Dışarıdan İçeriye Yeni Mektup... Deniz, Resmiye, Muhabbet ve Zeynep'e...

23.02.2016

Deniz, Resmiye, Muhabbet ve Zeynep...

Canımsınız, bu mektup hepinize...

Küçük Deno, baban “Fotoğraf Köprümüz”ün İstanbul Sergisi'ne katılmış. Bir belgesel çekilmiş. O belgesel; siz oradan nasıl uçarak izleyebilecekseniz benim için de öyleydi. Sizin duygularınızı kuşanmışlıkla, bir yazı çıktı. Bunu hepinize mektup olarak gönderiyorum ekte. (Küçük Deno, daha öncesinde öykü gibi yazdığın yazılar çoook güzeldi canımsın ya. Bırak satırlarını özgür; duyguların nasılsa aksın gitsin. Dışarıda her kes heryerde ‘politika’ okuyor. İnsanlar insanca şeyler okumaya susamış....o insanca duygular da en arı haliyle sizlerde....hepinizde....)

Resmiye canımsın; iznin olmadan, bana yazdığın mektuptan ‘özel benimle paylaştığın kısımları keserek’ mektubunu dizdim. Yeğenlerinle olan sahne, yeğeninle olan fotoğrafınla Görülmüştür’de yayınlandı. Biz o sahneyi biliyoruz; insanlar da görsün diye düşündüm. Okudu insanlar. Sizleri onlara da hissettirmenin güzelliğini yaşadık. Umarım “izin senin” sesin gelir:-)

Muhabbet, Resmiye, Deniz; Görülmüştür’ü açınca, booom diye üçünüzün hücre fotoğrafınız çıkıyor. Pencereden kafalarınızın tokuşması. Ve o fotoğrafı görür görmez, şimdi olduğu gibi; gözlerimden tuzlu sular fışkırıyor. Kötü değil, iyi ki. İyi ki bu duyguları kaybetmedim diyorum.(Benim de hala, küçük hücre gibi bir evciğim var. Bir gün gelirseniz, yere bir şeyler sereriz. Hepimizi sığar yani:-) Hayal kurmak yasak mı? Hıh!!!)

Sevgili  Zeynep, internette sana da bir sayfa yapmışlar. Orada Muhabbet sen, siz karlı bir havada kahkahalarla zıplarken çıkmışsınız. Onu mektubunuza yerleştirip herkese yolladık. Bize ışıklar getirdiniz. Senin tramvaya atlama hayalin, taaa bana-buralara kadar esti. Hemen oturup bir yazı yazdım! Senin Gebze’deki foton ve onun altına ‘bir omuza hasret’ satırların çıkmış. Nasıl duygulandım; Görülmüştür’e bir yazı yazdım. Senin foton, ikimizin adıyla çıktı..

Eski tutsaklardan buralarda yaşayanlar, tanıyanlar-tanımayanlar okudu....

Kısacası; siz hep bizlerlesiniz canımsınız, biliyoruz!! Biz de sizlerleliğimizi göstermeye çalışıyoruz. İnsanın emeğine değil, dünyaya yabancılaştığı bir asırdan, sevgisiz bir asırdan geçiyoruz.

VE HER SATIRINIZ BİZLERE; SEVGİYİ-ÖZLEMİ-YOLDAŞLIĞI YENİDEN YENİDEN YAŞATIYOR. DAMARLARIMIZDA SEVGİNİZ AKIYOR.

SİZ NE KADAR BİZLERLEYSENİZ, BİZ DE BÜTÜN DIŞ PARAZİTLERE İNAT SİZLERLE BULUŞUYORUZ...

HEP SEVGİYLE, BİZİ BİZSİZ BIRAKMADAN KALALIM...

SIMSIKI AMA SIMSIKI KUCAKLIYORUM HEPİNİZİ....

İYİ  Kİ VARIZ!!!

Ganime Gülmez

Not: Size Adil Okay’dan bir şiir hediyesiyle....(ben bu şiiri çok sevdim, size de gönderiyorum sevgisini)...

ŞİMDİ BARIŞ İÇİN YOLA ÇIKMA ZAMANI

bugün burada toplanan bizler, özgür bir dünyada

barış içinde kardeşçe yaşamak için mücadele ederken

katledilen, zindanlara tıkılan barış eylemcilerine

evvela mahsusen selam ederiz...

 

kışı özleten sarı sıcak diyarlardan

küresel cehenneme dönüştürülen gezegenimizden

ahlakın sükuta uğradığı yeni ortaçağdan

evvela mahsusen selam ederiz...

 

dili dışarı kaymış köpeklerin ağaç altlarında yarı baygın yattığı

kedilerin otomobillerin altına sığındığı

caretta carettaların yumurtadan çıkıp denizin şavkı yerine

beton sitelerin kirli ışığına yol aldığı

emperyalist savaşların ve işgallerin hayasızca devam ettiği

çılgın zamanlardan selam ederiz...

 

cumartesi annelerinin ah’ının devletin yakasında olduğu

faili belli 17 bin insanı katledenlerin

kuyruklarını sallayarak refah içinde uluduğu

barış eylemcilerinin seslerinin kısılmaya çalışıldığı

postmodern zamanlardan selam ederiz...

 

barış dileğiyle

barış ütopyasıyla

barış şiarlarıyla

çocuklarımız için

denizler, dağlar, nehirler, hayvanlar, bitkiler için

büyük çoğunluğun gösteremediği cesaret ve kararlılığı gösteren

adsız kahramanlara evvela mahsusen selam ederiz...

 

şimdi barış için yola çıkma zamanı

sokaklara çıkma, barış sloganları atma

ve el ile, söz ile, kalem ile, fırça ile, nota ile, halay ile,

çekiç ile, orak ile, çark ile, dişli ile

bu sloganları hayata geçirme zamanı

çocuklarımızın yüzüne utanç içinde bakmak istemiyorsak

adam gibi adam

kadın gibi kadın olarak anılmak istiyorsak

barış mücadelesine biz de katılmalıyız....

                                                                   Adil Okay