun bakımda 8 gün de hastanede kaldım. Bu işkenceler sonucunda iki kaburga kemiğim kırıldı ve akciğerime batması sonucu akciğerim patladı. Ameliyat edildim raporlarım mevcuttur. 8 günün sonunda o halde savcılığa çıkarılıp tutuklandım.

Kamuoyu duysun

Koskocaman özel harekat polisinin 'Serçe parmağını kırmıştım' sonuçta! Yapılan bu alçaklıkların kamuoyuna, basına duyurulmasını istiyorum."

Gözaltında tecavüzle tehdit edilen Akad'ın gönderdiği mektup ise şöyle:

"8 Kasım 2015 günü saat 15.00-16.00 sıralarında Bismil'de gözaltına alındım. Gözaltına alınma nedenim politikti. Nezarethanedeyken bir polis gelip 'milletin evinde niye kalıyorsun, 65 yaşındaki adamın evinde ne işin var' diyerek imalarda bulundu. Ben karşı çıkıp müdahale edince, 'Sana tecavüz ederim' tehdidinde bulundu ve kapıyı açıp beni korkutmak için üzerime yürüdü.

Darp, cinsel işkence ve tehdit

Yine orada da darp edildim. Sonra da kapıyı üzerime kapattılar. Gece saatlerinde sürekli hücrenin önünden geçerek, 'Geldim birazdan geleceğim' sözlerle psikolojik işkence yapmaya başladılar. Gece 01.00-02.00 sularında beni yukarı ifade odasına aldılar. Kelepçeyi açarken aynı polis bana fiziksel tacizde bulundu. Yine kulağıma 'Bu gece geleceğim' beni bekle gibi sözler sarf etti. Bana ifade imzalatmaya çalıştılar. Kabul etmeyince yine darpla, işkenceyle aşağı indirildi. Ertesi gün Diyarbakır TEM'e getirildim.

Tayyip babamızı üzüyorsunuz, biz de sizi üzeriz

Yolda 2 özel harekat polisi iki yanımda oturarak beni aralarında sıkıştırarak, bir de öyle işkence yaptılar. Yol boyunca kelepçelerimi açmayıp sonuna kadar sıktılar. Yolda 'Essedullah Timleri burada, Tayyip babanın askerleriyiz, polisleriz. Tayyip babamızı üzüyorsunuz. Biz de sizi üzeceğiz' gibi sözler söylediler.

Tecavüz tehdidi adliyede de sürdü

Sonrasında adliyeye götürüldük. Zaten avukatla hiçbir şekilde görüştürülmemiştim. Adliyede saatlerce bekletildik. Ben lavaboya gitmek istedim. Aynı polis beni lavaboya götürürken kulağıma 'Bu defa olmadı bir dahakine kesin sana tecavüz ederim' dedi. Sonra bana dik dik bakıp ahlaksızca el kol hareketlerinde bulunarak çirkince kahkaha atmaya başladı. Ben de avukatı gösterip şikayet edeceğimi söyledim. Bağırıp çağırmaya başladım. 'Ağzını burnunu kırarım s..' deyip durdu.

Savcı tecavüz tehdidine 'bakmıyoruz' dedi

Mahkemeye geçtiğimizde savcıya olup biteni anlattım. Tacizden, tecavüz tehdidinden bahsettim. Kadın savcı beni oturtarak 'Ona biz bakmıyoruz' dedi. Ama aynı polisin aleyhimde tuttuğu tutanağı imzaladı. Bunlara rağmen başka bir savcıya çıkarıldığımda avukat aracılığıyla suç duyurusunda bulundum. Bu defa da 'Güvenlik' gerekçesiyle polisin adı değiştirildi. Şikayetim üzerine bu polis ben cezaevine getirilene kadar da bana küfür edip benzer tehditlerde bulundu. Son dakikaya kadar da 'Beni unutma buradayım' dedi. Sonra da cezaevine getirildim.

Bunun teşhir edilmesini istiyorum

Gözaltında kadın bedeni düşürülme aracına dönüşmüş durumda. Yine kendi koydukları hukuk kurallarına bile uymama istekleri doğrultusunda değiştirme durumları var. Yaşanan bu olayların dışarıdaki süreçten bağımsız ele almıyor. Bir yansıma olarak görüyor ve teşhir edilmesini istiyorum."

Kaynak: Diyarbakır DİHA, www.bestanuce7.com